confessions

nevrasteni

- Yazar -

  1. toplam entry 57
  2. takipçi 2
  3. puan 4400

alttaki yazara soracaklarım var

nevrasteni
tam bana ait diyemem ama en son küçük menekşemi kaybettim. onu lavantayla beraber almıştım. o da nasıl severek. baya anlattım ona dertlerimi, dertlere dayanamadı mı acaba? sahi güzel şeyler de anlattım. annesi ve babasından konuştuk. lavanta yaşıyor hala, hatta sağa sola doğru açılmaya başladı. ama o menekşe çok üzdü beni. günden güne çöküşünü izledim resmen. kurtaramadım da. çok değer vermiştim o küçüğe, benim için dönüm noktası olarak görmüştüm. menekşeler bana dargın sanki. her gördüğümden özür dileyesim geliyor. aksine buralara da menekşe eker oldular. neyse eksinler, çiçeksiz komasınlar da bizi.

peki sen yazar dostum, en son kendini böyle mutluluktan uçuyormuş gibi hissettiğin zaman, hangi zaman?

üst komşu

nevrasteni
bizim iki üstte oturan ailenin çocukları zihinsel engelli. öyle bir vuruyorlar ki sanırsın evi yıkacaklar. kimse bir şey demiyor ancak çok ses yapıyorlar. kadın yaşlı ve üç tane böyle çocuğa bakıyor, taktir edilesi apartman da bir şey demiyor tabii. bir üstte de almancılar diye tarif ettiklerimiz var. arada gelirler. geçenlerde yukarıda darbuka çalıp akıllarına ne gelirse söylediler. benim favorim çökertmeden çıktım da halilim oldu. bizimkiler sinirlendi ama benim keyfim yerindeydi. yukarı çıkacaklardı ki ses kesildi.12 oldu sustular e ben de uyudum. düşüncesizce tabii ancak darbukayı harika çaldılar.

apartmanda yaşamak
üst komşunun devler olması ve tavanı hoplatması

hocayı hocaya kertmek

nevrasteni
günün çoğunluğu okulda geçirince şöyle eğlence amaçlı düşünülen şeylerdir. sohbeti edilip kahkaha atılır. büyüdükçe de "amaaaan kim kimi şeediyorsa" akımına katılınır. oradan bir anı benimki de işte. orta okulda türkçe hocamız aslıhan hocanın müdür yardımcısıyla kırıştırdığını düşünürdük. saçma sapan çıkarımlarda bulunurduk. gerçi çok keyif alırdık bu durumdan. kadın sonradan boşandı hatta kocasından, böyle odasına giderdi durmadan, yok diğeri sınıfa gelirdi falan filan. ne yaptılar acaba diye düşündüm bugün.


kertmek (o ne oldu öyle)
tek derdin bu olsun kendim

ellen degeneres

nevrasteni
e2 hayattayken, yaptığı yardımları ağzım açık, imrenerek izlerdim. çok sağlam sponsorları vardı. her bölümde mutlaka bir yardım yapar, insanları buna davet ederdi. kapanışta da birbirinize iyi davranın derdi ve bu bence çok hoş bir şey. rahatça konuşur ve dedikodu koparırdı. bir de aklıma gelince hemen all the single ladies diye bağırasım ve ellerimi sallayasım gelir.

jungle book

nevrasteni
haftaya vizyona girecek olan animasyon filmi. yönetmeni jon favreau. bir çok kez çekildi gerek animasyonu olsun, gerek çizgi filmi olsun. bunun görüntüleri harika duruyor bu arada film 3d. ben kardeşlerimle gidip hem onların tepkilerini hem de ekranı izleyeceğim. yanınıza bir küçük alıp giderseniz bence çok güzel olur.

patatesi balkondan temin etmek

nevrasteni
patates, soğan ve sarımsak başı çeker. hatta annem elma, porakal ve havuç gibi meyveleri de oraya koyar. baykondan bir şey almak isterse de sanki bakkala gidiyormuş gibi çağırır. "efendiiiim" diye bağırdığımda, cevap vermez ben de oralarda işim lduğunu anlarım. amaa cevap alamamak hiç hoşuma gitmeyen bir durum. cevap vermek önemli.

bilgi itiraf

nevrasteni
beklemekten hoşlanmam, yani kim hoşlanır ki. ama bugün mal gibi bir sayfanın açılmasını bekledim. öyle durdum bekledim. ben halbuki, ben beklemem ki gereksiz bir sayfa açılmasını. yani bunu düşünmem daha bir değişik oldu. ama sözlük ben son zamanlarda ben değilim pek. çok ciddiye aldım her şeyi. çok düşünmeye başladım. ama o da geçiyor sanırım yavaş yavaş. geçer be sözlük.

arayış

nevrasteni
filmin ismini nasıl yazacağım konusunda tereddüt ettim. türkçesini tercih ettim. 2. rus -çeçen savaşını anlatan film. beni çok fazla ağlatan film. hala içimdeki burukluk geçmedi. zamanında yaşananlar bir yana, şu anda hala yaşanması bir yana. bu acımasızlık, öfke, vahşilik sadece arada sırada mekan değiştiriyor. şu saniyede hala işkence gören, sevdiğini kaybeden, tecavüze uğrayan... o kadar çok insan var ki. elinizden geldiği kadar yüz güldürmeniz ve gülen yüzlerle yaşamanız dileğiyle.

edit: gece gece çok duygusallaştım ya hu.

kendi entry'ini beğenmek

nevrasteni
çok güzel bir şeydir. böyle asırlardır yazarmış da usta olmuş gibi hissettirir. bulutların üzerinde yazmış gibi bir de. ben kendiminkini iyi yazdığımı düşünürüm ama genelde benden iyi yazanları görürüm. esasında bence insanın kendini beğenmesi güzeldir. aniden kendime olan sevgi damarcığım kabardı.

çocukluk cipsi

nevrasteni
çok ucuz olurlar. 25 -50 kuruş civarı ki şimdilerde 3 liraya bir iki avuç anca. ısimleri genelde tosla biter. tadlarına bayılırım. böyle ağzına yüzüne bulaşır, ağzında dağılır. ama bakkal amcalar yok artık öyle bunlardan satan. olsa da yesek. geçenlerde gaziantep 'deki bakırcılar çarşısının arka tarafındaki bir bakkalda vardı. yani nesli tükenmemiş.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol