bizim ülkemizde bir meslek dalıdır kraldan çok kralcı olmak. bir otoritenin olduğu her yerde bu adamlar türeyebilir. bunlar zaman zaman bir devlet dairesi, zaman zaman bir siyasi parti, zaman zaman bir internet sitesi. dalkavuklukları karşılığında aldıkları kemikle geçinirler ya da insan yerine konulurlar.
ne kadar zekiyiz biz aslında eğer bir yöneten ve vergi toplayan bir kurum varsa, bu vergilerin şeffaflık içinde halka aktarmayan bir kuruluş varsa ki biz buna devlet diyoruz size göre göt bize göre kafa algıya bağlı çalışır. zira bu ülkenin bütçesinden sorgusuz sualsiz aslan payını alan ve bunu ne yaptığını asla soramayacağımız kurum ne tsk. rahmetli uğur mumcu’nun çarşaf, çarşaf yazdığı silah alımlarında ki usulsizlükleri birlikte hatırlayalım. öte yandan son 10 kusur senedir bir stk gazı altından devletin asıl sorumluluklarının sırtından atmasını sömürenlerin kardele kardele sömürülerini örttüğü kampanyalarınıda hatırlarsak... hımm o zaman bu kampanyada ki paralar ister laila da ister reina da yensin istersen o insanlara verilsin sorun şudur ki bu bir kampanya ya da sadaka işi değildir. bu devlet ve iktidar erkinin sosyal devletin asli görevidir ki bu noktada o zaman şöyle bir gerçek çıkıyor hadi hepimiz mantığımızı yitirelim körü körüne milliyetçi olalım ve de elimizdeki avcumuzdakini devlete teslim edelim devlet babamız da kalksın bütün dış borçlarını ödesin. mümkünmüdür mümkündür de bir daha borçlar alınıp prenslere, yeğenlere, evlatlara peşkeş çekilmeyeceği garantimidir. ne alakası var demeyin bu gün şehit yarın devlet hem vergi ver kurallara uy hemde göz göre göre uyu.
şimdi eğer demokrasi’nin hakim olduğu bir ülkedeysek gerekli bir serbesti. beri yandan din ile yüzyıllardır pamuk prenses vari uyutulan bir ülkede ne etki bırakır düşünmek gerekli.
birinci sorun şudur ki takanlar ya da takmayanlar ayrıcalık görecek mi? takanlar takmıyanlara sümük takmıyanlar takanlara salyangoz muamelesi yapacak mı? yoksa sadece kot pantalon ya da kilt gibi bir kişisel seçenek olarak herhangi bir tepkiye sebep olmadan yaşanıp gidecek mi? şimdi toplumumuzn diyalektiğini ele alalım hımm mini etek giymiş gavur. hımm allahın sıkmabaşı yobazı. üniversitede ki hormonal dengeyi göz önüne alalım biz geri kalmış bi ülkeyiz yuuuuhh biz geri bıraktırılmış bir ülkeyiz yuuuuh. hımm ne oluyor iki ucu boklu değnek. bu durumda toplumsal ahlak ve anlayış seviyesinin sınanması açısından önemli bir serbestidir. hiç bir bireyin baskıya maaruz kalması demokrasilerde yoktur. eğer bir demokrasi isek bir sınav vereceğiz takanlar alet olmayacak takmıyanlarda alet olmayacak kişilerin tercihi gibi algılandığı sürece sorun getirmeyecek bir serbestidir.
birinci sorun şudur ki takanlar ya da takmayanlar ayrıcalık görecek mi? takanlar takmıyanlara sümük takmıyanlar takanlara salyangoz muamelesi yapacak mı? yoksa sadece kot pantalon ya da kilt gibi bir kişisel seçenek olarak herhangi bir tepkiye sebep olmadan yaşanıp gidecek mi? şimdi toplumumuzn diyalektiğini ele alalım hımm mini etek giymiş gavur. hımm allahın sıkmabaşı yobazı. üniversitede ki hormonal dengeyi göz önüne alalım biz geri kalmış bi ülkeyiz yuuuuhh biz geri bıraktırılmış bir ülkeyiz yuuuuh. hımm ne oluyor iki ucu boklu değnek. bu durumda toplumsal ahlak ve anlayış seviyesinin sınanması açısından önemli bir serbestidir. hiç bir bireyin baskıya maaruz kalması demokrasilerde yoktur. eğer bir demokrasi isek bir sınav vereceğiz takanlar alet olmayacak takmıyanlarda alet olmayacak kişilerin tercihi gibi algılandığı sürece sorun getirmeyecek bir serbestidir.
bilgi sözlüğün içinde çoğu zaman rastlanabilen türkçe çeşidi. geronimo ipini ekşiden koparmış buralara gelmiş anlaşıldığı kadarı ile.
(bkz: geronimo var yere düşmek )
asimilasyon zihniyetinin ürünü durum. zira anadolu türktür, anadolu müslümandır gibi faşizan söylemler ile bu hale gelmiştir bu durum. şimdi anadolu müslüman ve türk diyoruz hımm peki türkler ne zaman geldi bu topraklara milat olarak 1071 diyelim. demek ki biz gelmeden önce buralarda birileri yaşıyormuş. beri yandan türk tarihi kimseyi öldürmeden zulm yapmadan efendim barbarlıktan uzak fatih istanbula girdiğinde kimseye dokunmamış gibilerinden anlatılmaz mı evet anlatılır. demek ki söylenenler doğruysa soykırım yapmadıysak yani bizden önce yaşayanları kılıçtan geçirmediysek asimile etmediysek bu mümkün değildir. aksi takdirde büyük bir durum var. anadolu müslüman değildir anadolu türkte değildir anadolu anadoludur medeniyetlerin beşiğidir. kıçtan sallama bir iki faşizan söylem dünya türk olsun zihniyeti bunu bir anlasaydı biz bu gün 1915’i değil madımak otelini tartışıyor olurduk.
edit petit: evet hala birileri anadoluyu türk ve müslüman beşiği sanıyor. yahu heradot sende türktün müslümandın değil mi.
edit petit: evet hala birileri anadoluyu türk ve müslüman beşiği sanıyor. yahu heradot sende türktün müslümandın değil mi.
fight club’dan sonra amerikan sinemasına neler oluyor diye hem düşündürten hemde sevindiren film. genel olarak kör gözüne mantığıyla mesajlar veriyormuş efendim devrimi bireyler üzerinden anlatıyormuş gibi malum ezik ve de çizik çevrelerin (çizikler: 60 ve 70’lerin siyasal mantığı) eleştirlerine maaruz kalan film. bir gün gazetesinde bir aklı evvel bir yazı yazmıştı unuttum şimdi ismini bu zat şöyle bir eleştiri sunmuş filme; efendim film yapısalcı değilmiş kara bayrak ile alakası yokmuş kurucu anarşizme, toplumun yatay anti-hiyerarşik örgütlenmesine, temsilin reddedilmesine, anarşizmle gelecek alternatifin hemen bugün örgütlenmeye başlamasına ve diğerlerine dair o koca külliyat ve sayısız pratikler bir ışık çalımıyla çoktan rafa kaldırılmıştır demiş. ebe dünyanın en zeki insanı toplumuna yabancılaşmış kendini aristo’nun devletinde sanan kardeşim sen bu jargonla bu toplumda hatta bu toplumu bırak dünyada devrim yapmayı anarşizmi getimeyimi planlıyorsun aferin sana. film kim nederse desin zeka seviyelerinle ünlü amerikalıları bile gaza getirmeyi başardıysa. v’nin sayesinde yeni apolitik ve umarsız nesil politize olabilmeyi az da olsa başardıysa bu film ve filmin yapımcıları cennetliktir. filmin aslında ana mesajı çok basit diyorki v filmin başlarında
ama bir fikri öpemezsiniz..
ona dokunup sarılamazsınız.
fikirler kanamaz.
onlar acıyı hissedemez.
ve onlar sevemez.
ve özlediğim bir fikir değil..
bir adam.
yani bizim yeni manifestolara, devrim yöntemlerine ve yollarına ihtiyacımız yok. bize bir adam lazım yani ateşi yakacak biri. tankların önünde duran adam gibi, namluya çiçek koyan savaş karşıtı gibi bir sembol lazım. ne yapıyor v parlementoyu uçuruyor, ondan önce adalet sarayını havaya uçuruyor (bkz: havaya uçurmak) yani toplumun kafasındaki sembolleri yok ediyor. onlara olan güvenin ne kadar boş, onların kafalarda ne kadar abartıldığını ispatlıyor. yani toplumu semboller ile harekete geçiriyor. filme ne eleştiri sunuluyor efendim birey üzerinden devrimi anlatıyormuş. sırça köşklerinden sallamasyon yapan pratik kabızı abiler ve ablalar böyle söylüyor. sen bu ülkede ve de dünyada insanların semboller ile bir şeyleri seçemeye başladığını unutuyormusun. aklıma bu noktada (bkz: abbie hoffman’ın )enfes sözü geliyor aklıma biz insalar ile cümleler ile değil imajlar ile iletişim kuruyoruz. evet hoffman bu yolu izledi ve binlerce amerikalıyı savaşa karşı savaş ile karşılık vermeyi başardı. bizim sözde sisteme karşı ama librealizmin öngördüğü özgür köleler buna karşı. v for vendetta başarılı ve güzel bir filmdir. üzerine uzun yıllar konuşulacak ve uzun yıllar izlenecek bir filmdir.
(bkz: çok doluyum be sözlük)
(bkz: isyanım var benim kadere )
(bkz: arabesk)
ama bir fikri öpemezsiniz..
ona dokunup sarılamazsınız.
fikirler kanamaz.
onlar acıyı hissedemez.
ve onlar sevemez.
ve özlediğim bir fikir değil..
bir adam.
yani bizim yeni manifestolara, devrim yöntemlerine ve yollarına ihtiyacımız yok. bize bir adam lazım yani ateşi yakacak biri. tankların önünde duran adam gibi, namluya çiçek koyan savaş karşıtı gibi bir sembol lazım. ne yapıyor v parlementoyu uçuruyor, ondan önce adalet sarayını havaya uçuruyor (bkz: havaya uçurmak) yani toplumun kafasındaki sembolleri yok ediyor. onlara olan güvenin ne kadar boş, onların kafalarda ne kadar abartıldığını ispatlıyor. yani toplumu semboller ile harekete geçiriyor. filme ne eleştiri sunuluyor efendim birey üzerinden devrimi anlatıyormuş. sırça köşklerinden sallamasyon yapan pratik kabızı abiler ve ablalar böyle söylüyor. sen bu ülkede ve de dünyada insanların semboller ile bir şeyleri seçemeye başladığını unutuyormusun. aklıma bu noktada (bkz: abbie hoffman’ın )enfes sözü geliyor aklıma biz insalar ile cümleler ile değil imajlar ile iletişim kuruyoruz. evet hoffman bu yolu izledi ve binlerce amerikalıyı savaşa karşı savaş ile karşılık vermeyi başardı. bizim sözde sisteme karşı ama librealizmin öngördüğü özgür köleler buna karşı. v for vendetta başarılı ve güzel bir filmdir. üzerine uzun yıllar konuşulacak ve uzun yıllar izlenecek bir filmdir.
(bkz: çok doluyum be sözlük)
(bkz: isyanım var benim kadere )
(bkz: arabesk)
(bkz: geronimo az türkçe bilmek)
ne güzel ne kadar iyimser bir kampanya devletin sorumluluklarını ne kadar güzel yükleniyoruz. 80 kusur yıllık hükümetlerin yapamadığını ne güzel yapıyoruz. şehitine gazisine sahip çıkamayan bilmem kaç bin dolarlık başbakanlık otobüsü alanların bulamadığı bir bütçeyi ne güzel yaratıyoruz ne kadar süper sömürülüyoruz vergisiz su içemedeğimiz 10 metreküpüne yüzde elli zamlı kullandığımız sudan bahsediyorum. terörü bitiremeyen azdıran her gün yeni şehitler gaziler ekleyenler ne güzel uyutuyor bizi 15 ler 25 ler gidiyor biz onlara para veriyoruz ne güzeliz biz. süper kampanya düşüneni tebrik ediyor ve aferin diyorum.
son dakika haberi: polyana ormanda tecavüze uğradı.
bilgi sözlük haber merkezi mandela
working class hero dan çağrıştı
seni din, seks ve televizyonla uyuşmuş halde tutarlar
böylece kendini son derece zeki, sınıf çelişkilerinden bağımsız ve özgür hissedersin
ama gördüğüm kadarı ile aptal bir köylüden başka bişey değilsin.
son dakika haberi: polyana ormanda tecavüze uğradı.
bilgi sözlük haber merkezi mandela
working class hero dan çağrıştı
seni din, seks ve televizyonla uyuşmuş halde tutarlar
böylece kendini son derece zeki, sınıf çelişkilerinden bağımsız ve özgür hissedersin
ama gördüğüm kadarı ile aptal bir köylüden başka bişey değilsin.
hrant abi bakırköyün açıkhava alışveriş merkezi olmadan önce beyaz adama gelip ödevlerimizi yapan korkudan baskıdan adını fırat diye söylemek zorunda kalan adam. ne büyükmüş sen öyle be abi cüssenden bile büyükmüşsün adın korkutuyor abi birilerini adın birilerinde sarmısak etkisi haç etkisi yapıyor kan emici vampirler duydularmı adını yanmaya kudurmaya başlıyor. bu ülkeyi ne kadar çok sevdin ama neden bu kadar çok sevdinki gitseydin keşke sevmeseydin işte bu ülkenin toprağındasın. bu ülkede iklim değişiyor hrant abi küre ısınıyor çatlıyor bu ülkede toprak gamalı haç gibi çatlıyor içine seni alıyor madımak yanıyor hala abi hala 6 7 eylül sürüyor hiç yaz gelmiyor uğur gidiyor, çetin gidiyor, turan dursun gidiyor. hrant abi mahkemen hala sürüyor seni vuran üç otuzluk adamlar ahkam kesiyor fethiye abla orada daha niceleri var biz varız hrant abi biz bu davanın mağduruyuz tarafıyız ve hakkımızı arıyoruz bu ülkede artık iklim değişmesin hrant abi artık bahar gelsin memleketimin dağlarına.
galata köprüsü yanması ile karşıya yani kadıköye gidilen mendirekten sonra ısınmaya uğranılan sokaklarından biri olan sokak. şimdi bazen yolum düşüyor. modada oturmama rağmen yolum düşmüyor oraya.sokaktan geçerken bakıyorum yeni jenerasyon alternatiflere ne yapıyorlar alternatif ürün dükkanları tüketimi kışkırtan metalar ile donanmış çevrelerinde dünyanın adaletsiz ve boşluğundan dem vuruyorlar. bu sohbetin ardından biri gidip marlboro sigarasını alıyor ve devam ediyor. rock müzikten metalin gerçek müzik olduğundan dem vuruyor kabullenmiş hepten endüstirisi olan her şey onun için güzel. kadife sokak günümüz lümpenlerinin su üstüne çıktıkları yer. kadife sokak seattleyi yaratan 96 yök protestosunda var olan gerçekten dönüşüm isteyenlerin mirasının markalara sigara dumanına ve alkole meze yapılarak yenildiği yer.
sabah olduğunu anlamaktır.(bkz: imana gelmek)
80 ler de çocuk olanların ütopyası 90lı yıllardaki çocukların karne hediyesi olan alet.
acik radyoda yapılan açık gazete adlı programın enfes açılış lafı.
(bkz: merhaba kainat)
nazik görünmeye çalışmaktır.bir o kadar kaba durur ayrı.
(bkz: hitler geçerken tempo tutmak)
(bkz: ismail türüt ü ayakya alkışlamak)
(bkz: hrant dink suikastine ne güzel oldu demek)
(bkz: ismail türüt ü ayakya alkışlamak)
(bkz: hrant dink suikastine ne güzel oldu demek)
(bkz: vampir)ler için hiçte zor olmayan eylem.
1967 yazında san franciscosunda yaşanan olaylara verilen ad hippy felsefesi doruğuna ulaşmış ilk pritmitif gettosunu kurmuştur. (bkz: haight ashbury)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?