tiksinti veren insan.
ne yaparsak yapalim yine de ayni kapiya cikacak kelime.
ne kadar uzakta olunursa o kadar degme sansi düsük olan sey.
fantezinin farkli türlerinin olabilirligini kanitlanmaya calisilmasi.
her gecen süre zarfinda eski degerini arayan program.
midesine düskün olanlar icin kullanilacak ve uygulamasindan sonuc alinabilecek düsünce.
diger sigaralar da oldugu gibi zararli maddeleri icinde bulundurulan icilmesi tavsiye edilmeyen sigara.
at gibi duran kadinimsi varlik.
pis kokmamali, ferahlatici kokular sürülmeli.
ön yargilardan kurtulup okuyanlarin icerisinde yazilan yazilarin mantikli bulabilecegi düsünülen günlük gazete.
kendi dilleriyle günümüz teknolojisi tv izlemek isteyen insanlarin izleyebilecekleri bir kac kanalin basinda gelen kurum diye tabir edilebilir. türkiye sinirlari icerisinde ne zaman ki türkce disinda yayinlar yapilir o zaman roj tv vb. kendi kendilerinin feshini verebilir baska türlü zorla kapatmak gibi ugraslarda, ugras verenleri yormaktan öteye gidemez. eger biz kendimize sahip cik(a)mazsak baska ülkeler kullanmak ve emellerini gerceklestirmek üzere cok güzel sahip cikabilirler ve basimizda binbir türlü oyunlar oynarlar. bu oynanan oyunlarinda farkina da kücük kapasiteli beyincikler varamazlar ve duygularin önde oldugu düsünceleri sarfedebilirler. kendi toplumu icerisinde kullanilan dilleri teknolojiden uzak tutmakta ve engellemek en büyük ayip ve en büyük serefsizlik olsa gerek.
iyi bildigim ve büyüdügüm bölge icerisinde kürtce konusan, alevi inancina sahip insanlarin ve büyüklerimizin horasan’dan geldigini söyledigi ve yüksek ihtimali bulunan bölge.
börek borcu olan yazarimiz. ayni zamanda bonkor oldugunu düsünüyorum.
mutlu olabilmek icin ne türk olmak gerekiyor nede türk olunca mutlu olmak gerekiyor. tek tip insan modeli yaratilmak istenen su zaman icerisinde kullanilmasi daha bir anlam kattigini düsündügüm cümle!.
ülke soyup sogana cevrilsin, özgürlüklerimiz kisitlasin, dünya standarlarin da isteklerimiz birer insan hakkiyken bu yüzden birer vatan haini ilan edilirken, daha düsüncesini bilmeden koyun sürüsü psikolojisiyle hareket ederek toplumda linc girismleri yaptirilirken, cikarcilar tarafindan toplumsal kutuplara itilirken, girtlagimiza kadar borc batagina sürülürken, siyasi cikarlar icin ekonominin isleyisini alt üst edip krizlere sokup sokup cikartilirken, krizler yasayip ertesi sabahta kendimizi sömürücü dünya düzenin destekledigi imfnin kucaginda bulmusken, köylü milletin efendisidir denmesine ragmen kotalar getirtilip sokaklarin karanliklarina birakilan efendi köylüler varken, düsman olarak bilinen yunanistan turkiyenin cok gerisindeyken bize her türlü yönden cok fark atarken, halen kendi kendimizin kuyusunu kazmaya calisirken, emeklerimiz sömürülürken, vatandas degil yolunacak kaz gözüyle görülürken, temel gida yardimlarinda haberler yine ayni sahneler cümlesini kurarken, halen daglarda insanlar bir hic yerine ölüp analarini babalarini dünyanin en kahirli duygulari tattirilirken, kan üzerinden siyaset yapip ondan sonuna kadar faydalananlar varken, darbeler yapan ve ölüm fermanlari verirken ici titremeyen ve bir zaman sonra ressam olarak tanitilacak insanlar bunun zerre kadar hesabini vermezken, sistem olarak insan odakli gözle görülmezken... bütün bunlara ragmen bizler halen mutlulugu tadiyorsak vah vahh halimize demekten baska sey kalmiyor!. ne zaman mutlulugu gerceklikte ararsak o zaman mutlu oluruz!
protest müziğin usta isimlerinden olan selda bağcan, 1971 yılında ankara üniversitesi fen fakültesinde fizik mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyken amatörce başlattığı müzik çalışmalarında ilk iki 45lik plak satışının bir milyon tavanını zorlamasıyla ister istemez profesyonel oldu.
o tarihten itibaren yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler veren sanatçı, 1972 yılında türkiyeyi dış işleri bakanlığının görevlendirmesiyle bulgaristandaki altin orfe (golden orfeus) festivalinde temsil etti.
1973 yılında ilk batı avrupa turnesini gerçekleştiren sanatçı, bu yıllarda 16 adet 45lik plak yaptı.
1979 ve 1980 yıllarında türkiyedeki en önemli sol partinin (chp) yurt dışı demokratik kitle örgütü olan hdf (halkçı - devrimc, federasyonu) ile dayanışma içindeki spd (alman sosyal demokrat parti) nin yardımıyla batı avrupada çeşitli festivallere katıldı.
1980 ve 1987 yılları arasında pasaport verilmeyen şarkıcı 1986 yılında peter gabrielin desteklediği the womad foundation (word of music and dance) festivalinden davet aldığında pasaportu olmadığı için gidemedi. fakat festival komitesi sanatçının bir şarkısına festival plağında yer verdi.
1987 yılında womad vakfı nın ısrarlarıyla pasaportuna kavuşan sanatçı o yıl; 13 haziran rotterdam sanat festivali (poetry), 19 haziran womad ve glastonbury festivali, 20 haziran jubile gardens (london), 25 haziran eurls court (london)
26 haziran capital radio festivali konserlerini yaptı.
1988 de 4 ay süren batı avrupa turnesinden sonra 1989 ve 1990 da türkiyede belediyelerin seçimle sol partinin eline geçmesiyle kültür ve sanat hizmetlerinin davetlisi olarak kent festivallerinin yüzbin kişilik seyirci kitlesine hitap etti. bu konserlerin en büyük özelliği biletlerinin ücretsiz ve halka açık olmasıydı.
yine 1990 yılında hollandadan rasa organition (interkultureel centrum)un davetlisi olarak utrech, jmegen, tilburg şehirlerinde ve yugoslavyadaki prizren ve priştine şehirlerinde konserler verdi. aynı yıl 4 kez israile giden şarkıcı acco festivalinde "khanel umdan" adlı osmanlı kalesinde ve ehal hatarbut konser salonunda iki ayrı konser ve iki ayrı televizyon programı yaptı. ve danimarkanın argus şehrindeki esintiler isimli festivale katıldı.
bu güne kadar 30 yıl içinde 17 adet 45lik, 10 adet lp, 30 adet kaset çalışması olan sanatçı almanya, hollanda, fransa, ingiltere, belçika, isveç, norveç, isviçre, avusturya, avusturalya, yugoslavya ve israilde konserler yaptı.
tarz olarak protest müziği benimseyen selda bağcan, kendi bestelediği şarkıları söylemeyi tercih ederken, bin yıllık anonim halk türkülerini çağdaş bir uslupla yorumlamasıyla tanınıyor.
kendisini türk insanının acılı sesi olarak nitelendiren sanatçı halen istanbulda ikamet etmekte ve sahibi olduğu plak şirketinin yöneticiliğini yapmaktadır.
not:calinti&alinti..
o tarihten itibaren yurt içi ve yurt dışında sayısız konserler veren sanatçı, 1972 yılında türkiyeyi dış işleri bakanlığının görevlendirmesiyle bulgaristandaki altin orfe (golden orfeus) festivalinde temsil etti.
1973 yılında ilk batı avrupa turnesini gerçekleştiren sanatçı, bu yıllarda 16 adet 45lik plak yaptı.
1979 ve 1980 yıllarında türkiyedeki en önemli sol partinin (chp) yurt dışı demokratik kitle örgütü olan hdf (halkçı - devrimc, federasyonu) ile dayanışma içindeki spd (alman sosyal demokrat parti) nin yardımıyla batı avrupada çeşitli festivallere katıldı.
1980 ve 1987 yılları arasında pasaport verilmeyen şarkıcı 1986 yılında peter gabrielin desteklediği the womad foundation (word of music and dance) festivalinden davet aldığında pasaportu olmadığı için gidemedi. fakat festival komitesi sanatçının bir şarkısına festival plağında yer verdi.
1987 yılında womad vakfı nın ısrarlarıyla pasaportuna kavuşan sanatçı o yıl; 13 haziran rotterdam sanat festivali (poetry), 19 haziran womad ve glastonbury festivali, 20 haziran jubile gardens (london), 25 haziran eurls court (london)
26 haziran capital radio festivali konserlerini yaptı.
1988 de 4 ay süren batı avrupa turnesinden sonra 1989 ve 1990 da türkiyede belediyelerin seçimle sol partinin eline geçmesiyle kültür ve sanat hizmetlerinin davetlisi olarak kent festivallerinin yüzbin kişilik seyirci kitlesine hitap etti. bu konserlerin en büyük özelliği biletlerinin ücretsiz ve halka açık olmasıydı.
yine 1990 yılında hollandadan rasa organition (interkultureel centrum)un davetlisi olarak utrech, jmegen, tilburg şehirlerinde ve yugoslavyadaki prizren ve priştine şehirlerinde konserler verdi. aynı yıl 4 kez israile giden şarkıcı acco festivalinde "khanel umdan" adlı osmanlı kalesinde ve ehal hatarbut konser salonunda iki ayrı konser ve iki ayrı televizyon programı yaptı. ve danimarkanın argus şehrindeki esintiler isimli festivale katıldı.
bu güne kadar 30 yıl içinde 17 adet 45lik, 10 adet lp, 30 adet kaset çalışması olan sanatçı almanya, hollanda, fransa, ingiltere, belçika, isveç, norveç, isviçre, avusturya, avusturalya, yugoslavya ve israilde konserler yaptı.
tarz olarak protest müziği benimseyen selda bağcan, kendi bestelediği şarkıları söylemeyi tercih ederken, bin yıllık anonim halk türkülerini çağdaş bir uslupla yorumlamasıyla tanınıyor.
kendisini türk insanının acılı sesi olarak nitelendiren sanatçı halen istanbulda ikamet etmekte ve sahibi olduğu plak şirketinin yöneticiliğini yapmaktadır.
not:calinti&alinti..
anadolu finans ve family finansin birlesmesinden ortak bir isim altinda 2006 yili basindan itibaren birlesilen banka. bankalarin isleyisine göre mevduat sahiplerine piyasa ekonomisi diliyle faiz kendilerine göre kar payi adi altinda istirakcilerine ödemeler yapildigida bilinir.
(bkz: yesil sermaye)
(bkz: yesil sermaye)
sanki kitapta anlatilan catherine, yazarin düsüncesinde var olan kadin tipini anlatiyor. romanin son bölümünlerinde dogum yapan catherine karnindaki cocugun daha dogmadan anne karninda bogazina göbek bagi sarilarak ölmüs oldugunu belirtiyor doktor. catherine ise; dogumda kan kaybi yasayacak yasimini noktalamıştır. güzel bir roman oldugu düsüncesindeyim..
herseyine ragmen az bulunan bir insan degeri bilinmesi gerek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?