confessions
  1. toplam entry 5567
  2. takipçi 2
  3. puan 92846

recep tayyip erdoğan

nick nicki nickince
söyledikleri tarzında gelen bir powerpoint sunumunu buraya kopyalamaktan bir zarar görmüyorum:

belediye başkanlığı döneminde:

“elhamdülillah şeriatçıyız” (21.11.1994 milliyet)

“yılbaşına karşıyım” (19.12.1994 sabah)

“ben tekkeye değil dergaha gittim” (22.1.1997 gözcü)

“ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok” (12.5.1994 hürriyet)

“her 10 kasım’da yaygara kopartılıyor” (14.11.1994 hürriyet)

“içki yasaklansın” (1.5.1996 hürriyet)

istanbul’u medine yapacağız” (akis)

“bütün okullar imam hatip yapılacak” (17.9.1994 cumhuriyet)

“sarık operasyonu çok komik” (15.5.1995 sabah)

“yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir” (25.6.1994)

“sadece imamlar resmi nikah kıysın” (9.5.1995 milliyet)

“ben millet meclisi’nin de dua ile açılmasından yanayım” (8.1.1996 milliyet)(belediye başkanlığı döneminde belediye meclisinin her açılışı istiklal marşı yerine kuran okunarak yapılmıştır. yine böyle bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)

“ben istanbul’un imamıyım” (8.1.1995 hürriyet)

“mayo reklamı şehvet sömürüsüdür” (6.3.1996 hürriyet)

“milli piyango zulümdür” (29.9.1994 hürriyet)

“taksim’deki caminin temelini inşallah atacağız” (1.7.1994)

cumhurbaşkanı’nın imam hatipli olacağı günler yakındır” (5.2.1996 akit)

“türkiye kendine din olarak kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir...”

“türkiye’nin yarınında artık kemalizme ve kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. bizim için en üst belirleyici, islam’ın etkileridir. her şey ona göre belirlenir.”

“camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler askerimizdir.”

“demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.”

demokrasi bizim için bir tramvaydır. istediğimiz durağa gelince ineriz.”

dinci bir miting sırasında halka sesleniyor:
“yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor.
ineği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.”
(inek olarak laik cumhuriyeti ve atatürk devrimlerini kastediyor.)

o dönem yanında olduğu erbakan hocasının
“kanlı mı olacak, kansız mı” söylemini bir başka şekilde seslendiriyor.

“türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım. merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. belediye başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. o bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.”
(pkk gibi bölücülerle aynı söylem)

“hem laik, hem müslüman olunmaz. ya müslüman olacaksın, ya laik. ikisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. mümkün değil, ikisi birarada olamaz.”

“referansımız islamdır. tek hedefimiz islam devletidir.”

“sen “ne mutlu türküm diyene” dersen, onun da
“ne mutlu kürdüm diyene” deme hakkı vardır.”

oğlunun nikah davetiyesindeki tarih:
“29 zilkade 1421”
(nikah tarihi olarak arap takvimindeki tarihi kullanıyor)

“1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.”

egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, egemenlik kayıtsız şartsız allahındır.”

başbakan olduktan sonra:

“türkiye’yi pazarlıyorum. bizim için verilecek para önemlidir. her şeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.”

“bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.”

“kadın nereye isterse oturur, sana ne yaa! ayıp yaa!”
(kars’ta akp toplantısında kadınlarla erkeklerin
ayrı yerlerde oturtulmasını eleştiren gazeteciye)

“bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. sen ne kadar maaş alıyorsun?”
(almanya başbakanı’na)

“türkiye’de kürt sorunu vardır. bunu türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı,
türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. isteyen isterse yine ben türküm derse desin.”
(diyarbakır’da halka yaptığı konuşmada alt üst kimlik tartışmasıyla türk kimliğini de ermeni, rum, kürt gibi alt kimlik olarak gösteriyor.) pkk ile aynı söyleme giriyor.

“pkk’nın cenaze töreninde bayrağını açması da, f-16’ların alçaktan uçuş yapması da yanlış. iki tarafında yaptığı yanlış”
pkk terör örgütü ile türk silahlı kuvvetleri’ni aynı kefeye koyuyor, kendince her iki tarafa da eşit yaklaşıyor.

“suriye’yi lübnan’dan çıkardıkları gibi, bizi de kıbrıs’tan çıkartırlar. birileri bize çık der, kuzu kuzu çıkarız.”

“ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil”

“fazla içmedin değil mi? ağzın içki kokuyor.”
(avusturya’nın ankara büyükelçisi’ne)

“dur dinle be!.. dur dinle!.. 9 ay 10 gün be!..”
(seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)

“yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.”
(erzurum’da çiftçilere sesleniyor)

“sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu
ulemanın işidir. ulema ne diyorsa o olur.”
(avrupa insan hakları mahkemesi’ne, danıştay’ın türban kararı konusunda)

“efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir”
(bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist danıştay’ı bastı ve türban kararı veren danıştay üyelerini silahla taradı, danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.)

“sallamaa.., elini kolunu sallamaa.., her yerin oynuyor be!” (muhalefet milletvekiline)

“abd’de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok” (benim ülkem özgür değil diye, abd gezisinde ülkesini amerikalılara şikayet ediyor.)

“ulan terbiyesizlik yapma! artistlik yapma ulan!
hadi ananı da al git burdan”
(mersin’de bir vatandaşa)

cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce
atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda:
“biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. mecelle’de
(şeriat hukuku) böyle bir kaide var.”

askerlik yan gelip yatma yeri değil
( şehit yakınlarına)

ne konuşacam ben o kadınla yahu!”
(şehit annesine)

“söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş”
(almanya’da bir gurbetçi için söylüyor)
bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara türkiye cumhuriyeti’nin büyükelçisi’ni yuhalatıyor.

“burası (kafasını göstererek) basmıyor. hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor.”
(yök başkanı prof.dr. erdoğan teziç’e)

“kendisine kefilim, babam gibi güvenirim,
ona kendime inandığım gibi inanıyorum.”
(birleşmiş milletler tarafından tüm dünyada
terörist ilan edilen ve aranan el kadı hakkında)

“onları hoplatacağım.”
(terörist el kadı’yı eleştiren muhalefet üyeleri
ve gazetecilere)

pkk ateşkes kararı verince:
“biz de durduk yerde onlara operasyon yapmayız”
(pkk’yı muhatap alıyor ve ateşkes kararlarına jest yaparak karşılık veriyor.)

“neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. ağzı olan konuşuyor be!”
(kıbrıs davasının 50 yıllık lideri rauf denktaş’a)

“ulusalmış, milliyetçiymiş, ne milliyetçisi yahu, bunlardan olsa olsa saman milliyetçisi olur.”

“sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar,
(türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.”
(akp genel kongresinde)

ve diğerleri;
. şerefsizler
. bizim çocuklar aç mı kalsın be!
. kes ulan sesini
. sana üç nokta koyarım
. otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma

2002 seçimlerinden hemen önce ve başbakan olunca:
ben gelişerek değiştim.”

başbakanlığının 4. yılında:
ben hiçbir zaman değişmedim. islami fikirler değişmez.”

ve henüz 1980’li yıllarda recep tayyip erdoğan’ın atatürk ve cumhuriyet rejimine karşı etmiş olduğu yemin:
"ben muhammed müslüman ümmetindenim. türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. hayatımı mustafa kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, kemal paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim." recep tayyib erdoğan

recep tayyip erdoğan’ın son 12 yılda hem belediye
başkanlığı döneminde, hem de başbakanlığı sırasında söylediği yukarıdaki laflarına bakınca;
1980’li yıllarda yaptığı yeminine harfiyen sadık kaldığını ve yeminini gerçekleştirme yolunda tüm gücüyle çalıştığını görmemek için herhalde ya kör olmak, ya da türkiye cumhuriyeti düşmanı olmak gerekiyor.

“cumhurbaşkanı’nın imam hatipli olacağı günler yakındır.”
(5.2.1996 akit)

bu adam türkiye cumhuriyeti’ne layık mı?
bu adam atatürk’ün çankayası’na layık mı?
hem laik değil, hem layık değil.
mustafa kemal atatürk “laiklik adam olmaktır” demiş, o zaman bu adam, adam değildir.
adam olmayan biri ve partisi atatürk’ün kurduğu bu ülkede yine de %20 oy alabiliyorsa yazıklar olsun.
yazıklar olsun, ona ve partisine oy veren ülke ve cumhuriyet nankörlerine...

gelen sunum burada bitiyor, ve akıllarda binlerce soru işareti yanında şu kalıyor:

(bkz: tehlikenin farkında mısınız)

minibüslerin açılmayan ipne camları

nick nicki nickince
bir minibus $oforune bu konuyu $u $ekilde actim:

-ohhh be abi sen rahatsin acmi$in cami kendi onunde tum ruzgar sana. biz sana para veriyoruz ama burda camlarimiz kapali. allahin bu sicaginda kizarmi$ tavuk gibi pi$iyoruz ya!

adam bir konu$tu pir konu$tu: ’kendini tavuk yerine koyan adama niye cam actirayim yegenim?’

kisir donguye mi gidiyorduk yoksa adam beni got mu etmi$ti yoksa adam gotun allahi miydi karar veremeden konuyu kapattim, o oldu.

deniz gezmiş

nick nicki nickince
mustafa kemalin anlattigi turk genci, onun kurdugu cumhuriyetin yetkilileri tarafindan olduruluyor, ne aci:

"turk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekcisidir. bunlarin luzumuna, dogruluguna herkesten cok inanmistir; rejimi ve devrimleri benimsemistir. bunlari zayif dusurecek en kucuk veya en buyuk bir kipirti ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardir, jandarmasi vardir, ordusu vardir, adliyesi vardir demeyecektir. hemen mudahale edecektir. elle, tasla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktir. polis gelecektir; asil suclulari birakip, suclu diye onu yakalayacaktir. genc, “polis henuz devrim ve cumhuriyetin polisi degildir” diye dusunecek, fakat asla yalvarmayacaktir. mahkeme onu mahkum edecektir. yine dusunecek: “demek adliyeyi de islah etmek, rejime gore duzenlemek lazim!” onu hapse atacaklar. kanun yolundan itirazlarini yapmakla beraber; bana, ismet pasa’ya, meclis’e telgraflar yagdirip haksiz ve sucsuz oldugu icin tahliyesine calisilmasini kayrilmasini istemeyecek. diyecek ki, “ben inan ve kanaatimin icabini yaptim. mudahale ve hareketimde hakliyim. eger buraya haksiz gelmissem, bu haksizligi meydana getiren sebep ve amilleri duzeltmek de benim vazifemdir!” iste benim anladigim turk genci ve turk gencligi!"

türban ile baş örtüsü arasındaki farklar

nick nicki nickince
baş örtüsünü anneannem giyerdi 70’inden sonra, bizim köyde de tüm kadınlar giyerdi 50’sini geçen. böyle uydurma bir bezi alır, kafalarının üstlerine koyar, iki ucunu birbirine yakınlaştırıp altına göstermelik bir düğüm atarlardı.

türbanı ise camide, mecliste, başbakanın katıldığı davetlerde, yolda yürürken önümdeki kadnda öğrendim. tanrıya olan inancını belli etmek için binlerce dolara ipek bir bez parçasını alan teyzede gördüm. sonra saçlarına röfle çektirip ve gölge attırıp türbanını giyen komşu kızında gördüm. bir de sevgilimle parkta yürürken ağacın dibinde yiyişende gördüm. o yüzden pek bilemiyorum türbanın ne olduğunu, biraz uzak bana... ama baş örtüsü bizdendir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol