confessions

laughter

- Yazar -

  1. toplam entry 1621
  2. takipçi 1
  3. puan 30965

ingilizce rüya görmek

laughter
aşırı dozda ingilizce alımı sonucu meydana gelebilecek durum.

ben inanmazdım, öyle şey olmaz diye düşünürdüm ama hakikaten oluyormuş. henüz yaşamadım, yaşamaktan da korkuyorum ama ingilizceyle fazla haşır neşir olmak böyle sonuçlar doğurabiliyormuş. ancak ufak tekek hello, how are you’lar buna dahil değil, bildiğin içerik falan da öyle olacak. enteresan tabi, birgün yaşarsam ilk buraya yazıcam sözlük.

porsuk

laughter
üzerinde gondol sefası yapma imkanınız olan ve yurtdışına çıkmadan eskişehir’de venedik tadını yakalamayı sağlayan nehir.

özellikle porsukta gondola birkez binmeyi tavsiye ederim, en fazla 4-5 kişilik olan gondol yarım saatlik gezinti boyunca eskişehiri birkez daha sevmenizi sağlıyor. fiyatı da gayet uygun.

domuz gribi

laughter
aslında birçok insanın farkında olmadan geçirip atlattığı gripmiş. miş diyorum çünkü bizzat kendi tespitim değil ama bu kadar abartılmaması konusunda ben de hemfikirim.

sonuçta şu ana kadar tek bir ölüm gerçekleşti ki ona da zatürre teşhisi konulduğunu söylediler. üstelik zaten normal grip bile öldürebilir, bünyeyle alakalı birşey.

ajdar anik in herkesle dalga geçtiğini açıklamasi

laughter
keşke olsa diye beklenendir. en basitinden makine mühendislerinin adı temizlenir.
şaka maka hakkaten öyle bi açıklama yapsa amma olur ama. adamı gider tebrik ederim, bu kadar iyi rol yaptığı için ve yaptığı role tahammül edebildiği için. ancak şöyle de bir durum var ki, kendisinin o açıklamadan sonra türkiye sınırları içerisinde herhangi bir yerde ikamet etmesi, barınması hatta havayı soluması bile pek mümkün olmayacaktır.

dogdüğün için sağol

laughter
doğduğun için sağ olman gerekir gibi bi anlam çıkartmaya çalışarak kendimi zorlamaktayım. aynı zamanda şöyle bir şey de olabilir belki, örneğin bir anne çocuğuna diyebilir bunu, doğduğun için sağol, ya doğmasaydın, hep içimde kalsaydın, nası olurdu, tıpta bir ilk, aynı zamanda anneye de büyük çile olurdu mazallah.
fazlaca zorladım, sanki illa yazmam gerekiyormuş gibi. ama cümleyi kim kurduysa suçu ona atıyorum.

elif güvendik

laughter
sahte sarışın olunur da bu kadar olunmaz. yani bi insana sarı saç yakışmaz da bu kadar iğrenç ve yapay durmaz. affına sığınarak söylemeliyim ki düz saçla çektiği klibinde banu alkan havası sezdim. yahu ben bu kadına önceden nötrdüm, gittikçe eksileşiyorum, daha fazla bakamayacağım.

d slr

laughter
fotoğrafa yeni başlayanların slr’ye tercih etmesi gereken makine. dslr makinede çektiğinizi anında görebildiğiniz için öğrenme daha kolay oluyor ve bolca pratik yapılabiliyor.

slr ise profesyonelleşmiş fotoğrafçının harcıdır, o kareyi çeker ve ne çıkacağını zaten bilir, öğrenme gibi bi amacı da yoktur, tek amacı zevk almaktır. o yüzden slr makine daha ucuz, yeni başlamış adama pahalı makine gerekmez diyip dslr almamazlık etmeyin şayet maymun iştahlı değilseniz. biraz profesyonelleştikten sonra ise slr’nin zevki ayrı olacaktır.

mektup

laughter
birine karşı içinizde biriktirdikleriniz, haykırmak istedikleriniz, kafasına dank ettirmek istedikleriniz varsa ve kendisini kötü hissetmesini hatta kahrolmasını istiyorsanız en iyi iletişim aracıdır kendisi.

kafanın konuya en yoğun olduğu anında oturur, tüm edebiyat bilgini döke döke yazmaya başlarsın, bi süre sonra yüreğinden gelen sesler kendi kendine yazmaya başlar kağıda. durduramazsın, sayfalarca yazarsın. hiç okumadan kapatır zarfa koyup yollarsın. işte o karşı tarafa ulaştığında öyle bi bomba etkisi yaratır ki, neye uğradığını şaşırır. belki orada yazanları karşısına geçip söyleseydin ya da arayıp ağzına s*çsaydın o kadar etkili olamazdı ama bir kağıt parçasının anlattıkları adama daha çok koyar. üstelik hiçbir ısrar yoktur, tamamen kendi gözleriyle okumuştur ve kendi kendinin ağzına s*çmıştır.

işte ben bu yüzden seviyorum mektupları. ha tabi şöyle bir ihtimal de var, yazarsın yazarsın, yollayamazsın. işte o da yazanda bomba etkisi yapar. bazıları da birgün yollanmak umuduyla bekler durur...

var mısin yok musun furkan

laughter
yarışmanın fenerbahçeli amigosu ve bir numaralı danışmanı. yahu adam ne derse çıkıyordu. katılmam ama eğer katılsaydım bu çocuk ne derse onun yapardım. böyle kağıtlara bişeyler yazıyor, bi istatistikler falan yapıyor, çıkıyor çocuk ne dediyse. hatta ben olsam alır, kendi yerime oturturdum çocuğu, yarış arkadaşım derdim. çıkanı kırışırız da.

kadınlar için sone

laughter
bir ümit yaşar oğuzcan şiiri.

ben güzel gözlü kadınları severim
bir de küçük ayaklıları, uzun boyluları
hem nasıl severim, öyle severim işte
terler avuçları, kesilir solukları

ben mahzun kadınları severim
yavru ceylanca kadınları, ürkekçe
hem nasıl severim, öyle severim işte
bilemezsiniz ne güzeldirler, öpüştükçe

ben akıllı kadınları severim
düşünen, az konuşan, çok bilen
her yerde, her zaman nazı çekilen

hem nasıl severim, öyle severim işte
içimde büyük, sonsuz ateşler yanmalı
ölümüm bile o kadının yüzünden olmalı
31 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol