calisilan yerden ayrilirken verilen iyi hal kagidi.
hayatinin onemli bir kismi boyunca sahip olamadigi seylere bir anda kavusunca sapitan kisilere yakistirilan sifat.
herhangi bir sebepten veya herhangi sebeplerden oturu heran dunya degistirebilecek konumda bulunan kisinin yasantisini tanimlayabilecek cumle.
elmas,zumrut gibi degerli taslarin tartiminda kullanilan iki desigramlik olcu birimi.
uzerine hafiften tuz ilave edildigi zaman daha bi lezzetli oluveren meyve.
insana "olsem bitse bu iskence" dedirtebilecek kadar beter bir sey oldugunu geride biraktigimiz gece itibariyle ogrendigim agri..bunca yillik insanim ben boyle fiziksel aci tatmadim...
bir zamanlar kasvetli bir geceyarisi, unutulmus eski bilgilerin
tuhaf ve antika ciltleri uzerine dusunuyordum,
yorgun ve sikintili-
uyumak uzereydim, neredeyse basim dusuyordu ki,
bir tikirti geldi birden, sanki kibarca
oda kapimi calan-calan birisi gibi.
odamin kapisini tiklatan diye soylendim bir konuk-
baska bir sey degil, yalnizca bu.
ah, iyice animsiyorum ki o hazin aralikti;
ve zemine vuruyordu sonen her bir kozun yansisi.
sabahi istiyordum sevkle; -bos yere
aramistim
odunc bir avuntuyu kederden-
yitik lenoreun kederinden-
o essiz ve piril piril kizin, meleklerin lenore
diye andigi-
buralarda, anilmayacak artik adi.
ve mor perdelerin belirsiz, huzunlu, ipeksi
hisirtisi
onceden hic duyulmamis tuhaf kokularla dolduruyor-
tir tir titretiyordu beni:
oyle ki: carpintimi bastirmak icin tekrarladim.
oda kapimdan girme izni isteyen bir konuk
bu-
oda kapimdan girme izni isteyen
gec bir konuk:
baska bir sey degil, budur bu.
o sira cesaretimi toplayip: daha fazla
oyalanmadan,
sir dedim, ya da madam, affinizi dilerim
ama
gercek su ki daliyordum ve siz oylesine yumusak
bir tikirtiyla geldiniz,
ve oylesine hafifce tiklattiniz-tiklattiniz
oda kapimi ki,
duydugumdan pek emin degilim sizi-diyerek kapiyi
actim burda; -
karanliktan baska bir sey yoktu orda.
orda durdum, korku ve merakla karanligin icine
baktim uzun sure,
kuskuyla, kurarak hicbir olumlunun curet edemedigi
hayalleri;
ama sukunet bozulmadi ve sessizlik bir ipucu
vermedi,
ve fisiltiyla soylenen tek sozdu orda
lenore?
buydu fisildadigim, miriltili bir yankiyla geri gelen
o soz lenore
baska bir sey degil, yalnizca bu.
odama donerken alev alev yanarak
ruhum
ayni tikirtiyi isittim yine ilkinden biraz daha
kuvvetlice.
kesinlikle dedim, kesinlikle bir sey var penceremin
kafesinde;
oyleyse neymis bakalim ve bu esrari
cozelim; -
ruzgardir, baska bir sey degil bu.
aciverince kepengi, eski devirden kalma
azametli bir kuzgun
kanat cirpip sallanarak adim atti
iceriye;
ne bir selam verdi ne bir an durdu ya da
oturdu;
ama bir ladynin ya da lordun edasiyla
tunedi kapimin ustune-
oda kapimin ustunde bir pallas bustune kondu-
konup oturdu hepsi bu.
derken ciddi ve hasin suratiyla bu abanoz kus,
kaderimi gulumsemeye donusturdu,
sorgucun kirkilmissa da hic kuskusuz dedim
korkak degilsin sen,
gecenin kiyisindan gelen
suratsiz ve yasli kuzgun-
gecenin plutonian kiyisindaki saygi deger adin nedir,
soyle bana.
kuzgun dedi ki birdahaasla.
cok sasirmistim bu cirkin kusun konustugunu duyup
boylesine acikca,
pek alakali olmasa-yaniti pek anlamli olmasa da;
cunku kabul etmeliyiz ki yasayan kimse henuz
mazhar olmadi oda kapisinin ustunde bir
kus-
kus ya da hayvan gormeye oda kapisinin ustundeki
bustte,
bir isimle birdahaasla diye.
ama kuzgun, sessiz bustun ustunde tek basina
yalnizca bu sozu soyledi, sanki bu bir tek sozle
icini dokmus gibi.
sonra baska birsey soylemedi- ne de bir tuyunu
oynatti-
ben mirildanana dek, onceden uctu diger
dostlari-
sabahleyin beni terk edecek, umutlarimin
onceden ucup gittigi gibi.
o zaman
tuhaf ve antika ciltleri uzerine dusunuyordum,
yorgun ve sikintili-
uyumak uzereydim, neredeyse basim dusuyordu ki,
bir tikirti geldi birden, sanki kibarca
oda kapimi calan-calan birisi gibi.
odamin kapisini tiklatan diye soylendim bir konuk-
baska bir sey degil, yalnizca bu.
ah, iyice animsiyorum ki o hazin aralikti;
ve zemine vuruyordu sonen her bir kozun yansisi.
sabahi istiyordum sevkle; -bos yere
aramistim
odunc bir avuntuyu kederden-
yitik lenoreun kederinden-
o essiz ve piril piril kizin, meleklerin lenore
diye andigi-
buralarda, anilmayacak artik adi.
ve mor perdelerin belirsiz, huzunlu, ipeksi
hisirtisi
onceden hic duyulmamis tuhaf kokularla dolduruyor-
tir tir titretiyordu beni:
oyle ki: carpintimi bastirmak icin tekrarladim.
oda kapimdan girme izni isteyen bir konuk
bu-
oda kapimdan girme izni isteyen
gec bir konuk:
baska bir sey degil, budur bu.
o sira cesaretimi toplayip: daha fazla
oyalanmadan,
sir dedim, ya da madam, affinizi dilerim
ama
gercek su ki daliyordum ve siz oylesine yumusak
bir tikirtiyla geldiniz,
ve oylesine hafifce tiklattiniz-tiklattiniz
oda kapimi ki,
duydugumdan pek emin degilim sizi-diyerek kapiyi
actim burda; -
karanliktan baska bir sey yoktu orda.
orda durdum, korku ve merakla karanligin icine
baktim uzun sure,
kuskuyla, kurarak hicbir olumlunun curet edemedigi
hayalleri;
ama sukunet bozulmadi ve sessizlik bir ipucu
vermedi,
ve fisiltiyla soylenen tek sozdu orda
lenore?
buydu fisildadigim, miriltili bir yankiyla geri gelen
o soz lenore
baska bir sey degil, yalnizca bu.
odama donerken alev alev yanarak
ruhum
ayni tikirtiyi isittim yine ilkinden biraz daha
kuvvetlice.
kesinlikle dedim, kesinlikle bir sey var penceremin
kafesinde;
oyleyse neymis bakalim ve bu esrari
cozelim; -
ruzgardir, baska bir sey degil bu.
aciverince kepengi, eski devirden kalma
azametli bir kuzgun
kanat cirpip sallanarak adim atti
iceriye;
ne bir selam verdi ne bir an durdu ya da
oturdu;
ama bir ladynin ya da lordun edasiyla
tunedi kapimin ustune-
oda kapimin ustunde bir pallas bustune kondu-
konup oturdu hepsi bu.
derken ciddi ve hasin suratiyla bu abanoz kus,
kaderimi gulumsemeye donusturdu,
sorgucun kirkilmissa da hic kuskusuz dedim
korkak degilsin sen,
gecenin kiyisindan gelen
suratsiz ve yasli kuzgun-
gecenin plutonian kiyisindaki saygi deger adin nedir,
soyle bana.
kuzgun dedi ki birdahaasla.
cok sasirmistim bu cirkin kusun konustugunu duyup
boylesine acikca,
pek alakali olmasa-yaniti pek anlamli olmasa da;
cunku kabul etmeliyiz ki yasayan kimse henuz
mazhar olmadi oda kapisinin ustunde bir
kus-
kus ya da hayvan gormeye oda kapisinin ustundeki
bustte,
bir isimle birdahaasla diye.
ama kuzgun, sessiz bustun ustunde tek basina
yalnizca bu sozu soyledi, sanki bu bir tek sozle
icini dokmus gibi.
sonra baska birsey soylemedi- ne de bir tuyunu
oynatti-
ben mirildanana dek, onceden uctu diger
dostlari-
sabahleyin beni terk edecek, umutlarimin
onceden ucup gittigi gibi.
o zaman
zorunlu,gerekli.
1965 vedeno dogumlu,moskovada muhendislik egitimi gormus,cecen direnisinin en onemli komutanlarindan biri.
siyah renkli her sokak kopegine arap isminin verilmesi gibi halk tarafindan eseklere verilen genel bir isim.
bazi insanlarin hatali olduklari durumda "afedersin ben boyle bir bok yedim" demek yerine kendilerini hakli duruma getirip olaydan siyrilmasi eylemi.
(bkz: saadet zinciri)
ilgisiz,aldirmaz,umursamaz,kayitsiz gibi anlamlara gelen kelime.
herhangi bir olay yuzunden morali bozulmus,incinmis kisiye cevresindeki esi dostu tarafindan "uzme kendini,aslansin,kaplansin,asarsin,kesersin" gibi gazlamalar yardimiyla verilen manevi destek olayi.
(bkz: denge)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?