herkesin amina koyim.
bir çe$it mevzu çıkarma cümlesidir.hele bir de bunun "arrrkada$ıım"la biteni vardır ki,tadından yenmez.
beynimizdeki mutluluk hormonu serotoninin aşırı halde salgılanmasını sağlayan bir çeşit kimyasal maddedir kendileri.
etkisi: günlük yaşamda ara ara yaşadığımız mutlulukların temelinde yatan serotonin, bu hapı almamız durumunda bir sağnak yağış şeklinde beyin içerisinde gezinmesi ve kişinin "obaaarreeey! ne kadar mutluyum aslında dünya ne kadar güzel bir yer,kuşlar,böcekler,gel seni bir öpeyim" şeklinde çok fena bir şekilde kendinden geçmesidir.bilinç kaybı yaşanmaz,fakat çok yapay ama çok güçlü bir enerji ve mutluluk hissi yaşanır. göz bebekleri büyür,beyinde yaşanan savaş nedeniyle bakışlar şaşkınlaşır.kendinizi bulunduğunuz yerin kralı/kraliçesi gibi hissettirir.içerisindeki kimyasalların dozuna göre çene kontrolünüzü elinizden alır.kitlenmeler ve dişlerin birbirine vurmaları gibi haller yaşanır.
vücut vites boştaymışcasına hareker eder.yürür,koşar, aşırı enerji ve ter sarf eder. fakat "patlamak" denilen anlarda bunların hiçbirini farketmez,yorulmaz,acıkmaz hatta ve hatta işemez.
ama bir nokta vardır ki; bu da yarrağı yemekte olduğunuz anların başlangıcıdır.beyin aşırı hızda ve çoklukta salgılanan mutluluk hormonlarından bezerek, bu hormonları salgılayan portları bi süre sonra içeri çeker, kişi "düşüş" dediğimiz moda geçer ki bu durum; bıkkınlık,mutsuzluk,nefret,depresyon gibi haller demektir.kişi beyni 24 saat içinde bu gibi seri değişimlere uğrar.
ve en bomba yer ise; her hap kullanımında azalan mutluluk hormonlarının bir süre sonra çalışmaz hale gelen portlardan salgılanmamasıdır.kişi depresyondan dönemez,hap düzeyi her seferinde hormon azalması sebebiyle fazlalaşır.ve sonunda her uyuşturucu filminde görebileceğiniz üzere ya over dosedan ya da intihar ederek ölürsünüz.
vücudun en önemli yeri olan beyni sikmek için ideal bir uyuşturucudur.sizi mutlu eder, hemde çok mutlu eder...ama bu mutlu olduğunuz kısa süreleri ilerde 5 katı olarak geri alır.
(bkz: yapmayın etmeyin)
etkisi: günlük yaşamda ara ara yaşadığımız mutlulukların temelinde yatan serotonin, bu hapı almamız durumunda bir sağnak yağış şeklinde beyin içerisinde gezinmesi ve kişinin "obaaarreeey! ne kadar mutluyum aslında dünya ne kadar güzel bir yer,kuşlar,böcekler,gel seni bir öpeyim" şeklinde çok fena bir şekilde kendinden geçmesidir.bilinç kaybı yaşanmaz,fakat çok yapay ama çok güçlü bir enerji ve mutluluk hissi yaşanır. göz bebekleri büyür,beyinde yaşanan savaş nedeniyle bakışlar şaşkınlaşır.kendinizi bulunduğunuz yerin kralı/kraliçesi gibi hissettirir.içerisindeki kimyasalların dozuna göre çene kontrolünüzü elinizden alır.kitlenmeler ve dişlerin birbirine vurmaları gibi haller yaşanır.
vücut vites boştaymışcasına hareker eder.yürür,koşar, aşırı enerji ve ter sarf eder. fakat "patlamak" denilen anlarda bunların hiçbirini farketmez,yorulmaz,acıkmaz hatta ve hatta işemez.
ama bir nokta vardır ki; bu da yarrağı yemekte olduğunuz anların başlangıcıdır.beyin aşırı hızda ve çoklukta salgılanan mutluluk hormonlarından bezerek, bu hormonları salgılayan portları bi süre sonra içeri çeker, kişi "düşüş" dediğimiz moda geçer ki bu durum; bıkkınlık,mutsuzluk,nefret,depresyon gibi haller demektir.kişi beyni 24 saat içinde bu gibi seri değişimlere uğrar.
ve en bomba yer ise; her hap kullanımında azalan mutluluk hormonlarının bir süre sonra çalışmaz hale gelen portlardan salgılanmamasıdır.kişi depresyondan dönemez,hap düzeyi her seferinde hormon azalması sebebiyle fazlalaşır.ve sonunda her uyuşturucu filminde görebileceğiniz üzere ya over dosedan ya da intihar ederek ölürsünüz.
vücudun en önemli yeri olan beyni sikmek için ideal bir uyuşturucudur.sizi mutlu eder, hemde çok mutlu eder...ama bu mutlu olduğunuz kısa süreleri ilerde 5 katı olarak geri alır.
(bkz: yapmayın etmeyin)
tom mcrae imzalı mükemmel bir $arkı,bir kaybolu$...
welcome to the second reel glad that you can make it
we thought your fate was sealed its not what we expected
but you punch above your weight and youre stronger than you look
and the endings not the same they changed it from the book
im the boy with the bubblegun
im taking aim
i cannot hit to hurt or cause you pain
if words could kill id spell out your name
its time to kill the king its written in the scripture
see what tomorrow brings got to get a bigger picture
so forgive me forgive me for i am born to be what i must be and i must be
the boy with the bubblegun im taking aim
i cannot hit to hurt or cause you pain
if words could kill id spell out your name
im the boy with the bubblegun
the boy with the bubblegun
im the boy with the bubblegun with work to do
if songs could kill this ones for you.
welcome to the second reel glad that you can make it
we thought your fate was sealed its not what we expected
but you punch above your weight and youre stronger than you look
and the endings not the same they changed it from the book
im the boy with the bubblegun
im taking aim
i cannot hit to hurt or cause you pain
if words could kill id spell out your name
its time to kill the king its written in the scripture
see what tomorrow brings got to get a bigger picture
so forgive me forgive me for i am born to be what i must be and i must be
the boy with the bubblegun im taking aim
i cannot hit to hurt or cause you pain
if words could kill id spell out your name
im the boy with the bubblegun
the boy with the bubblegun
im the boy with the bubblegun with work to do
if songs could kill this ones for you.
katılacağım zirvedir.
themedeki fotoğrafın bir zamanlar benden angelus ki$isine ula$tırılmasından mütevellit, ba$arısını yarı yarıya payla$tığım themedir.ben de pixienin spacesinden çalmı$tım o ayrı..
(bkz: halkı kandırmayalım)
(bkz: halkı kandırmayalım)
esrar ve türevi uyu$turucuları kullanan gençlerin kova yardımıyla duman almasına verilen isimdir.
(bkz: kova yapmak)
akıllıca bir hamledir.böylelikle kafaya atılabilecek terlik sayısı bir nebze olsun azaltılabilir, ili$kinin geleceği bir süreliğine de olsa garantiye alınabilir.
(bkz: evlerden ırak)
(bkz: pms)
(bkz: evlerden ırak)
(bkz: pms)
çalı$mayan butondur.
"allah a$kına"nın dillere pelesenk olmu$ halidir.
içimi yakan sesin "suskun" sahibi.
(bkz: dik dur)
(bkz: okuduğunu anlamak)
(bkz: vur ağzına)
(bkz: ürkmek)
nabudkadnezar tarafından babil’e sürgüne gönderilen yahudiler, esaret hayatına devam ederken; zalimliği ile ünlü olan kral baltazar, bir gün kudüs süleyman mabedinden getirilen altından mamul maşrapa ve kâselerle, etrafındaki müşrik ve dalkavuk mahiyeti ile beraber şarap içmek ister.
kral baltazar içkiyi büyük bir keyifle yudumlamaya başlayınca, birden sarayın duvarında gizli bir elin bir takım şekiller çizdiğini, yani yazılar yazdığını görür ve dehşete kapılır. bu olay muharref tanah’ta şöyle geçer:
“şarap içtiler, altın, gümüş, tunç, demir, ağaç ve taş ilahlara hamd ettiler. hemen o saat, bir insan elinin parmakları göründü ve şamdanın karşısında kral sarayının duvar sıvası üzerine yazdı ve kral, yazan bu elin ayasını gördü. o zaman kralın beti benzi değişti ve düşünceleri kendisini üzdü ve belinin oynak yerleri çözüldü ve dizleri biri birine çarptı.” (daniel; bap 5, 4-5)
büyük bir korkuya, paniğe ve dehşete kapılan kral baltazar, derhal ülkenin büyücü, kâhin ve sihirbazlarını çağırarak sarayın duvarında yazılan yazıyı okumalarını ve ne anlama geldiğini çözmelerini ister ama nafile, bir türlü okuyamaz ve yazının anlamını çözemezler. bunun üzerine, babil sürgünü döneminde yahudilerin önderi (peygamberi olan daniel as.) çağırılır ve sarayın duvarındaki meçhul elin yazdığı yazıyı okur ve anlamını kral baltazar’a söyler. duvarda şöyle yazmaktadır: “mene tekel, peres.”
daniel peygamber söze başlar: “ey kral! mene: allah senin krallığını saydı ve sona erdirdi. tekel: terazide tartıldın ve eksik bulundun, hafif çıktın. peres: allah ülkeni böldü, medlere ve perslere verdi.” ve gerçekten o gece kral öldürüldü. ülke bölündü, çöktü ve med (pers) kralı darius, babil’i ele geçirdi.
kral baltazar içkiyi büyük bir keyifle yudumlamaya başlayınca, birden sarayın duvarında gizli bir elin bir takım şekiller çizdiğini, yani yazılar yazdığını görür ve dehşete kapılır. bu olay muharref tanah’ta şöyle geçer:
“şarap içtiler, altın, gümüş, tunç, demir, ağaç ve taş ilahlara hamd ettiler. hemen o saat, bir insan elinin parmakları göründü ve şamdanın karşısında kral sarayının duvar sıvası üzerine yazdı ve kral, yazan bu elin ayasını gördü. o zaman kralın beti benzi değişti ve düşünceleri kendisini üzdü ve belinin oynak yerleri çözüldü ve dizleri biri birine çarptı.” (daniel; bap 5, 4-5)
büyük bir korkuya, paniğe ve dehşete kapılan kral baltazar, derhal ülkenin büyücü, kâhin ve sihirbazlarını çağırarak sarayın duvarında yazılan yazıyı okumalarını ve ne anlama geldiğini çözmelerini ister ama nafile, bir türlü okuyamaz ve yazının anlamını çözemezler. bunun üzerine, babil sürgünü döneminde yahudilerin önderi (peygamberi olan daniel as.) çağırılır ve sarayın duvarındaki meçhul elin yazdığı yazıyı okur ve anlamını kral baltazar’a söyler. duvarda şöyle yazmaktadır: “mene tekel, peres.”
daniel peygamber söze başlar: “ey kral! mene: allah senin krallığını saydı ve sona erdirdi. tekel: terazide tartıldın ve eksik bulundun, hafif çıktın. peres: allah ülkeni böldü, medlere ve perslere verdi.” ve gerçekten o gece kral öldürüldü. ülke bölündü, çöktü ve med (pers) kralı darius, babil’i ele geçirdi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?