confessions

ilean

- Yazar -

  1. toplam entry 1933
  2. takipçi 2
  3. puan 69621

hayallerini yak evi isit

ilean
sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
iste hepsi bu...
hayallerini yak,evi isit.
gidecegin en buyuk oda arka odan.
icerden sesleri geliyor annenle babanin,
yanlis iliskiler ayaklarini yerden kesiyor.
artik biliyorsun carpinca duvara ne kadar
aciyacagini kalbinin.
sevgim seni yurduna getirdi...

arkadaslarin cok uzaklara gitti.
sevmeden sevistiler ozgurluk adina
kaptirmadan kendilerini hicbir seye,
butun hazlari tattilar.
sense evinde kaldin,
acilari gomme toreninde.
kati kurallarin vardi,
tutucuydun onlara gore.

donduler sonra birer birer
sana sordular yine de kaderlerini.
neydi yasamak, neydi hayatin anlami...

butun yanlis iliskiler seni yurduna getirdi.
artik biliyorsun yere dusunce ne kadar
aciyacagini kalbinin.
sevgim seni yurduna getirdi.

cezmi ersoz

ben sana yanarken

ilean
gozlerine bakarken umurumda degil mevsimler
gulusun hep deniz kenari bana
sen bir adim attiginda goreceksin
elinde balonlarla bekleyen o adam benim
aldigim en derin nefessin sen
dudaklarinin dudaklarimdaki isgali hala yuregimde
nefes aliyorum ama hala bulamadim seni

’ben sana yanarken simdi...sen kim bilir nerede
usuyorsun’

(bkz: ceyhun yilmaz)

kufrum edebimi asti bu gece

ilean
sen benim gozumde bir hicsin artik,
nefretim askimi asti bu gece
bugun ki sozlerin soz muydu artik
son sozun sabrimi asti bu gece

kolayca bitsin bu diyemedin de
salladin savurdun basiretsizce
hic mi ders almadin onca gezdik de
yagmurun rahmeti asti bu gece

yurumeyen neydi,iliskimiz mi?
gunum bombos deyisimiz mi?
sensiz yasayamam celiskimiz mi?
yalanin dogrunu asti bu gece

evlenmek hayali kapimda idi
giris kat evimin boyasi yeni
mobilyan,takimin, alinmis idi
vuslatim tadini asti bu gece

yemedim yedirdim ne varsa sana
uc kurusum olsa verirdim daha
memurdum yoksuldum hatirlasana
hafizam haddini asti bu gece

ayaklarin donmus,usumustun de
gece yatamamis uzulmustum de
bir ay oruc tutup yememistim de
o cizmen boyunu asti bu gece

yapilan soylenmez, gelmezmis dile
allahtan beklenir kul bilmese de
kizginligim buna, sebep ise de
sabrim miadini asti bu gece

onca gez toz benle,seviyorum de
sonra git nisanlan bir de ona de
serefsizlik degil, nedir bu soyle
kufrum edebimi asti bu gece

sana son bir sozum, nasihatim var
aldigim ahlakla bir terbiyem var
senin dog’ran ana deyip gecmek var
saygim adabimi tuttu bu gece
gonlumun romani bitti bu gece
hangisine yansam simdi gun gece
omrumden bes yil gitti bu gece

(bkz: bedirhan gokce)


dilenci

ilean
dilenci

sen hergun kosebaslarinda
yirtik urbanla kirli ellerinle
avuc acan, sefil insan.
inan yok farkimiz birbirimizden
sen belki tum yasaminca dilenecek;
bekledigin bes kurusu biri vermezse
otekinden isteyeceksin.
ama ben tum yasamim boyunca
tek bir kez dilendim
bir acimasiz kalbin sevdasi ile alevlendim.
oylesine bos oylesine acik kaldi ki elim,
yemin ettim bir daha dilenmeyecegim.

(bkz: victor hugo)

kapıçinin oğlu

ilean
ben guzel laflar edemem,
suslu kelimeleriyse hic beceremem.
ne hayat bilgisinden gayri kitap okudum.
ne de okul gordum, ilkokuldan gayri.
islak gorunumlu, kazik gibi saclarima dokundugunda ;
bu nasil briyantin demistin.
ben limon kullanirim diyememistim.
sadece, begendin mi demistim.
hamburger yerken ketcapa, salca dermis,
becerememis koftesini yere dusurmustum.
hele bir gece yanik yanik efkarli bir turku okurken,
dire straits’i hic dinledin mi dedigin de;
o sarkiyi cok severim demistim.
sen anlam veremedigim bir sekilde kahkahayla gulmus,
bense bir halt ettigimi anlamis ve susmustum...
nereden bilebilirdim,
dre straits’in bir sarki degil de, grup oldugunu...
ama sen hep anlayisliydin, hep olgundun, hep farkli.
ben ise her zaman pot kirmaya hazir.
her kelimesi facia bir sofor parcasi.
sen hep hatalarima gulup gecen, benim moral kaynagim.
hayatta beni anlayan tek insandin.
ilkokul mezunu olmami yuzume vurmamis,
ortaokulu disardan bitirdigimden nasil gururlanmis, bana cay ismarlamistin...
cunku, ben cayi, sen kolayi severdin.
sen kola kadar serinleten,
bense cay kadar yakan.
benzetme sanatinin mubalagasiz ornekleriydik.
her sabah bugun olmayacaksin korkusuyla uyanmis,
her gece ayni korkuyla yatmistim...
hele arkadaslarin ve arkadas sohbetlerin,
her birinin delip gecen, kucuk dusuren sozleri,
ve senin surekli savunmalarin.
israrla duymak istemedigim ama her seferinde yuzume bir yumruk gibi inen,
kizim birak bu herifi sozleri.
ama sen birakmadin, ama sen hep tuttun.
sen tuttukca, ben de hep kendime kahrettim...
icime kustum...
o kara kizin vizen nasildi sozune hemen atlamis.
yurtdisina mi gidiyorsun diye saskin saskin bakarken,
yine herkesin gulusuyle, yerin dibine batmistim.
nerden bileydim, vizenin yazili sinav oldugunu, kahretsin !
benin en iyi yaptigim sey araba kullanmakti.
hayalimse ; hep bir arabaya sahip olmak,
bir minibus alip, bir okulun servis soforlugunu yapacak,
kendi arabamla, kendi parami kazanip,
bak okumuslar bu kadar parami kazaniyor diyebilmekti.
ama o da olmadi.
hep baskalarinin arabalarinda calistim.
gunduz servis attim, gece ankara sokaklarinda...
yine baskalarinin taksilerinde...
yanik turkuler dinleyip, soforluk yaptim.
ankara’nin karanlik sokaklarini,
barlari, pavyonlari, sarhoslari topladim.
kimse senin kadar anlayisli degildi.
ne baban, ne annen, ne de kardeslerin.
belki de hakliydilar.
sen universite mezunu, rahatliklar icinde.
ben ise, ortaokulu disardan bitirme.
sorunlarla ic ice...
aslinda, bende nice umutlari olan, nice hayallere gebe,
kendi capinda bitirim bir sofordum.
evet, so-for...
ingilizce’sini de ogrendim, driver-surucu.
taksi zaten ingilizcede de taksiymis, dun otelci kadin soyledi.
bak yine abuk-sabuk konusmaya basladim.
ama dedim ya ben de hayalleri olan,
belki cicek abbas’i on kere izleyen,
kendi capinda bir ilyas salman’im, kim bilir?
hadi yeniden diyebilmek ne kadar zor bugun.
hadi bastan yani...
goz bebeklerimizin her biri farkli yone terlerken,
bir daha diyebilmek ne kadar zor gulum...
biliyor musun? saclarim dokulmeye basladi.
limondan mi ne ...
hamburgercilerin ise hepsinden nefret eder oldum.
makarnayi bile salcasiz yiyorum. ketcapsiz yani...
ne suslu kelimelerle guzel laflar edebildim sana.
ne de siir yazabildim...
ha unutmadan ;
bir siir yazmistim ya sana ;
orhan gencebay’indi. sen nasil olsa dinlemezdin,
bilmezdin o tur sarkilari...
"hatasiz kul olmaz, hatamla sev beni"
ama sen yine de, anilarinda da olsa, hatiralarimla sev beni.
bana bir kravat almistin ya, biz sozlenince takarsin diye,
dun kapicinin oglu evlendi, son hatiranda onunla gitti...
dun kapicinin oglu evlendi, yuregimde onunla gitti...
dun kapicinin oglu evlendi, sofor bendim.
dun kapicinin oglu beni benden etti, gitti...
gitti...
gitti...

(bkz: bedirhan gokce)

ne içindeyim zamanın

ilean
ne icindeyim zamanin
ne de busbutun disinda;
yekpare genis bir anin
parcalanmis akisinda,
bir garip ruya rengiyle
uyumus gibi her sekil,
ruzgarda ucan tuy bile
benim kadar hafif degil.

basim sukutu oguten
ucsuz, bucaksiz degirmen;
icim muradima ermis
abasiz, postsuz bir dervis;

koku bende bir sarmasik
olmus dunya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir isik
ortasinda yuzmekteyim

(bkz: ahmet hamdi tanpinar)

coco jambo

ilean
mr. president gurubuna ait eski bir parca.bir donem her yerde calinarak dinlemekten gina getirilmistir.

put me up, put me down
put my feedback on the ground
put me up, take my heart
and make me happy

put me up, put me down
put my feedback on the ground
put me up, feel my heart
and make me happy

ayyayaya coco jambo ayyayai

here we go
gettin’ smooth to the groove
showing lovely ladies
how i sooth as i move
that’s what they say
but i can’t prove
so turn it up again and watch me
move to the groove
as we get close
you whisper coco
i hold you in my arms
and you say jamboo
scream and shout
turn and say columbo
now i gotta go yo coco

that’s the way i treat dem girls
kinda smooth see
’cos there’s one man
and yo! that’s me see
so let me show you round
as you sip your tee gee
but no coco
loco boom
while i take a pee pee
when i hold my baby tighter
she says i do it nicer
i like my chicken
with rice and lemonada
and that’s what you get
when she shout out jamboo
now i gotta go so coco

integral

ilean
guzel gunler mi gecti
yoksa biz mi cirkinlestik
adini koyamadigimiz hergun yeni bir sey var
yesilmisik bir zamanlar
kuruduk, koyu kahverengi
tozu dumana katiyor yasam

integralimi al abi
limit sifira gider
istedigini yap bana
sessizlik sonsuzda nasil olsa

babamin maasi 60ta bin lira
benimkisi 83te tam otuzbin lira
bugun artik milyoneriz
ama ekmek aslanin agzinda
turk lirasi dolar bazinda

integralimi al abi
limit sifira gider
istedigini yap bana
sessizlik sonsuzda nasil olsa

birlestirmek icin ayriliyor insanlar
eee? e si bu, politika hep boyle
o gunler kirmiziydi
simdi tumden alaca
beyazin da beyazi dersen yani!

integralimi al abi
limit sifira gider
istedigini yap bana
sessizlik sonsuzda nasil olsa

"calisan kazanir"di, oyle derdi buyukler
la fontaine’in karincalari bile saskin
havai mavi pek moda
ya da hercai menekse
ozet olarak kose donmece...

integralimi al abi
limit sifira gider
istedigini yap bana
sessizlik sonsuzda nasil olsa

(bkz: bulent ortacgil)

olmuyor böyle

ilean
farkina varamadim bu orantinin
bendeki sen sendeki bana agir geliyor
daha fazla senden ver diyememem ki
bunu senden isteyemem gururum el vermiyor
sevgi caba sevgi emek sevgi alinteri
ama olmuyor olmuyor boyle


sen ve ben ayriliyor birbirinden
bir ben kaliyorum kelimelerden
soguk bir cay masamda
ve kagit kalem
olmuyor olmuyor boyle

(bkz: haluk levent)

hadi gul

ilean
hep gec kaldik
ne zaman erken ciksak yola
yolculuklar nankordu hic bilmedik
hep erkendi ne zaman varsak olume
en uzun omur uc gunde geldi gecti
sonra baktim gozlerin islak
ates once kendini yakar
icim disim ates oldu
sen ne uzak hayat ne uzak

hadi gul ne kaldi aglayacak
bititrdik hepsini
ne olur

hep gec kaldik
ne zaman erken ciksak yola
yolculuklar nankordu hic bilmedik
hep erkendi ne zaman varsak olume
en uzun omur uc gunde geldi gecti
sonra baktim gozlerin islak
zaman once kendini gecer
aylar yillar beni gecti
sen ne uzak hayat ne uzak

(bkz: haluk levent)

acilsin gözlerin

ilean
cocukca bir ruya gormeli gozlerin
masalsi bir emanet vermeli sozlerin
yasamin korkusu, eriyip gitmenin onune gecki
senin bilinsin kiymetin

acilsin gozlerin
gul, gun gunesle var, gorsene...

yagmurun, cisenin, siradan gunlerin
farkini bilki senin acilsin can evin

acilsin gozlerin
gul, gun gunesle var, gorsene...

topragin rengini sevmeli gozlerin
denize hep sadakat vermeli yuregin
umarsiz gecede gordugun renklerin
farklini bilki senin acilsin can evin

acilsin gozlerin
gul, gun gunesle var, gorsene...

yagmurun, cisenin, siradan gunlerin
farkini bilki senin acilsin can evin

acilsin gozlerin
gul, gun gunesle var, gorsene...

(bkz: pilli bebek)

kelimeler kafi

ilean
ayriliktan midir nedir?
kavusma istegi bu gayret
seneler gecti eskimemis bu sevda hayret
istanbul gecelerinde paris sokaklarinda
ankara’da evimde boyle bu
bodrum’a gidemez oldum yildizlar sahidim
yildizlar uzak anlatmak zor
sevgilim olmadi senden sonra
dostlarim benden apayri
kizim buyudu masallah
senin de bir oglun olmus ne guzel
orta yasli olduk artik
sacim hafif kel

seninle kirilmisiz bir zaman
tamiri zor bilirsin
kirik kalpler derneginde suskunuz
son bir denemeye ne dersin
odemeler pesin bu sefer
umitler,en kolay becerdigim
kelimeler kafi

bodrum’a gidemez oldum
yildizlar sahidim
yildizlar uzak anlatmak zor

(bkz: mfo)

kral

ilean
kral nerde diye sorma
sende bende bizde onda
ciplak diyen kral olur
tac giyen oturur tahtina

patron burda koyde aga
evde koca okulda hoca
dayi baba abi ana
kral vardir her tarafta

56 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol