yemek yeme üzerine ne düşünürsününz bilemem ama
kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı
cemal süreya
bir televizyon ekibi, doğuda bir köye gider. orada yaşlı bir amcayla sohbet etmek isterler.
muhabir sorar: amca bize çok mutlu olduğun bir anını anlatır mısın?
amca: bir gün bizim hasonun eşşegi dağda kayboldu, gittik aradık aradık , sonra bulduk. öle sevindik öle sevindik ki hepimiz eşşeği...
muhabir:( kameramana) kessssssss!!!! amca noluyor öyle essek falan, biz bunu yayınlıcaz, sen mutlu olduğun baska bi anını anlat bize.
amca: bir gün bizim hasanun karısı dağda kalboldi. aradik, aradik sonunda bulduk. öyle sevindik öyle sevindik ki hepimiz karıyı...
muhabir: (kameramana)kkkkesssssss!!! amca olmuyor böyle. sen en iyisi bize üzüldüğün bir anını anlat.
amca: ben bir gün dağda kayboldi..
muhabir :( kameramana) kkeessssssss!!!!
muhabir sorar: amca bize çok mutlu olduğun bir anını anlatır mısın?
amca: bir gün bizim hasonun eşşegi dağda kayboldu, gittik aradık aradık , sonra bulduk. öle sevindik öle sevindik ki hepimiz eşşeği...
muhabir:( kameramana) kessssssss!!!! amca noluyor öyle essek falan, biz bunu yayınlıcaz, sen mutlu olduğun baska bi anını anlat bize.
amca: bir gün bizim hasanun karısı dağda kalboldi. aradik, aradik sonunda bulduk. öyle sevindik öyle sevindik ki hepimiz karıyı...
muhabir: (kameramana)kkkkesssssss!!! amca olmuyor böyle. sen en iyisi bize üzüldüğün bir anını anlat.
amca: ben bir gün dağda kayboldi..
muhabir :( kameramana) kkeessssssss!!!!
sevdiğim kadın adları gibi
elif
bir aşk şarkısı söylüyordun ki
birden sustun
düşmemek için saçlarına tutundu dünya
akgün akova
elif
bir aşk şarkısı söylüyordun ki
birden sustun
düşmemek için saçlarına tutundu dünya
akgün akova
korku
korkuyor adnan menderes
ölülerden korkuyor.
kore dağlarından geliyor kimi
apaçık gözleri dumanlı
kaytan bıyıkları kanlı
yaşları yirmi.
korkuyor adnan menderes
ölülerden korkuyor
hele çocuk ölülerinden.
karınları davul gibi, boyunları çöpten ince,
kırıyorlar adnan beyin mutfak camlarını
her gece mezarlarından çıkınca...
korkuyor adnan menderes
dirilerden korkuyor
hele çarıklılardan
hele kasketlilerden.
kasketliler hayını bağışlamayı bilmez.
korkuyor adnan menderes
kocaman yanakları
sarkıyor yağlı, sarı.
korkuyor adnan menderes
üç saata indi uykusu.
korkuyor adnan menderes
hiçbir korkuya benzemez
halkını satanın korkusu.
nazım hikmet
korkuyor adnan menderes
ölülerden korkuyor.
kore dağlarından geliyor kimi
apaçık gözleri dumanlı
kaytan bıyıkları kanlı
yaşları yirmi.
korkuyor adnan menderes
ölülerden korkuyor
hele çocuk ölülerinden.
karınları davul gibi, boyunları çöpten ince,
kırıyorlar adnan beyin mutfak camlarını
her gece mezarlarından çıkınca...
korkuyor adnan menderes
dirilerden korkuyor
hele çarıklılardan
hele kasketlilerden.
kasketliler hayını bağışlamayı bilmez.
korkuyor adnan menderes
kocaman yanakları
sarkıyor yağlı, sarı.
korkuyor adnan menderes
üç saata indi uykusu.
korkuyor adnan menderes
hiçbir korkuya benzemez
halkını satanın korkusu.
nazım hikmet
"içkiye benzer bir şey var bu havalarda
kötü ediyor insanı , kötü
hele bir hasretlik oldu mu serde
sevdiğin başka yerde,
sen başka yerde
dertli ediyor insanı , dertli
içkiye benzer bir şey var bu havalarda
sarhoş ediyor insanı , sarhoş..."
giden unutuyor kalanı
kalansa hep hatırlıyor..
var git el oğluna, demesi kolay
gitmek kolay
ya kalmak nasıl bir şeydir,
bilir misin?
kalmak;
anılardan,
çağrışımlardan,
kendinden,
onun sesinden,
kendi sesinden
kaçmaktır!
kalansa hep hatırlıyor..
var git el oğluna, demesi kolay
gitmek kolay
ya kalmak nasıl bir şeydir,
bilir misin?
kalmak;
anılardan,
çağrışımlardan,
kendinden,
onun sesinden,
kendi sesinden
kaçmaktır!
o gün benim de doğum günüm. kendi doğum günümde olacağım muhtemelen.. mutlu yıllar nick nicki nickince.
özlemedim seni
hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca
apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım
özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
hiç özlemedim seni
saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı
akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım
toprak yarılır birden
su kirlenir
ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım
hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
ahmet telli
hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca
apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım
özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
hiç özlemedim seni
saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı
akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım
toprak yarılır birden
su kirlenir
ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım
hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
ahmet telli
sevdiğim gün. çünkü tatilim ve pazartesi sendromum yok. haftasonu sendromu var bende.
"gerçek aşk sanatsaldır, yaratmak için vardır." (ü.ç)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?