nickmickyock

toprak yada beton zemine göre daha yumuşak olduğundan bileklerinizin ve ayak tabanlarınızın kemik ucu noktalarının zedelenmesini engelleyen genelde turuncu renkteki koşu ve yürüyüş parkuru.

what, where, when, why, who + how zamirleri ile oluşturulan sorulardır.

tüm w questions ile kullanılabilen bir no matter ifadesinin ve de doğal olarak ingilizcede de pekiştirme olduğunu gösteren ifadedir.

sevgilisi olmayan yakışıklı erkeğe neden sevgilin yok demişler, ya nasip demiş.

sayıklaması böyleyse konuşunca neler olacak kim bilir şeklinde düşündüren baş belası bilgiç.

malum deyimdeki ezik karakterdir. sanki her önüne gelen bağcıyı pataklama gücü ve kapasitesindedir ki "amacım sadece üzüm yemek" şeklinde bir açıklamaya girer.

kriz yönetiminde başarılı ise kazanan, öyle değilse daima kaybeden olmaya mahkum erkektir.

osmanlı zamanında muhrip, fırkateyn.

bazen de yalan değil de gerçektir. mesela hayatının insanı ile birlikte olduğunu düşünmekte iken bir şekilde bu ilişki bitmiştir ve de ondan sonra gelen kişiye kullanacak bir sıfat bulamayışınızdır bu durum. aradan biraz zaman geçer, unutmaya yetmese de artık kelimelerin sözlük anlamlarına yeni insanların isimlerini yazmaya alışırsınız.

(bkz: clementine)

defaten denememe rağmen her seferinde tava mı kaburga mı dilemmasına neden olan, hele hele aman allahım o irmik helvası gözümün önüne geldiğinde yüzümde orgazmik bir gülümsemeye neden olan dünya üzerindeki nadir mutluluk mekanlarından biri. acılı ezmeyi ondan daha iyi yapan bir başka mekan bulamadım bugüne kadar.. merkez şubesi diyarbakırda olmalı. ankarada ise reşit galip caddesinin oradaki bp istasyonunun karşısındadır.

ankarada, bir de tavacı recep ustada yapılası eylemdir.

fr. ve ing. karışımı olmakla birlikte şarkının isminden de anlaşılacağı gibi klibinde birbirine tek yumurta ikizi derecesinde çok fazla benzeyen iki kadının neden olduğu olayları anlatmaktadır.

fransız k maro singleı..


donne-moi ton coeur baby,
ton corps baby hey
donne-moi ton bon vieux funk,
ton rock baby,
ta soul baby hey
chante avec moi, je veux une femme like you
pour m’emmener au bout du monde, une femme like you
hey vo
donne-moi ton coeur baby,
ton corps baby hey
donne-moi ton bon vieux funk,
ton rock baby, ta soûl baby hey
chante avec moi, je veux un homme like you
bad boy tu sais qu’tu m’plais, un homme like you
hey

quand tu chantes, j’oublie
j’ai plus le moindre soucis
j’ai le mal qui fuit,
tu donnes un son à ma vie
et puis j’sais pas qu’est-ce qui s’passe,
t’as ce regard dans la face
qui me ramène à la case départ, là où j’suis parti,
nous ramène à la soirée du bar quand on est sortis
et c’est cette même complicité qui s’installe,
ou quand on est sur la scène
et qu’on brille sous la même étoile
quand ta voix croise la mienne, que j’ai ta soul dans mes veines
que mon vibe coule dans les tiennes
femme t’es belle mais quand tu chantes t’es sexy,
flash sur elle, rock, soul baby !

complice on leur donne un bon son, like...
a la tv, mary j.-blige glamourous, ton style et ton charme t’es fabulous
un délice pour un macadam
mhhm baby baby, si tu savais comme j’te mhhm baby baby
crois-moi que l’atmosphère est parfaite,
et plus tu chantes, plus je j’glisse sur la pente et j’perds la tête
deux vies, deux voix qui s’rencontrent
deux histoires qui se racontent
une chanson pour le dire,
y’a les mots, les images pour le décrire
une belle rencontre à l’ancienne,
prend un flash! y’a d’la magie sur scène,
le rideau tombe et c’est terminé
une belle collabo, des mots sur une feuille, pour se rappeler

donne-moi ton coeur,
donne-moi ton corps,
donne-moi ta soul,
ton rock’n’roll
je veux une femme like you
un homme like you

(bkz: femme like you)

(bkz: bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü)

(bkz: göte gelmek)

(bkz: delikanlı kızlar)

belki de güzel olduğu kadar küstah olan kızlardır..

daha vahim bir durum için;
(bkz: çirkin sevgilisi olan yakışıklı erkekler)