(bkz: mücver)
(bkz: deserve)
(bkz: çilek)
(bkz: portakal)
sakat durum. başarılı olur bikaç sıyrıkla atlatabilir veya cdyi buz pateni pistine dönüştürebilir, ardından kırıp atabilirsiniz.
dikiz aynasının da sonuçta bir ayna olması, onun ayna gerektiren herhangi bir iş için kullanılmasını meşru kılar, normal bir davranıştır.
(bkz: cannibalism)
*bulaşıkları yıkamayı teklif etmek, hatta yıkamak
*aşırı makyaj yapmamak, "doğal güzel" rolünü oynamak
*salonda nur tv,tefsir programları izlenirken kısa etekle salona girmemek, eğer bir kez girmiş bulunuluyosa, kaynana kişisinin al şunu üzerine giy diyerek verdiği eşofmanları geri çevirmemek, giymek ve ciddi bir şekilde tefsir dinlemeye başlamak
*yerli yersiz toplumsal mesaj vermemek, tabuları yıkmayı daha sonraya ertelemek
*kendi evindeki alışkanlıkla salona ayakkabı ile girme hatasını asla yapmamak
*çocuk yetiştirme konusunda hiç bi fikre sahip değilmiş gibi davranmak
*yemek yapma konusundaki kabiliyetle ilgili bi rekabete sakın ola girmemek
*müstakbel kocaya ters çıkmamak, her istediğini getirmek, hiç bi konuda fikir ayrılığına düşmüyormuş gibi davranmak
*anne-oğul ilişkisini zedeleyebilecekmiş imajı vermemek, kaynanaya bu tehlikeyi asla hissetirmemek, gelinin sadece ev işlerini gören, getir götür yapan, çocuk doğuran, öyle evde dolaşan bir figür olması gerektiğini unutmamak
*sevgiliyle kavga etmezken aynı zamanda çok da iyi anlaşmamak, dost olmamak, eğlenmemek, fazla konuşmamak, fazla gülmemek
*dünyada başka xy kromozomuna sahip organizmaların bulunduğunu bilmiyomuş gibi yapmak, müstakbel kocayı terketmek gibi bi olasılığın imkan dahilinde olduğundan habersiz olmak
gibi şartlar yerine getirildiği takdirde başarıyla sonuçlanacak çabadır kaynanaya kendini beğendirme çabası, allah kolaylık versin hepimize, amin.
*aşırı makyaj yapmamak, "doğal güzel" rolünü oynamak
*salonda nur tv,tefsir programları izlenirken kısa etekle salona girmemek, eğer bir kez girmiş bulunuluyosa, kaynana kişisinin al şunu üzerine giy diyerek verdiği eşofmanları geri çevirmemek, giymek ve ciddi bir şekilde tefsir dinlemeye başlamak
*yerli yersiz toplumsal mesaj vermemek, tabuları yıkmayı daha sonraya ertelemek
*kendi evindeki alışkanlıkla salona ayakkabı ile girme hatasını asla yapmamak
*çocuk yetiştirme konusunda hiç bi fikre sahip değilmiş gibi davranmak
*yemek yapma konusundaki kabiliyetle ilgili bi rekabete sakın ola girmemek
*müstakbel kocaya ters çıkmamak, her istediğini getirmek, hiç bi konuda fikir ayrılığına düşmüyormuş gibi davranmak
*anne-oğul ilişkisini zedeleyebilecekmiş imajı vermemek, kaynanaya bu tehlikeyi asla hissetirmemek, gelinin sadece ev işlerini gören, getir götür yapan, çocuk doğuran, öyle evde dolaşan bir figür olması gerektiğini unutmamak
*sevgiliyle kavga etmezken aynı zamanda çok da iyi anlaşmamak, dost olmamak, eğlenmemek, fazla konuşmamak, fazla gülmemek
*dünyada başka xy kromozomuna sahip organizmaların bulunduğunu bilmiyomuş gibi yapmak, müstakbel kocayı terketmek gibi bi olasılığın imkan dahilinde olduğundan habersiz olmak
gibi şartlar yerine getirildiği takdirde başarıyla sonuçlanacak çabadır kaynanaya kendini beğendirme çabası, allah kolaylık versin hepimize, amin.
en başı çok güzeldir bu filmin, eskimo ailesi vardır, adam donmak üzereyken köpekler getirir onu evine, acılı bir müzik fonda filan. sonra adam canlanır, küçük sevimli bi velet vardır, onun eline bi balon verir annesi babası, çocuk dışarı çıkar oynamaya, sevişirler filan, umut dolu bir müzik fondadır. gözlerim dolar her izlediğimde.
dünyanın bir çok ülkesinde bulunan , ilk kez bir ülkeye gittiğinizde uğraması farz olan, bilumum tshirt, rozet, şapka gibi aksesuarları satılan, dekorasyonları pek hoş cafeler zinciri.
absolut veyahut smirnoff almaya para olmadığında, ama tekel votka içecek kadar düşmek istemediğimizde binboğa ile birlikte tercih ettiğimiz bir diğer votka markasıdır.
ancak istanblueyu diğerlerinden kat be kat üstün kılan özellik etiketinin arkasına yazılan "içtiren" şiirlerdir. ne zaman bir istanblue votka alsam çabucak giderim eve, sustururum zamanı ve herkesi, gizlenirim loş köşelere, çıkarırım onu siyah poşetinden, sıyırırım çevresine sarılı gazete kağıdını ve okumaya başlarım arkasında yazılı şiiri, okudukça efkar basar, acılar dolar yüreğime, doldururum bir bardak votka, ve sonra bir bardak daha, ve bir bardak daha....
ancak istanblueyu diğerlerinden kat be kat üstün kılan özellik etiketinin arkasına yazılan "içtiren" şiirlerdir. ne zaman bir istanblue votka alsam çabucak giderim eve, sustururum zamanı ve herkesi, gizlenirim loş köşelere, çıkarırım onu siyah poşetinden, sıyırırım çevresine sarılı gazete kağıdını ve okumaya başlarım arkasında yazılı şiiri, okudukça efkar basar, acılar dolar yüreğime, doldururum bir bardak votka, ve sonra bir bardak daha, ve bir bardak daha....
(bkz: kadın)
"sen gerçeksen biz neyiz?" sorusunu sormama vesile olmuş, karpuz, peynir ve kırmızı et yediği için ahu tuğbaya aşık olduğuna kanaat getirmiş , o programa çıkmak için sağlam bir para aldığından emin olduğum, eğer sağlam bir para almıyosa akli dengesinden şüpheye düşeceğim medya kornişi, izmariti, kavunu...
cik x 3 = onay verilmeyen, hoş görülmeyen bir takım hal ve tavırlara şahit olunduğunda çıkarılması makbul, uyuz sesler bütünü.
eskilerden bir kargo parçası.
hayat doğuda sessizlik suskunluk anlaminda
batıda ise değerli bir taş sanki.
susmak doğuda erdem meziyet anlamında
batıda ise değersiz bir hak gibi
ayır bizi boğaziçi kurtar beni boğulmadan
ayır bizi boğaziçi kutsa beni atlamadan
gülmek doğuda utanç kibir anlamında
batıda ise doğal bir istek sanki
bilgi doğuda saygınlık itibar anlamında
batıda ise paraya endeksli
ayır bizi boğaziçi
anlat bizi ayırmadan
acı ,ağrı ve sonsuz çile
politikayla yok hiç bir dilde
hayat doğuda sessizlik suskunluk anlaminda
batıda ise değerli bir taş sanki.
susmak doğuda erdem meziyet anlamında
batıda ise değersiz bir hak gibi
ayır bizi boğaziçi kurtar beni boğulmadan
ayır bizi boğaziçi kutsa beni atlamadan
gülmek doğuda utanç kibir anlamında
batıda ise doğal bir istek sanki
bilgi doğuda saygınlık itibar anlamında
batıda ise paraya endeksli
ayır bizi boğaziçi
anlat bizi ayırmadan
acı ,ağrı ve sonsuz çile
politikayla yok hiç bir dilde
tek bir bulmacasını bile çözmeyi bugüne kadar başaramadığım inanılmaz zor çin şeysi.
"yeryüzü ve insanlar henüz yaratılmamışken, pembe bir toz ve gaz bulutu vardı" şeklinde iddialarda bulunurlar ve bu iddialarında haklıdırlar da.
filmle ilgili aklımda kalan şey histerik bi kadının tuz tuz diye inleyerek onu bunu yalamaya çalışmasıydı. sanırım o karakter orjinalinde de mevcut, fakat bu durum inanılmaz absürd olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? hayır.
(bkz: kısmet)
(bkz: kendi kendine sessizliği dinleyen kız modeli)
(bkz: pink floydu yalnız dinleyemeyen kız modeli)
(bkz: pink floydu yengesiyle dinleyen kız modeli)
(bkz: pink floydu yalnız dinleyemeyen kız modeli)
(bkz: pink floydu yengesiyle dinleyen kız modeli)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?