confessions

mesudiye

- Yazar -

  1. toplam entry 95
  2. takipçi 1
  3. puan 6636

teröriste gerilla denmesi

mesudiye
gerekli olandır. 1980’li yıllarda nelson mandela ve anc teröristti ancak 1990’lara gelindiğinde nelson mandela nobel barış ödüllü bir özgürlük savaşcısına dönüştü. anc ise bugün güney afrika cumhuriyetini yönetiyor.

bugünün teröristlerinin yarının özgürlük savaşçısı olmayacaklarının garantisi olmadığı için yarın mahçup bir şekilde kem küm etmemek için gerilla en uygun ifadedir.

ayhan çarkın

mesudiye
eski özel harekat polisi. son dönemde itiraflarıyla gündemde. bin kişinin katiliyim diyor.

görev yaptığı süre içerisinde nasıl bir caniye dönüştüğünü itiraf ediyor ama suçlu baştan belli olduğu için dikkate alınmıyor kendisi.

4 ekim 2008 şemdinli aktütün pkk saldırısı videosu

mesudiye
savaşın başladığı silahların konuştuğu bir yerde taraflardan birinin temiz kalması imkansızdır.

böyle olunca biri yaptığı saldırıyı kayda alabilir. ki savaşın psikolojik boyutu düşünüldüğünde bence kayıt olayı normal. normal olmayan savaşta diretmek barışa uzak olmak. bu çağda hala insanların temel haklarına karşı çıkmak.

bu arada ölen gerillanın kafasını kesip poz veren türk askerini de gördü bu gözler. yani demem o ki bir taraf vatan haini, kalleş, vahşi iken sizin tarafınızdakiler de sevgi pıtırcığı değiller.

kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılır

mesudiye
uzun ama çok uzun zaman önceydi. birçoklarının hatırlamadığı benimse hiç unutmadığım, maalesef ömrümün sonuna kadar da unutamayacağım bu cümleyi kuran kişi türkiye cumhuriyetin başbakanı recep tayyip erdoğan’dı.

hani davos’ta şimon peres’e "siz çocuk öldürmeyi iyi bilirsiniz" diyerek ortadoğuyu kalbinden fetheden başbakan var ya işte o kullanmıştı bu cümleyi.

gelelim sebebe. 2006 yılının mart ayındaydık. zaman hızla ilerliyordu. mart ayı ise bildiğiniz gibiydi işte kapıdan baktırıyor kazma kürek yaktırıyordu.

ama doğuda (hani doktorların mektup gönderdiği doğu var ya işte ora) mart ayında sadece kazma kürek yakılmaz. lastikte yakılır. çünkü demirci kawa’dan bu yana kürtlerin bayramı olarak bilinen newroz’da insanlar meydanlara çıkar.

işte böyle bir newroz bayramıydı. maalesef savaş çığırtkanları başarılı olmuş operasyonlardan cenaze haberleri gelmiş newroz olaylı bir newroz halini almıştı. günlerce devam eden olaylardan sonra başbakan çıkarak "kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılır" diyerek olaya nokta koymuştu.

sonrasında olanlar ise gereğinin yapıldığını gösteriyordu. işte o günlerde diyarbakır sokaklarında 6 yaşında bir çocuk kör bir kurşunla hayata gözlerini
yumuyordu. filistinli çocuklar için dünyayı ayağa kaldıran bir başbakanın ülkesinde çocuklar ölmeye devam ediyordu.

ama olsun devletin birliği, milletin tekliği, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü her şeyden önemliydi birileri için.

haa unutmadan çocuğun ismini de verelim de tam olsun. enes ata. yaşasaydı bugün 11 yaşında olacaktı.

doğu da görev yapan bir doktorun mektubu

mesudiye
okuduktan sonra bu doktorla ilgili vardığım sonuç şu. bu doktor askerden daha asker kafalı. hal böyle olunca her ne kadar memleketin en ücra noktalarında görev yapsa da beraber yaşadığı insanların sorunlarını anlamaktan uzak.

o değil de şu memleket biraz demokratikleşse geçmişin acılarıya yüzleşebilecek cesarete sahip olsa da doğuda askerlerin ya da askerden daha asker kafalı sivillerin yaşadıklarının yanında bir de o bölgenin insanlarının yaşadıklarını öğrense bu memleket.

siz batılı çağdaş türkler siz 12 yaşınızda 13 kurşunla ölmek nedir bilir misiniz?

ya da odun toplamak için dolaşırken kafanıza havan topu geldi mi? anneniz cesedinizin parçalarını eteğine toplamak zorunda kalmamıştır zaten.

ya da pkk’nin lojistik desteğini kesmek adına bir gece ansızın köyünüz yakıldı mı? büyükşehirlerin varoşlarında işsiz kaldınızmı ya da parçalanmış ailelerin yaşadığı sıkıntıları bilir misiniz?

taş atmanın bedeli olarak 14 yıl ceza da almamışsınızdır, zaten siz neden taş atacaksınız ki sizi karşı doğrultulmuş bir namlu yok çünkü.

bu doktor! bence doğuda gördüğü insanları dağda çoban şehirde şark çıbanı saymaktan öteye gidememiş. bende memleketin en doğusuna gitmiş bir insan olarak şunu söyleyebilirim ki birkaç kendini bilmezin dışında kimse kimseyi tehdit etmez oralarda. birkaç kişiden yola çıkarak milyonlarca insanı genelleyen bir insanın doktorluğu da o bölgeye fayda getirmez zannımca.

not:doktor demişken aklıma geldi 1995 yılında bir yaz günü doğuda bir hastane koridorunda bir babanın kucağında alnından vurularak öldürülmüş 4-5 yaşlarındaki çocuğunun o görüntüsünden sonra doğuda hiçbir şeyin batıdaki gibi olmasını beklemiyorum.

iftar çadırı

mesudiye
zaman zaman gittiğim yerlerdir. burada edindiğim gözlemlerden çıkardığım şöyle bir sonuç var. bu çadırlara hergün giden yaşlılar var ve bu insanlar genelde yalnız yaşayan insanlar. eşiyle ayrılmış ya da eşini kaybetmiş çocukları tarafından gerektiği gibi ilgi görmeyen insanlar. bu çadırlar aracılığıyla hem karınlarını doyuruyorlar hem de biraz olsun sosyalleşiyorlar. yolunuz bu çadırlara düşerse mutlaka yaşlıların konuşmalarına kulak verin ya da sohbet edin onlarla aynı sonuçlara ulaşacağınızdan eminim.

ayrıca bunlara bir de sahur çadırları eklense hiçte fena olmaz.

fenerbahçe

mesudiye
önümüzdeki on yıl boyunca türk futbolunun yerle bir olmasına neden olacak gibi gözüküyor. gerek uluslararası maçlar, gerekse yayın gelirleri vs. temel meseleler bir bilinmezlik içerisinde şu anda.

rıdvan dilmen

mesudiye
fenerbahçenin avrupa şampiyonlar ligine katılamayacak olmasından dolayı futbol yorumculuğunu bıraktığını söyleyen taraftardır. biz de yıllarca kendisini tarafsız diyerek seyretmiştik ne yani türkiye de futbol sadece fenerbahçeyle mi oynanıyor sormak lazım.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol