şöyle bir söze maruz kalmışımdır "önceden nereye baksam sen vardın, şimdi suriyeliler."
edit:vurmayın.
tam bana ait diyemem ama en son küçük menekşemi kaybettim. onu lavantayla beraber almıştım. o da nasıl severek. baya anlattım ona dertlerimi, dertlere dayanamadı mı acaba? sahi güzel şeyler de anlattım. annesi ve babasından konuştuk. lavanta yaşıyor hala, hatta sağa sola doğru açılmaya başladı. ama o menekşe çok üzdü beni. günden güne çöküşünü izledim resmen. kurtaramadım da. çok değer vermiştim o küçüğe, benim için dönüm noktası olarak görmüştüm. menekşeler bana dargın sanki. her gördüğümden özür dileyesim geliyor. aksine buralara da menekşe eker oldular. neyse eksinler, çiçeksiz komasınlar da bizi.
peki sen yazar dostum, en son kendini böyle mutluluktan uçuyormuş gibi hissettiğin zaman, hangi zaman?
peki sen yazar dostum, en son kendini böyle mutluluktan uçuyormuş gibi hissettiğin zaman, hangi zaman?
bizim iki üstte oturan ailenin çocukları zihinsel engelli. öyle bir vuruyorlar ki sanırsın evi yıkacaklar. kimse bir şey demiyor ancak çok ses yapıyorlar. kadın yaşlı ve üç tane böyle çocuğa bakıyor, taktir edilesi apartman da bir şey demiyor tabii. bir üstte de almancılar diye tarif ettiklerimiz var. arada gelirler. geçenlerde yukarıda darbuka çalıp akıllarına ne gelirse söylediler. benim favorim çökertmeden çıktım da halilim oldu. bizimkiler sinirlendi ama benim keyfim yerindeydi. yukarı çıkacaklardı ki ses kesildi.12 oldu sustular e ben de uyudum. düşüncesizce tabii ancak darbukayı harika çaldılar.
apartmanda yaşamak
üst komşunun devler olması ve tavanı hoplatması
apartmanda yaşamak
üst komşunun devler olması ve tavanı hoplatması
buna övünmek denemez bence. ben, kadınların ciddi anlamda değer görmediklerini düşündüklerini düşünüyorum. değer görmek için rahatsızlıklarının olduklarını dile getiriyorlar. aynı zamanda hissettikleri, düşündükleri anlamsız şeyleri buna bağlıyorlar. ve geçebileceğini düşünüyorlar.
tavana anlamsızca bakarken, birşey düşünmüyorum demek. sonra bir şey düşünmediğini düşündüğünü farketmek.
kafamda deli sorular
kafamda deli sorular
günün çoğunluğu okulda geçirince şöyle eğlence amaçlı düşünülen şeylerdir. sohbeti edilip kahkaha atılır. büyüdükçe de "amaaaan kim kimi şeediyorsa" akımına katılınır. oradan bir anı benimki de işte. orta okulda türkçe hocamız aslıhan hocanın müdür yardımcısıyla kırıştırdığını düşünürdük. saçma sapan çıkarımlarda bulunurduk. gerçi çok keyif alırdık bu durumdan. kadın sonradan boşandı hatta kocasından, böyle odasına giderdi durmadan, yok diğeri sınıfa gelirdi falan filan. ne yaptılar acaba diye düşündüm bugün.
kertmek (o ne oldu öyle)
tek derdin bu olsun kendim
kertmek (o ne oldu öyle)
tek derdin bu olsun kendim
e2 hayattayken, yaptığı yardımları ağzım açık, imrenerek izlerdim. çok sağlam sponsorları vardı. her bölümde mutlaka bir yardım yapar, insanları buna davet ederdi. kapanışta da birbirinize iyi davranın derdi ve bu bence çok hoş bir şey. rahatça konuşur ve dedikodu koparırdı. bir de aklıma gelince hemen all the single ladies diye bağırasım ve ellerimi sallayasım gelir.
anneme okuduğumda kafasını o bilgiç ifadeyle salladı. soru sordu, sorusu da şu:
- ee, yani şimdi kobralar çok mu fazla?
başını unuttu sanırım. biraz hava almalı.
- ee, yani şimdi kobralar çok mu fazla?
başını unuttu sanırım. biraz hava almalı.
haftaya vizyona girecek olan animasyon filmi. yönetmeni jon favreau. bir çok kez çekildi gerek animasyonu olsun, gerek çizgi filmi olsun. bunun görüntüleri harika duruyor bu arada film 3d. ben kardeşlerimle gidip hem onların tepkilerini hem de ekranı izleyeceğim. yanınıza bir küçük alıp giderseniz bence çok güzel olur.
patates, soğan ve sarımsak başı çeker. hatta annem elma, porakal ve havuç gibi meyveleri de oraya koyar. baykondan bir şey almak isterse de sanki bakkala gidiyormuş gibi çağırır. "efendiiiim" diye bağırdığımda, cevap vermez ben de oralarda işim lduğunu anlarım. amaa cevap alamamak hiç hoşuma gitmeyen bir durum. cevap vermek önemli.
sözlük sakin ol. at o sadistliği üzerinden aaat.
bir de ondan mesej gelirse. vuuu yüreğin çarpması, hoop aşşağı yukarı içinde bir şeyler, zıplayıp yerinde duramama... sonra onunda mesaj atabildiğini görüp düşünme azalır bence.
beklemekten hoşlanmam, yani kim hoşlanır ki. ama bugün mal gibi bir sayfanın açılmasını bekledim. öyle durdum bekledim. ben halbuki, ben beklemem ki gereksiz bir sayfa açılmasını. yani bunu düşünmem daha bir değişik oldu. ama sözlük ben son zamanlarda ben değilim pek. çok ciddiye aldım her şeyi. çok düşünmeye başladım. ama o da geçiyor sanırım yavaş yavaş. geçer be sözlük.
filmin ismini nasıl yazacağım konusunda tereddüt ettim. türkçesini tercih ettim. 2. rus -çeçen savaşını anlatan film. beni çok fazla ağlatan film. hala içimdeki burukluk geçmedi. zamanında yaşananlar bir yana, şu anda hala yaşanması bir yana. bu acımasızlık, öfke, vahşilik sadece arada sırada mekan değiştiriyor. şu saniyede hala işkence gören, sevdiğini kaybeden, tecavüze uğrayan... o kadar çok insan var ki. elinizden geldiği kadar yüz güldürmeniz ve gülen yüzlerle yaşamanız dileğiyle.
edit: gece gece çok duygusallaştım ya hu.
edit: gece gece çok duygusallaştım ya hu.
çok güzel bir şeydir. böyle asırlardır yazarmış da usta olmuş gibi hissettirir. bulutların üzerinde yazmış gibi bir de. ben kendiminkini iyi yazdığımı düşünürüm ama genelde benden iyi yazanları görürüm. esasında bence insanın kendini beğenmesi güzeldir. aniden kendime olan sevgi damarcığım kabardı.
ben bugün duvarın üzerine çıkıp, cips yedim. ne zamandır yemiyordum. uzun zamandır yemiyordum. demem o ki o güne uzun zamandır yapmadığınız bir şeyi yerleştirin. sabaha o küçük planla uyanın.
gel de bu kadının yerinde olup adamın tam boğazına bıçağı saplayıp çevirme. gel de bu kadının yerinde olup adamdan fışkıran kanlardan zevk alma. sadistlik böyle olaylarla daha bir meydana çıkmaktadır bence.
çok ucuz olurlar. 25 -50 kuruş civarı ki şimdilerde 3 liraya bir iki avuç anca. ısimleri genelde tosla biter. tadlarına bayılırım. böyle ağzına yüzüne bulaşır, ağzında dağılır. ama bakkal amcalar yok artık öyle bunlardan satan. olsa da yesek. geçenlerde gaziantep 'deki bakırcılar çarşısının arka tarafındaki bir bakkalda vardı. yani nesli tükenmemiş.
geceye ve karanlığa olan sevgi. ki bende dibine kadar var. böyle özellikle o karanlıktaki rüzgar içimi kabartıyor.
ergenin kendini tam farkettiği zamanda ortaya çıkar. sarsıcı olur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?