er kişi: sevgilim ben geldim!!!!!
dişi varlık: necati çabuk dolaba çabuk!!
duman ismini verdiğimiz hesapta anti-emperyalist süper grubumuzun toplu halde kahve içtikleri mekan. dumanın kaypaklığı bir tarafa, hastasıyım ulen üçünüzün de, o gün bugündür seviyorum starbucksı, kurabiyeler güzel, frappucino harika, yan masada duman oturuyo filan, sigara içioruz ööle, kankalarım var yanımda...
(bkz: daha ne olsun)
(bkz: daha ne olsun)
*surat asmak, fakat kıskandığını belli etmemek için hemen başka bi şeye kızmış gibi yapmak. (yok efendim burası ne kadar iğrenç bi yer buraya beni nasıl getirirsin, kıro dolu burası zaten zevksiz zevzeğin birisin, anca senin gibiler gelir buraya, ya burdan hemen şimdi kalkar gideriz ya da ben gidiyorum, naparsan yap!! veya regl oldum karnım çok ağrıyo ondan keyifsizim, yoksa yanındaki hatunlarla ilgisi yok, ne alakası var canım nerden çıkarıyosun, farkında bile diilim.
*hoşlanılan xy kromozomlu organizmanın dolaylarında bulunmak, yerli yersiz dokunma numaralarıyla diğer yazan hatunlara vücut diliyle "o benim" mesajını vermek.
*derhal ortamda eli yüzü düzgün hatta yakışıklı ve mümkünse artist tavırlı başka bir xy kromozomlu organizmadan çakmak istemek, akabinde muhabbet kurmak, muhabbet esnasında seçilen piyonun gözlerine bakmak, hoşlanılan erkekten ilgiyi tamamen uzaklaştırıp, diğer erkeğin söylediği herşey çok komikmiş gibi yüksek sesle gülmek, ortam müsaitse dans etmek etc... (tehlikeli numara ama kesin sonuç: hoşlanılan erkek inanılmaz tribe girer. en iyi ihtimal-- yürü kalk gidiyoruz diyerek kolunuzdan tuttuğu gibi götürmesi, biraz zaman geçtikten sonra sinirinin geçmesi ve kıskanıldığınızı bilmenin inanılmaz hazzıyla beraber hoşlandığınız erkeği onca hatunun arasından geri kazanmanın verdiği g.tüm tavan yaptı hissiyatı. biraz kötü ihtimal-- piyonu dövmesi ve mekandan kovulmanız. harbi kötü ihtimal-- sizi dövmesi, bu da hoşlandığınız erkeğin maçoluk katsayısıyla orantılı bi durumdur, iyisi mi fazla abartmayın)
çikolatanın entrysinden sonra edit: başarısız yöntemlerimi burda açık etmek istemedim evet, yüzüme vurmana gerek yok.
*hoşlanılan xy kromozomlu organizmanın dolaylarında bulunmak, yerli yersiz dokunma numaralarıyla diğer yazan hatunlara vücut diliyle "o benim" mesajını vermek.
*derhal ortamda eli yüzü düzgün hatta yakışıklı ve mümkünse artist tavırlı başka bir xy kromozomlu organizmadan çakmak istemek, akabinde muhabbet kurmak, muhabbet esnasında seçilen piyonun gözlerine bakmak, hoşlanılan erkekten ilgiyi tamamen uzaklaştırıp, diğer erkeğin söylediği herşey çok komikmiş gibi yüksek sesle gülmek, ortam müsaitse dans etmek etc... (tehlikeli numara ama kesin sonuç: hoşlanılan erkek inanılmaz tribe girer. en iyi ihtimal-- yürü kalk gidiyoruz diyerek kolunuzdan tuttuğu gibi götürmesi, biraz zaman geçtikten sonra sinirinin geçmesi ve kıskanıldığınızı bilmenin inanılmaz hazzıyla beraber hoşlandığınız erkeği onca hatunun arasından geri kazanmanın verdiği g.tüm tavan yaptı hissiyatı. biraz kötü ihtimal-- piyonu dövmesi ve mekandan kovulmanız. harbi kötü ihtimal-- sizi dövmesi, bu da hoşlandığınız erkeğin maçoluk katsayısıyla orantılı bi durumdur, iyisi mi fazla abartmayın)
çikolatanın entrysinden sonra edit: başarısız yöntemlerimi burda açık etmek istemedim evet, yüzüme vurmana gerek yok.
filmini hiç beğenmediğim fakat kitabını ciddi anlamda çok sevdiğim ve 3 saat içinde bitirdiğim perihan mağden eseri. aşırı para harcayan, gece kulüplerine giden, pahalı yerlerde yiyip içen, iyi semtlerde, iyi evlerde oturan, marka giyinen insanlar dikkatimizi çeker, parasızlık, sefalet, yoksulluk, işsizlik ve açlık içinde zar zor hayatta kalan insanların hikayeleri de anlatılır ancak iki dünyanın arasında sıkışmış, sınıf atlama düşleri ve özenti içinde belki ne zengin kesimin, ne de fakir kesimin vermediği ödünleri verecek, hayatını ve onurunu bu uğurda harcayacak bir kesimin de olduğunu en azından benim suratıma çarpmış bir kitaptır.
spoiler
handanın sırf zengin olduğu için hoşlanmadığı züppe ve şımarık çocukla yatması, parfümeride hiç bi zaman sahip olamayacağı pahalı parfümleri üzerine boşaltırken dükkan çalışanları tarafından kovulması, lemanın kızının dershane taksidini ödeyebilmek için metreslik yapması, evde yiyecek bir ekmek bulunmazken son parasını pahalı bir çantaya yatırması.
spoiler
romanın edebi değeri tartışılır ama toplumsal bir soruna parmak bastığı bir gerçektir.
spoiler
handanın sırf zengin olduğu için hoşlanmadığı züppe ve şımarık çocukla yatması, parfümeride hiç bi zaman sahip olamayacağı pahalı parfümleri üzerine boşaltırken dükkan çalışanları tarafından kovulması, lemanın kızının dershane taksidini ödeyebilmek için metreslik yapması, evde yiyecek bir ekmek bulunmazken son parasını pahalı bir çantaya yatırması.
spoiler
romanın edebi değeri tartışılır ama toplumsal bir soruna parmak bastığı bir gerçektir.
baslık: uyuyan sevgilinin nefesini dinlemek
entry: #302429
meali: sevgilim yok!! (bkz: sozluk bayanlarina selam ederim)
entry: #302429
meali: sevgilim yok!! (bkz: sozluk bayanlarina selam ederim)
evet evet hadi diye sabırsızlandığım, bi an önce organize olsak filan dediğim, olabilirsek de kesinkes gelirim diye de söz verdiğim zirve şeysi.
(bkz: haydi sozluk oturmaya mi geldik )
(bkz: haydi sozluk oturmaya mi geldik )
(bkz: erkek güzeli)
(bkz: şinanay)
(bkz: anket kokusu aliyorum ama yazmadan duramam )
(bkz: ankete istirak mubahtir )
(bkz: icinizdeki anket canavarini durdurun)
(bkz: şinanay)
(bkz: anket kokusu aliyorum ama yazmadan duramam )
(bkz: ankete istirak mubahtir )
(bkz: icinizdeki anket canavarini durdurun)
sık sık yaptığım eylem.. çok mu kötü bişeydir diye sordurtan bir ukdedir aynı zamanda.
kumsal gitaristi şarkısı, ege söylerdi zamanında...
dönemem verdiğim sözden böyle çabuk dönemem
gideceğini bile bile devam edemem
kaç kez yandı canım hasret acısıyla
artık seni sevemem x2
başlamam biteceğini bile bile bu aşka başlamam
ne seni ne de kendimi ateşe atamam
anla beni yaz aşkım
başlamam gideceğini bile bile bu aşka başlamam
ne seni ne de kendimi ateşe atamam
anla beni yaz aşkım
kadehim senin özleminle dolup boşalacak
gün sensiz başlayıp sensiz batacak
yaşanmak istenenler hep yarım kalcak
bunu benden isteme
nakarat
ilk, ilk değil ki bu başıma gelen
beni yavaş yavaş eriten
ilk, ilk değil ki bu başıma gelen
beni benden alıp götüren
nakarat
dönemem verdiğim sözden böyle çabuk dönemem
gideceğini bile bile devam edemem
kaç kez yandı canım hasret acısıyla
artık seni sevemem x2
başlamam biteceğini bile bile bu aşka başlamam
ne seni ne de kendimi ateşe atamam
anla beni yaz aşkım
başlamam gideceğini bile bile bu aşka başlamam
ne seni ne de kendimi ateşe atamam
anla beni yaz aşkım
kadehim senin özleminle dolup boşalacak
gün sensiz başlayıp sensiz batacak
yaşanmak istenenler hep yarım kalcak
bunu benden isteme
nakarat
ilk, ilk değil ki bu başıma gelen
beni yavaş yavaş eriten
ilk, ilk değil ki bu başıma gelen
beni benden alıp götüren
nakarat
ahmet kayanın bir şarkısı, sözler attila ilhana ait sanırsam....
haliçte bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti, eli kolu bağlıydı, ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
deli cafer, ismail, tayfur ve şaşı
maktülün 15 yıllık arkadaşı
üçü kamarot, öteki aşçıbaşı
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm, kulaklarım gördü
vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orada yoktunuz...
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
13 damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydığım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşadaydım
hiçbiriniz orada yoktunuz...
haliçte bir vapuru vurdular dört kişi
polis katilleri arıyordu x2
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi x2
sarhoştum kasımpaşadaydım
vapuru onlar vurdu, ben vurmadım x2
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben vursam kendimi vuracaktım x2
haliçte bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemişti, eli kolu bağlıydı, ağlıyordu
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
deli cafer, ismail, tayfur ve şaşı
maktülün 15 yıllık arkadaşı
üçü kamarot, öteki aşçıbaşı
dört bıçak çekip vurdular dört kişi
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben gördüm, kulaklarım gördü
vapur kudurdu, kuduz gibi böğürdü
hiçbiriniz orada yoktunuz...
demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
13 damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydığım
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşadaydım
hiçbiriniz orada yoktunuz...
haliçte bir vapuru vurdular dört kişi
polis katilleri arıyordu x2
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi x2
sarhoştum kasımpaşadaydım
vapuru onlar vurdu, ben vurmadım x2
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
ben vursam kendimi vuracaktım x2
vakti zamanında hülya avşarın söylemiş olduğu suat suna bestesi, sanırım herkesin bildiği tek şarkısıdır bu insanın.
sözleri:
geceler karanlık
kabuslar üzerimde
yine dertlerimle ben başbaşayım
gözlerin çağırmıyor
sözlerin avutmuyor
kadere küsmüş gönlüm yapayalnızım
söyle bana sensizlik
neden bu kadar zor
günlerim çekilmiyor
yaşamak çok zor
senle dolu günlerimi kalbime gömdüm
içimde kalan sevgi seni düşlüyor
sensiz kaldım
inan ki dünyama gün doğmuyor
günahım neydi tanrım
hasretin çekilmiyor
yüzünü görmeden
acılarım tükenmiyor
vurdun gittin insafsız
hiç mi için yanmıyor
sözleri:
geceler karanlık
kabuslar üzerimde
yine dertlerimle ben başbaşayım
gözlerin çağırmıyor
sözlerin avutmuyor
kadere küsmüş gönlüm yapayalnızım
söyle bana sensizlik
neden bu kadar zor
günlerim çekilmiyor
yaşamak çok zor
senle dolu günlerimi kalbime gömdüm
içimde kalan sevgi seni düşlüyor
sensiz kaldım
inan ki dünyama gün doğmuyor
günahım neydi tanrım
hasretin çekilmiyor
yüzünü görmeden
acılarım tükenmiyor
vurdun gittin insafsız
hiç mi için yanmıyor
sözleri:
ifadende kararsızsın
ışıkların altında
seni tutan bişeyler var
korkuların yanında
renklerin içinde
düşlerin içinde
doğmak sessizce
renklerin içinde
cennetin içinde
ölmek sessizce
anlaşılmaz bir yanın var
öldürmeye hevesli
kupkuru çiçek gibisin
biraz suya özlemli
renklerin içinde
düşlerin içinde
doğmak sessizce
renklerin içinde
cennetin içinde
ölmek sessizce
ifadende kararsızsın
ışıkların altında
seni tutan bişeyler var
korkuların yanında
renklerin içinde
düşlerin içinde
doğmak sessizce
renklerin içinde
cennetin içinde
ölmek sessizce
anlaşılmaz bir yanın var
öldürmeye hevesli
kupkuru çiçek gibisin
biraz suya özlemli
renklerin içinde
düşlerin içinde
doğmak sessizce
renklerin içinde
cennetin içinde
ölmek sessizce
80lerde çevirdiği filmleri izlerken güzelliği ile başımı döndüren ve ağzımı bir karış açık bıraktıran , şimdi bile hala yaşına göre güzel olduğunu düşündüğüm, gereksiz konuşan şöhret budalası oyuncu, şarkıcı, talk showcu, medya figürü.
insanı biraz olsun germeyi bile başaramayan vasatın altında bir liseli gençlik korku filmi.. jon bon jovi öğretmen rolündedir. e-katil adıyla çevrilmiş olması tamamen saçmalıktır, çünkü olayın internetle bilmemneyle alakası yok denecek kadar azdır. cry wolf, yani yalancı çoban hesabı, yalan söyleme, kurt, çoban ve kuzular konsepti vardır.
ah bee ne sürprizdi o sonu filmin yaa, sinemadan hepimiz şok olmuş vaziyette çıktık, ne orjinal, ne orjinal, harikaydı hakikaten..
değmez.
ah bee ne sürprizdi o sonu filmin yaa, sinemadan hepimiz şok olmuş vaziyette çıktık, ne orjinal, ne orjinal, harikaydı hakikaten..
değmez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?