laluska

(bkz: levent yüksel)
(bkz: kadın şarkıları)

velinin ekürisi.

tanışmaya ve muhabbet kurmaya olanak sağlaması.

(bkz: eziklik)

hala istemenin çok mu ayıp olduğunu bilmediğimiz olgu.

(bkz: teoman)
(bkz: paramparça)

(bkz: körpecik)

yok neymiş karamel görünce titreten salak bi adamın oynadığı absürd bir reklama sahip, kötü içecek. cafe crown fındıklıdan şaşmayın.

bikaç haftadır içinde bulunduğum yoğun depresif ruh halimin tek ilacı... soğan filan kavururken, dolma doldururken, tek tek baharatları yemeğe karıştırırken rahatlıyo insan, unutuyo filan işte.

(bkz: ocakta yemegim var)
(bkz: aklin sozlukte yemegin ocakta olmasi sorunsali)

(bkz: igrenc karisimlar)

inanılmaz sinirime dokunan şarkı.

"özü sözü bir aynı benim gibi" : allahım ne delikanlı bi adamım, ama aşk söyletiyo işte insanı.

"biraz deli tıpkı senin gibi" : ah benim deli dolu sevgilim, yağmurda koşturmak ister aşkım benim, biraz deli işte ama fazla diil, aman herşey dozunda.

kesinlikle (bkz: babam ve oğlum)

karizma yerle bir!!

girilen kötü bi entrye bkz kullanarak ayar veren bilgiçin aklından geçen şey.

(bkz: www bombabomba com)


(bkz: yaran anketler)

galatasaray universitesi yemekhanesinde bugüne kadar hayatımda yediklerimden en güzelini yemiş bulunmaktayım.

istiklal caddesi, imam adnan sokakta bulunan, dünyanın en bitmiş bar-discosu. kesinlikle taksimdeki en çılgın mekan, tavan basık, sigara dumanı, karanlık, herkes sarhoş, kim kime dum duma, dj tamamen üşütük. öyle ki, her parça değiştiğinde dumur olup düşünüyosunuz bikaç saniye, bu şarkıdan sonra nasıl bunu çalar diye. örneğin:

arapça bir oryantal parça
if i was a rich girl - gwen stefani
ammannn melekem kavur balıklaaarı - ibrahim tatlıses
dale don dale

(bkz: bunu yapan insan olamaz)

şizofreninin dibini buluyosunuz, ve bırakıyosunuz ben clubberım, ben marjiyim, ben rockerım, ben metalciyim, ben tikiyim, hiç bi kalıba sığmıyosunuz ve deli gibi dans ediyosunuz, kimse size bakmıyo ve siz de kimseye bakmıyosunuz..

kesinlikle favorim!!

tek taşımı kendim aldım albümünden güzel bi nil karaibrahimgil parçası.

kırılıyosun bak, hemen eriyosun..
şeklini ne bozuyosun, geçiyo bunlar..
ıslak yanaklarına ne bakıyosun??
oynayınca biraz taşlar, akıyo yaşlar..

oooooooo oooooooo
yakıyolar, yıkıyolar, kül oluyolar..
oooooooo oooooooo
perde perde iniyolar, tül oluyolar..

kendini pek kaptırma şu yıldızlara..
burcuna, yükselenine hiç bakmıyolar..
sırlarını vermişsin hep aynalara,
güzelmişsin, çirkinmişsin, taç takmıyolar..

mustafa sandalın eski ve sevdiğim bi parçası. yunus munus vardı klibinde...

bu gece yalnızım
etrafta kimse yok
kendiyle hesaplaşan bir akşamdayım
şu anda sakinim
canım çok istiyor
hayalini kurmayı sana dokunmayı
ben sözden anlamam
nasıl olsa ben bana kaldım yar bu gece

aman of eriyor kalbimin buzları
giderek eritiyor mevcut sorunları
aman of eriyor kalbimin buzları
giderek dagitiyor mevcut bulutları

sevdan bir ates
sen

solistin ...senin alev... diye şarkıya girdiği an benim bittiğim an oluyor.

(bkz: damar şarkılar)

geçen sene spor yapıp forma girme amacıyla bisiklete bindiğimiz, hanzolarla bezeli denizli yer. enteresan olan üzerimizde rengi solmuş, bin kere yıkanmış, lekeli ve lastikleri gevşemiş, "seksi olmak" dışında her türlü sıfat yakıştırılabilecek saçma sapan bir eşofman ve ondan farksız bir t-shirt olduğu halde, inanılmaz terlemiş ve gayet bitap düşmüş, pis bi vaziyette iken bu hanzoların "ehuuueeee benimkine de biner misin?" tarzında laf atabilme becerileriydi. daha da enteresanı bu sahilde bizim dışımızda gayet bikinili, pareolu filan kızların da dolaşıyor olmasıydı.