lilithia

ekşi sözlüğün son yaşananların ışığında neye kime hizmet ettiğini anlamak hem kolay hem de zor. kolay: çünkü ülke olarak üzerimize salınan zehirli havadan nasibini almaması mucize olurdu. ama bir yandan da zor: muhalif kimliğini bırakıp bu yollara girmesini kabul etmek kolay değil.
ruhuna fatiha.

o damla iki sebepten parfümün en değerli damlasıdır: bir, son olduğu, iki, parfümün son derece yoğunlaşmış ve güçlü hali olduğu için, bu yüzdendir ki hep "ne kadar güzelmiş, niye bitti ki?" diye hayıflandığınız bir parfümün yeni şişesini dahi alsanız eskisi daha iyiydi düşüncesi çoğu insanda vardır.
bu yüzden son damla hiçbir şekilde ziyan edilmemeli dikkatle kullanılmalıdır.

inanın okuyunca dindar bir esnafın iki markanın satışlarını karşılaştırdığını sandığım bir cümle.
insan ölümleri üzerinden bu şekilde konuşmanın incitici ve uygunsuz olduğunu bilmeyecek kadar umursamaz olmak nasıl bir şey acaba? acı görmemiş insan bunu rahat ifade etmesi beni her zaman germiştir. eminim çoğumuz aynı şeyi hissediyoruz.
elhamdülillah bu gibi laflar deli gidiyor siyasi ortamda...

bu olayın ister yapay oluşturulmuş koşulların bir sonucu olsun, ister bize anlatıldığı şekli ile cereyan etsin insanların öldüğü ve geride kalanların acıya boğulduğu bir trajedi olduğu sonucunu değiştirmeyecek kazadır.
bu gibi olaylardan sonra yapılan spekülasyonlar her zaman insanlara cazip gelmiştir, yakınlarımdan biri geçen sene şehit oldu ve ölümü bilinen şeklinin üzerine eklenenlerle spekülatif şekilde aylarca konuşuldu. sonuç: ailenin acısının katlanması ve bilinmezliğin verdiği kuşkunun acılarına acı katmasıydı. asla kanıtlanılabilirliği olmayan iddialar yağmur gibi gelecek ama iddialar kaskatı gerçeği daha kolay katlanılabilir hale getirmeyecek maalesef.

huzur içinde uyusunlar.

dindar, dinine bağlı ve allah korkusuna (takva) sahip insandir. üçüncü özellik bunlarda pek bulunmaz yalnız, "ilk ikisi ile idare ediverin siz de canım " diyerek işin içinden sıyrılırlar. şeklen yaptıkları ibadetlerin yaptıkları vicdansızlıkları görünmez kıldığını düşünecek kadar uyanık insanlardır.

defalarca uygulamaya kalktığım ama her seferinde 3 günden fazla dayanamadığım diyet.
normal kilo vermek için değil, ameliyat öncesi hastanın acil zayıflaması gerektiği zamanlarda başvurulan bir çözüm olduğunu okumuştum ki listede yenilenlere ve miktarına bakılınca en mantıklı açıklama da bu gibi duruyor.yoksa miktarlar günlük minimal beslenme kriterlerini karşılamaktan çok uzak, bu yüzden 14 gün sürdürülebiliyor.

en sevdiğim şarkısı gods and monsters olan sesi son derece melankolik olan şarkıcıdır. nedense herkesin öve öve bitiremediği diğer şarkıları bana çok hitap etmiyor. chris isaac' le wicked game düeti yapsa diye hep düşünmüşümdür.

6 aylık olup karnı doyduktan sonra altına ıkına ıkına altına doldurduğu o şirin andır. çok şeker oluyorlar.

çocuk:cüzdanınızın, uykunuzun en azılı düşmanı.
anne:tüm duygusal yükünü paratoner gibi çekmek zorunda olduğunuz söylenen varlık.
iş arkadaşı: katlanmaktan başka çarenizin olmadığı, boşanıp malı mülkü ayıramadığınız ortaklığın, evliliğin diğer yarısı.

ibiş benim çokça kullandığım bir yarı hakaret- yarı alay sıfatı olmakla birlikte tabii ki öncelikle orta oyununda sürekli şapşallık yapan, her işe koşturan uşak ve kahya arası tiplemedir. ne yapacağı belli olmayan, hafif aptal ve kendini rezil etmeye doğal olarak eğilimli insanlar için rahatlıkla kullanılabilir bir sözcük bence.
ben ibişi çok fazla makyaj yapan, özellikle allıkla yanar döner disko topu gibi gezen kadınlar için de kullanırım ve pek beğenirim. hatta eski tatil fotolarımda ciddi ibişlik emareleri bulup eğleniyorum.

kantaron yağını antidepresan etkileri için jel kapsül olarak bir kaç ay kullanmıştım, ilk başlarda çok iyi gelmişti fakat bir süre sonra aynı etkiyi hissedemediğim ve yaz geldiği için bırakmıştım çünkü bu yağ ve güneş ışığı ile birleşince (özellikle dayanıksız cilde sahipseniz) ciddi tahrişlere sebep olabiliyor. kapsül halinde kullanacaklara bu bilgiyi vermek istiyorum, akılda tutmakta yarar var.