apayrı sanat dalları olmasına rağmen, sürekli ikilemde bırakılmaya çalışılan soru öbeği. anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı sorusundan hallice.
hükümete yalakalığın dozunu soysuzluğa kadar vardırmış, basını etik yapıdan yoksun bir hale getirmiş kukla.
an itibariyle hürriyetteki işine son verilmiş yazar.
böylece aydın doğan ve grubunun kimlere sırtını dayadığı alenen belli oluyor.
böylece aydın doğan ve grubunun kimlere sırtını dayadığı alenen belli oluyor.
tekrar görüşmek üzere manasına gelen almanca birleşik sözcük.
uğruna kendini feda etmekten çekinilmemesi gereken cesaret işidir.
(bkz: tanriyla inatlaşmak)
şairin cesedinin yanında bulunan mektup :
son mektup
hepinize!..
işte ölüyorum. kimseyi suçlamayın bundan ötürü. hele dedi-
kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! bağışlayın beni. iş değil
bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),ama benim için başka bir çı-
kar yol kalmamıştı.
lili, beni sev.
hükümet yoldaş! ailem : lili brik, anam, kız kardeşlerim ve
veronika vitoldovna polonkaya’ dan ibarettir. yaşamlarını sağlar-
san, ne mutlu bana..
bitmemiş şiirleri brik’lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.
"bir varmış bir yokmuş"
derler hani :
aşkın küçük sandalı
hayat ırmağının akıntısına
kafa tutabilir mi!
dayanamayıp parçalandı işte sonunda...
acıları
mutsuzlukları
karşılıklı haksızlıkları
h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z :
ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.
ve sizler mutlu olun
yeter.
son mektup
hepinize!..
işte ölüyorum. kimseyi suçlamayın bundan ötürü. hele dedi-
kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! bağışlayın beni. iş değil
bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),ama benim için başka bir çı-
kar yol kalmamıştı.
lili, beni sev.
hükümet yoldaş! ailem : lili brik, anam, kız kardeşlerim ve
veronika vitoldovna polonkaya’ dan ibarettir. yaşamlarını sağlar-
san, ne mutlu bana..
bitmemiş şiirleri brik’lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.
"bir varmış bir yokmuş"
derler hani :
aşkın küçük sandalı
hayat ırmağının akıntısına
kafa tutabilir mi!
dayanamayıp parçalandı işte sonunda...
acıları
mutsuzlukları
karşılıklı haksızlıkları
h a t ı r l a m a y a b i l e d e ğ m e z :
ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.
ve sizler mutlu olun
yeter.
tam adı vladimir vladimiroviç mayakovski’dir.
1893de gürcistanın bagdatti kentinde doğan mayakovski, daha 12 yaşında iken, 1905 devrimi döneminde çarlığa karşı kitlesel eylemlere katıldı. daha sonra 1906da babasının ölümü üzerine moskovaya taşındı. 1908 yılında, 15 yaşında rsdipne katıldı. 1908-1909 yılları arasında iki kez tutuklandı ve 11 ay hapis yattı. ardından 1910 yılında, lise üçüncü sınıfından ayrılıp, resim dersleri almaya başladı ve aynı yıl stroganov uygulamalı sanatlar okuluna kayıt oldu. ilk şiirlerini burada yazmaya başladı. 1912de yayımlanan "yaygın begeniye bir şamar"ı, rus fütüristlerinin ilk bildirisi izledi. arkadaşları david birlik ve hlebnikov kroçonukla beraber hazırladığı bildirinin sloganı, "puşkinler, tolstoylar kapı dışarı!"ydı.
mayakovski, şiirlerini sadece dergilerde yayımlamakla kalmıyor, onları edebiyat çevrelerinin toplandığı kahvelerde de okuyordu. 1913de petersburg lunaparkında kendisinin sahneye koyup oynadığı "vladimir mayakovski" adlı oyunu, rusya da sergilenen ilk fütürist gösteri oldu. 1915de iki kübist tablosu sergilendi. "pantolonlu bulut" ve "omurganın flütü" iki uzun şiiri dünya çapında tanınmasını sağladı.
1917 ekim devriminden sonra bolşevikleri destekleyen mayakovski, devrimin salt politik bir devrim olarak kalmayıp, eski sanat anlayışını da kökten yıkması gerektiğini vurgulayarak lefi (sol sanat cephesi) oluşturdu. "sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir" sloganı ile özetlediği, sanatı kitlelere mal etme, sokağa indirme, ülke kültürünü yeniden canlandırmak için sanatı kullanma mayakovskinin başını çektiği rus fütüristlerinin en belirgin özelliğidir. bu anlayışla, sovyetlerin sokakları, meydanları bu anlayışla sloganlar ve fütürist resimlerle donandı. 1917 ekim devriminden sonra bu faaliyetlerinin yanı sıra, halk eğitim komiserliğinde görev aldı. "toplum sanatı" adlı dergiyi yönetti ve tüm sovyetleri dolaşarak şiirlerini okudu. 1918de, "devrime övgü" ve "sol marş" adlı uzun şiirlerini yazdı.
1922de lefin aynı adı taşıyan dergisini çıkardı ve yönetti. bu dergide "psikolojizm"e karşı çıkan devrimci bir sanat hareketi oluşturmaya çalıştı. 1924de leninin ölümünden sonra "vladimir iliç lenin" (lenin destanı) adlı ağıtı yazdı. 1925de izvestia gazetesinin muhabiri olarak abd, meksika, küba ve fransaya gitti. anılarını "amerikayı keşfetmek" adlı kitapta topladı. 1927de yeni lef dergisini çıkarmaya başladı. 1925de kurulan rus proleter yazarlar birliğinin fütüristlere karşı tutumu nedeniyle "sekterlikle" suçlandı.
1925 yılında intihar eden arkadaşı yesenini eleştirmesine rağmen, bu intihar olayından etkilenmiş olan mayakovski, 1930 yılında 37 yaşındayken intihar etti.
1893de gürcistanın bagdatti kentinde doğan mayakovski, daha 12 yaşında iken, 1905 devrimi döneminde çarlığa karşı kitlesel eylemlere katıldı. daha sonra 1906da babasının ölümü üzerine moskovaya taşındı. 1908 yılında, 15 yaşında rsdipne katıldı. 1908-1909 yılları arasında iki kez tutuklandı ve 11 ay hapis yattı. ardından 1910 yılında, lise üçüncü sınıfından ayrılıp, resim dersleri almaya başladı ve aynı yıl stroganov uygulamalı sanatlar okuluna kayıt oldu. ilk şiirlerini burada yazmaya başladı. 1912de yayımlanan "yaygın begeniye bir şamar"ı, rus fütüristlerinin ilk bildirisi izledi. arkadaşları david birlik ve hlebnikov kroçonukla beraber hazırladığı bildirinin sloganı, "puşkinler, tolstoylar kapı dışarı!"ydı.
mayakovski, şiirlerini sadece dergilerde yayımlamakla kalmıyor, onları edebiyat çevrelerinin toplandığı kahvelerde de okuyordu. 1913de petersburg lunaparkında kendisinin sahneye koyup oynadığı "vladimir mayakovski" adlı oyunu, rusya da sergilenen ilk fütürist gösteri oldu. 1915de iki kübist tablosu sergilendi. "pantolonlu bulut" ve "omurganın flütü" iki uzun şiiri dünya çapında tanınmasını sağladı.
1917 ekim devriminden sonra bolşevikleri destekleyen mayakovski, devrimin salt politik bir devrim olarak kalmayıp, eski sanat anlayışını da kökten yıkması gerektiğini vurgulayarak lefi (sol sanat cephesi) oluşturdu. "sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir" sloganı ile özetlediği, sanatı kitlelere mal etme, sokağa indirme, ülke kültürünü yeniden canlandırmak için sanatı kullanma mayakovskinin başını çektiği rus fütüristlerinin en belirgin özelliğidir. bu anlayışla, sovyetlerin sokakları, meydanları bu anlayışla sloganlar ve fütürist resimlerle donandı. 1917 ekim devriminden sonra bu faaliyetlerinin yanı sıra, halk eğitim komiserliğinde görev aldı. "toplum sanatı" adlı dergiyi yönetti ve tüm sovyetleri dolaşarak şiirlerini okudu. 1918de, "devrime övgü" ve "sol marş" adlı uzun şiirlerini yazdı.
1922de lefin aynı adı taşıyan dergisini çıkardı ve yönetti. bu dergide "psikolojizm"e karşı çıkan devrimci bir sanat hareketi oluşturmaya çalıştı. 1924de leninin ölümünden sonra "vladimir iliç lenin" (lenin destanı) adlı ağıtı yazdı. 1925de izvestia gazetesinin muhabiri olarak abd, meksika, küba ve fransaya gitti. anılarını "amerikayı keşfetmek" adlı kitapta topladı. 1927de yeni lef dergisini çıkarmaya başladı. 1925de kurulan rus proleter yazarlar birliğinin fütüristlere karşı tutumu nedeniyle "sekterlikle" suçlandı.
1925 yılında intihar eden arkadaşı yesenini eleştirmesine rağmen, bu intihar olayından etkilenmiş olan mayakovski, 1930 yılında 37 yaşındayken intihar etti.
"hangi devrime ait olduğumu artık hiç anlamıyorum. tek bildiğim bunun ne şubat ne de ekim devrimi olduğudur. bizim içimizde kasım gibi bir şeyler vardı ve hala var.."
yaşamı değersiz buldukları veya artık kendilerine ait görmedikleri, ya da çağdaşlarına yapıtlarıyla (yaşamlarıyla) ulaştıramadıkları mesajlarını ölümleriyle ulaştırabilmek için intihar eylemine başvuran ve cervantesin donkişotu misali hayata kılıç çeken serüvenciler arasında belki de en çarpıcı olanlarından biri rus şair sergey yesenin. 1925 yilinda yaşamına kendi elleriyle son veren şair yesenin, arkasında bıraktığı mektubundaki son şiirinde sağ kalanlara şöyle sesleniyor:
"şu yasamda yeni bir şey değil ki ölüm,
ama pek öyle yeni sayılmaz yaşamak da."
"sergey yesenin’e" başlıklı uzun şiirinde
"şu yaşamda
en kolay iştir ölmek.
asıl güç olan
yeni bir hayata
başlamak"
diye meslektaşının aziz hatırasina seslenen şair mayakovski, bu şiiri yazdıktan beş yıl sonra aynı şekilde intihar eder.
"şu yasamda yeni bir şey değil ki ölüm,
ama pek öyle yeni sayılmaz yaşamak da."
"sergey yesenin’e" başlıklı uzun şiirinde
"şu yaşamda
en kolay iştir ölmek.
asıl güç olan
yeni bir hayata
başlamak"
diye meslektaşının aziz hatırasina seslenen şair mayakovski, bu şiiri yazdıktan beş yıl sonra aynı şekilde intihar eder.
yağmurlu bir günde neler yapılır?
galataya gidilir elinde bir şişe şarap....
kendin ve sen....
sonra martılarla sohbet başlar şarap yudumlandıkça....
keşkeler çıkar.... gözler yaş dolar....
neden ağlıyorsun diye soran olmaz....
olsa da yağmur saklar....
ıslanmışsın kimin umrunda....
sana yarenlik eden martıların türküleriyle dalar gidersin uzaklara....
yitirilenler gelir aklına...
yine ağlarsın.... çığlık çığlığadır ağlayışların....
nasıl olsa neden diye soran olmaz...
olsa da martıların türküsü saklar....
hıçkırıyormuşsun kimin umrunda..
galataya gidilir elinde bir şişe şarap....
kendin ve sen....
sonra martılarla sohbet başlar şarap yudumlandıkça....
keşkeler çıkar.... gözler yaş dolar....
neden ağlıyorsun diye soran olmaz....
olsa da yağmur saklar....
ıslanmışsın kimin umrunda....
sana yarenlik eden martıların türküleriyle dalar gidersin uzaklara....
yitirilenler gelir aklına...
yine ağlarsın.... çığlık çığlığadır ağlayışların....
nasıl olsa neden diye soran olmaz...
olsa da martıların türküsü saklar....
hıçkırıyormuşsun kimin umrunda..
çayı karıştıranın karşısında oturan insanın sinir krizine girmesine yol açacak davranış.
binlerce devrimcinin, demokratın, yurtseverin katledilmesinden sorumlu ahlak düşkünü(!), mafyacı, kontrgerilla şefi, gözaltına alınıp kaybedilenlerin, işkence yapılmış cesetlerin, kaçırılan, katledilen faili meçhullerin mimarı.
ve hala kana bulanmış bedeniyle ülke çıkarlarını düşünen maskesini takıp beyin yıkamaya devam ediyor.
ve hala kana bulanmış bedeniyle ülke çıkarlarını düşünen maskesini takıp beyin yıkamaya devam ediyor.
yaz emir cümlesinin olumsuzluk eki almış hali.
ortada aşk varsa hep "sen" vardır. "ben" aşkla birlikte ölür.
(bkz: anarşist)
aynadakinin ruhuna yansımasıdır.
neco, hani adlı şarkısıyla eurovisionda 15. oldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?