ilseyim

devası yıllarca arzuladığı tek erkekle seks yapmak olan kadın hastalığı. ondan sonra hiçbir şeycik kalmaz, karşısındaki erkeği ister sevsin ister sevmesin. korkusu geçmiştir bir kere.

bunu bir flört şekli sanan kızdır, belki de böylece masum gözüküp aklından geçen hin fikirleri gizleyeceğini sanıyordur.

altı yüz sayfalık bir server tanilli kitabı. rönesanstan günümüze gelir, sadece avrupa’yı değil, tüm dünyayı ve ayrıntılı olarak türkiye’yi anlatmıştır. birçok şey üstünkörü anlatılmıştır ama yine de genel bir bakışı yakalamak için iyidir. zaten o da taze gençlere göre yazmıştır. tabii sol lehine ve kapitalizm aleyhine bir propaganda durumu kendini gayet açıkça sezdirir.

sait faik’in bir öyküsünden çıkma cümle. gerçekten vardır böyle bir duygu kimi insanlar için. öyle bir an olur ki o an hissettiklerini bir yere yazmazsa imkanı yok rahatlanmaz.

sevdiğiniz insana bir öykü yazdığınızı söylemişsinizdir. o da sizden öyküyü yollamanızı istemiştir. siz bir an önce bilgisayara geçmeye çalışırsınız öyküyü. çünkü onunla ilgilidir öykü. o okuyunca alacağınız tepkiyi merak edersiniz. öyküyü yazar, kaydedersiniz, bir de bakarsınız ki sevdiğiniz insan beklemeye tenezzül etmemiş, internetten çıkmıştır. işte o anda yaşadığınız duygudur hayal kırıklığı.

yaşadığı aşkın karşılıksız ya da karşıdaki insanın aşkına göre çok daha uç safhada olduğunu fark eden, fark edip de kendini zavallı hisseden insanın, bir umut olsun diye, alacağı cevaba inanmayacağını bilmesine rağmen soracağı soru. karşı taraf "sen ne kadar özledin ki" "o nasıl soru öyle, hiç seni özlemez olur muyum" tarzı geçiştirme cümleleri kurackatır. soruyu soran zavallı da kendini avutacaktır.

büyük bir tutkuyla başlaması söz konusudur. ama ikizler kadını sabırsız olduğundan ve boğa erkeği zor açıldığından, erkek tam açılacağı zaman kadının onu beklemekten usanıp kadının başkasıyla beraber olduğunu öğrenebilir. bu yıllarca böyle de gidebilir. birbirinden hoşlandığı halde bir türlü kavuşamayan bir çiftin baştaki basit hoşlanması büyük bir tutkuya dönebilir. ama bu tutkunun yanı sıra mantıklı düşününce birlikte olmak istemeyeceklerdir. ne kadın evde, sessiz sakin oturmayı, asosyal, insanlara güvenmeden yaşanan bir hayatı kabullenebilir, ne de erkek kadının sürekli değişim isteğine uyum sağlayabilir. bu sefer de bu yüzden bir araya vazgeçebilirler. ama birbirlerinden vazgeçemezler. iyisi mi bu ikisi hiç tanışmasın, hayatı birbirlerine zehir etmesinler.

sikecek sevgilisi olmayan insanların yalnızlıklarından duyduğu üzüntüyü çaktırmamak, sadece böyle şeylere sinirleniyormuş izlenimi vermek için kullanmaları muhtemel cümle.

midesi hassas olanların bira içmesini kolaylaştırmaya yarayan karışım.

bol limonlu lahmacun, midye tava, kalamar.

barış manço’nun gençken başından geçmiş bir olayı anlattığı şarkıdır. yani gerçekten aşık olduğu kıza cesaretini toplayıp onu sevdiğini söyleyecekken sokaktan geçen satıcının domates biber patlıcan demesi üzerine cesareti kırılmış ve söylememiştir. bu şarkıyı japonyada söylerken de özellikle domatesin biberin patlıcanın japoncasını öğrenmiş.

bana taksim’den daha cazip gelen istanbul semti. insanlar dışarı fazla yapınarak çıkmadıklarından olsa gerek daha samimi bir havası, hafif bodrum’u andıran sokakları, dolu dolu sahafları var.

sevişenamaotiçmeyen kızlar vardır. bunlar klasik yurdum kızı gibi seks yapmak için evliliği ya da uzun bir ilişkiyi beklemezler. genelde bir erkekle sevgili olup olmayacağına karar vermeden çok defa onunla öpüşmüş ya da sevişmiş olurlar. bir erkeği sevmeleri sevişmek için yeterlidir onlara göre ama sevgili olmak için değil. kafalarında o kadar çok soru işareti vardır ki bir şey hep sevgili olmalarını önler. bu yüzden bakarsanız hep tutkulu ama bölük pörçük ilişkiler yaşarlar. önce seksin kötü bir şey olmadığını anlayıp tabularını kırmışlar, sonra da çok tehlikeli bir şey de olmadığını keşfedip kendilerini mutluluğuna bırakmışlardır. ama sanmayın ki herkesle sevişirler. bu kızları bir gece bara gitmiş, erkek ayartmaya çalışırken görürseniz sakın aldanmayın. eve yalnız döneceklerdir. olay gitse gitse öpüşmeye kadar gider. çünkü karşısındaki erkek onlara göre dokunmuyordur, sadece elliyordur ki bu ikisi arasında büyük bir fark vardır. dokunulunca ne kadar mutlu oluyorlarsa ellenince de kendilerini o kadar kötü hissettikleri için def ederler kendilerine karşı aslında hiçbir şey hissetmeyen bu erkekleri. erkek de az önce kendisine cilve yapan kızın bu ani dönüşünün sebebini anlamadığı gibi fazla da üzerinde düşünmez tabii. aynı zamanda seviştiklerierkekuyanmadanevdençıkan kızlardır. böyle bir amaçları yoktur aslında. sadece mutlaka evden erken çıkmalarını gerektiren bir işleri vardır. çalışkan olmamakla beraber sorumluluklatını asla aksatmayan bu kızlar ne kadar sevseler de yanlarında uyuyan erkekleri bırakıp giderler
ota gelince... içki içerler. çoğu zaman sigara içmezler. ot içmemeleriyle sigara içmemelerinin bahaneleri aynıdır. bağımlılık yapan nesnelerle özgürlüklerini kısıtlamamak. bunu söylerken kendilerinden şüphe ederler. çünkü bu kızlar aslında sorumluluklarına oldukça bağlı hatta bağımlı olurlar. onlar asla bir serseri gibi takılamazlar. sınavları varken başka şehirlere gitmezler, kafalarına esince işi bırakmaz, otostopla şehirlerarası gezmezler. mesela üniversiteyi bitirirler. sorumlu bir şekilde bitirirler dememe dilim varmıyor. sorumluluk sahibi olmaya çalışır bir şekilde bitirirler. hiçbir zaman ipin ucunu bırakmazlar ama çok da ipe asılmazlar. eğlenirler ama asla ciddi risklere girmezler. öte yandan heyecanı sevdikleri için küçük tehlikeli oyunlarla kendilerini tatmin ederler. kısacası bu kızların her şeyi yarım yamalaktır. ne hanım, iyi aile kızı şeklinde takılabilirler ne de serseri bir hayat sürebilirler.

ikizler burcu kadınında bağımlılık yaratabilecek erkek. çok eğlenceli bir ilişki olabilir, saatlerce gülebilirler, oradan oraya koşturur, sürekli gezer, delice şeyler yapabilirler. dengesizlikleri sayesinde ilişkileri rutine binmeyeceği için sıkılmazlar. birbirlerini kısıtlamadıkları için rahat ederler. birbirlerini anlarlar... her ikizler burc mensubuna tavsiye edilesi ilişkidir, özellikle ilişkiden yana amaçları hayatlarına renk, hareket katmaksa.

teoman’ın bir şarkısında "çok kadın hiç kadındır oğlum, yalnızlıktır sonu" diyen kişi.

kum falı= remil

özlenen, her istendiğinde ulaşılamadığı için birlikte geçirilen zamanların aşırı değerli olduğu sevgili. uzakta olmasına rağmen sevgiliyse sevgi kelimesine hakkı verilerek sevilen.

milan kundera’nın varolmanın dayanılmaz hafifliği romanında geçen bir cümlenin değişik versiyonu.

susam.

milan kundera’nın ele alındığı zaman bırakılamayan, insanın bir yerinde mutlaka kendinden bir şeyler bulacağı, okurken bolca güldüren, altı çizile çizile okunası romanı. özellikle "bok"la ilgili yaptığı yorumlara hayran kaldım. geri planda rusya, komünizm eleştirisi var ama aslolan yine kadın erkek ilişkileri. yüzeysel, sahip olma içgüdüsüyle varolan değil derinlikli, kalıpların dışına çıkmış sevgiler söz konusu. kapağında şapka tutan bir çift kadın eli vardır ama nedense ben aylarca onu sırtını dönmüş bir kadın olarak gördüm.