doğum: 18 agustos 1969, boston.
aile: babası avukatlık yapıyor. annesi robin norton 1997de beyin kanserinden öldü. ilk yönetmenlik denemesi olan "keeping the faith"i annesine adadı. james ve molly adlı iki küçük kardeşi var.
ilişkiler: courtney love ve salma hayek.
eğitim: yale üniversitesi mezunu (tarih konusunda ihtisas yaptı).
ilk filmi: 1996 yapımı "primal fear"da richard gerele birlikte oynadı. rol daha önce leonardo dicaprioya önerilmiş, o geri çevirince de yapımcılar yeni birini aramaya başlamışlardı. role tam anlamıyla oturan görünüşü ve aksanı sayesinde 2100 kişi arasından seçilen nortonun filmdeki performansı ise gerei gölgede bıraktı ve bir anlamda filmin kurtarıcısı oldu.
ödüller: 15 kilo aldığı tony kayein tartışmalı filmi "american history x"deki rolüyle oscara aday oldu.
rol: "primal fear"deki güneyli aksanına, tommy lee jones ve sissy spacekin oynadığı "coal miners daughter" filmini izleyerek hazırlandı. ama yönetmene güney bölgesinde büyüdüğü için böyle konuşabildiğini söylemişti.
biliyor musunuz?: üniversiteden sonra japonyada bir yıl geçiren norton, mükemmel derecede japonca konuşabiliyor.
sigara içmekten nefret eden norton, "rounders" da senaryoyu değiştirterek karakterinin sigara içmemesini sağladı.
"the people vs. larry flynt"i izleyen yönetmen david fincher, fight club için nortonu seçmeye karar verdi. ilginç olan fincherin, nortonun sadece bu filmini izlemiş olmasıydı.
bunu biliyor musunuz:? "saving private ryan"daki matt damonun oynadığı er ryan rolü ilk önce nortona teklif edilmişti fakat norton reddetti.
söz: "samimi olarak söylemek gerekirse kendimi karizmasına güvenip poposunun üstüne oturan 15 milyon dolarlık bir aktör gibi göremiyorum. yüzümün asla bir filmin açılışını yapacağını sanmıyorum."
"pokerde olduğu gibi hayatta da risk faktörü var. bundan kaçmak yerine bununla yüzleşmelisiniz."
tam ismi: julie fiona roberts.
doğum: 28 ekim 1967 georgia, amerika.
aile: 10 yaşındayken babası kanserden öldü.annesi betty sekreterlik yapıyordu. kardeşleri lisa ve eric de birer oyuncular.
eğitim: lise mezunu.
ilişkiler: lyle lovettdan boşandı. kiefer sutherland ve dylan mcdermotla nişanlandı. şu anda tv dizisi law and orderda oynayan benjamin bratt ile beraber.
ilk oyunculuk: tv dizisi crime story. ayrıca "satisfaction" ve "mystic pizza" adlı filmler.
büyük çıkış: "steel magnolias" ve "pretty woman" filmleriyle. (her ikisinde de oscara aday oldu.)
pretty woman: people dergisi tarafından 1990 ve 1991 yıllarında dünyanın en güzel 50 insanından biri seçildi.
geri çevirdiği roller: "batman&robin"deki kedikadın rolünü geri çevirdi. yine "shakespeare in love"da gwyneth paltrowun oscar kazandığı rol önce robertsa teklif edilmişti.
biliyor musunuz?: 17 yaşında new yorktaki kızkardeşinin yanına oyuncu olmak için geldi. daha sonra click adlı mankenlik ajansına dahil oldu. ta ki oyuncu olan erkek kardeşi eric roberts ona "blood red" adlı filmde bir rol ayarlayana kadar.
bunu biliyor musunuz? robertsın boyu 1.75 ve sol elini kullanıyor.
para: roberts her zaman en çok kazanan oyunculardan biri oldu. "mary reilly" filmi için 10 milyon dolar aldığında kadın oyuncular için bu bir ilkti. "erin brockovich" filmi için aldığı 20 milyon dolarla bu ücreti alan ilk kadın oyuncu oldu.
gelecek: from alice to ocean ve the moviegoer.(thin red lineın yönetmeni terrence malick yönetecek.).
söz: "aşk hayatımla ilgili güzel olan şey evden çıkmak zorunda olmamam. sadece gazeteleri okumam yetiyor. bir gün richard gere ile evleniyorum, diğer bir gün daniel day lewisle çıkıyorum. john f. kennedy ile birlikte oluyorum hatta robert de niro ile bile birlikte olmuşum!"
doğum: 28 ekim 1967 georgia, amerika.
aile: 10 yaşındayken babası kanserden öldü.annesi betty sekreterlik yapıyordu. kardeşleri lisa ve eric de birer oyuncular.
eğitim: lise mezunu.
ilişkiler: lyle lovettdan boşandı. kiefer sutherland ve dylan mcdermotla nişanlandı. şu anda tv dizisi law and orderda oynayan benjamin bratt ile beraber.
ilk oyunculuk: tv dizisi crime story. ayrıca "satisfaction" ve "mystic pizza" adlı filmler.
büyük çıkış: "steel magnolias" ve "pretty woman" filmleriyle. (her ikisinde de oscara aday oldu.)
pretty woman: people dergisi tarafından 1990 ve 1991 yıllarında dünyanın en güzel 50 insanından biri seçildi.
geri çevirdiği roller: "batman&robin"deki kedikadın rolünü geri çevirdi. yine "shakespeare in love"da gwyneth paltrowun oscar kazandığı rol önce robertsa teklif edilmişti.
biliyor musunuz?: 17 yaşında new yorktaki kızkardeşinin yanına oyuncu olmak için geldi. daha sonra click adlı mankenlik ajansına dahil oldu. ta ki oyuncu olan erkek kardeşi eric roberts ona "blood red" adlı filmde bir rol ayarlayana kadar.
bunu biliyor musunuz? robertsın boyu 1.75 ve sol elini kullanıyor.
para: roberts her zaman en çok kazanan oyunculardan biri oldu. "mary reilly" filmi için 10 milyon dolar aldığında kadın oyuncular için bu bir ilkti. "erin brockovich" filmi için aldığı 20 milyon dolarla bu ücreti alan ilk kadın oyuncu oldu.
gelecek: from alice to ocean ve the moviegoer.(thin red lineın yönetmeni terrence malick yönetecek.).
söz: "aşk hayatımla ilgili güzel olan şey evden çıkmak zorunda olmamam. sadece gazeteleri okumam yetiyor. bir gün richard gere ile evleniyorum, diğer bir gün daniel day lewisle çıkıyorum. john f. kennedy ile birlikte oluyorum hatta robert de niro ile bile birlikte olmuşum!"
entyyazanmasumbilgic
doğum: 30 agustos 1972, california.
aile durumu: babası küba asıllı bir amerikalı annesi ise bir alman.
ilişkiler: aktör matt dillondan ayrıldı. şimdi jared letoyla birlikte.
eğitim: lise mezunu.
ilk filmi: 1994 yılında the maskde, dönemin yükselen superstarı jim carreynin karşısında oynadı. (modellikten sıkıldığı bir dönemde ajansının önerisiyle oyunculuğu denemeye karar veren güzel yıldız, birçok elemeye katıldı. ama ilk 12 denemesinden cevap alamadı. 12.si "the mask"in deneme çekimleriydi.)
önceki işleri: elite model ajansına bağlı olarak, mademoiselle ve seventeen gibi dergilerde ve levis, coca-cola ve calvin klein reklamlarında yer aldı.
dans: lisede amerikan futbol takımının dansçı kızlarından biriydi.
ün: cameron diaz randevularına geç gelmesiyle ünlüdür.
biliyor musunuz?: 16 yaşındayken hollywoodda bir partide tanıştığı fotoğrafçı sayesinde, partiden bir hafta sonra elite model ajansıyla bir anlaşma imzaladı. anne babasını bunun son derece güvenli olduğuna ikna etmeyi başararak, yanında sadece 15 yaşında bir başka model arkadaşıyla birlikte japonyaya gitti. diaz o günleri anlatırken "inanın bana, 16 yaşında bir kızın, yanında eve kaçta dönmesi gerektiğini söyleyen bir yetişkin olmaksızın yabancı bir ülkede bulunması başına çok büyük belalar açabilir" diyor. sonraki beş yılını ülke ülke dolaşarak geçiren diaz, sonunda prodüktör sevgilisi carlos de la torre ile birlikte hollywoodda bir apartman dairesine yerleşti.
bunu biliyor musunuz?: mortal kombatte etkileyici bir video-oyunu karakterini hayata geçirme şansını yakaladı. ama deneme çekimleri sırasında bir karate figürünü yapmaya çalışırken dizini sakatladı. ve projeden ayrılmak zorunda kaldı. the maskin çekimleri sırasında edindiği ülsere bir de bu sakatlık eklenince, diaz çareyi büyük stüdyo filmlerinden bağımsız filmlere yönelmekte buldu.
sinemafanatik.comdan alintidir
aile durumu: babası küba asıllı bir amerikalı annesi ise bir alman.
ilişkiler: aktör matt dillondan ayrıldı. şimdi jared letoyla birlikte.
eğitim: lise mezunu.
ilk filmi: 1994 yılında the maskde, dönemin yükselen superstarı jim carreynin karşısında oynadı. (modellikten sıkıldığı bir dönemde ajansının önerisiyle oyunculuğu denemeye karar veren güzel yıldız, birçok elemeye katıldı. ama ilk 12 denemesinden cevap alamadı. 12.si "the mask"in deneme çekimleriydi.)
önceki işleri: elite model ajansına bağlı olarak, mademoiselle ve seventeen gibi dergilerde ve levis, coca-cola ve calvin klein reklamlarında yer aldı.
dans: lisede amerikan futbol takımının dansçı kızlarından biriydi.
ün: cameron diaz randevularına geç gelmesiyle ünlüdür.
biliyor musunuz?: 16 yaşındayken hollywoodda bir partide tanıştığı fotoğrafçı sayesinde, partiden bir hafta sonra elite model ajansıyla bir anlaşma imzaladı. anne babasını bunun son derece güvenli olduğuna ikna etmeyi başararak, yanında sadece 15 yaşında bir başka model arkadaşıyla birlikte japonyaya gitti. diaz o günleri anlatırken "inanın bana, 16 yaşında bir kızın, yanında eve kaçta dönmesi gerektiğini söyleyen bir yetişkin olmaksızın yabancı bir ülkede bulunması başına çok büyük belalar açabilir" diyor. sonraki beş yılını ülke ülke dolaşarak geçiren diaz, sonunda prodüktör sevgilisi carlos de la torre ile birlikte hollywoodda bir apartman dairesine yerleşti.
bunu biliyor musunuz?: mortal kombatte etkileyici bir video-oyunu karakterini hayata geçirme şansını yakaladı. ama deneme çekimleri sırasında bir karate figürünü yapmaya çalışırken dizini sakatladı. ve projeden ayrılmak zorunda kaldı. the maskin çekimleri sırasında edindiği ülsere bir de bu sakatlık eklenince, diaz çareyi büyük stüdyo filmlerinden bağımsız filmlere yönelmekte buldu.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 7 ağustos 1975 benoni, güney afrika.
isim: charlizeiin soyadı the-ron değil, te-ron şeklinde okunuyor.
aile: tek çocuktu. babası fransız annesi almandı.
ilişki: third eye blind grubunun solisti stephen jenkins.
önceki işleri: theron, 14 yaşında modellik yapmaya başladı. daha sonra new yorka balerin olmak için gitti. dizinden sakatlanması balerinlik kariyerini sona erdirdi.
keşif: bir bankada para çekmek için kuyrukta beklerken rene russoyu da keşfeden ünlü menejer john cosby tarafından keşfedildi.
büyük çıkış : al pacino ve keanu reeves ile birlikte oynadığı "devils advocate".
çocukluk aşkı: theron çocukluğunda tom hankse aşıktı. daha sonra hanksin ilk yönetmenlik denemesi olan "that thing you do! ile sinemaya adım attı.
biliyor musunuz?: theron, 1999 mayısında playboy dergisine poz verdi.
bunu biliyor musunuz?: 15 yaşında babası annesine saldırınca annesi kendini koruma amacıyla babasına ateş etti ve öldürdü. annesi olay yüzünden ceza almadı.
söz: "asla kendimi mükemmel biri olarak görmedim. her insan gibi benim de kusurlarım var."
"deneme çekimlerine katılmaya başladığımda gerçekten iyi ama aksanını düzeltmesi gerekiyor şeklinde sözler duyuyordum. böylece bu sorunu kökünden çözmeye karar verdim. bunun için param olmadığı için günlerce televizyonda her programı seyredip konuşmaları taklit etmeye başladım." güney afrika aksanı hakkında.
sinemafanatik.comdan alintidir
isim: charlizeiin soyadı the-ron değil, te-ron şeklinde okunuyor.
aile: tek çocuktu. babası fransız annesi almandı.
ilişki: third eye blind grubunun solisti stephen jenkins.
önceki işleri: theron, 14 yaşında modellik yapmaya başladı. daha sonra new yorka balerin olmak için gitti. dizinden sakatlanması balerinlik kariyerini sona erdirdi.
keşif: bir bankada para çekmek için kuyrukta beklerken rene russoyu da keşfeden ünlü menejer john cosby tarafından keşfedildi.
büyük çıkış : al pacino ve keanu reeves ile birlikte oynadığı "devils advocate".
çocukluk aşkı: theron çocukluğunda tom hankse aşıktı. daha sonra hanksin ilk yönetmenlik denemesi olan "that thing you do! ile sinemaya adım attı.
biliyor musunuz?: theron, 1999 mayısında playboy dergisine poz verdi.
bunu biliyor musunuz?: 15 yaşında babası annesine saldırınca annesi kendini koruma amacıyla babasına ateş etti ve öldürdü. annesi olay yüzünden ceza almadı.
söz: "asla kendimi mükemmel biri olarak görmedim. her insan gibi benim de kusurlarım var."
"deneme çekimlerine katılmaya başladığımda gerçekten iyi ama aksanını düzeltmesi gerekiyor şeklinde sözler duyuyordum. böylece bu sorunu kökünden çözmeye karar verdim. bunun için param olmadığı için günlerce televizyonda her programı seyredip konuşmaları taklit etmeye başladım." güney afrika aksanı hakkında.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 3 aralık 1960, boston amerika.
gerçek adı: julie smith
aile: babası askeri yargıç, annesi ise sosyal alanda hizmet veren bir çalışandı.
eğitim: boston üniversitesi güzel sanatlar bölümünden mezun.
ilişkiler: oyuncu john gould rubin ile evlenip boşandı. yönetmen olan bart freundlichden bir oğlu var.
ödüller: 1998de "boogie nights" ile yardımcı kadın oyuncu dalında, 2000 yılında da "the end of the affair" ile en iyi kadın oyuncu dalında hem oscar hem de altın küreye aday oldu. önümüzdeki yıllarda bir oscar kazanacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
önceki işleri: kısa bir süre garsonluk yaptı.
biliyor musunuz?: harrison fordun başrolünde oynadığı "the fugitive"deki üç dakikalık sahnesini izleyen steven spielberg, deneme çekimine bile gerek görmeden onu jurassic parkın devamı olan "lost world"de oynatmaya karar verdi. bu filmin hemen arkasından oynadığı "boogie nights" ile de oscara aday oldu.
gelecek: kuzuların sessizliğinin devamı olan "hannibal"de, ilk filmde jodie fosterın oynadığı karakteri oynuyor.
söz: "bilirsiniz her okulda boyu çok kısa olan biri, gözlük takan biri ve atletik olmayan biri vardır. ben bunların hepsiydim."
"kariyerim için hedefim yok. bu sektörde 20 milyon dolar kazanmayan birinin kariyer hedefi olacağını düşünmüyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı: julie smith
aile: babası askeri yargıç, annesi ise sosyal alanda hizmet veren bir çalışandı.
eğitim: boston üniversitesi güzel sanatlar bölümünden mezun.
ilişkiler: oyuncu john gould rubin ile evlenip boşandı. yönetmen olan bart freundlichden bir oğlu var.
ödüller: 1998de "boogie nights" ile yardımcı kadın oyuncu dalında, 2000 yılında da "the end of the affair" ile en iyi kadın oyuncu dalında hem oscar hem de altın küreye aday oldu. önümüzdeki yıllarda bir oscar kazanacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
önceki işleri: kısa bir süre garsonluk yaptı.
biliyor musunuz?: harrison fordun başrolünde oynadığı "the fugitive"deki üç dakikalık sahnesini izleyen steven spielberg, deneme çekimine bile gerek görmeden onu jurassic parkın devamı olan "lost world"de oynatmaya karar verdi. bu filmin hemen arkasından oynadığı "boogie nights" ile de oscara aday oldu.
gelecek: kuzuların sessizliğinin devamı olan "hannibal"de, ilk filmde jodie fosterın oynadığı karakteri oynuyor.
söz: "bilirsiniz her okulda boyu çok kısa olan biri, gözlük takan biri ve atletik olmayan biri vardır. ben bunların hepsiydim."
"kariyerim için hedefim yok. bu sektörde 20 milyon dolar kazanmayan birinin kariyer hedefi olacağını düşünmüyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 30 nisan 1982. new jersey.
tam adı : kirsten caroline dunst
takma adı: kiki
aile: babası klaus dunst alman. annesi ise isveç asıllı. 1985 doğumlu bir erkek kardeşi var.
çocukluk: henüz 3 yaşındayken televizyon reklamlarında oynamaya başladı.
eğitim: 2000 yılında liseyi bitirdi.
başlangıç: 1989da woody allenın "new york stories" filmindeki küçük rolü ile sinemaya adım attı. kısa zaman sonra ailesi los angelesa taşınınca oyunculuk için daha çok şans bulmaya başladı.
1994de brad pitt ve tom cruiseun oynadığı "interview with the vampire" için oyuncu seçiminde christina ricci ve leelee sobieski gibi adayların arasından rolü kaptı. filmdeki performansı ile henüz 12 yaşında altın küreye aday oldu.
şöhret: "bring it on" ve "get over it" gibi gençlik filmleri tanınmasını sağladı, 2002 yılındaki "spider man"de mary jane watson rolü için seçilmesi ile tüm dünyada tanınan bir isim oldu.
biliyor musunuz ?: "american beauty"de angela rolü ilk olarak dunsta teklif edimişti ama reddetti.
"spider man"deki mary jane watson rolü için ilk seçim dunst değildi. ondan önce kate hudson ve alicia witte rol teklif edilmişti. onlar reddedince dunst seçildi.
söz: henüz 15 yaşındaydım. senaryoyu anlayacak durumda değildim ve tüm o gül yaprakları arasında kevin spacey ile öpüşmek istemedim." american beautydeki rol teklifini neden reddettiği hakkında.
"bir erkek için ağlar mıyım? hiçbir zaman bir erkek için ağlamam. neden sizi ağlatacak biri için gözyaşı harcayasınız ki?"
"büyümek ve güzel olmak istiyorum. güzel olmak herşey demek değil ama zararı da yok"
sinemafanatik.comdan alintidir
tam adı : kirsten caroline dunst
takma adı: kiki
aile: babası klaus dunst alman. annesi ise isveç asıllı. 1985 doğumlu bir erkek kardeşi var.
çocukluk: henüz 3 yaşındayken televizyon reklamlarında oynamaya başladı.
eğitim: 2000 yılında liseyi bitirdi.
başlangıç: 1989da woody allenın "new york stories" filmindeki küçük rolü ile sinemaya adım attı. kısa zaman sonra ailesi los angelesa taşınınca oyunculuk için daha çok şans bulmaya başladı.
1994de brad pitt ve tom cruiseun oynadığı "interview with the vampire" için oyuncu seçiminde christina ricci ve leelee sobieski gibi adayların arasından rolü kaptı. filmdeki performansı ile henüz 12 yaşında altın küreye aday oldu.
şöhret: "bring it on" ve "get over it" gibi gençlik filmleri tanınmasını sağladı, 2002 yılındaki "spider man"de mary jane watson rolü için seçilmesi ile tüm dünyada tanınan bir isim oldu.
biliyor musunuz ?: "american beauty"de angela rolü ilk olarak dunsta teklif edimişti ama reddetti.
"spider man"deki mary jane watson rolü için ilk seçim dunst değildi. ondan önce kate hudson ve alicia witte rol teklif edilmişti. onlar reddedince dunst seçildi.
söz: henüz 15 yaşındaydım. senaryoyu anlayacak durumda değildim ve tüm o gül yaprakları arasında kevin spacey ile öpüşmek istemedim." american beautydeki rol teklifini neden reddettiği hakkında.
"bir erkek için ağlar mıyım? hiçbir zaman bir erkek için ağlamam. neden sizi ağlatacak biri için gözyaşı harcayasınız ki?"
"büyümek ve güzel olmak istiyorum. güzel olmak herşey demek değil ama zararı da yok"
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 8 aralık 1953, georgia.
aile: babası don (şirket yöneticisi), annesi ann (model), kardeşleri mick, skip, asley ve barbara.
ilişkiler: eski eşi ron britton (makyöz). bir dönem şarkıcı princele (the artist) birlikte olan yıldız, şu anda aktör alec baldwinle evli. ((14 ocak 2001de boşanmak için mahkemeye başvurdular.) çiftin ireland eliesse adında bir kızları var.
eğitim: georgia üniversitesi mezunu.
başlangıç: çok sevdiği "my fair lady" filmindeki loverly adlı şarkıyla yerel bir yetenek yarışmasına katıldı. babasının desteğiyle katıldığı yarışmayı kazanamadı. ama bir süre sonra bir başka yarışmayla "breck (şampuan) kızı" oldu. bu sonuç onun için modelliğe ve sonrasında oyunculuğa giden yolun ilk adımıydı.
ilk filmi: 1981 yapımı david greene filmi "hard country"de daryl hannah ile birlikte oynadı.
ödül: 1997de kevin spacey ve russel crowela birlikte oynadığı "l.a confidential" filmindeki performansıyla en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında oscar kazandı.
müzik: tom pettynin "mary janes last dance" şarkısının video klibinde oynadı.
biliyor musunuz?: agorafobisi olan oyuncusu, rahatsızlığının arttığı bir dönem, 6 ay boyunca evden dışarı çıkmadan yaşadı. daha sonra bu konuda terapi gördü.
bunu biliyor musunuz?: doğumyeri olan georgiada bir şehir satın aldı. şu anda braselton şehri kendisine ait.
söz: "oyunculuk hakkında bildiğim tek şey, sadece yaparsın. tanrı stanislavskyyi kutsasın, ama adını bile telaffuz edemiyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
aile: babası don (şirket yöneticisi), annesi ann (model), kardeşleri mick, skip, asley ve barbara.
ilişkiler: eski eşi ron britton (makyöz). bir dönem şarkıcı princele (the artist) birlikte olan yıldız, şu anda aktör alec baldwinle evli. ((14 ocak 2001de boşanmak için mahkemeye başvurdular.) çiftin ireland eliesse adında bir kızları var.
eğitim: georgia üniversitesi mezunu.
başlangıç: çok sevdiği "my fair lady" filmindeki loverly adlı şarkıyla yerel bir yetenek yarışmasına katıldı. babasının desteğiyle katıldığı yarışmayı kazanamadı. ama bir süre sonra bir başka yarışmayla "breck (şampuan) kızı" oldu. bu sonuç onun için modelliğe ve sonrasında oyunculuğa giden yolun ilk adımıydı.
ilk filmi: 1981 yapımı david greene filmi "hard country"de daryl hannah ile birlikte oynadı.
ödül: 1997de kevin spacey ve russel crowela birlikte oynadığı "l.a confidential" filmindeki performansıyla en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında oscar kazandı.
müzik: tom pettynin "mary janes last dance" şarkısının video klibinde oynadı.
biliyor musunuz?: agorafobisi olan oyuncusu, rahatsızlığının arttığı bir dönem, 6 ay boyunca evden dışarı çıkmadan yaşadı. daha sonra bu konuda terapi gördü.
bunu biliyor musunuz?: doğumyeri olan georgiada bir şehir satın aldı. şu anda braselton şehri kendisine ait.
söz: "oyunculuk hakkında bildiğim tek şey, sadece yaparsın. tanrı stanislavskyyi kutsasın, ama adını bile telaffuz edemiyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 29 ekim 1971, winona, minesota.
gerçek adı: winona laura horowitz
isim: doğumdaki soyadı horowitz, bir rus göçmeni olan büyükannesi ethel horowitzden geliyor.
ilişkiler: david duchowny, christian slater ve johhny depp ile birliktelik yaşadı. matt damon ile nişanlandı.
ilk filmi: 1986 yılındaki "lucas" filmindeki gina karakteriyle sinemaya adım attı.
güzellik : 1997 yılında dünyanın en güzel 50 insanından biri seçldi.
ödüller: 94te "age of innocence" ile en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında, 95te ise "little women" ile en iyi kadın oyuncu dalında oscara day oldu. "age of innocence" ile altın küreyi kazandı.
biliyor musunuz? 20 yaşında, devamlı filmlerde oynamaktan depresyona girdi ve kendi isteğiyle bir hastaneye yattı.
bunu biliyor musunuz?: ailesi ile birlikte caiforniyaya taşındıktan 1 hafta sonra yeni okulundaki çocuklar tarafından kötü bir şekilde dövüldü. "beni eşcinsel bir erkek sanmışlardı" diye o günleri hatırlıyor. bu olay sonucunda ailesi onu okuldan alarak oyunculuk eğitimi veren american conservatory theatrea soktu. böylece oyunculuk için ilk adımlar atılmış oldu.
müzik: cherin "shoop shoop song" şarkısının klibinde rol aldı.
yönetmen: winona ryder, "age of innocence" filminde birlikte çalıştığı martin scorseseyi dünyanın en büyük yönetmeni olarak görüyor.
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı: winona laura horowitz
isim: doğumdaki soyadı horowitz, bir rus göçmeni olan büyükannesi ethel horowitzden geliyor.
ilişkiler: david duchowny, christian slater ve johhny depp ile birliktelik yaşadı. matt damon ile nişanlandı.
ilk filmi: 1986 yılındaki "lucas" filmindeki gina karakteriyle sinemaya adım attı.
güzellik : 1997 yılında dünyanın en güzel 50 insanından biri seçldi.
ödüller: 94te "age of innocence" ile en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında, 95te ise "little women" ile en iyi kadın oyuncu dalında oscara day oldu. "age of innocence" ile altın küreyi kazandı.
biliyor musunuz? 20 yaşında, devamlı filmlerde oynamaktan depresyona girdi ve kendi isteğiyle bir hastaneye yattı.
bunu biliyor musunuz?: ailesi ile birlikte caiforniyaya taşındıktan 1 hafta sonra yeni okulundaki çocuklar tarafından kötü bir şekilde dövüldü. "beni eşcinsel bir erkek sanmışlardı" diye o günleri hatırlıyor. bu olay sonucunda ailesi onu okuldan alarak oyunculuk eğitimi veren american conservatory theatrea soktu. böylece oyunculuk için ilk adımlar atılmış oldu.
müzik: cherin "shoop shoop song" şarkısının klibinde rol aldı.
yönetmen: winona ryder, "age of innocence" filminde birlikte çalıştığı martin scorseseyi dünyanın en büyük yönetmeni olarak görüyor.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 29 nisan 1970 boston, amerika.
gerçek adı : uma karuna thurman
aile : kızkardeşi dechen thurman oyunculuk yapıyor. babası robert thurman tibette budist rahipliğine kabul edilen ilk batılıydı. annesi isvaç asıllı olan thurman, 1998de ethan hawke ile evlendi. maya ray adlı bir kızları var.
ilişkiler : 1990-92 arasında gary oldman ile evli kaldı. 1998den beri aktör ethan hawke ile evli ve bir çocukları var. daha önce bir süre robert de niro ile birlikteliği oldu.
eğitim: uma thurman 15 yaşında okulu bıraktı ve oyuncu olmak için new yorka geldi. burada bir süre bulaşıkçılık ve modellik yaptı. aynı şekilde annesi de isveçtem amerikaya geldiğinde bu işleri yapmıştı.
ilk filmi: 1987de "kiss daddy good night"da erkekleri baştan çıkarıp soyan bir kızı oynadı.
ünlü sahne: "pulp fiction" filminde john travolta ile yaptığı dans sahnesi, thurmanın en ünlü sahnesi oldu.
biliyor musunuz?: uma, hindu dinindeki tanrıçalardan birinin ismi. asya dinleri alanında profesör olan babası tarafından verildi. kutsamaların bağışlayıcısı şeklinde bir anlama geliyor.
söz: "uzun boylu, sarışın, mavi gözlü bazı kısımları zayıf bazı kısımları şişman, sıradan biri. " kendisini tarif ediyor.
"evde olmayı, kızımla ve bahçeyle zaman geçirmeyi çok seviyorum. umutsuzluk genç oyuncuların parfümüdür. bundan kurtulmak çok rahatlatıcı. eğer bunu koklamaya devam ederseniz bu sizi çıldırtabilir. bu meslekte birço insan kendini kaybederek sonunda ölüme kadar gidebiliyor. benim planım bu değil.
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı : uma karuna thurman
aile : kızkardeşi dechen thurman oyunculuk yapıyor. babası robert thurman tibette budist rahipliğine kabul edilen ilk batılıydı. annesi isvaç asıllı olan thurman, 1998de ethan hawke ile evlendi. maya ray adlı bir kızları var.
ilişkiler : 1990-92 arasında gary oldman ile evli kaldı. 1998den beri aktör ethan hawke ile evli ve bir çocukları var. daha önce bir süre robert de niro ile birlikteliği oldu.
eğitim: uma thurman 15 yaşında okulu bıraktı ve oyuncu olmak için new yorka geldi. burada bir süre bulaşıkçılık ve modellik yaptı. aynı şekilde annesi de isveçtem amerikaya geldiğinde bu işleri yapmıştı.
ilk filmi: 1987de "kiss daddy good night"da erkekleri baştan çıkarıp soyan bir kızı oynadı.
ünlü sahne: "pulp fiction" filminde john travolta ile yaptığı dans sahnesi, thurmanın en ünlü sahnesi oldu.
biliyor musunuz?: uma, hindu dinindeki tanrıçalardan birinin ismi. asya dinleri alanında profesör olan babası tarafından verildi. kutsamaların bağışlayıcısı şeklinde bir anlama geliyor.
söz: "uzun boylu, sarışın, mavi gözlü bazı kısımları zayıf bazı kısımları şişman, sıradan biri. " kendisini tarif ediyor.
"evde olmayı, kızımla ve bahçeyle zaman geçirmeyi çok seviyorum. umutsuzluk genç oyuncuların parfümüdür. bundan kurtulmak çok rahatlatıcı. eğer bunu koklamaya devam ederseniz bu sizi çıldırtabilir. bu meslekte birço insan kendini kaybederek sonunda ölüme kadar gidebiliyor. benim planım bu değil.
sinemafanatik.comdan alintidir
31 mart 1976da doğan colin farrell gibi oyunculara meteor starlar benzetmesi yapılıyor. çok hızlı sektöre düşüyor ve güçlü bir etki bırakıyor. sinema tarihinde çok fazla meteor olmasına rağmen çok azı aynı başarıyı devam ettiriyor.
şimdilik colin farrell -yıl içinde oynadığı film sayısına bakılırsa- çok sıkı bir giriş yaptı ve devam ediyor. bir kaç filmden sonra anlaşıldı ki tek başına filmleri götürebiliyor.
ilk çıkışı hiç süphesiz joel schumacherin tigerland filmi ile oldu. tesadüf ki tigerland filminde canlandırdığı "roland bozz" karakteri gerçek hayatındaki karaktere çok benziyor. gem vurulamayan ve her zaman dikkatleri üzerine çeken bir profil çiziyor. performansından dolayı oldukça iyi bir eleştiri almış ve tigerland bir çokları için klasikler arasında sayılıyor.
daha önceleri kevin spaceyin "ordinary decent criminal" filminde küçük bir rol almış ve american outlaw ile de hollywooda transfer olmuştu. kariyerini iyi seçilmiş filmlerle sürdürmeye devam ediyor. kalıcı olma yolundaki en büyük sınavı oliver stonenun "alexander" filmiyle verecek gibi gözüküyor. başlı başına büyük bir prodüksiyon ve aynı adla filmin bir de rakibi var. hangi filmin tutulacağı ise oynayan oyuncularin performansı ile dogrudan ilişkili. verdiği röportajlar ve ödül törenlerindeki tavrı ile tam bir irlandalı olduğunu kanıtlıyor.
babası eamon farrell bir futbol oyuncusu.
en sevdiği kitap "nietzsche ağladığında"
model sevgilisinden james adında bir oğlu var.
"kalbimde gerçek bir irlandaliyim. sadece kendim gibiyim, silahima (mecazi anlamda) sarilir ve insanlara statülerinden bagimsiz davranilmasi gerektigi gibi davranirim. ve sadece gülerim.
sinemafanatik.comdan alintidir
şimdilik colin farrell -yıl içinde oynadığı film sayısına bakılırsa- çok sıkı bir giriş yaptı ve devam ediyor. bir kaç filmden sonra anlaşıldı ki tek başına filmleri götürebiliyor.
ilk çıkışı hiç süphesiz joel schumacherin tigerland filmi ile oldu. tesadüf ki tigerland filminde canlandırdığı "roland bozz" karakteri gerçek hayatındaki karaktere çok benziyor. gem vurulamayan ve her zaman dikkatleri üzerine çeken bir profil çiziyor. performansından dolayı oldukça iyi bir eleştiri almış ve tigerland bir çokları için klasikler arasında sayılıyor.
daha önceleri kevin spaceyin "ordinary decent criminal" filminde küçük bir rol almış ve american outlaw ile de hollywooda transfer olmuştu. kariyerini iyi seçilmiş filmlerle sürdürmeye devam ediyor. kalıcı olma yolundaki en büyük sınavı oliver stonenun "alexander" filmiyle verecek gibi gözüküyor. başlı başına büyük bir prodüksiyon ve aynı adla filmin bir de rakibi var. hangi filmin tutulacağı ise oynayan oyuncularin performansı ile dogrudan ilişkili. verdiği röportajlar ve ödül törenlerindeki tavrı ile tam bir irlandalı olduğunu kanıtlıyor.
babası eamon farrell bir futbol oyuncusu.
en sevdiği kitap "nietzsche ağladığında"
model sevgilisinden james adında bir oğlu var.
"kalbimde gerçek bir irlandaliyim. sadece kendim gibiyim, silahima (mecazi anlamda) sarilir ve insanlara statülerinden bagimsiz davranilmasi gerektigi gibi davranirim. ve sadece gülerim.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 22 nisan 1937 new york.
gerçek adı: john joseph nicholson
aile durumu: sandra knight ile 1961den 66ya kadar evli kaldı. daha sonra anjelica huston, rebecca broussard ve lara flynn boyle ile birliktelikleri oldu. jennifer, lorraine ve raymond adında üç çocuğu var.
eğitim: new jersey manasquan lisesinden mezun.
çıkışı: kariyerinin başlarında daha çok ikinci sınıf korku filmlerinde oynayan nicholson, 69 yapımı "easy rider" filmindeki rolü ile dikkatleri çekti ve arkasından gelen "five easy pieces" ile konumunu sağlamlaştırdı.
ödüller: kariyerinde birçok ödül kazanan nicholson, 1975te "one flew over the cuckoos nest" ve 97de "as good as it gets" ile en iyi erkek oyuncu oscarını, "terms of endearment" filmi ile de en iyi yardımcı oyuncu oscarını kazandı. american film enstitüsü tarafından kendisine 1994 yılında hayat boyu başarı ödülü verildi.
spor: jack nicholson, nba takımlarından los angeles lakersın çok fanatik bir taraftarı.
biliyor musunuz:? babası tarafından terk edilen jack nicholson, yıllarca büyükannesinin annesi, annesinin de ablası olduğuna inanarak yaşadı. ta ki, time dergisinde çalışan bir gazetecinin onun hakkında yaptığı araştırmada gerçeği ortaya çıkarmasına kadar.
sözler: "senaryoyu okuduğum anda oscar kazanacağımı biliyordum." terms of endearment filmi hakkında.
"hayatta iki kişiye yalan söylersiniz: kız arkadaşınıza ve polise."
"bir film setindeki yıldız saatli bomba gibidir. insanların ona korkmadan yaklaşabilmeleri için o bombanın etkisiz hale getirilmesi gerekir."
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı: john joseph nicholson
aile durumu: sandra knight ile 1961den 66ya kadar evli kaldı. daha sonra anjelica huston, rebecca broussard ve lara flynn boyle ile birliktelikleri oldu. jennifer, lorraine ve raymond adında üç çocuğu var.
eğitim: new jersey manasquan lisesinden mezun.
çıkışı: kariyerinin başlarında daha çok ikinci sınıf korku filmlerinde oynayan nicholson, 69 yapımı "easy rider" filmindeki rolü ile dikkatleri çekti ve arkasından gelen "five easy pieces" ile konumunu sağlamlaştırdı.
ödüller: kariyerinde birçok ödül kazanan nicholson, 1975te "one flew over the cuckoos nest" ve 97de "as good as it gets" ile en iyi erkek oyuncu oscarını, "terms of endearment" filmi ile de en iyi yardımcı oyuncu oscarını kazandı. american film enstitüsü tarafından kendisine 1994 yılında hayat boyu başarı ödülü verildi.
spor: jack nicholson, nba takımlarından los angeles lakersın çok fanatik bir taraftarı.
biliyor musunuz:? babası tarafından terk edilen jack nicholson, yıllarca büyükannesinin annesi, annesinin de ablası olduğuna inanarak yaşadı. ta ki, time dergisinde çalışan bir gazetecinin onun hakkında yaptığı araştırmada gerçeği ortaya çıkarmasına kadar.
sözler: "senaryoyu okuduğum anda oscar kazanacağımı biliyordum." terms of endearment filmi hakkında.
"hayatta iki kişiye yalan söylersiniz: kız arkadaşınıza ve polise."
"bir film setindeki yıldız saatli bomba gibidir. insanların ona korkmadan yaklaşabilmeleri için o bombanın etkisiz hale getirilmesi gerekir."
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı: mel columcille gerard gibson.
doğum: 3 ocak 1956 peekskill, new york.
aile : tam 11 çocuklu bir ailenin üyesi. 1980den bu yana hemşirelik yapan robyn moore ile evli. 6 çocukları var ve yedincisi de yolda.
eğitim: sydneydeki ulusal dramatik sanatlar enstitüsünde eğitim aldı. kızkardeşi okula melin haberi olmadan onun adına başvuruda bulunmuştu. okulda amerikan aksanı nedeniyle diğer çocukların alay konusu oluyordu. ayrıca new south wales üniversitesine devam etti.
ilk filmi: 1977 yapımı düşük bütçeli "summer city" filminde bir sörfçüyü oynadı.
büyük çıkışı: "summer city" yi izleyen yönetmen george miller, yeni filmi "mad max"in oyuncu seçimine gibsonı da çağırdı. görüşmeden bir gün önce büyük bir bar kavgasına katılan gibsonın yüzü yara bere içinde kaldı. belki de bu garip tesadüf sayesinde yüzü mad max karakteri için daha uygun gözüktü ve filmin büyük başarısıyla bir anda tanındı. ardından gelen "cehennem silahı" serisi ile bir yıldız statüsüne ulaştı.
ödüller: "braveheart" ile en iyi yönetmen ve en iyi film oscarları. "gallipoli" filmiyle avusturalya film enstitüsü en iyi oyuncu ödülü.
medya: 1997 yılında empire dergisi tarafından tüm zamanların 100 film yıldızı listesinde 12. sırayı aldı. people dergisinin her sene seçtiği dünyanın en güzel 50 insanı listesine üç defa girmeyi başardı.
biliyor musunuz?: amerikan kütüphaneler birliğinin okuma yazma seferberliği için büyük çaba gösterdi.
üniversitede geoffrey rush (shine) ile oda arkadaşıydılar.
bunu biliyor musunuz:? new yorkta doğan gibsonın babası 1968de jeopardy (riziko) programında 24000 dolar kazanınca ailesi ile birlikte avusturalyaya yerleştiler.
söz: "herşey çok çabuk gelişiyor. hemen frenlere basmam gerek yoksa bir yerlere fena toslayacağım."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 3 ocak 1956 peekskill, new york.
aile : tam 11 çocuklu bir ailenin üyesi. 1980den bu yana hemşirelik yapan robyn moore ile evli. 6 çocukları var ve yedincisi de yolda.
eğitim: sydneydeki ulusal dramatik sanatlar enstitüsünde eğitim aldı. kızkardeşi okula melin haberi olmadan onun adına başvuruda bulunmuştu. okulda amerikan aksanı nedeniyle diğer çocukların alay konusu oluyordu. ayrıca new south wales üniversitesine devam etti.
ilk filmi: 1977 yapımı düşük bütçeli "summer city" filminde bir sörfçüyü oynadı.
büyük çıkışı: "summer city" yi izleyen yönetmen george miller, yeni filmi "mad max"in oyuncu seçimine gibsonı da çağırdı. görüşmeden bir gün önce büyük bir bar kavgasına katılan gibsonın yüzü yara bere içinde kaldı. belki de bu garip tesadüf sayesinde yüzü mad max karakteri için daha uygun gözüktü ve filmin büyük başarısıyla bir anda tanındı. ardından gelen "cehennem silahı" serisi ile bir yıldız statüsüne ulaştı.
ödüller: "braveheart" ile en iyi yönetmen ve en iyi film oscarları. "gallipoli" filmiyle avusturalya film enstitüsü en iyi oyuncu ödülü.
medya: 1997 yılında empire dergisi tarafından tüm zamanların 100 film yıldızı listesinde 12. sırayı aldı. people dergisinin her sene seçtiği dünyanın en güzel 50 insanı listesine üç defa girmeyi başardı.
biliyor musunuz?: amerikan kütüphaneler birliğinin okuma yazma seferberliği için büyük çaba gösterdi.
üniversitede geoffrey rush (shine) ile oda arkadaşıydılar.
bunu biliyor musunuz:? new yorkta doğan gibsonın babası 1968de jeopardy (riziko) programında 24000 dolar kazanınca ailesi ile birlikte avusturalyaya yerleştiler.
söz: "herşey çok çabuk gelişiyor. hemen frenlere basmam gerek yoksa bir yerlere fena toslayacağım."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 6 mayıs 1961 kentucky, amerika.
aile : babası gazeteci nick clooney, halası şarkcı rosemary clooney, amcası ise aktör josé ferrer.
birliktelik: 1989 yılında evlendiği talia balsamdan 1992 yılında boşandı. 3 yıldır birlikte yaşadığı, sevgilisi celine balitrandan ayrıldı.
eğitim: kuzey kentucky üniversitesi.
şöhret: 1984 yılında clooney, "e/r" adlı bir dizide rol aldı. garip bir tesadüf eseri bundan tam 10 yıl sonra bu kez "er"(hastane) adlı dizide oynadığı dr. douglas karakteri ile şöhrete ulaştı.
ödüller: er, dizisindeki rolüyle iki defa emmyye 3 defa da altın küreye aday oldu.
yapım: maysville pictures şirketine sahip ve bir tv yapım şirketi olan mirador entertainmenta başkanlık yapıyor.
spor: beyzbola karşı büyük bir ilgisi olan clooneyin en büyük hayali profesyonel bir oyuncu olmaktı. hatta bunun için cincinati reds takımında şansını denedi ama başarılı olamadı.
evlilik: her fırsatta kesinlikle evlenmeyeceğini ve çocuk sahibi olmayacağını söyleyen clooney, bu konuda nicole kidman ve michelle pfeiffer ile 10 bin dolarına iddiaya girdi.
biliyor musunuz?: 1982de los angelesa gidince bir yol yapımcısı olarak iş bulmadan önce bir yıl boyunca bir arkadaşının evindeki dolapta yattı.
bunu biliyor musunuz?: depremden çok korkan clooney evinde max adındaki 80 kiloluk domuzuyla beraber yaşıyor.
söz: "evlilikte sizden bekleneni yapmakla yükümlüsünüz."
"özel hayatımı başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanmıyorum. paylaşırsam artık özel olmaz!."
sinemafanatik.comdan alintidir
aile : babası gazeteci nick clooney, halası şarkcı rosemary clooney, amcası ise aktör josé ferrer.
birliktelik: 1989 yılında evlendiği talia balsamdan 1992 yılında boşandı. 3 yıldır birlikte yaşadığı, sevgilisi celine balitrandan ayrıldı.
eğitim: kuzey kentucky üniversitesi.
şöhret: 1984 yılında clooney, "e/r" adlı bir dizide rol aldı. garip bir tesadüf eseri bundan tam 10 yıl sonra bu kez "er"(hastane) adlı dizide oynadığı dr. douglas karakteri ile şöhrete ulaştı.
ödüller: er, dizisindeki rolüyle iki defa emmyye 3 defa da altın küreye aday oldu.
yapım: maysville pictures şirketine sahip ve bir tv yapım şirketi olan mirador entertainmenta başkanlık yapıyor.
spor: beyzbola karşı büyük bir ilgisi olan clooneyin en büyük hayali profesyonel bir oyuncu olmaktı. hatta bunun için cincinati reds takımında şansını denedi ama başarılı olamadı.
evlilik: her fırsatta kesinlikle evlenmeyeceğini ve çocuk sahibi olmayacağını söyleyen clooney, bu konuda nicole kidman ve michelle pfeiffer ile 10 bin dolarına iddiaya girdi.
biliyor musunuz?: 1982de los angelesa gidince bir yol yapımcısı olarak iş bulmadan önce bir yıl boyunca bir arkadaşının evindeki dolapta yattı.
bunu biliyor musunuz?: depremden çok korkan clooney evinde max adındaki 80 kiloluk domuzuyla beraber yaşıyor.
söz: "evlilikte sizden bekleneni yapmakla yükümlüsünüz."
"özel hayatımı başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanmıyorum. paylaşırsam artık özel olmaz!."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 2 ocak 1968,bronx,n.y
aile: babası cuba gooding ve annesi shirley gooding şarkıcılar. omar gooding adında oyunculuk yapan bir erkek kardeşi var. anne ve babası 1974 yılında boşandılar.
ilişkiler: lisede tanıştığı sarah kapfer. ile 7 sene birliktelikten sonra 13 mart 1994 yılında evlendiler. bu evlilikten spencer ve mason isminde iki çocukları var.
çocukluk: baba cuba gooding, 1970lerin grubu the main ingredient’in solistidir. grup, everybody plays the fool 45liği ile bir anda para ve şöhreti yakalayınca gooding ailesinin de hayatı köklü değişime uğrar. aile bronxtaki küçük apartman dairesinden los angeles’ta büyük bir eve taşınır. başlarda herşey cuba için iyi görünse de, babası 1974de annesinden boşanır, şöhreti ve serveti de beraberinde götürür. cuba 13 yaşında iç huzurunu dine yakınlaşarak kazanır. dört ayrı güney california lisesinde okuyan cuba, bunlardan üçünde de sınıf başkanlığı yapar.
eğitim: 4 kez lise değiştirdi, 3 yıl japon dövüş sanatları akademisinde eğitim gördü.
şöhret: profesyonel anlamda halk önüne ilk çıkışı 1984 yılındadır. olimpiyat oyunları kapanışında lionel richie ile aynı sahneyi paylaşarak break-dance yapan cuba o yıl henüz 16 yaşındadır. okulda sahneledikleri bir oyun sırasında, sınıf arkadaşlarından birinin oyuncu ajanı olan babası tarafından keşfedilir. kamera önüne ilk geçişi ise reklam filmleri ile gerçekleşir. bu ilk denemeyi bir tv serisi olan ‘hill street blues’ daki küçük rolü izler. sette çekimler esnasında nerede nasıl duracağını bilememesi, yere çekilen bantların ne olduğunu kavrayamaması, yönetmen ve asistanların kendisine dediklerine fazlaca bir anlam katamamasının sonucunda, oyunculuk üzerine dersler almaya karar verir.
eddie murphy’nin başrol oynadığı ‘coming to amerika’ filminde küçük bir rolü olur. ardından 1990 yılında şöhretle ilk tanışma gerçekleşir. john singleton’un ‘boyz n the hood’ filminde gettoda yaşayan tre styles karakterini canlandırır. bu başrol cuba’ya sayısız hayranın yanı sıra, yönetmeninin de hayranlığını kazandırır. cubanın rol aldığı b kategorisinde duran bu filmleri iyi yapan tek unsur, sadece o’nun bu filmlerde yer almasıdır. sonuçta bu filmlerin başarılı olmasının ardında yatan gerçek ise hayranlarının o zamana kadar zannettikleri gibi değildir. yani siyah, çekici ve bekar olması başarıyı getirmemiştir. o’nu başarılı kılan tek şey tanrı vergisi yeteneğidir. ’jerry maguire’ filmine kadar yeteneğini ziyan ettiği seneler, orta kuvvette gözüken filmlerde de rol alır cuba. 1992deki ’gladiator’ ya da ‘judgment night’ seyirciyi gişeye yaklaştıramamıştır bile. ve tüm başarısı da bu filmleri varlığı ile kurtarması olur. şansın cubaya ikinci kez gülümsemesinin ardından jerry maguiredaki rolüyle ellerinin arasında altın bir heykelcik durur. rod tidwell rolü o’nu oscarla onurlandırmıştır. ’as good as it gets’ filmine gelene kadar oscar kazandıran rolü kadar ağırlıklı başka bir rolde oynamadı. büyük isimlerle birlikte oynadığı çoğu filmden yüzünün akı ile çıkmayı her zaman başardı.
robin williams’ın öbür dünyadaki rehberini canlandırdığı ‘what dreams may come’ cuba’ya çok bir şey katmadı ancak, "instinct" filminde anthony hopkins isminin yanında durmak cuba’nın da kariyerine parlak bir yıldız daha ekletti. hele ki ‘men of honor ‘da usta aktör de niro’nun yanında ezilmedi. bunca büyük isimle birlikte çalışmış olması, o’nu snow dogs filminde bir başka deneyimli isim james coburn ile karşı karşıya getirdiğinde artık ürkütemezdi. komedi alanındaki üstün yeteneğini de her fırsatta konuşturan cuba yaşamında her zaman geriye dönüp bakmasını bilen, ilgiden hoşlanan ancak asla aşırı uçları sevmeyen, kararlı ve düzgün karakteri ile hayranlarının kalbinde çoktandır farklı bir yerde oturmakta. 1997de oscar töreninde yaptığı konuşma ile amerikan halkının kalbinde öenmli bir yer kazanan sanatçı, hollywood kimliğinden öte, tanrı vergisi sanatçılık yeteneğiyle böylesine bir övgüyü başından beri haketmektedir. belki hiçbirzaman denzel washington veya laurence fishbourne ile kıyaslanmayacak, ancak kararlı tırmanışını olası engellere rağmen sürdürecek bir aktör cuba.
ödüller: 1997de "jerry maguire" filmindeki rolü ile en iyi yardımcı aktör dalında oscar ve sag ödüllerini kazandı,altın küreye aday oldu.
biliyor musunuz ?: *pepsi reklamlarından büyük para kazandı.
*insanların kendisi ile ilgilenmesinden son derece hoşlanıyor.
sinemafanatik.comdan alintidir
aile: babası cuba gooding ve annesi shirley gooding şarkıcılar. omar gooding adında oyunculuk yapan bir erkek kardeşi var. anne ve babası 1974 yılında boşandılar.
ilişkiler: lisede tanıştığı sarah kapfer. ile 7 sene birliktelikten sonra 13 mart 1994 yılında evlendiler. bu evlilikten spencer ve mason isminde iki çocukları var.
çocukluk: baba cuba gooding, 1970lerin grubu the main ingredient’in solistidir. grup, everybody plays the fool 45liği ile bir anda para ve şöhreti yakalayınca gooding ailesinin de hayatı köklü değişime uğrar. aile bronxtaki küçük apartman dairesinden los angeles’ta büyük bir eve taşınır. başlarda herşey cuba için iyi görünse de, babası 1974de annesinden boşanır, şöhreti ve serveti de beraberinde götürür. cuba 13 yaşında iç huzurunu dine yakınlaşarak kazanır. dört ayrı güney california lisesinde okuyan cuba, bunlardan üçünde de sınıf başkanlığı yapar.
eğitim: 4 kez lise değiştirdi, 3 yıl japon dövüş sanatları akademisinde eğitim gördü.
şöhret: profesyonel anlamda halk önüne ilk çıkışı 1984 yılındadır. olimpiyat oyunları kapanışında lionel richie ile aynı sahneyi paylaşarak break-dance yapan cuba o yıl henüz 16 yaşındadır. okulda sahneledikleri bir oyun sırasında, sınıf arkadaşlarından birinin oyuncu ajanı olan babası tarafından keşfedilir. kamera önüne ilk geçişi ise reklam filmleri ile gerçekleşir. bu ilk denemeyi bir tv serisi olan ‘hill street blues’ daki küçük rolü izler. sette çekimler esnasında nerede nasıl duracağını bilememesi, yere çekilen bantların ne olduğunu kavrayamaması, yönetmen ve asistanların kendisine dediklerine fazlaca bir anlam katamamasının sonucunda, oyunculuk üzerine dersler almaya karar verir.
eddie murphy’nin başrol oynadığı ‘coming to amerika’ filminde küçük bir rolü olur. ardından 1990 yılında şöhretle ilk tanışma gerçekleşir. john singleton’un ‘boyz n the hood’ filminde gettoda yaşayan tre styles karakterini canlandırır. bu başrol cuba’ya sayısız hayranın yanı sıra, yönetmeninin de hayranlığını kazandırır. cubanın rol aldığı b kategorisinde duran bu filmleri iyi yapan tek unsur, sadece o’nun bu filmlerde yer almasıdır. sonuçta bu filmlerin başarılı olmasının ardında yatan gerçek ise hayranlarının o zamana kadar zannettikleri gibi değildir. yani siyah, çekici ve bekar olması başarıyı getirmemiştir. o’nu başarılı kılan tek şey tanrı vergisi yeteneğidir. ’jerry maguire’ filmine kadar yeteneğini ziyan ettiği seneler, orta kuvvette gözüken filmlerde de rol alır cuba. 1992deki ’gladiator’ ya da ‘judgment night’ seyirciyi gişeye yaklaştıramamıştır bile. ve tüm başarısı da bu filmleri varlığı ile kurtarması olur. şansın cubaya ikinci kez gülümsemesinin ardından jerry maguiredaki rolüyle ellerinin arasında altın bir heykelcik durur. rod tidwell rolü o’nu oscarla onurlandırmıştır. ’as good as it gets’ filmine gelene kadar oscar kazandıran rolü kadar ağırlıklı başka bir rolde oynamadı. büyük isimlerle birlikte oynadığı çoğu filmden yüzünün akı ile çıkmayı her zaman başardı.
robin williams’ın öbür dünyadaki rehberini canlandırdığı ‘what dreams may come’ cuba’ya çok bir şey katmadı ancak, "instinct" filminde anthony hopkins isminin yanında durmak cuba’nın da kariyerine parlak bir yıldız daha ekletti. hele ki ‘men of honor ‘da usta aktör de niro’nun yanında ezilmedi. bunca büyük isimle birlikte çalışmış olması, o’nu snow dogs filminde bir başka deneyimli isim james coburn ile karşı karşıya getirdiğinde artık ürkütemezdi. komedi alanındaki üstün yeteneğini de her fırsatta konuşturan cuba yaşamında her zaman geriye dönüp bakmasını bilen, ilgiden hoşlanan ancak asla aşırı uçları sevmeyen, kararlı ve düzgün karakteri ile hayranlarının kalbinde çoktandır farklı bir yerde oturmakta. 1997de oscar töreninde yaptığı konuşma ile amerikan halkının kalbinde öenmli bir yer kazanan sanatçı, hollywood kimliğinden öte, tanrı vergisi sanatçılık yeteneğiyle böylesine bir övgüyü başından beri haketmektedir. belki hiçbirzaman denzel washington veya laurence fishbourne ile kıyaslanmayacak, ancak kararlı tırmanışını olası engellere rağmen sürdürecek bir aktör cuba.
ödüller: 1997de "jerry maguire" filmindeki rolü ile en iyi yardımcı aktör dalında oscar ve sag ödüllerini kazandı,altın küreye aday oldu.
biliyor musunuz ?: *pepsi reklamlarından büyük para kazandı.
*insanların kendisi ile ilgilenmesinden son derece hoşlanıyor.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 21 aralık 1948. washington, amerika
tam adı: samuel leroy jackson
aile: babası o küçükken evi terketti. annesine temizlikçi olarak çalışan büyükbabası yardım etti. 1980den beri latanya richardson ile evli. zoe adlı bir kızı var.
eğitim: morehouse collegeda oyunculuk üzerine eğitim aldı.
önceki işleri: oyunculuğa başladığı ilk yıllarda çalıştığı işlerden biri, ünlü yıldızların kaldığı manhattan plazada kapı bekçiliği yapmaktı.
okul: okulda pek sosyal olmayan jackson, uzun yıllar okul senfoni orkestrasında üflemeli çalgılar çaldı.
çıkışı: jackson, 1994e kadar neredeyse 30 filmde oynadı ama çok az bir kesim onu tanıyordu. 1994 yılında quentin tarantino "pulp fiction"da ona rol verdi ve böylece jackson uzun zamandır hakettiği değeri kazandı.
uyuşturucu: 1996 yılında katıldığı bir tv programında 80lerin ortasından 1991e kadar uyuşturucu bağımlısı olduğunu itiraf etti ve rehabilitasyonun bitmesinden iki hafta sonra "jungle fever"da br uyuşturucu bağımlısını canlandırdı.
hobileri: komedi kitapları okumayı ve hong kong filmleri izlemeyi seviyor.
biliyor musunuz?: 1988 yılında new york metrosundaki tren tarafından yaklaşık 50 metre sürüklendi ve bunun sonucunda dizinden büyük bir ameliyat geçirdi. açtığı tazminat davasında 540,000 dolar kazandı.
bunu biliyor musunuz?: golf oynamayı o kadar seviyor ki, film anlaşmaları yaparken mutlaka kendisine golf oynaması için belirli zamanlar ayrılmasını şart koşuyor.
söz: "bir zamanlar birisi bana şansın, hazırlık ve fırsatın mükemmel birleşimi olduğunu söylemişti. size söyleceğim şu: her zaman hazırlıklı olun. oyunculuk eğitiminde size öğretmedikleri şey, şansın çok gerekli olduğudur. önce yeterince iyi olmalısınınz, sonra doğru zamanda doğru yerde bulunmalısınız ve doğru filmde oynayıp doğru insanlar tarafından izlenmelisiniz."
sinemafanatik.comdan alintidir
tam adı: samuel leroy jackson
aile: babası o küçükken evi terketti. annesine temizlikçi olarak çalışan büyükbabası yardım etti. 1980den beri latanya richardson ile evli. zoe adlı bir kızı var.
eğitim: morehouse collegeda oyunculuk üzerine eğitim aldı.
önceki işleri: oyunculuğa başladığı ilk yıllarda çalıştığı işlerden biri, ünlü yıldızların kaldığı manhattan plazada kapı bekçiliği yapmaktı.
okul: okulda pek sosyal olmayan jackson, uzun yıllar okul senfoni orkestrasında üflemeli çalgılar çaldı.
çıkışı: jackson, 1994e kadar neredeyse 30 filmde oynadı ama çok az bir kesim onu tanıyordu. 1994 yılında quentin tarantino "pulp fiction"da ona rol verdi ve böylece jackson uzun zamandır hakettiği değeri kazandı.
uyuşturucu: 1996 yılında katıldığı bir tv programında 80lerin ortasından 1991e kadar uyuşturucu bağımlısı olduğunu itiraf etti ve rehabilitasyonun bitmesinden iki hafta sonra "jungle fever"da br uyuşturucu bağımlısını canlandırdı.
hobileri: komedi kitapları okumayı ve hong kong filmleri izlemeyi seviyor.
biliyor musunuz?: 1988 yılında new york metrosundaki tren tarafından yaklaşık 50 metre sürüklendi ve bunun sonucunda dizinden büyük bir ameliyat geçirdi. açtığı tazminat davasında 540,000 dolar kazandı.
bunu biliyor musunuz?: golf oynamayı o kadar seviyor ki, film anlaşmaları yaparken mutlaka kendisine golf oynaması için belirli zamanlar ayrılmasını şart koşuyor.
söz: "bir zamanlar birisi bana şansın, hazırlık ve fırsatın mükemmel birleşimi olduğunu söylemişti. size söyleceğim şu: her zaman hazırlıklı olun. oyunculuk eğitiminde size öğretmedikleri şey, şansın çok gerekli olduğudur. önce yeterince iyi olmalısınınz, sonra doğru zamanda doğru yerde bulunmalısınız ve doğru filmde oynayıp doğru insanlar tarafından izlenmelisiniz."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 30 temmuz 1948, casablanca-fas.
gerçek adı: juan moreno.
aile: ilk evliliğinden iki çocuğu olan reno, 1996da ikinci evliliğini nathalie dyszkiewicz ile yapar ve bu evlilikten de 2 çocukları olur.
çocukluk: franconun zulmünden kaçan ispanyol anne ve babası fas’a yerleşirler. sinemaya olan düşkünlüğü çocuk yaşlarda başlar. tüm zamanını, john wayne, william holden, marlon brando, jean gabin ve louis jouvetnin filmlerini izleyerek ya da şehrin sıcağından kaçıp fas’ın sahillerinde denize girerek geçirir. 1967de çıkan iç savaş jean’ın fas’ı terkederek fransa’ya gitmesine sebep olur. askerligini fransa da yapar.
eğitim: reno’nun casablanca da tiyatro eğitimi almış olması, fransa da askerliğini oldukça rahat bir şekilde tamamlamasına yardımcı olur.
şöhret: 70li yıllar tiyatro ve tv ağırlıklı çalışmalarla geçer. ilk övgüler 1979da costa gavras’ın "clair de femme" filminden gelir. ardından didier flamandın tiyatro grubu ile avrupa turnesine çıkar.
luc besson ile yolları çakıştığında artık şöhrete giden yolun ilk basamaklarını çıkmaya başlamıştır. önce lavant dernier (1981), ardından le dernier combat (1983) tamamlanır. la dernier combat filmi ile birçok fransız film ödülleri alırlar. 1985te subwayi çekerler. 1988de beklediği çıkışı besson’un le grand bleusu (the big blue) ile yakalar. big blue, fransa ve tüm avrupada mükemmel gişe yapar ve reno’nun şöhret patlayışının onayı olur. la femme nikita (1991) filminde, kısa rölünde bir tetikçiyi canlandırır. bu karakter besson’un 1994 kült karakteri leon’a bir köprü görünümündedir. 1993de les visiteurs (the visitors) fransa’da büyük başarı getirir.
18 kasım 1994de the professional filmi ile reno, hollywood‘da gerçek yerini bulur. bu film besson ve reno’nun amerikan hayran kitlesinin alt yapısını oluştururken, fanatik hayranlarının kalbine kült bir kahraman olarak imza atar. filmin amerikan seyircisine ağır gelen 23 dakikası çıkartılır. ancak 15 ağustos 2000 yılında un-cut versiyonunun, amerikadaki hayranlarına da ulaşması düşünülerek dvdsi piyasaya sürülür.
1995te french kiss, 1996 da mission: impossible tamamlanır. her iki film de iyi olmamakla beraber mission: impossible iyi gişe yapar ve box officedeki yeri de renonun şöhret ışığını yanık tutmaya yardım eder. bu dönemde reno fransa’ya döner, le jaguar ve un amour de sorcièrei çeker. 1997de amerika’ya dönerek roseannas grave ile amerikan seyircisini komedyen yönü ile kazanmayı hedefler. çabası sonuç vermez çünki amerikan seyircisi reno’yu sadece aksiyon filmlerinde görmek istemektedir.
1998 sırada godzilla vardır. yazın en iyi filmi olması beklenirken sonuç hayalkırıklığıdır. eleştirmenler aynı görüşü paylaşırlar. filmdeki tek iyi şey reno’nun performansıdır. 1998de başarılı bir yapım ile yüzler güler. robert de niro ile birlikte oynadığı ronin, godzillanın ilk hafta yaptığı gişeyi toplamda da geçemese de çok daha iyi bir filmdir. godzilla’dan sonra the visitors filminin devamı için reno fransa’ya döner ve amerikan versiyonunu çekerler. 2001 de film gösterimdedir.
eylül 2000de jean-christophe grangéın bestseller romanından uyarlanan les rivières poupres (the crimson rivers) gösterime girer. ardından da 2001de wasabi ve 2002de bir tekrar filmi olan rollerball.
ödüller: 3 kez cesar ödüllerine aday gösterildi. 1989 da le grand bleu filmi ile en iyi yardımcı aktör, 1994 de les visiteurs la en iyi aktör, 1995 de leon filmi ile en iyi aktör dalında aday oldu.
biliyor musunuz?: muhasebeci, kamyon şöförü ve fotoğraf stüdyosunda tezgahtar olarak çalıştı.
ingilizce, almanca, fransızca ve italyanca konuşuyor. amerikan star sisteminden hoşlanmıyor. güney fransa ve los angelesdaki evleri arasında mekik dokuyor.
fransa da güven verici görünümünden dolayı kadınlar tarafından seks sembolü olarak görülmekte.
matrixdeki agent smith rolü için yapılan teklifi godzillada oynamak için reddetti.
söz: "burada tam anlamıyla bir yıldızsınız, tüm dünyanın gözü önündeki bir yıldız. amerikalılar filmlerini tüm dünya için yapıyorlar. fransada hiçbir zaman bir titanic veya godzilla yapamazsınız." (amerikan filmleri ile fransız filmlerini kıyaslaması istendiğinde.)
"oynadığım her amerikan filmine karşılık bir fransız filminde oynamak istiyorum. rol seçme fırsatına sahip olduğum için şanslıyım. elimden geleni yapıp, rollerimi dikkatli şekilde seçtikten sonra mutluyum."
sinemafanatik.comdan alintidir.
gerçek adı: juan moreno.
aile: ilk evliliğinden iki çocuğu olan reno, 1996da ikinci evliliğini nathalie dyszkiewicz ile yapar ve bu evlilikten de 2 çocukları olur.
çocukluk: franconun zulmünden kaçan ispanyol anne ve babası fas’a yerleşirler. sinemaya olan düşkünlüğü çocuk yaşlarda başlar. tüm zamanını, john wayne, william holden, marlon brando, jean gabin ve louis jouvetnin filmlerini izleyerek ya da şehrin sıcağından kaçıp fas’ın sahillerinde denize girerek geçirir. 1967de çıkan iç savaş jean’ın fas’ı terkederek fransa’ya gitmesine sebep olur. askerligini fransa da yapar.
eğitim: reno’nun casablanca da tiyatro eğitimi almış olması, fransa da askerliğini oldukça rahat bir şekilde tamamlamasına yardımcı olur.
şöhret: 70li yıllar tiyatro ve tv ağırlıklı çalışmalarla geçer. ilk övgüler 1979da costa gavras’ın "clair de femme" filminden gelir. ardından didier flamandın tiyatro grubu ile avrupa turnesine çıkar.
luc besson ile yolları çakıştığında artık şöhrete giden yolun ilk basamaklarını çıkmaya başlamıştır. önce lavant dernier (1981), ardından le dernier combat (1983) tamamlanır. la dernier combat filmi ile birçok fransız film ödülleri alırlar. 1985te subwayi çekerler. 1988de beklediği çıkışı besson’un le grand bleusu (the big blue) ile yakalar. big blue, fransa ve tüm avrupada mükemmel gişe yapar ve reno’nun şöhret patlayışının onayı olur. la femme nikita (1991) filminde, kısa rölünde bir tetikçiyi canlandırır. bu karakter besson’un 1994 kült karakteri leon’a bir köprü görünümündedir. 1993de les visiteurs (the visitors) fransa’da büyük başarı getirir.
18 kasım 1994de the professional filmi ile reno, hollywood‘da gerçek yerini bulur. bu film besson ve reno’nun amerikan hayran kitlesinin alt yapısını oluştururken, fanatik hayranlarının kalbine kült bir kahraman olarak imza atar. filmin amerikan seyircisine ağır gelen 23 dakikası çıkartılır. ancak 15 ağustos 2000 yılında un-cut versiyonunun, amerikadaki hayranlarına da ulaşması düşünülerek dvdsi piyasaya sürülür.
1995te french kiss, 1996 da mission: impossible tamamlanır. her iki film de iyi olmamakla beraber mission: impossible iyi gişe yapar ve box officedeki yeri de renonun şöhret ışığını yanık tutmaya yardım eder. bu dönemde reno fransa’ya döner, le jaguar ve un amour de sorcièrei çeker. 1997de amerika’ya dönerek roseannas grave ile amerikan seyircisini komedyen yönü ile kazanmayı hedefler. çabası sonuç vermez çünki amerikan seyircisi reno’yu sadece aksiyon filmlerinde görmek istemektedir.
1998 sırada godzilla vardır. yazın en iyi filmi olması beklenirken sonuç hayalkırıklığıdır. eleştirmenler aynı görüşü paylaşırlar. filmdeki tek iyi şey reno’nun performansıdır. 1998de başarılı bir yapım ile yüzler güler. robert de niro ile birlikte oynadığı ronin, godzillanın ilk hafta yaptığı gişeyi toplamda da geçemese de çok daha iyi bir filmdir. godzilla’dan sonra the visitors filminin devamı için reno fransa’ya döner ve amerikan versiyonunu çekerler. 2001 de film gösterimdedir.
eylül 2000de jean-christophe grangéın bestseller romanından uyarlanan les rivières poupres (the crimson rivers) gösterime girer. ardından da 2001de wasabi ve 2002de bir tekrar filmi olan rollerball.
ödüller: 3 kez cesar ödüllerine aday gösterildi. 1989 da le grand bleu filmi ile en iyi yardımcı aktör, 1994 de les visiteurs la en iyi aktör, 1995 de leon filmi ile en iyi aktör dalında aday oldu.
biliyor musunuz?: muhasebeci, kamyon şöförü ve fotoğraf stüdyosunda tezgahtar olarak çalıştı.
ingilizce, almanca, fransızca ve italyanca konuşuyor. amerikan star sisteminden hoşlanmıyor. güney fransa ve los angelesdaki evleri arasında mekik dokuyor.
fransa da güven verici görünümünden dolayı kadınlar tarafından seks sembolü olarak görülmekte.
matrixdeki agent smith rolü için yapılan teklifi godzillada oynamak için reddetti.
söz: "burada tam anlamıyla bir yıldızsınız, tüm dünyanın gözü önündeki bir yıldız. amerikalılar filmlerini tüm dünya için yapıyorlar. fransada hiçbir zaman bir titanic veya godzilla yapamazsınız." (amerikan filmleri ile fransız filmlerini kıyaslaması istendiğinde.)
"oynadığım her amerikan filmine karşılık bir fransız filminde oynamak istiyorum. rol seçme fırsatına sahip olduğum için şanslıyım. elimden geleni yapıp, rollerimi dikkatli şekilde seçtikten sonra mutluyum."
sinemafanatik.comdan alintidir.
doğum: 9 aralık, 1953 amerika.
gerçek adı: john gavin malkovich
aile durumu: babası çevre yöneticisi annesi ise gazeteciydi. kardeşi danny bir televizyoncu. bir süre aktris glenne headly ile evli kaldı. asya kültürleri konusunda uzman olan karısı nicoletta peyran ile iki çocukları var.
eğitim: doğu illinois üniversitesinde ve illinois eyalet üniversitelerinde öğrenim gördü.
ilişkiler: bir süre michelle pfeiffer ile birlikteliği oldu.
tiyatro: arkadaşı gary sinise ile birlikte 1976da chicagodaki steppenwolf tiyatrosunu kurdular. daha sonra sinise ile birlikte "of mice and men" (fareler ve insanlar) filminde oynadılar.
ödül: "places in the heart" ve clint eastwood ile birlikte oynadığı "in the line of fire" filmlerindeki performanslarıyla oscara aday oldu.
biliyor musunuz:? üniversiteki ilk yılında çok şişman olan malkovich, futbol takımına girmek için çok sıkı bir diyete girdi ve 10 haftada 35 kilo verdi.
söz: "senaryodaki bir sahnenin çıkartılıp yerine bir başkasının konulmasından hoşlanmıyorum. yönetmenlerin buna hakları olduğunu kim söylüyor? ben bir yazarın eserine bunu yapmak istemezdim." tiyatroyu neden filmlerden daha çok sevdiği üzerine konuşurken.
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı: john gavin malkovich
aile durumu: babası çevre yöneticisi annesi ise gazeteciydi. kardeşi danny bir televizyoncu. bir süre aktris glenne headly ile evli kaldı. asya kültürleri konusunda uzman olan karısı nicoletta peyran ile iki çocukları var.
eğitim: doğu illinois üniversitesinde ve illinois eyalet üniversitelerinde öğrenim gördü.
ilişkiler: bir süre michelle pfeiffer ile birlikteliği oldu.
tiyatro: arkadaşı gary sinise ile birlikte 1976da chicagodaki steppenwolf tiyatrosunu kurdular. daha sonra sinise ile birlikte "of mice and men" (fareler ve insanlar) filminde oynadılar.
ödül: "places in the heart" ve clint eastwood ile birlikte oynadığı "in the line of fire" filmlerindeki performanslarıyla oscara aday oldu.
biliyor musunuz:? üniversiteki ilk yılında çok şişman olan malkovich, futbol takımına girmek için çok sıkı bir diyete girdi ve 10 haftada 35 kilo verdi.
söz: "senaryodaki bir sahnenin çıkartılıp yerine bir başkasının konulmasından hoşlanmıyorum. yönetmenlerin buna hakları olduğunu kim söylüyor? ben bir yazarın eserine bunu yapmak istemezdim." tiyatroyu neden filmlerden daha çok sevdiği üzerine konuşurken.
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 19 aralık 1975. kiev, ukrayna.
gerçek adı : milla natasha jovovich.
aile: yugoslav doktor bir baba ve rus bir annenin tek çocuğu.
ilişkiler: 1997de ünlü fransız yönetmen luc besson ile evlendi. 1999da ayrıldılar. red hot chili peppersın gitaristi john frusciante ve oyuncu jeremy davies ile birliktelik yaşadı.
çocukluk: 5 yaşında kadar doktor olan babasının görevi dolayısı ile rusyada çeşitli şehirlere gittiler. daha sonra amerikaya taşındılar. burada oyuncu olan annesinin etkisiyle oyunculuk dersleri almaya başladı.
eğitim: lise mezunu
modellik: 11 yaşında iken bir moda dergisinin kapağı için ünlü bir fotoğrafçı resimlerini çekti. ancak dergi jovovichin yaşının 11 olduğunu öğrenince fotoğrafı kullanmayı reddetti. fotoğrafçı, bu resimler kullanılmazsa bir daha dergiyle çalışmayacağını söyledi ve kabul ettirdi. böylece jovovich bir moda dergisine kapak olan en küçük model oldu.
çıkış: 15 yaşında geldiğinde bir model olarak iyice tanınmaya başlamıştı. böylece ilkinde brooke shieldsın oynadığı filmin devamı olan "return to blue lagoon"da ilk başrolünü aldı.
müzik: 1994 yılında "the divine comedy" adlı albümü piyasaya çıktı. kendi müziğini "benim kişiliğimi yansıtıyor. hoş ama bir yandan da garip, paranoid ve depresif." şeklinde açıklıyor.
söz: "hala bir sanatçıyım. asla para için kötü bir filmde oynamayacağım. bana destek olması için hala modellik yapabiliyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
gerçek adı : milla natasha jovovich.
aile: yugoslav doktor bir baba ve rus bir annenin tek çocuğu.
ilişkiler: 1997de ünlü fransız yönetmen luc besson ile evlendi. 1999da ayrıldılar. red hot chili peppersın gitaristi john frusciante ve oyuncu jeremy davies ile birliktelik yaşadı.
çocukluk: 5 yaşında kadar doktor olan babasının görevi dolayısı ile rusyada çeşitli şehirlere gittiler. daha sonra amerikaya taşındılar. burada oyuncu olan annesinin etkisiyle oyunculuk dersleri almaya başladı.
eğitim: lise mezunu
modellik: 11 yaşında iken bir moda dergisinin kapağı için ünlü bir fotoğrafçı resimlerini çekti. ancak dergi jovovichin yaşının 11 olduğunu öğrenince fotoğrafı kullanmayı reddetti. fotoğrafçı, bu resimler kullanılmazsa bir daha dergiyle çalışmayacağını söyledi ve kabul ettirdi. böylece jovovich bir moda dergisine kapak olan en küçük model oldu.
çıkış: 15 yaşında geldiğinde bir model olarak iyice tanınmaya başlamıştı. böylece ilkinde brooke shieldsın oynadığı filmin devamı olan "return to blue lagoon"da ilk başrolünü aldı.
müzik: 1994 yılında "the divine comedy" adlı albümü piyasaya çıktı. kendi müziğini "benim kişiliğimi yansıtıyor. hoş ama bir yandan da garip, paranoid ve depresif." şeklinde açıklıyor.
söz: "hala bir sanatçıyım. asla para için kötü bir filmde oynamayacağım. bana destek olması için hala modellik yapabiliyorum."
sinemafanatik.comdan alintidir
doğum: 25 nisan 1969. teksas, amerika.
lakabı: zelly
aile: isviçreli bir anne ile norveçli bir babanın iki çocuğundan biri. andrew adlı bir erkek kardeşi var.
eğitim: tv ve sinema üzerine eğitim aldığı teksas üniversitesinden 1991 yılında mezun oldu.
okul: okulda çok sosyal bir öğrenci olan zellweger ponpon kızlık ve jimnastiğin yanında drama klübünde oyunculuk yaptı. o zamanki öğretmeni rachel smith şu anki başarısının onu şaşırtmadığını söylüyor.
başlangıç: zellweger üniversiteyi bitirdikten sonra reklam filmleri ve küçük bütçeli filmler için deneme çekimlerine katılmaya başladı. sonunda filmlerde küçük roller kapmayı başardı.
çıkışı: tom cruiseun başrolünde oynadığı "jerry maguire"da herkesi şaşırtarak cruiseu bile gölgede bıraktı ve filmin de başarı kazanmasıyla büyük bir hayran kitlesine ulaştı.
biliyor musunuz?: kendisini insanların çok sık şekilde şarkıcı jewel ile karıştırdıklarını söylüyor.
bunu biliyor musunuz?: norveçli babasından gelen zellweger soyadını, hollywood tarzı daha rahat söylenen ve akılda kalan bir başkasıyla değiştirme tekliflerini kabul etmedi.
söz: “çok garip, çünkü hiç zaman günün birinde oyuncu olacağım diye karar vermedim. ama hayatımda bir karar verme aşamasına geldiğim anda bu işi yapmaya başlamıştım. kendime bir amaç belirlemedim. kendimi akışa bırakacağım ve neler olacağını göreceğiz."
sinemafanatik.comdan alintidir
lakabı: zelly
aile: isviçreli bir anne ile norveçli bir babanın iki çocuğundan biri. andrew adlı bir erkek kardeşi var.
eğitim: tv ve sinema üzerine eğitim aldığı teksas üniversitesinden 1991 yılında mezun oldu.
okul: okulda çok sosyal bir öğrenci olan zellweger ponpon kızlık ve jimnastiğin yanında drama klübünde oyunculuk yaptı. o zamanki öğretmeni rachel smith şu anki başarısının onu şaşırtmadığını söylüyor.
başlangıç: zellweger üniversiteyi bitirdikten sonra reklam filmleri ve küçük bütçeli filmler için deneme çekimlerine katılmaya başladı. sonunda filmlerde küçük roller kapmayı başardı.
çıkışı: tom cruiseun başrolünde oynadığı "jerry maguire"da herkesi şaşırtarak cruiseu bile gölgede bıraktı ve filmin de başarı kazanmasıyla büyük bir hayran kitlesine ulaştı.
biliyor musunuz?: kendisini insanların çok sık şekilde şarkıcı jewel ile karıştırdıklarını söylüyor.
bunu biliyor musunuz?: norveçli babasından gelen zellweger soyadını, hollywood tarzı daha rahat söylenen ve akılda kalan bir başkasıyla değiştirme tekliflerini kabul etmedi.
söz: “çok garip, çünkü hiç zaman günün birinde oyuncu olacağım diye karar vermedim. ama hayatımda bir karar verme aşamasına geldiğim anda bu işi yapmaya başlamıştım. kendime bir amaç belirlemedim. kendimi akışa bırakacağım ve neler olacağını göreceğiz."
sinemafanatik.comdan alintidir
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?