kontroller sırasında -kaç parmağın var bakiim diyen tanrıya -11 efendim diyebilmiş şahsiyettir.
(bkz: ilk insanın erkek olması savı)
ilerdiğinizi sanmaktır yada böyle hissedilir ama olduğunuz yerde olduğunuzu acıyarak öğreneceksinizdir. çünkü rüzgar esmekte su akmaktadır, velakin göremezsiniz ta ki başınızı sürüklenip gelen kütüğe çarpana kadar.
beyaz yalanların zikri sırasında yapılmaması gereken temastır.
hijyenle hiç alakası olmayan kağıt parçası sıvamak için ideal. kirlenmek güzeldir elbet su ile temizleniyorsa.
inanılacak gibi olmayan söylem veya anlatımlardan sonra söylene gelmiş söz.
microsoftun üzerinde çalıştığı yüzey bilgisayarı mouse ve klavye tarih oluyor.
http://www.thgtr.com/images/haber/surface.jpg
http://www.thgtr.com/images/haber/surface.jpg
devir paranın hükmünü sürdüğü devir, amerikan dolarıyla yapılan yeşil siyaset yoksul ülkelerde kazanılmış siyasettir. dolayısıyla şaşılmayacaktır yeniden birinci parti olmalarına, buna en güzel örnek seçim kaybettirilen al gore dur.
(bkz: parayla satın alınamayacak şeyler vardır)
(bkz: herkesin bir fiyatı vardır)
(bkz: üçüncü dünya ülkeleri)
(bkz: parayla satın alınamayacak şeyler vardır)
(bkz: herkesin bir fiyatı vardır)
(bkz: üçüncü dünya ülkeleri)
dick cheney, donald rumsfeld, rumsfeld’in yakın yardımcısı paul wolfowitz ve bush’un kardeşi jeb bush’un da aralarında olduğu garip ve belirsiz siyaset grubu. ocak 1998’de, başkan bill clinton’ı irak’ı işgale ikna etmeye çalışmışlardı.
devlet bahçeli’nin cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılında, 2023’de sağlamak istediği en büyük hayali. sait başer bu yaklaşımı şöyle açıklamıştır; "kutadgu bilig’e göre, en üst seviyede töre emri olan türk cihan hakimiyeti mefkuresi’nde maksat bütün dünyanın "kut kuşağı" bağlamasını temin etmek, kurt ile kuzuyu bir arada yaşar hale getirmektir. yani zıt unsurları ahenkleştirmek bahis konusuydu..."
üniversitelerde kuzularla kurtlar kardeş kardeş okudular da dünyası kaldı şeklinde tepki uyandırmış yaklaşım.
üniversitelerde kuzularla kurtlar kardeş kardeş okudular da dünyası kaldı şeklinde tepki uyandırmış yaklaşım.
osmanlıca "güvenilir dost kişi" anlamına gelen sözcük.
forest of shadows’tan güzel bir şarkı bir yandan kanı zehirlerken öte yandan hızla kalbin kan pompalamasına neden olmakta, insan boynuna zararı katılımsız kalmamanızdan ötürüdür. ki uzun uzadıya melodisi bir süre sonra insana kendisini yitirtmekte olan şarkının güftesine söylenecek söz bile yoktur.
awakened this dying season such a beauty to behold
oh autumn hath arrived a tragedy painted dead
fallen am i without thee i am lost
in a region of doleful shades i am withering away
i dwell in the shadows of life
a dismal state of mind i’m in pain
oh sun i hate thy beams
leave me here to sleep and dream
in the midst of falling leaves
in a garden of endless grief
i yearn for thee my precious one
beneath a pale grey sky i dream of your embrace
how i wish i had yo near in this oh so dolorous life
where dreams turn to dust i have lost all my hope
of lasting pain and unpresent bliss
this soul of mine i welcome thee
eternal sleep
silent advent of white death
i feel so cold
silent advent of white death
i feel so cold
crystallized tears falling still
oh autumn hath died
enshrouded am i in thy mist of endless gloom
enthralled am i by thy beauty
how i wish how i wish
in the midst of falling snow
in a garden of endless grief
my forlorn soul of misery
where peace and rest can never dwell
hope never comes
i see no point in going on
still i dream but now i know
i dream a lie so i close my eyes and i sigh
a life of shattered dreams i can no longer bear
i enter thee eternal sleep
awakened this dying season such a beauty to behold
oh autumn hath arrived a tragedy painted dead
fallen am i without thee i am lost
in a region of doleful shades i am withering away
i dwell in the shadows of life
a dismal state of mind i’m in pain
oh sun i hate thy beams
leave me here to sleep and dream
in the midst of falling leaves
in a garden of endless grief
i yearn for thee my precious one
beneath a pale grey sky i dream of your embrace
how i wish i had yo near in this oh so dolorous life
where dreams turn to dust i have lost all my hope
of lasting pain and unpresent bliss
this soul of mine i welcome thee
eternal sleep
silent advent of white death
i feel so cold
silent advent of white death
i feel so cold
crystallized tears falling still
oh autumn hath died
enshrouded am i in thy mist of endless gloom
enthralled am i by thy beauty
how i wish how i wish
in the midst of falling snow
in a garden of endless grief
my forlorn soul of misery
where peace and rest can never dwell
hope never comes
i see no point in going on
still i dream but now i know
i dream a lie so i close my eyes and i sigh
a life of shattered dreams i can no longer bear
i enter thee eternal sleep
sürekli göç alan büyük kentlerin kültürüne sahip çıkmış yenileri eskilerden ayırmayarak bir imece oluşmasına yardımcı olmuş devrinin en iyi kadrolu yapımlarındandır. ne var ki mahalle kültürü yokolup gitmiştir o ayrı bir mesele.
şeytanın rakamı diye anılan 666 ile en "bilimsel" tesadüf olarak, yaşamın kaynağı sayılan karbon atomları gösterilir. görüldüğü üzere karbon 6 proton, 6 notron ve 6 elektrondan oluşur ve bunlar kendi aralarında 666 sayısını oluşturur.
(bkz: buyur buradan yak)
(bkz: buyur buradan yak)
yanlış bir söylem, tüm ilişkiler öncelikle bir alışkanlığa dönüştüğünden ötürü çökmektedir.
politika ile milletlerin düşüncelerini birbirine karıştırmanın aptallığıdır iddia konusu söylem. politikalar sınırlara tabi devletlerin çıkarları için, her yol mübah anlayışı ile işlemektedir. milletleri bu politikalarla özdeşleştirerek zan altında bırakmanın hiçbir manası olamaz.
bir başka deyişle türk kendinden başka tüm milletlere düşmandır. kaş yapayım derken göz çıkarmayalım.
(bkz: dünya halkları kardeştir)
bir başka deyişle türk kendinden başka tüm milletlere düşmandır. kaş yapayım derken göz çıkarmayalım.
(bkz: dünya halkları kardeştir)
tuna bozyiğitin güfte ve bestesini yazdığı emrah altınok tarafından seyduna türküleri ikinci albümünde seslendirilen özgün parça.
ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
cehennem yangınlarından
ölmeden çıktıysa bedenim;
artık
benim olmalıyım, benim.
yeter yüreğimi bir çift gözün
ateşine rehin verdiğim.
ateş artığı değildir karşılığımız.
pusatını dağ sisinden alan,
firarini mermisine emanet eden
bir namludur bu eşkıya sevda
ki; zulasında asılı durur kefenlediği ölümü.
ellerinin çeliğine su verilmiştir ta
ademden beri.
bilir ve intihar cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
güneşin kızılca kıyametine çatar
kuruyan umut dallarını.
yanacaksa cehennemden beter yanmalı!
kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini kim?
hani ellerine kuşlar inerdi, kardan üşüyen kuşlar...
bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi
ay şahrud.
eşkıya yüreğime çığ düştü
üşüyorum ha...
aç ellerini.
geldim mutsuzluğumla yürek susuzluğumla
koynuna al demiyom eşikte koyma beni
koynunda yatır demem yeter bağışla beni
aç ellerin gireyim
sana ömrüm vereyim
kuruyan dudaklarına nefesimi süreyim
dağlara küs olurmu bahara yas olur mu?
iki can bir bedenken ayrı yatmak olur mu?
iki yürek bir canken ayrı düşmek olur mu?
biliyorum suçluyum kentin kirli suyuyum
sevmesini bilmiyorsam geçmişin sonucuyum
aç kapıyı gireyim sana ömrüm vereyim
kuruyan dudaklarina nefesimi süreyim
ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
cehennem yangınlarından
ölmeden çıktıysa bedenim;
artık
benim olmalıyım, benim.
yeter yüreğimi bir çift gözün
ateşine rehin verdiğim.
ateş artığı değildir karşılığımız.
pusatını dağ sisinden alan,
firarini mermisine emanet eden
bir namludur bu eşkıya sevda
ki; zulasında asılı durur kefenlediği ölümü.
ellerinin çeliğine su verilmiştir ta
ademden beri.
bilir ve intihar cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini.
güneşin kızılca kıyametine çatar
kuruyan umut dallarını.
yanacaksa cehennemden beter yanmalı!
kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını;
özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini kim?
hani ellerine kuşlar inerdi, kardan üşüyen kuşlar...
bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi
ay şahrud.
eşkıya yüreğime çığ düştü
üşüyorum ha...
aç ellerini.
geldim mutsuzluğumla yürek susuzluğumla
koynuna al demiyom eşikte koyma beni
koynunda yatır demem yeter bağışla beni
aç ellerin gireyim
sana ömrüm vereyim
kuruyan dudaklarına nefesimi süreyim
dağlara küs olurmu bahara yas olur mu?
iki can bir bedenken ayrı yatmak olur mu?
iki yürek bir canken ayrı düşmek olur mu?
biliyorum suçluyum kentin kirli suyuyum
sevmesini bilmiyorsam geçmişin sonucuyum
aç kapıyı gireyim sana ömrüm vereyim
kuruyan dudaklarina nefesimi süreyim
muhteşem kadrosuyla halen gündemde olan türk filmi, emin olmalı ki bu kadro bir çok sahneyi defalarca çekmiştir, perde denmesiyle birlikte girilen hamam sahnesi de hep merak konusu olmuştur. tek seferde çekilmesi başarılmışmıdır acaba. yoksa efil efil rüzgar düşü mü kurulmuştur sahnede orası bilinmez ama osmanlıyı saklılığıyla da yansıttığını düşünmüştür izleyici. muratın cinsel tercihide önemlidir filmin açısından.
1997 yılında nicklas frohagen tarafından tek kişilik bir proje olarak ortaya çıkan, 1998 yılında micce andersson’un katılımıyla, bir grup kimliği kazanmıştır, ancak çeşitli demo ve promo çalışmalarında gruba bir çok müzisyen girdiği halde, grubun beyni her zaman nicklas frohagen olarak kalmış ve kemik kadro, nicklas ve micce olarak devam etmiştir..
forest of shadows, doom metal türünde kendine yer edinmiş ve bunu tek kişilik dev bir potansiyelle başarmış, sık sık rastlayamayacağınız ender oluşumlardan biridir.
(bkz: wish)
forest of shadows, doom metal türünde kendine yer edinmiş ve bunu tek kişilik dev bir potansiyelle başarmış, sık sık rastlayamayacağınız ender oluşumlardan biridir.
(bkz: wish)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?