<bkz papaz kaçtı>
kıbrısta ingilizce(!) eğitim veren,össde barajı aşan ve parası olan herkesin okuyabildiği ilim irfan yuvası.
ben fena halde köşeye sıkıştım,mümkünse bu muhabbet bitsin çünkü hazırlıksız da yakalandım,yalan bulamıyorum,biraz düşüneyim de bulayım öyle konuşalım demenin kısa yolu.
rhapsody in blue’nun amerikalı bestecisi.
26 eylül 1898’de new york’ta dünyaya geldi.6 yaşında "jazz"ı tanıdı.12 yaşında piyano çalmaya başladı.1914 yılında müziğe bir meslek olarak atıldı.işi,jerome remick yayınevinde piyanist olarak şarkı tanıtıcılığıydı.1916’da yayımlanan ilk şarkısı when you want em you can’t get em i besteledi.bestesi pek başarılı bulunmasa da broadway’deki meslektaşlarının dikkatini çekti.1919’da ilk müzikaline imzasını attı:la la lucille.zamanın ünlü orkestra şefi paul whitemann’ın dikkatini çekerek,onun arzusu üzerine en beğenilen yapıtlarından rhapsody in blue yu meydana getirdi.ağabeyi ira gershwin ile broadway tarihinin en önemli şarkı yazarı ekiplerinden oldular.1935 yılında yaptığı porgy and bess başlıklı operası başyapıtı sayılabilir.yine new york’ta 11 temmuz 1937 tarihinde hayata veda etti.
26 eylül 1898’de new york’ta dünyaya geldi.6 yaşında "jazz"ı tanıdı.12 yaşında piyano çalmaya başladı.1914 yılında müziğe bir meslek olarak atıldı.işi,jerome remick yayınevinde piyanist olarak şarkı tanıtıcılığıydı.1916’da yayımlanan ilk şarkısı when you want em you can’t get em i besteledi.bestesi pek başarılı bulunmasa da broadway’deki meslektaşlarının dikkatini çekti.1919’da ilk müzikaline imzasını attı:la la lucille.zamanın ünlü orkestra şefi paul whitemann’ın dikkatini çekerek,onun arzusu üzerine en beğenilen yapıtlarından rhapsody in blue yu meydana getirdi.ağabeyi ira gershwin ile broadway tarihinin en önemli şarkı yazarı ekiplerinden oldular.1935 yılında yaptığı porgy and bess başlıklı operası başyapıtı sayılabilir.yine new york’ta 11 temmuz 1937 tarihinde hayata veda etti.
<bkz sofinin dünyası>
önceki işinizden neden ayrıldınız?
ne kadar maaş düşünüyorsunuz?
esnek çalışma saatlerine uyar mısınız?
kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
ne kadar maaş düşünüyorsunuz?
esnek çalışma saatlerine uyar mısınız?
kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
<bkz talih getir>
türkçesi:
hayatın yollarında
güneşin ışıkları da vardır,yağmur da
güller de vardır,dikenler de
kahkaha da,sancı da
kilometrelerce yürürken
çok sert dağlar da çıkar önüne,
göller ve çok derin vadiler de.
bazen çok hoştur yürüyüş.
bazen fırtınalar eser.
o fırtınalı yollarda
mucizeler de vardır,korkular da.
sevgiyle coşarsın hep
bazen gözyaşların damlar.
bazen eğilirsin,bazen geriye düşer.
hatalar yapılmak içindir,
dersler öğrenmek için.
ama istiyorum ki hiç unutma...
istiyorum ki hep bil...
asla yalnız yürümeyeceksin.
inandığın sürece...
hayatın yollarında
güneşin ışıkları da vardır,yağmur da
güller de vardır,dikenler de
kahkaha da,sancı da
kilometrelerce yürürken
çok sert dağlar da çıkar önüne,
göller ve çok derin vadiler de.
bazen çok hoştur yürüyüş.
bazen fırtınalar eser.
o fırtınalı yollarda
mucizeler de vardır,korkular da.
sevgiyle coşarsın hep
bazen gözyaşların damlar.
bazen eğilirsin,bazen geriye düşer.
hatalar yapılmak içindir,
dersler öğrenmek için.
ama istiyorum ki hiç unutma...
istiyorum ki hep bil...
asla yalnız yürümeyeceksin.
inandığın sürece...
sabahtan akşama kadar televizyonun karşısında yatan,sadece fizyolojik sorunlarının çözümü için time outta kalan ve bu şekilde yaşayıp giden organizmaya verilen addır.bizde bunlardan bol miktarda bulunmasına rağmen,kelimenin türkçe karşılığının bulunmaması garip.
bir charles baudelaire şiiri:
(ve gene bir can yücel çevirisi)
koyu bir çamur bulup solucanlara uysam,
bir derin çukur kazsam canım için cihanda,
serip kart kemikler’mi,bi yatsam,bi uyusam,
bataklığa gömülmüş timsah gibi nisyanda
nefretim vasiyetler,nefretim kabirler tüm.
avuç açacağıma bidamlacık yaş için,
sağken,akbabaları başıma üşürürüm,
gölkanlara belensin o cenabet cesetim!
kurtlar,gözsüz-kulaksız,benim kankardeşlerim,
bolahenk feylesoflar,daldölleri leşlerin,
işte size bir ölü,güloynar ve gönüllü!
örenimin üstünde fırdönün gönlünüzce!
var mı ölümden öte ölüye bir işkence,
ölümü seçmiş madem ölülerle bu ölü?
(ve gene bir can yücel çevirisi)
koyu bir çamur bulup solucanlara uysam,
bir derin çukur kazsam canım için cihanda,
serip kart kemikler’mi,bi yatsam,bi uyusam,
bataklığa gömülmüş timsah gibi nisyanda
nefretim vasiyetler,nefretim kabirler tüm.
avuç açacağıma bidamlacık yaş için,
sağken,akbabaları başıma üşürürüm,
gölkanlara belensin o cenabet cesetim!
kurtlar,gözsüz-kulaksız,benim kankardeşlerim,
bolahenk feylesoflar,daldölleri leşlerin,
işte size bir ölü,güloynar ve gönüllü!
örenimin üstünde fırdönün gönlünüzce!
var mı ölümden öte ölüye bir işkence,
ölümü seçmiş madem ölülerle bu ölü?
william shakespearein dünyaca ünlü dizeleri:
tired with all these, for restful death i cry,
as, to behold desert a beggar born,
and needy nothing trimmd in jollity,
and purest faith unhappily forsworn,
and guilded honour shamefully misplaced,
and maiden virtue rudely strumpeted,
and right perfection wrongfully disgraced,
and strength by limping sway disabled,
and art made tongue-tied by authority,
and folly doctor-like controlling skill,
and simple truth miscalld simplicity,
and captive good attending captain ill:
tired with all these, from these would i be gone,
save that, to die, i leave my love alone.
ve can yücelin kusursuz çevirisi:
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
tired with all these, for restful death i cry,
as, to behold desert a beggar born,
and needy nothing trimmd in jollity,
and purest faith unhappily forsworn,
and guilded honour shamefully misplaced,
and maiden virtue rudely strumpeted,
and right perfection wrongfully disgraced,
and strength by limping sway disabled,
and art made tongue-tied by authority,
and folly doctor-like controlling skill,
and simple truth miscalld simplicity,
and captive good attending captain ill:
tired with all these, from these would i be gone,
save that, to die, i leave my love alone.
ve can yücelin kusursuz çevirisi:
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir;ümit,uyku ve gülmek.diyen filozof.
türkiyede yaşayan bir şair olan j yorgo wiestmichin programlama üzerine yazdığı kitap.
kitabın ilginç yönü;sevdiği ama kavuşamadığı kız için yazdığı önsözle tanınması...
kitabın ilginç yönü;sevdiği ama kavuşamadığı kız için yazdığı önsözle tanınması...
saniyenin milyarda biri.
trafikte yeşilin yanmasıyla arkadaki sürücünün korna çalması arasında geçen süre.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?