haber:tmsf dolar satıyor kurlar geriliyor
yorum:naci hiddet 01/06/2006 - 16:37
tmsf’nin dolar satmasını kınıyorum. dolar yükselirken dolar satınca ne oluyor? zarar oluyor. tmsf de bir devlet kuruluşu, sonra devlet kuruluşları zarar ediyor diyorlar özelleştiriyorlar. sen elindeki doları satarsan zarar edersin tabii. satmamalısın. kar etmelisin. hadi sattın karşılığında gayrimenkule, altına yatırım yapmalısın. global bir dünyada yaşıyoruz. bugün bir kotasyonlar, likidite fazlası bizi çok ilgilendiriyor. pek bilmiyorum bu işleri ama kınıyorum. saygılar.
haber:yeşim tekstil’den ’doğa dostu’ kumaşlar
yorum:naci hiddet 05/06/2006 - 16:19
yeşim tekstil’i kutluyorum. bir laf vardır; herkes kendi evinin önünü süpürse bütün şehir tertemiz olur. yeşim tekstil de burada kendi evinin önünü süpürerek ilk adımı atmış, benzer adımları diğer tekstil inşaat ve turizm şirketlerinden de bekliyorum. önemli olan doğadır. bugün bir doğa olsun sağlık olsun bunlar önemli kavramlardır. çok yaşa yeşim tekstil. tebrikler. saygılar.
yorum:naci hiddet 05/06/2006 - 16:19
yeşim tekstil’i kutluyorum. bir laf vardır; herkes kendi evinin önünü süpürse bütün şehir tertemiz olur. yeşim tekstil de burada kendi evinin önünü süpürerek ilk adımı atmış, benzer adımları diğer tekstil inşaat ve turizm şirketlerinden de bekliyorum. önemli olan doğadır. bugün bir doğa olsun sağlık olsun bunlar önemli kavramlardır. çok yaşa yeşim tekstil. tebrikler. saygılar.
(bkz: naci hiddet)
hurriyet gazetesinin yaran okuyucu yorumlarina yazdığı yorumlarla yardıran,sürekli aynı kalıpta yazmasına rağmen güldürebilen,sanal alemde pek bir popüler olan kişilik.
(bkz: ailecek hastasıyız )
(bkz: ailecek hastasıyız )
türkiye gibi,gereksinimi olan mesleklerin kontenjanları ile istihdam olanağı arasındaki ilişkiyi hesaplamayan,rastgele bölümler açan üniversitelerin bulunduğu bir ülkedeki gençlerin büyük çoğunluğunda bulunan kaygı.haklı bir kaygıdır,zira;
1)işsizlik oranı en çok üniversite mezunu gençler arasında görülmektedir.
2)master olanakları çok kısıtlıdır ve herkesin yurtdışında lisansüstü eğitim görme olanağı yoktur.
3)gazete ilanlarında eleman arayanların kıstaslarına uyan biri olmak için,25 yaşından gün almamış,4 yıllık fakülte mezunu,en az 3 yıl iş tecrübesi olan,askerliğini tamamlamış,çok iyi derecede ingilizce bilen kalıbına uygun olmanız şarttır.
4)doktor-mühendis-avukat ideal üçlemesiyle yaşamış bir halka mesleğinizin işlevini,gerekliliğini anlatmanız çok zordur.çok severek ve başarılı olacağınıza inandığınız bölümünüz,sözgelimi arkeoloji,’mezar mı kazacaksın’ şeklinde küçümsemelerle karşılanır.iş hayatında da durum değişmez.bir ülkenin kalkınması için her iş alanından yetişmiş elemanlara ihtiyaç olduğu,hatta bu ihtiyacın çoğunluğunun ara eleman olarak nitelendirilen meslek yüksek okulu mezunlarına ilişkin olduğu kavranamaz.bireysel mutluluk açısındansa insanın sevdiği işi yapmak için ona para ödeniyor olmasının hazzı anlaşılamaz.iş dediğin sabah 9 akşam 5 gidilen,sıkıcı bir zorunluluktur ne de olsa.kısaca dsevdiğiniz işi yapamaz,yaptığınız işi sevemez duruma getirirler sizi.zira kalıp budur.
1)işsizlik oranı en çok üniversite mezunu gençler arasında görülmektedir.
2)master olanakları çok kısıtlıdır ve herkesin yurtdışında lisansüstü eğitim görme olanağı yoktur.
3)gazete ilanlarında eleman arayanların kıstaslarına uyan biri olmak için,25 yaşından gün almamış,4 yıllık fakülte mezunu,en az 3 yıl iş tecrübesi olan,askerliğini tamamlamış,çok iyi derecede ingilizce bilen kalıbına uygun olmanız şarttır.
4)doktor-mühendis-avukat ideal üçlemesiyle yaşamış bir halka mesleğinizin işlevini,gerekliliğini anlatmanız çok zordur.çok severek ve başarılı olacağınıza inandığınız bölümünüz,sözgelimi arkeoloji,’mezar mı kazacaksın’ şeklinde küçümsemelerle karşılanır.iş hayatında da durum değişmez.bir ülkenin kalkınması için her iş alanından yetişmiş elemanlara ihtiyaç olduğu,hatta bu ihtiyacın çoğunluğunun ara eleman olarak nitelendirilen meslek yüksek okulu mezunlarına ilişkin olduğu kavranamaz.bireysel mutluluk açısındansa insanın sevdiği işi yapmak için ona para ödeniyor olmasının hazzı anlaşılamaz.iş dediğin sabah 9 akşam 5 gidilen,sıkıcı bir zorunluluktur ne de olsa.kısaca dsevdiğiniz işi yapamaz,yaptığınız işi sevemez duruma getirirler sizi.zira kalıp budur.
bunların istatistikleri incelendiğinde her 100 ahmet çakar repliğinden 40ının şu kalıba uygun olduğu görülmüştür:
’’şimdi ben sana x desem bana ne karşılık verebilirsin ki?bak dikkat edersen sana x demiyorum.desem diyorum hani.’’
bir diğer yüzde 40lık kesim şu tarzdadır:
- ben size söyleyeyim mi;bu adamlar avrupa’da hava toplarında en üstün takım.bizim defansı ezerler,biiiir.
- g.saray bu emre’yle bu thomas’la perişan olur ikiiiii.
- ve üüüçç,eric gerets hoca falan değildir!
yüzde 20dekilere ise mutlak suretle,dünyanın hiçbir yerinde diye başlanması zaruridir.
’’şimdi ben sana x desem bana ne karşılık verebilirsin ki?bak dikkat edersen sana x demiyorum.desem diyorum hani.’’
bir diğer yüzde 40lık kesim şu tarzdadır:
- ben size söyleyeyim mi;bu adamlar avrupa’da hava toplarında en üstün takım.bizim defansı ezerler,biiiir.
- g.saray bu emre’yle bu thomas’la perişan olur ikiiiii.
- ve üüüçç,eric gerets hoca falan değildir!
yüzde 20dekilere ise mutlak suretle,dünyanın hiçbir yerinde diye başlanması zaruridir.
yılardan 1992.commodore,susam sokağı falan var.bir de ahmet çakarımız,bir tanemiz var ve bir fenerbahçe-galatasaray maçı öncesinde bu cümleyi kuruyor.
http://www.youtube.com/watch?v=bisipuoe8bm
http://www.youtube.com/watch?v=bisipuoe8bm
(bkz: yaran ahmet çakar replikleri)
genellikle sen adam olmazsının ardından,
kişinin gaza gelip de adam olmasının akabinde yediği ayar cümlesi.
kişinin gaza gelip de adam olmasının akabinde yediği ayar cümlesi.
yıllardan 2004.karton aslan polemiğinde ahmet çakarın,telegolün sunucusu güntekin onaya lucescu ile tartışması sırasında söylediklerinin tercüme edilmemesini öğrendiğinde yönelttiği soru.bu sorunun ardından sinirli kişilik çakarın güntekinê uçan tekme falan atması beklenmiştir ama hayal kırıklığına uğradık televizyon başında.
(bkz: güntekin sen ciddi misin)
(bkz: ahmet çakar tarzı sataşmak)
(bkz: bir jedi olarak ahmet cakar)
-beyler düşünün.biz dördümüz bir dağ evindeyiz.etrafta köylüler falan var.kapı çalınıyor.açıyoruz,bir bakıyoruz sharon stone!aradan vakit geçiyor.bi daha kapı.zekeriya beyaz!ne alaka değil mi?işte bu pozisyon da öyle.
(ara: ahmet cakar)
hakemliği döneminde beşiktaş’a çok çektirmiştir.hatta bu konuda bir tezahürata bile konu olmuştur.ama sözünü esirgemeyen,karşı tarafı müthiş şekilde köşeye sıkıştıran,zekasına hayran olduğum ve santra programında diğer yorumculara nazaran daha tarafsız olan bir kişiliktir.
amerikan hukuk sisteminde avukatın sanığı ya da tanığı sorguladığı zamanlarda,karşı tarafın köşeye sıkışmasıyla birlikte avukattan duyulan cümledir,davayı kazandığı aşikardır artık.hollywood filmlerinin duruşma sahnelerinin hemen hepsinde bu replik geçer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?