confessions

laughter

- Yazar -

  1. toplam entry 1621
  2. takipçi 1
  3. puan 30966

mühür

laughter
özgünün müthiş şarkısı. daha ne kadar dinlersem bıkacağım diye merak ediyorum. popüler bi şarkı olmasına rağmen, popülerliğinden antipatiklik kapıp dinlemekten de vazgeçmedim, hayret. sanırım şu aralar fazla takip etmiyorum çok dinlenenleri. ya da sanırım önceden popülerdi, popülerliği gitti ve ben dinlemeye başladım. yani mutlaka bu işte bi iş var.

bir de: sözlerini de yazayım tam olsun:

bakınca her fotoğrafına
dudaklarım mühürleniyor
düşünmeden yazar şu hayat acı sonları
duvarları yosunla dolu
gönül yine derin yaralı
kader değil insan acıtır canı

ne yıldızlar yanar
yokluğun kör karanlık
ne de bu gün doğar
sensizlik benle yaşlanmış en büyük acı
inan değişmez yerin bende aynı
ne yağmurlar diner
gönlümde her bir hücre
bana seni diler
sensizlik benle yaşlanmış en büyük acı
inan değişmez yerin bende aynı

bana en güzel anları yaşatan
kalbime değil ömrüme yazılan aşkım
inan değişmez yerin bende aynı

sinyal sesinden sonra mesajınızi bırakıniz

laughter
nasıl bir strestir bu yahuu. yani o an konuşacağın herşey kaydedilecek, sanki tüm mahalleye hatta şehre yayılacakmış gibi hissedersin. konuşma yapıyormuş gibi hiç hata yapmaman gerektiği baskısını yaşarsın. sesinde en ufak bi çatallaşma ya da kekeleme olmaması gerekir. sanki yanlış bi cümle söylemen büyük bi rezalete yol açacakmış gibi.

bunun haricinde bir de karşında kimse olmamasına rağmen muhabbet ediyormuş ifadesinin saçmalığı da vardır yüzde hatta seste. bu da ayrı bi bunalım zira malmıyım ben kendi kendime konuşuyorum diye iç geçirirsin ya da bir süre sonra bu mesajı okuyacak kişinin senin ne kadar aptal konuştuğunu düşüneceğini zannedersin.

zaten boşa değil; telesekretere konuşamayanlar diye bi kavram çıkarmış teomanımız. velhasıl bütünüyla saçma ve gereksiz bi uygulamadır. hiç sesli mesaj bırakmam, biri telefonuma bıraktığında da içten içten gülerim. saçma oluyo be abi.

avon

laughter
bir insanın etrafında en az 5 kişi vardır bu ürünleri satan. ondan bi ortama girdiğinizde bu ürünleri satmak isterseniz; ’benim yengem satıyo, ablam satıyo, komşum satıyo, ben almam’ tarzı tepkilerle karşılaşabilirsiniz. yani artık hiç karlı değil, denemeyin bile. hem ziyadesiyle itici geliyor insanlara.

fransız sokağı

laughter
fransız sokağı nerde, fransız sokağına gidelim diye tırım aranıp, sonra da bulduğumuzda cezayir sokağı yazısını görüp dumura uğradığımız sokak. hani fransızdı uleyn. yine de orası bizim kalplerimizin fransız sokağı, adı yazmasa da olur.

paranormal activity

laughter
asla korku filmi seyredemeyen beni bile korkutmamış film. ha evet gerildim, ha evet bazı yerlerde bakmadım kafamı çevirdim. ama insan ister istemez çok fena birşey bekliyor yorumları görünce. tabi tamamen karanlık bi ortamda tek başıma falan izleseydim ne halde olurdum bilmiyorum hatta bilmek bile istemiyorum ama gerçekten de abartmaları haketmiyor maalesef.

sıkıntı

laughter
acilen bir uğraş bulmayı gerektiren hadise. yoksa sonu çok fena, hatta sonundan çok geçirilen aşamalar çok fena. eee insan iki saniye önce mutsuz mutsuz ağlayıp, iki saniye sonra çok salak birşey için gülerse ve buna bi anlam veremezse, kafayı yemek kaçınılmaz bir durum olup çıkar.

nikola tesla

laughter
philadelphia deneyi de kısmen tesla teknolojisiyle yapılmıştır.

ayrıca nicola tesla saplantılı biriydi, garip huyları ve fobileri vardı. işlerini üçerli gruplar halinde yapardı, ve numarası üçe tam bölünebilen bir otel odasında kalmak konusunda ısrarcıydı. nicola tesla mücevherden, özellikle inci küpelerden iğrenirdi. temizlik ve hijyen konusunda çok titizdi. yuvarlak nesnelere ve kendisininki dışında insan saçına dokunmaktan hoşlanmazdı. aynı zamanda inanılmaz bir hırsa sahipti, başladığı işi bitirmeden rahat uyuyamadığını söylemekteydi.

nicola tesla güvercinlere özel bir ilgi duyardı. parkta beslediği güvercinler için özel yemler sipariş eder ve güvercinlerin bazılarını otel odasına getirirdi. hayvanları severdi.

resmi yemekler dışında her zaman yalnız başına yemek yerdi, ve hiçbir koşul altında bir bayanla tek başına yemek yemezdi.

nicola tesla hiç evlenmedi. bekar ve aseksüel olmasının bilimsel yeteneklerine yardımcı olduğunu düşünüyordu.



başka dilde aşk

laughter
öncelikle söyleyeceğim; harika bir film. ısrarla, izleyin, izletin.

hakkında biraz daha konuşmak gerekirse; işitme engelli bir gençle, çağrı merkezinde çalışan bir kızın aşkı. ama tabiki de bu kadar basit değil. işleniş, anlatılmak istenen, oyunculuklar, verilen mesaj, müzikler; hepsi harika. tek kelime ve; harika...

bu filmle birlikte mert fıratın ne kadar üstün bir oyunculuğa ve ne kadar duyarlı bir düşünceye sahip olduğunu anlıyoruz. uzun zamandır izlediğim en iyi aşk filmlerinden biri ve aynı zamanda en yararlı ve duyarlı film.

tüm ekip müthiş bir iş çıkarmış. helal olsun...

not: ıssız adamla birlikte plak furyası başlamıştı, umarım bu sefer de insanlarımız işaret dili öğrenmek için gaza gelirler. zira %100 daha yararlı bir iş yapmış olacaklar.

bronzlaşmak

laughter
uzun yıllardır pek yaşayamadığım durum. hep peynir kıvamında gidip aynı kıvama en fazla bir ton ekleyip dönüyorum yıllardır. bazen düşünüyorum da 40 faktör güneş kremi kullanmamdan olabilir mi acaba...
18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol