gunumuz beddualari
bilgi islem beddualari
mouseun kirila.
tiklayamayasica...
hatlarin kopa da hic bir yere baglanamayasin.
disklerin crash ola...
filelarina virus bulasa...
networklerden atilasin.
databasein patlaya...
security keylerin desifre ola.
back-uplarin bozulsun da gecmise donemeyesen.
kartusun bite
ekonomik beddualar
repoda aciga dusesen, faiz sana zarar yaza.
imkb 100 endeksin 1600 direncini kiramaya.
uygun kur bulmaya, pozisyon acigina dusesen
reutersin arizalana, rateleri izleyemeyesen.
paran araci kurumda kala, ic edile; dovize endeksli kredi alasan.
zedelenesen merkez bankasi para piyasalarina mudahale ede.
o sirada sen de orada olasan, halden anlamayan bireysel danismana denk dusesen
sabah seansinda endeks hizla duse sen panik olup kagit cikarasin, ikinci seansta endeks kendini toplaya ama is isten gecmis ola.
imfnin gazabina gelesen...
aldigin dolarlar sahte cika..
diger beddualar
araba kullanirken cep telefonuyla konusasan sonrada trafik polisine yakalanasan
ucuza aldim diye sevindigin araban calinti cika.
martiyi okuyup ruhi bunalima giresen.
silikonlarin patlaya insallah...
hem fikir, hem zikir suclusu olasan.
ne yersen ye asit yapa agzinda, bir falim ciklet bulamayasin.
kapsama alani disinda kalasan.
susurluk skandalina adin karisa.
medyalara gelesin insallah talk showlara, reality showlara cikasan imajin sarsila.
tam otomatik camasir makinen kireclene, bir gram calgonit bulamayasin.
once reha muhtarla itirafa sonrada karar anina cikasin...
televolelere cikasin, ozel hayatin kalmaya...
dagin basinda araban bozula, kontorun bite
bbgye katilasin, sonuncu olasin.
31 cekme denemeleri,namaz kilmak,disari para atmak disari..
bilmek;
insanoglu nefes buldugu gunden bu yana ne denli cahil (ignorabimus) oldugunu da ogrenmeye basladi. bildiklerinin kendisini git gide fakirlestirmesi karsisinda bilgisizlige karsi mucadelesini birakmadi ve bildikleri ugruna olumu goze alarak aradi, arastirdi, bildi de bildi. dunyaya kazik cakamayan insanoglu kendinden sonraki nesle bir dirhem fazla bilgi birakabilmek icin, kaninin akitilmasini dahi dusunmeden, kor olasiya kadar okudu.
peki bu insanlarin “bilgi” dedigi sey nedir? onca aciya katlanmamizi gerektiren “bilgi” nerede saklidir da omrumuz boyunca onu aramamiza ragmen bir turlu goremiyoruz?
bilinmesi zevk veren sey (id cujus apprehensio placet) nerede gizli? az bilen neden cok yaniliyor (chi poco pensa molto erra)?
bilgiseverin “bilgi” dedigini ogrenmek hepimizin gorevi. zira ancak o zaman zevku sefa alemlerinden uzaklasarak neden yasamamiz gerektigini, yasamimizin nasil olustugunu anlayabiliriz. suncacik hayatimizda kaybettigimiz vakti ancak boyle telafi edebilir ve bizden sonraki nesle birakacagimiz bir dirhem fazla bilginin sevkiyle sonsuz huzura (requiem aeternam) katilabiliriz. bunu yapabilmek icin de elbetteki bizden sonra tufan (apres nous le déluge) demeden yasamali ve bilgi avcisi olmaliyiz. inanin ki, bilgi merdivenlerindeki yorgunlugumuz, bilgelik kapisinda sonlanacaktir. ve emin olun ki o zaman yasamimizi ayakta tutan kucuk mutluluklar evrensel mutluluklara donusecektir. cunku ancak o zaman tanrisalligi birakacak, tanri’ya katmaya baslayacagiz.
elimizde muthis kaynaklar var. ancak, bunlarin hepsine kulplar takmak mumkun. kulp takmadan once bu kaynaklarin icindekini tamamiyla ozumsemeliyiz. “neden?”leri iyiden iyiye anladiktan sonra etrafimizda degisen evreni cok daha iyi anlayacagimizi bilerek ozumsemeliyiz. nasil mi olacak? kucuk bir ornek yeterli olacaktir: iyi kapanmamis bir musluktan damlayan damlalarin aslinda birbirlerine es zamanli dusmedigini soylesem hayatinizda ne degisir? peki 0,62 m3 evrende sadece 1 tane atom bulundugunu, 2 mil buyuklugunde bir meteorun dunyada delik acabilecegini, 10.000 yil sonra dunyanin buzul cagina girmesinin cok buyuk bir ihtimal oldugunu, dunyadan uzakligi 2 milyar isik yili olan bir yildizin bugun yok olsa bu bilgiye ancak 2 milyar yil sonra ulasabilecegimizi…
anlamaya calismakla gecen omrumuzde ozumsedigimiz bilgi bize duzenin dinginligini (tranquilitas ordinis) anlatacagi gibi, bizi de, tanri’yi da anlatacaktir. unutmamaliyiz ki “anlayis, hatalar bahcesine ekilse bile, yeserebilir.”
yasam son derece basit ve kisa... kaybedecek vakit yok... dustugumuz yarda tutunacagimiz tek dal, bilgi...
anlamak varken,
kaynak: ansiklopedi
insanoglu nefes buldugu gunden bu yana ne denli cahil (ignorabimus) oldugunu da ogrenmeye basladi. bildiklerinin kendisini git gide fakirlestirmesi karsisinda bilgisizlige karsi mucadelesini birakmadi ve bildikleri ugruna olumu goze alarak aradi, arastirdi, bildi de bildi. dunyaya kazik cakamayan insanoglu kendinden sonraki nesle bir dirhem fazla bilgi birakabilmek icin, kaninin akitilmasini dahi dusunmeden, kor olasiya kadar okudu.
peki bu insanlarin “bilgi” dedigi sey nedir? onca aciya katlanmamizi gerektiren “bilgi” nerede saklidir da omrumuz boyunca onu aramamiza ragmen bir turlu goremiyoruz?
bilinmesi zevk veren sey (id cujus apprehensio placet) nerede gizli? az bilen neden cok yaniliyor (chi poco pensa molto erra)?
bilgiseverin “bilgi” dedigini ogrenmek hepimizin gorevi. zira ancak o zaman zevku sefa alemlerinden uzaklasarak neden yasamamiz gerektigini, yasamimizin nasil olustugunu anlayabiliriz. suncacik hayatimizda kaybettigimiz vakti ancak boyle telafi edebilir ve bizden sonraki nesle birakacagimiz bir dirhem fazla bilginin sevkiyle sonsuz huzura (requiem aeternam) katilabiliriz. bunu yapabilmek icin de elbetteki bizden sonra tufan (apres nous le déluge) demeden yasamali ve bilgi avcisi olmaliyiz. inanin ki, bilgi merdivenlerindeki yorgunlugumuz, bilgelik kapisinda sonlanacaktir. ve emin olun ki o zaman yasamimizi ayakta tutan kucuk mutluluklar evrensel mutluluklara donusecektir. cunku ancak o zaman tanrisalligi birakacak, tanri’ya katmaya baslayacagiz.
elimizde muthis kaynaklar var. ancak, bunlarin hepsine kulplar takmak mumkun. kulp takmadan once bu kaynaklarin icindekini tamamiyla ozumsemeliyiz. “neden?”leri iyiden iyiye anladiktan sonra etrafimizda degisen evreni cok daha iyi anlayacagimizi bilerek ozumsemeliyiz. nasil mi olacak? kucuk bir ornek yeterli olacaktir: iyi kapanmamis bir musluktan damlayan damlalarin aslinda birbirlerine es zamanli dusmedigini soylesem hayatinizda ne degisir? peki 0,62 m3 evrende sadece 1 tane atom bulundugunu, 2 mil buyuklugunde bir meteorun dunyada delik acabilecegini, 10.000 yil sonra dunyanin buzul cagina girmesinin cok buyuk bir ihtimal oldugunu, dunyadan uzakligi 2 milyar isik yili olan bir yildizin bugun yok olsa bu bilgiye ancak 2 milyar yil sonra ulasabilecegimizi…
anlamaya calismakla gecen omrumuzde ozumsedigimiz bilgi bize duzenin dinginligini (tranquilitas ordinis) anlatacagi gibi, bizi de, tanri’yi da anlatacaktir. unutmamaliyiz ki “anlayis, hatalar bahcesine ekilse bile, yeserebilir.”
yasam son derece basit ve kisa... kaybedecek vakit yok... dustugumuz yarda tutunacagimiz tek dal, bilgi...
anlamak varken,
kaynak: ansiklopedi
kacirdigi metro yu islikla durdurmaya calisan..
iyi bir sitenin , alternatif olarak gorunumude guzel olmali dusuncesindeyim ...
"farkli olalim , tarz yaratalim.."
"farkli olalim , tarz yaratalim.."
irzina gecmek,kirletmek...
dusmanimin dusmani benim dostumdur.hitlerin stalinle arasinda ne fark vardir?
birisi savas cikartip insanlari oldurmustur.
otekisi ise durup dururken...
birisi savas cikartip insanlari oldurmustur.
otekisi ise durup dururken...
yaraticidir. ama ne yarattigini, yaratilanin ne ise yaradigini bilemez ve ona mudahale edemez. kotu bir sair, kotu bir besteci veya soz yazaridir.
kotu soz soyleyenin maruz kaldigi cezai mueyyide. cocuk dilinde
cok sey ogrendik ondan , ruyamda bile gorurdum off.
(bkz: johnny depp)
en korktugum buton.
insansever bir insan, sanat ve sanat disi yaptiklarini sevdigim pek az sanatci vardir leman sam da bu ikiside var, her yonuyle sevdigim biri.
dijitalin muthis zaferi
dijital cekilen sin city, muthis oyuncu kadrosu ve yonetmenleriyle izleyenleri yerlerine mihliyor.
dijital cekilen sin city, muthis oyuncu kadrosu ve yonetmenleriyle izleyenleri yerlerine mihliyor.
dikkat temizlik sart.
george a. romero hayranlarinin mutlaka izlemesi, ama cok seyler beklememesi gereken bir zombi filmi "oluler ulkesi". ote yandan sadece korku filmi izlemek icin salonlara kosanlarsa bir miktar mide kaldiran sahneyle karsilasacak, uyaralim...
romero, edgar wrightin kisa zamanda kultlesen korku-komedi filmi "shaun of the dead"den (zombilerin safagi) oylesine etkilenmis ki, "oluler ulkesi"nde wrighta ve filmin basrolundeki simon pegge kucuk birer zombi rolu vermis...
filmin daha once dusunulen isimlerinden biri olan "dead reckoning"den, humphrey bogartin ayni adli filmiyle karistirilmamak icin vazgecilmis...
makyaj ustasi, aktor ve romeronun orijinal filmi "night of the living dead"in (yasayan olulerin gecesi) yeniden cevrimini yapan tom savininin de filmde kucuk bir zombi performansi var...
romero, edgar wrightin kisa zamanda kultlesen korku-komedi filmi "shaun of the dead"den (zombilerin safagi) oylesine etkilenmis ki, "oluler ulkesi"nde wrighta ve filmin basrolundeki simon pegge kucuk birer zombi rolu vermis...
filmin daha once dusunulen isimlerinden biri olan "dead reckoning"den, humphrey bogartin ayni adli filmiyle karistirilmamak icin vazgecilmis...
makyaj ustasi, aktor ve romeronun orijinal filmi "night of the living dead"in (yasayan olulerin gecesi) yeniden cevrimini yapan tom savininin de filmde kucuk bir zombi performansi var...
alman yonetmen oliver hirschbiegelin elinden cikmis ve en iyi yabanci film kategorisinde aday olmus olan cokus irkciligi, yabanci dusmanligini, ihtisam duskunlugunu ve korkuyu ajitasyona ve ozure siginmadan kusursuz bir durusla anlatan politik bir yapim. klasik nazi filmlerinden oldukca farkli olan film, agirlikli olarak hitlerin yeralti karargahindaki yuksek tansiyonu yansitiyor. adan zye butun oyuncularinin performanslarindaki kusursuzluk, konunun anlatim ve durus mukemmelligiyle birlesmis ve sadece hitlerin degil savasin son gunlerindeki almanyanin da hikayesi yansitilmis.
irc adresi mevcut kanal.. hos ve dinsel kanal..
sarap rengi
im looking over my shoulder cos millions will whisper
im killing myself again
maybe im dying faster but nothing ever lasts
i remember a night from my past when i was stabbed in the back
and its all coming back and i feel that pain again...
aci ve gizlenmis ruhlarin patladigi nokta...
im killing myself again
maybe im dying faster but nothing ever lasts
i remember a night from my past when i was stabbed in the back
and its all coming back and i feel that pain again...
aci ve gizlenmis ruhlarin patladigi nokta...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?