google keep çıktığından beri bu programı hiç kullanmadım. keep daha kolayıma geldi.
kendi gibi olmayan herkese düşman zihniyetin kurbanı olmuş caddedir. iyi müzik dinlemeye, eş-dostla takılıp eğlenerek vakit geçirmeye gidebileceğin bir yerdi istiklal caddesi ancak sadece bununla kısıtlı değildi. her türden entellektüel faaliyete katılabildiğin, her türden görüşe ve yaşama ev sahipliği de yapan bir alandı. zaten esas buna tahammül edilemedi. aynı cadde üzerinde taksim-tünel arasında yürüyerek yerli-yabancı tüm kültürlere ait yaşamlara dahil olabileceğiniz bir yerdir. oysa bu yeni tip arkadaşlar orayı üstü açık avm olarak düzenlemek istiyorlar. orta yerine dev bir cami dikip o bölgeyi her zamanki "dinime saygı duyacaksın" argümanı ile kafalarına göre kısıtlayacak ortamı kurmak istiyorlar. istiyorlar ki ihale ihale zengin ettikleri kitle ve geriye kalan (sadece bireysel yetersizlik kaynaklı hayranlıkları sayesinde) kul-köle ettikleri kitle oraya hakim olsun.
eskiden "sizin" olan yere artık "biz" sahibiz, demek istiyorlar. zaten bütün konulardaki tek amaçları bu. kendi yetersizliklerinin kabahatini, yabancı gördükleri, başka insanlarda buluyorlar ve her türlü ayarsızlığa ve saldırganlığa hakları olduğuna inanarak fütursuzca hareket ediyorlar. "ben de orada olayım ve benim gibi yaşamayanlar da orada olsun." diyemiyorlar. aslında ruhları kinle ve sürekli övüp durmak için uğraştıkları büyüklerine karşı öfkeyle dolu. bu gerçekle yüzleşmemek için tüm ülkeye ve hatta (komik ama...) dünyaya hakim olacakları bir günün vaadine kendilerini kaptırarak iyice saçmaladılar.
eskiden "sizin" olan yere artık "biz" sahibiz, demek istiyorlar. zaten bütün konulardaki tek amaçları bu. kendi yetersizliklerinin kabahatini, yabancı gördükleri, başka insanlarda buluyorlar ve her türlü ayarsızlığa ve saldırganlığa hakları olduğuna inanarak fütursuzca hareket ediyorlar. "ben de orada olayım ve benim gibi yaşamayanlar da orada olsun." diyemiyorlar. aslında ruhları kinle ve sürekli övüp durmak için uğraştıkları büyüklerine karşı öfkeyle dolu. bu gerçekle yüzleşmemek için tüm ülkeye ve hatta (komik ama...) dünyaya hakim olacakları bir günün vaadine kendilerini kaptırarak iyice saçmaladılar.
carl's jr.'ın açık ara kazanacağı kapışmadır. bu ikisi birlikte takılmaya devam edebilirler.
çok büyük bir karar bu. işlerin çığrından çıktığını tüm dünyaya ilan etmiş oluyoruz. neden fransa'da olduğu gibi milyonların sokaklarda devlet başkanları ile birlikte yürüyerek ortak bir gösteri yapamadığını da anlıyoruz. bizde işler başka. suyu çıkmış halde. kontrol altına alınabilir vir tarafı kalmadı.
amerika tarihine dair bir sürü güzel göndermeler yapmış olsa da benim için forrest ile jenny'nin hikayesi oldu bu film. izleyenlerin bir kısmı jenny'den pek haz etmez ama bence ikisi birbirini güzel tamamlıyordu. jenny bir türlü forrest'ın yanında kalamadı film boyunca. zaten zihin engelli biriyle ömür boyu çift ilişkisi yaşama kararını en sevgi pıtırcığı olanlarımız bile zor verecektir. kızcağızı çok da suçlayamayız. bunun yanında, filmde jenny'nin forrest'la sürekli gel-gitler içeren ilişkisini açıklayan bir başka konu daha var. zihin engeli forrest'ın yetersizliğiydi ve ilişki kurma yetersizliği de bu işte jenny'nin payıydı. neden bu kız o hale gelmişti? çünkü kız çocukları babalarına aşık olurlar... karşılıksız çıkması gereken bir aşktır bu. kız evlat, aşkına karşılık bulamadığında kendini bulur. jenny ise bu aşkına (o çocuk aklıyla tasarlayamayacağı kadar büyük ölçüde) karşılık almış kızlardan. hatta sırf karşılık bulmak değil, o istemezken bile zorlanmış bir çocuk. böyle bir çocukluktan sonra artık sağlıklı ve istikrarlı ilişkiler kuramazdı o... kendi içinde beliren sevgiye düşman olur çünkü. babasına olan derin ve çocuksu sevgisinin sonucunda olan bütün o yanlış şeyleri de içten içe kendi suçu gibi görür. bir daha sevmek, sevgiye izin vermek isteyemez. kendini adayamaz... kendi sevgisini kirli bir şey olarak algılar ve ona sevgi teklifi ile gelen birini, ne kadar isterse istesin kabul edemez. en çok istediği şey olan sevgi aynı zamanda en çok kaçtığı şeye dönüşür. bu yüzden sevgi içermeyen ilişkilere sürüklenir.
jenny, forrest'a karşı hep içtendi. kendi içinde yaşayan acıyı ve bozukluğu seziyor ve forrest'ın saf sevgisine karşılık veremeyeceğini düşünüyordu. bu noktada forrest onun için babasının tacizinden önceki kendisi idi. saf bir sevgiyle babasına yaklaşan küçük kızın sevgisi. kendisini ise babası gibi bozuk olan ve sevgiyi yaşayamayacak birii olarak görüyordu. forrest'a bu yüzden karşılık veremedi. ona, bir zamanlar babasının kendisine yaşattığı acıyı yaşatmak istemediği için kaçtı.
benim içinse izlemeye doyamadığım çok sıcak ve duygulu bir film oldu forrest gump.
jenny, forrest'a karşı hep içtendi. kendi içinde yaşayan acıyı ve bozukluğu seziyor ve forrest'ın saf sevgisine karşılık veremeyeceğini düşünüyordu. bu noktada forrest onun için babasının tacizinden önceki kendisi idi. saf bir sevgiyle babasına yaklaşan küçük kızın sevgisi. kendisini ise babası gibi bozuk olan ve sevgiyi yaşayamayacak birii olarak görüyordu. forrest'a bu yüzden karşılık veremedi. ona, bir zamanlar babasının kendisine yaşattığı acıyı yaşatmak istemediği için kaçtı.
benim içinse izlemeye doyamadığım çok sıcak ve duygulu bir film oldu forrest gump.
reisinin son seferki kıvırışta israille artık dost olduğunu unutmuş olan kahramandır kendisi. sık sık güncellemeleri indirmeye dikkat etmesi lazım... yeni koncinktürde isterse twitter profil fotosunda kola içerken bile görünebilir. yalamayı bizden öğrenecek değilsiniz elbette ama ufak da olsa bi katkımız olsun, diye yazıyorum.
kendisine güncel tivit önerisi: "kemalistlerin ülkenin başına açıp enkazını bize bıraktığı çatışmada israilli dostlarımız da kayıp verdi. eski türkiye yüzünden neler çektiğimizi artık israil de anladı." (not: harf sayısı fazla gelirse iki tivite bölersin cennetlik davanın yüce neferi ahlaklı bacım.)
kendisine güncel tivit önerisi: "kemalistlerin ülkenin başına açıp enkazını bize bıraktığı çatışmada israilli dostlarımız da kayıp verdi. eski türkiye yüzünden neler çektiğimizi artık israil de anladı." (not: harf sayısı fazla gelirse iki tivite bölersin cennetlik davanın yüce neferi ahlaklı bacım.)
pek bir dindar geçiniyor bu tipler ama bizzat kendileri tanrının var olmadığının kanıtını oluşturuyorlar. evren tümüyle amaçsız, umarsız ve tesadüfi olmasaydı bunca kafasızlık mümkün olabilir miydi? bu komik çocuklar hele bir de erki ele geçirmiş olaylara yön veriyor olabilir miydi? zerre kadar plan yok dünyada. yalnızca gelişigüzel işliyor.
halk arasında birbirine katlanamama, yabancılık ve aşağı görme gibi körlüklerle zıtlaşmış gruplar olduğunda bunun yanına bir de gelir dağılımında adaletsizlik eklerseniz terör bitmez...
daha bugün bitmeden olay partiler arası bir siyaset, propaganda malzemesine dönüşmüş olur. halk dediğimiz yığın da hangi partinin söylemini desteklemeye niyetliyse onun laflarını papağan gibi tekrarlamaya başlar ve facianın kendisi ile bağ kopar onun yerine laf canbazlığı yarışı başlar.
ölen ve yaralananlar içinse söylenecek tek söz yok. aşağılık kompleksli, inatçı, yetersiz zavallıların dünyasında yaşamanın acısına, ateşine onlar tutuldular. bir hiç için can verdiler... ölenlere allah rahmet eylesin. bu kadar pisi pisine olunca bu söz de insanın içini soğutamıyor fakat elden ne gelir?
ölen ve yaralananlar içinse söylenecek tek söz yok. aşağılık kompleksli, inatçı, yetersiz zavallıların dünyasında yaşamanın acısına, ateşine onlar tutuldular. bir hiç için can verdiler... ölenlere allah rahmet eylesin. bu kadar pisi pisine olunca bu söz de insanın içini soğutamıyor fakat elden ne gelir?
çok zorlu bir derttir. karanlıkların en siyahını yaşatır ve insan tüm hayatını o karanlıkla karşılaşmamak için çabalayarak harcayabilir. yine de tekrar tekrar aynı acı duygunun kucağına düşülür.
romantize edilecek, hayatın hakkını vermek falan gibi yersiz kavramlara bağlanacak tarafı yoktur. patolojik bir ruhsal sorundur.
romantize edilecek, hayatın hakkını vermek falan gibi yersiz kavramlara bağlanacak tarafı yoktur. patolojik bir ruhsal sorundur.
hukuk
benzinin tam da köprünün üstünde bitmesi, arabanın şoförünün başında beklememesi garip geldi bana. ya tümden paranoyak oldum bu ortamda ya da burada bir gözdağı mesajı mı var? benim boğaz köprüsünde benzinim bitiverse orda durur polise açıklama yaparım. köprüde kim araba bırakıp gider...
gelişmiş ülkelerde de bazı bölgelerde benzer olaylar yaşanır. avrupada da hassas, olayların çok gündemde olduğu dönemlerde yabancı düşmanlığı gibi aşırılıklar biraz artar. kötü davranılan bir arapla ilgili birkaç haber okuruz falan...
sivas'taki davranış yanlıştır ve onaylamanın, beğenmenin de alemi yoktur. bu tip dönemlerde, tam da böyle davranışlar sergilemeye meğilli bölgelerde görülür. önemini abartmanın da gereksiz olduğunu düşünüyorum. bu tip sığ kafalı, yıkıcı düşüncelerin daha da yayılmaması için sosyal kampanyalara ihtiyaç var. en başta bir kültürel dönüşüm gerekli. bizim ülkede hükümetinden sivil toplum örgütlerine ve cumhurbaşkanına kadar kimsede daha incelikli ve barışa yönlendirici bir lisan bulunmaması daha büyük bir sorun. herkes asıp kesme, atma-satma sevdalısı. paris'te yaşanan saldırıdan sonraki krize müdahale çalışmalarına, basın propagandasına bakın bir de bize bakın. orada halkın sakinleşmesine ve acıyı birlikte yaşamaya öncelik verildi bizde burada her köşede ayrı bir savaş söylemine girişildi. bombacının cumhuriyet muhabiri olmasına kadar vardı işler...
sivas'taki davranış yanlıştır ve onaylamanın, beğenmenin de alemi yoktur. bu tip dönemlerde, tam da böyle davranışlar sergilemeye meğilli bölgelerde görülür. önemini abartmanın da gereksiz olduğunu düşünüyorum. bu tip sığ kafalı, yıkıcı düşüncelerin daha da yayılmaması için sosyal kampanyalara ihtiyaç var. en başta bir kültürel dönüşüm gerekli. bizim ülkede hükümetinden sivil toplum örgütlerine ve cumhurbaşkanına kadar kimsede daha incelikli ve barışa yönlendirici bir lisan bulunmaması daha büyük bir sorun. herkes asıp kesme, atma-satma sevdalısı. paris'te yaşanan saldırıdan sonraki krize müdahale çalışmalarına, basın propagandasına bakın bir de bize bakın. orada halkın sakinleşmesine ve acıyı birlikte yaşamaya öncelik verildi bizde burada her köşede ayrı bir savaş söylemine girişildi. bombacının cumhuriyet muhabiri olmasına kadar vardı işler...
mobil site tasarımı güzel olmuş. çok da rahat okunuyor. teşekkürler.
hesabıma ya da ayarlar bölümüne girdiğimde yine masaüstü siteye dönüyor ancak başlık okurken mobil tasarımdan devam ediyor. tasarımın tamamlanması zaman alacağı için herhalde.
hesabıma ya da ayarlar bölümüne girdiğimde yine masaüstü siteye dönüyor ancak başlık okurken mobil tasarımdan devam ediyor. tasarımın tamamlanması zaman alacağı için herhalde.
bir dönüm noktasına gelinmiş anlaşılan. ekonomik zaafı nedeniyle putin çekilmek zorunda kaldıysa ve "görev başarıldı" muhabbeti de gururunu kurtarmak içinse bir ayrı, amerika ile aralarında anlaşıp evlerine dönüyorlarsa bir ayrı. ismet inönü'nün ayı ile yatağa girmek benzetmesine tam uyan günler yaşayacağız görünen o ki.
herkonudafikrimvar'ın yorumuna diyecek söz bulamıyorum. olayı harika açıklamış... böyle bir sahneden çıkışın da artık sadece türkiye'ye bağlı olmadığını düşünüyorum. işler çığrından çıktı çünkü. dünya politikasının gidişatı ile ilgili lehimize bir gelişme olursa işimiz iyi gider; olmazsa bu belayı artarak yaşamaya devam ederiz. daha büyük güçlerin çıkar mücadelelerinde oyun alanı olarak kullanılan sıradan bir ortadoğu ülkesi olmak yolunda ilerliyoruz. vatandaşımızın canının değeri şimdiden ucuzladı bile.
yayın yasağını sorgulayan ne kadar az insan var. ne kadar da normalleşti. başkentte bomba yüklü araç otobüslerin arasında patlatılıyor ve ülkenin büyük bir kısmı bu konuda haber alamamayı rutin bir uygulama gibi görüyor.
bu üçüncü. sadece ankara'da üçüncü... ölenleri kimse geri getiremeyecek. bu ne anlamsız bir dünya, ne kadar dejenere bir insanlık. umut etmek giderek zorlaşıyor.
bu üçüncü. sadece ankara'da üçüncü... ölenleri kimse geri getiremeyecek. bu ne anlamsız bir dünya, ne kadar dejenere bir insanlık. umut etmek giderek zorlaşıyor.
elektronik aletlerin pil sorununu çözecek bir teknolojiyi artık bulsalar pek güzel olacak.
sartre'ın varlık ve hiçlik kitabında “bilincin bilgiye indirgenmesi, bilginin tipik özelliği olan özne - nesne ikiliğini bilince taşımayı gerektirir.” diye güzel bir ifadesi vardı. ikilikler bu durumda ortaya çıkıyormuş gibi duruyor. bilinci bilgiye indirgemeden nasıl bir bilinç oluşturabiliriz onu da ben hiç anlayamıyorum. memory full hatası verip kalakaldığım yer burası...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?