rapidshare de kediyle köpekle uğraşmadan şifresiz download ın keyfinin çıkarıldığı dakikalar, saatler.
sevgili sözlükçüler, günlük dediğin gizli olur. oysa bunlar ayan beyan söylüyorlar herkese ezginin günlüğünü. bu arkadaşlara ezginin günlüğü yerine ezginin blogu ismi daha çok yakışacaktır.
nba in uzakdoğudaki ekonomik stratejileriyle uyuşması sebebiyle kendisine bu kadar tahammül edildiğini düşündüğüm çinli basketbolcu. ha bu kadar sabredilmesi işe yaramış mıdır, yarayacak mıdır bilmem.
(bkz: suzan suzi)
o kocaman halkalı, basket potası büyüklüğündeki küpelerden takmayın, hiç hoş görünmüyorsunuz. küpelerinize her an bir muhabbet kuşu konacak hissine kapılıyor tedirgin oluyorum, yapmayın.
dünkü siyaset meydanı performansından sonra tartışmayı piç etme metodları hakkında yüksek lisans yaptığına kanaat getirdiğim insan. kendisiyle beraber bugün gazetesi yazarını da unutmamak lazım tabi. allah tan erol manisalı, mümtazer türköne gibi kaliteli adamlar vardı da, mahalle kavgası izlemek dışında bir iki birşey öğrenme fırsatı yakaladık.
geçenlerde sıramın altında bulduğum bir paçavrada rastladım kendisine, özel suyu olan bir yaratıkmış bu. bilmem nereden gelen suyu olmaz ise gelemezmiş türkiyeye, kaprisliymiş bilmemne. afrikada insanlar gün be gün susuzluktan ölürken, köylerine bir kuyu açılması için çatlamış dudaklarından merhamet sözcükleri dökülürken bu insanların, ülkemizdeki yüzbinlerce yoksul günü nasıl geçireceğini düşünürken, bilmem kaç dolarlık özel suyu olmadan bir yere gitmeyecek insanmış bu. hiçbir yeteneği olmayan, insana ve insanlığa dair hiçbir katkısı bulunmayan bu şebeğin kafesine magazin atanların da, bu şebeğin de, oturup bu şebek hakkında matah birşeymiş gibi sohbet edenlerin de, büyük paralarla bu şebeği türkiyeye getirenlerin de, sayfalarını bu yaratığın şebeklikleriyle dolduranların da...
amerikan futbolundan girmiş, irandan şeriattan, medeniyetler çatışmasından sonunda da şehitlerden çıkmış, dahi. ya da düşüncelerine şehitlerimizi alet eden kurnaz bir populist. huntington un yakasını zor kurtardığı bijoncu. ayrıyetten insanların ne olup olmadığını önceden kestirebilmek gibi bir haslete sahip kahin. mesala amerikan futbolu oynayan insanların karizma yapmaya çalışan, işbirlikçi, şehitlere ilgisiz olduğunu ileri süren, onları ağacı kabuğunun içinden yiyen güveler şeklinde itham etmekte zerre sakınca görmeyen, müneccim çırağı.
ortada fol yok yumurta yokken fat wrestlers şeklinde bir başlık açıp, burada bir üniversite takımını aşağılayıp, tartışmanın fitilini ateşledikten sonra başlığımda tartışmayalım, hüstona gel dertleşelim diyen bir kardeş.
benim de hazzetmediğim amerikan futboluna yapacağı eleştirileri saygıyla karşılayacağım, ancak önyargılarla insanları eriketlediği ve aşağıladığı sürece saygı duy(a)macağım kişi.
yapılan hatayı kabul etmenin bir zayıflık değil, erdem olduğunu hatırlatmak istediğim sözlük yazarı.
ortada fol yok yumurta yokken fat wrestlers şeklinde bir başlık açıp, burada bir üniversite takımını aşağılayıp, tartışmanın fitilini ateşledikten sonra başlığımda tartışmayalım, hüstona gel dertleşelim diyen bir kardeş.
benim de hazzetmediğim amerikan futboluna yapacağı eleştirileri saygıyla karşılayacağım, ancak önyargılarla insanları eriketlediği ve aşağıladığı sürece saygı duy(a)macağım kişi.
yapılan hatayı kabul etmenin bir zayıflık değil, erdem olduğunu hatırlatmak istediğim sözlük yazarı.
ne amaçla kuyuya atıldığını anlayamdığım taş. tepki duyulan, sinir olunan cankaya cougars mıdır, amerikan futbolu mudur, amerikan yağı mıdır, lorenzonun yağı mıdır anlayabilmiş değilim. yine de bir iki kelam edelim efendim;
1) cankaya cougars a kin duymak, küçümsemek saçmadır, kendi halinde bir takımdır, daha iyi olur ya da olmaz, hangi ruh haliyle bu adamlara şişman ve güreşci yakıştırması yapılır, bu yakıştırmayı yapan mev-u bahis takımdan kaç kişiyi tanımaktadır, hepsi muamma...geçelim
2) türkiye de bir kesim sırf içinde amerikan kelimesi geçtiği için amerikan futboluna karşı olabilir. bu insanlar sadece cirit atıyor, at biniyor ve spor müsabakası olarak kırkpınarı takip ediyorlarsa, eyvallah. aksi halde futbolun ingilizler tarafından dünyaya yayılan bir oyun olduğunu hatırlatmak isterim. diğer birçok spordan örnek verebilirim, ancak yorgunum şimdi, uğraşamam. bu sporun tek suçu önünde amerikan sıfatı taşımaksa, bu yüzden aşağılanacaksa..
neyse efendim bu kadar saçmalığa mantık çerçevesinde yaklaşmak ayrı bir saçmalık aslında, ne yaparsınız ki ders çok sıkıcı ve lab dan giriyorum bu yazıyı. son olarak
fat wrestlers;
şişman güreşciler anlamına gelen kelime öbeği.
dostum takma kafana götü göbeği.
1) cankaya cougars a kin duymak, küçümsemek saçmadır, kendi halinde bir takımdır, daha iyi olur ya da olmaz, hangi ruh haliyle bu adamlara şişman ve güreşci yakıştırması yapılır, bu yakıştırmayı yapan mev-u bahis takımdan kaç kişiyi tanımaktadır, hepsi muamma...geçelim
2) türkiye de bir kesim sırf içinde amerikan kelimesi geçtiği için amerikan futboluna karşı olabilir. bu insanlar sadece cirit atıyor, at biniyor ve spor müsabakası olarak kırkpınarı takip ediyorlarsa, eyvallah. aksi halde futbolun ingilizler tarafından dünyaya yayılan bir oyun olduğunu hatırlatmak isterim. diğer birçok spordan örnek verebilirim, ancak yorgunum şimdi, uğraşamam. bu sporun tek suçu önünde amerikan sıfatı taşımaksa, bu yüzden aşağılanacaksa..
neyse efendim bu kadar saçmalığa mantık çerçevesinde yaklaşmak ayrı bir saçmalık aslında, ne yaparsınız ki ders çok sıkıcı ve lab dan giriyorum bu yazıyı. son olarak
fat wrestlers;
şişman güreşciler anlamına gelen kelime öbeği.
dostum takma kafana götü göbeği.
hacı ismini ticari nedenlerle kullanmadıklarını düşündüğüm kebapçılardır. hacı kelimesinin genel olarak ticarete alet edilip edilmediğini anlamak için kelimenin halk arasındaki kullanımına odaklanmak gerekir kanımca.
bilindiği gibi genel olarak muhafazakar bir halka sahibiz. gözlemlerime göre bu muhafazakarlık yaşla doğru orantılı olarak arttığı gibi, hacca gidip geldikten sonra da ivme kazanmakta. toplumumuzda hacı sıfatı hac görevini yerine getirmiş birine doğrudan takılan bir önad zaten, yani hacı emmimizin bunu seçme gibi bir tercih hakkı yok. mustafa emmi, hacdan gelir olur hacı musto. yani mustafa emmi bana bundan böyle hacı musto diyeceksiniz gibi bir söylemle ortaya çıkmaz, aksine toplum bu sıfatı mustafa emmi ye kanıksatır. birbirine hacı, hacım diye hitap eden hactan gelmiş karı-koca çiftler de sıklıkla karşımıza çıkar toplumumuzda.
velhasıl-ı kelam, kebapçıların toplumumuz tarafından hacı sıfatı nenediyle kayrılması gibi bir durum söz konusu değildir. belirttiğim gibi hacı bizden bir sıfattır zaten. yani kebapçı hacı musto günlük hayatını, hoşlandığı bir sıfatı tabelaya taşımaktan başka birşey yapmamaktadır.
bu tip tepkilerinin bizi laikliği, toplumu dinden soyutlamak gibi yanlış bir algılaya götürecek bir yaklaşım olacağını düşünsem de fazla açılmak istemiyorum.
tek kebapçı olsun da, isterse çamurdan olsun diye sözlerime son veriyorum. kendinize iyi bakın hacım.
bilindiği gibi genel olarak muhafazakar bir halka sahibiz. gözlemlerime göre bu muhafazakarlık yaşla doğru orantılı olarak arttığı gibi, hacca gidip geldikten sonra da ivme kazanmakta. toplumumuzda hacı sıfatı hac görevini yerine getirmiş birine doğrudan takılan bir önad zaten, yani hacı emmimizin bunu seçme gibi bir tercih hakkı yok. mustafa emmi, hacdan gelir olur hacı musto. yani mustafa emmi bana bundan böyle hacı musto diyeceksiniz gibi bir söylemle ortaya çıkmaz, aksine toplum bu sıfatı mustafa emmi ye kanıksatır. birbirine hacı, hacım diye hitap eden hactan gelmiş karı-koca çiftler de sıklıkla karşımıza çıkar toplumumuzda.
velhasıl-ı kelam, kebapçıların toplumumuz tarafından hacı sıfatı nenediyle kayrılması gibi bir durum söz konusu değildir. belirttiğim gibi hacı bizden bir sıfattır zaten. yani kebapçı hacı musto günlük hayatını, hoşlandığı bir sıfatı tabelaya taşımaktan başka birşey yapmamaktadır.
bu tip tepkilerinin bizi laikliği, toplumu dinden soyutlamak gibi yanlış bir algılaya götürecek bir yaklaşım olacağını düşünsem de fazla açılmak istemiyorum.
tek kebapçı olsun da, isterse çamurdan olsun diye sözlerime son veriyorum. kendinize iyi bakın hacım.
kurnaz bir öğretmen yalanıdır. öğretmen bu söylemle;
öğrenci velisine geçerli bir bahane sunar, hatta gururunu okşar böylelikle veli öğretmenin yetkinliğini sorgulama yoluna gitmez, çocuğunun zeki olduğu söylemini benimser, herşey olduğu gibi devam eder.(benimsemek ister).
hayır bir öğretmende çıksa oğlunuz salak çalışsa da yapamaz, alın bunu okuldan bir meslek öğrensin dese, alnından öpeceğim samimiyeti için; nitekim böyle öğretmenler az sayıda olsa da var, ancak velilerin hoşuna giden söylem bu olmadığı ve gerçekler acı olduğu için, bu öğretmen eleştirilir, sorgulanır, kötülenir.
öğrenci velisine geçerli bir bahane sunar, hatta gururunu okşar böylelikle veli öğretmenin yetkinliğini sorgulama yoluna gitmez, çocuğunun zeki olduğu söylemini benimser, herşey olduğu gibi devam eder.(benimsemek ister).
hayır bir öğretmende çıksa oğlunuz salak çalışsa da yapamaz, alın bunu okuldan bir meslek öğrensin dese, alnından öpeceğim samimiyeti için; nitekim böyle öğretmenler az sayıda olsa da var, ancak velilerin hoşuna giden söylem bu olmadığı ve gerçekler acı olduğu için, bu öğretmen eleştirilir, sorgulanır, kötülenir.
sevdiği kulubün kurulduğu zamanki renklerinin kırmızı-beyaz olduğunu, sonradan balkan harbine duyulan üzüntü sebebiyle kırmızı rengin siyahla değiştirildiğini bilmeyen taraftardır. aksi takdirde erkek adam renkli takım tutmaz gibi bir argümanla ortaya çıkmazlardı, değil mi ?
kendisi rize/pazarlı dır. nasibolsa adıyla çıkan çok güzel bir solo albümü vardır. ayrıca çok bilinmeyen ve bulunmayan sırdaş türküsü adlı bir albümü daha vardır. kopkocaman bir divan sazıyla icra eyler güzel türkülerini, ne var ki o kacaman saz çok da büyük görünmemektedir kendisinin elinde. karadeniz in hüzünlü türküleri de olduğunu göstermiştir. genel olarak karadenizlilerin sürekli horon tepip sevinen insanlar olmadığını söyler ve bunu güzel hüzünlü türküleriyle ispatlar. özü sözü bir mert anadolu yiğidi olduğunu görür görmez anlarsınız duruşundan.
özellikle yazın heryer geceyarılarına kadar açıktır bu kentte. herkes ailecek gezer antakya da. çok çeşitli kültürlerle kaynaşma imkanı yakaladığından muhteşem ötesi bir mutfağa sahiptir. esnafı arap olmasa da arapça bilmek zorundadır, çünkü arapça konuşan çok olduğu gibi, arap ülkelerinden turistte çok gelmektedir. kendine has bir havası vardır, halkı genelde hoşgörülü ve sıcakkanlıdır. türkiye sınırları içerisinde yapılmış ilk cami olan habib-i neccar camii de, hristiyanların ilk kilisesi ve hac yapmak için geldikleri saint pierre kilisesi de bu güzide şehirdedir. zamane roma imparatorluğunun en büyük 3 kentinden biridir.
macerayı seven adam. yolculuğu seven adam, bu sebepten sevdiğim bir demiryolu serserisi.
(bkz: demiryolu serserileri)
(bkz: demiryolu serserileri)
karlı bir kış günü, elinizde bir fincan kahveniz, yanında da umudunuz ve hüznünüz, derinlerden gelen içli bir ses, hope sandoval. daha ne olsun. hissettiren, hislendiren... hüznünü sevenlerin grubu.
ve aleykum selam şeklinde telaffuz edilirse daha hoş olacak ifade. çünkü selamün aleykum selam senin üzerine olsun demek olduğundan, karşılık olarak aleykum selam demek asıl senin üzerine olsun gibi bir anlam doğurabilir. ve aleykum selam ise senin de üzerine olsun canım benim gibi bir anlama gelir.
kendisi müziğe sekiz yaşında başlamış. aslında çoğu melodisi tanıdık gelir kulağınıza, özellikle ramazan ayında tv den duyduğunuz, hoşunuza giden ve ismini bilmediğiniz bir müziğin kendisine ait olma ihtimali yüksektir.
muhteşem bir şairdir benim gözümde. “huzurevine oranla daha fazla kişinin öldüğü yer” olarak tanımlayacağı üniversiteden iyi ki atılmış. folk rock deyince ilk akla gelen.
pikniktube da youtube üzerinden çalıştığından, pikniktube u da etkileyecek yasak.ama aydın doğan yine de tiksinç biridir, o da ayrı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?