o biiiiiirr; lostdaş.
ilk saniyelerde biraz sinirlendiren ama lostun tadından yenmez flasbackler yaşatması sonucu gönlünüzü aldığı durum.
şu sıralar duymaktan en çok haz aldığım cümledir.çünkü bu cümle sese geldiğinde anlıyoruz ki yeni bir lost bölümü başlamakta...
"i m sayid jarrah i m a torturer" diyen bir adet mahallemizin abisi kıvamında askerimizin, güzel ağlayan ve her mevzuya köy öğretmeni tadında yardıma koşan cerrah jackimizin, ailecek hastası olduğumuz bir adet sawyerimizin, kanımın hala ısınamadığı adanın kraliçesi tadında takılan çilli katemizin,delilik ve dahilik arasında gidip gelen john lockemuzun,akıllara kazınan "dude" deyişi ve kocaman gövdesiyle hurleyimizin,babalı oğullu baş belaları michael familyasının, erken ölen booneumuzun, sayidimizin ana lucia kaltağına kurban verdiği shannonumuzun,ikinci baharlarını yaşayan rose ve bernardımızın,evcilik oyununa kaptıran charlie ve clairemizin,deli manyak fransız pilici daniellemizin, akıllara zarar "brother" deyişiyle beni benden alan desmondumuzun,oraya buraya kaçıp geri gelen bir köpek olan vincentımızın,kadının sesine konuk olacak kapasitede gizemli bir sunımızın,balıkçı maço erkek jinimizin,bulduğu her fırsatta günah çıkaran manyak ötesi manyak rahip mr ekomuzun,
ortalığı birbirine katıp ne bok olduklarını halen tam anlamıyla belirtmeyen dharmamızın,black smoke adında bir bilinmeyenimizin, the others diye adlandırılan dharmanın köpekleri olması muhtemel sahtekarlarımızın içinde bulunduğu bir hastalıktır.
dizinin tüm taş hatunlarının sawyercığımıza meyve tabağı tadında sunulmuş olması ve diğer karakterlerin"baltalar elimizde uzun ip belimizde" tadında ormana karışmaları bizleri gamzeli sawyerımızın senaristle bir kankalığı mı var acep diye düşündürmektedir.o değil de 3 sezonu 1 haftada silip süpürdük işin yoksa şubata kadar bekle...
"dharma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" diyor ve konuyu şubata kadar kapatıyorum..
ortalığı birbirine katıp ne bok olduklarını halen tam anlamıyla belirtmeyen dharmamızın,black smoke adında bir bilinmeyenimizin, the others diye adlandırılan dharmanın köpekleri olması muhtemel sahtekarlarımızın içinde bulunduğu bir hastalıktır.
dizinin tüm taş hatunlarının sawyercığımıza meyve tabağı tadında sunulmuş olması ve diğer karakterlerin"baltalar elimizde uzun ip belimizde" tadında ormana karışmaları bizleri gamzeli sawyerımızın senaristle bir kankalığı mı var acep diye düşündürmektedir.o değil de 3 sezonu 1 haftada silip süpürdük işin yoksa şubata kadar bekle...
"dharma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" diyor ve konuyu şubata kadar kapatıyorum..
ada kişisinin aha şu an yaşattığı durumdur. umarız bir açıklaması vardır diyor, gözlerinden öpüyor,duman dinlemeye devam ediyor,kameralarımızı istanbul gecelerine çeviriyoruz.
an itibariyle tuna bekleviç, ada, independence yayınındaki anonsların kesilmesi ve şarkılarla oyalanmamız nedeniyle giriştiğimiz eylemdir.bu 3 insan bizi sorularınıza cevap vericez diye toplayıp balkonda sigara içmek suretiyle yayını bırakmışlardır,protesto ediyoruz! evet.
(bkz: ben giderim entrylerim kalir)
hala açılmamış olması beni şaşırtan başlıktır.ferrari satıp ilçe teşkilatı kurma yönünde planlar yapan tuna bekleviçten yegane isteğimiz budur.yerine getirilmesi durumunda bilgiçler tuna bekleviçi sandıkta ödüllendirecektir.
giremediğim için bana küfür üzerine küfür ettiren radyodur.
(bkz: yeter ulan)
(bkz: yeter ulan)
karşı tarafın sizi kızdırdığı bazı anlarda yüzün istem dışı pis pis sırıtarak kafayı iki yana sallamak suretiyle gerçekleştirdiği tehditkar gülüştür.
(bkz: aptalla yatmak)
(bkz: göt olmak)
goetica kişisini tanıdığımdan beri severek eylemleştirdiğim durumdur.
(bkz: nick seçerken dikkat edilecek hususlar)
(bkz: nick seçerken dikkat edilecek hususlar)
(bkz: gotten sabikali ibneler)
pamuk prenses 2 filminde erkan can tarafından dile getirilen yaran replik.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?