ben: karlı dağların deli rüzgarı
ben: tozlu yolların demirbaşıyım
ben: suyu kurumuş sevgi pınarı..
ben: toprak bekçisi mezar taşıyım
ben: hep yıllar yılı kanayan çıban...
ben: fikir sürüsün yitiren çoban
ben: hayal peşinde çarıksız taban...
ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım
ben: çürük gemi aşk denizinde..
ben: yağmur damlası dostun izinde
ben: yanıp kül oldum aşkın közünde...
ben: kara sevdanın dert yoldaşıyım.
ben: koyu düşmanım yersiz gülüşe..
ben: düşüvermişim bitmez bir işe
ben: bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe..
ben: bensiz duygunun ilk savaşıyım
ben: gönlü aklına uymayan deli..
ben: az düşünceden doymayan deli
ben: beni ben diye saymayan delin.
bırakın ben benden uzaklaşayım.
abdurrahim karakoç
soyguncu soysun da, vurguncu vursun
sen ana karnında boşa uyursun
doksan günde çık gel dokuz ay dursun.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
üç kağıtçı düzen geçip gitmeden
her ocakta üçbeş baykuş ötmeden
çabuk devlet malı deniz bitmeden
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
makam armağandır, koltuk hediye
muhkem ilamlar var rüşvet ye diye
ne diye beklersin söyle ne diye.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
göz kırpınca sıfırı çok sayılar
zirveye tırmandı topal ayılar
yağcı yeğen arar, haydut dayılar
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
artık banka soymak basit eğlence
günde kırkbin hiçtir yurtsever gence !
dünyaya duhul et, gel biran önce
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
hukuksal açıdan bir olanak bul
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
halkı tiksindiren bir kof dizi gör
önce onları gör, sonra bizi gör.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
abdurrahim karakoç
sen ana karnında boşa uyursun
doksan günde çık gel dokuz ay dursun.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
üç kağıtçı düzen geçip gitmeden
her ocakta üçbeş baykuş ötmeden
çabuk devlet malı deniz bitmeden
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
makam armağandır, koltuk hediye
muhkem ilamlar var rüşvet ye diye
ne diye beklersin söyle ne diye.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
göz kırpınca sıfırı çok sayılar
zirveye tırmandı topal ayılar
yağcı yeğen arar, haydut dayılar
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
artık banka soymak basit eğlence
günde kırkbin hiçtir yurtsever gence !
dünyaya duhul et, gel biran önce
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
hukuksal açıdan bir olanak bul
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
halkı tiksindiren bir kof dizi gör
önce onları gör, sonra bizi gör.
doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.
abdurrahim karakoç
ana bu bayram mı? aman çok ayıp
çocukken gördüğüm bayramlar hani?
mübarek elleri öpüp koklayıp
yüzüme sürdüğüm bayramlar hani
hani ya o özlem, hani ya o tad?
ne dişim kaygusuz, ne içim rahat
haftalar öncesi hergün, her saat
babamdan sorduğum bayramlar hani?
nur yağan geceler, gündüzler nerde?
neşe paylaştığım öksüzler nerde?
dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
huzura erdiğim bayramlar hani?
kar çiçeğim solmuş kar yatağında
can verir ırmağım dar yatağında
arife gecesi yer yatağında
üstüne serdiğim bayramlar hani?
bayram demek takvimdeki yazı mı?
bayram hasret, bayram ağrı, sizi mi?
açıp yüreğimi, yumup gözümü
özüne girdiğim bayramlar hani?
bayram af günüdür, barış günüdür
bayramlar rahmete giriş günüdür
bayram hak menzile varış günüdür
gönlümü verdiğim bayramlar hani?
abdurrahim karakoç
çocukken gördüğüm bayramlar hani?
mübarek elleri öpüp koklayıp
yüzüme sürdüğüm bayramlar hani
hani ya o özlem, hani ya o tad?
ne dişim kaygusuz, ne içim rahat
haftalar öncesi hergün, her saat
babamdan sorduğum bayramlar hani?
nur yağan geceler, gündüzler nerde?
neşe paylaştığım öksüzler nerde?
dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
huzura erdiğim bayramlar hani?
kar çiçeğim solmuş kar yatağında
can verir ırmağım dar yatağında
arife gecesi yer yatağında
üstüne serdiğim bayramlar hani?
bayram demek takvimdeki yazı mı?
bayram hasret, bayram ağrı, sizi mi?
açıp yüreğimi, yumup gözümü
özüne girdiğim bayramlar hani?
bayram af günüdür, barış günüdür
bayramlar rahmete giriş günüdür
bayram hak menzile varış günüdür
gönlümü verdiğim bayramlar hani?
abdurrahim karakoç
güneş yükselmeden kuşluk yerine
bir adam camiden döndü evine
oturdu sessizce yer minderine
kızı bayram dedi, yalınayaklı
adam bayram dedi tam ağlamaklı
eli öpüldükçe içi burkuldu
konuşmak istedi dili tutuldu
güç bela ağzından bir of kurtuldu
oğlu bayram dedi sırtı yamalı
adam he ya dedi gözü kapalı
düşündü kış yakın, evde odun yok
tenekede yağ yok, çuvalda un yok
yok yoka karışmış: tuz yok, sabun yok
avrat bayram dedi eğdi başını
adam evet dedi, sıktı dişini
çalışsa ne iş var, ne cepte para
dağ oldu içinde büyüyen yara
dikti gözlerini karşı duvara
takvim bayram dedi, silindi yazı
adam öyle dedi, bağrında sızı
döndürse yönünü herhangi dosta
yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
aylar, yıllar, günler erirken yasta;
yer - gök bayram dedi ağzını açtı;
adam bayram dedi evinden kaçtı.
abdurrahim karakoç
bir adam camiden döndü evine
oturdu sessizce yer minderine
kızı bayram dedi, yalınayaklı
adam bayram dedi tam ağlamaklı
eli öpüldükçe içi burkuldu
konuşmak istedi dili tutuldu
güç bela ağzından bir of kurtuldu
oğlu bayram dedi sırtı yamalı
adam he ya dedi gözü kapalı
düşündü kış yakın, evde odun yok
tenekede yağ yok, çuvalda un yok
yok yoka karışmış: tuz yok, sabun yok
avrat bayram dedi eğdi başını
adam evet dedi, sıktı dişini
çalışsa ne iş var, ne cepte para
dağ oldu içinde büyüyen yara
dikti gözlerini karşı duvara
takvim bayram dedi, silindi yazı
adam öyle dedi, bağrında sızı
döndürse yönünü herhangi dosta
yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
aylar, yıllar, günler erirken yasta;
yer - gök bayram dedi ağzını açtı;
adam bayram dedi evinden kaçtı.
abdurrahim karakoç
bambaşka
doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
ağrıyan yerimi sorma boşuna.
yazdığın reçete değer mi zahmet?
kağıtla kalemi yorma boşuna.
kerem eyle, fayda vermez yardımın;
tıp ilminde çaresi yok derdimin;
her tarafı gurbet olmuş yurdumun;
düşünceme tuzak kurma boşuna.
gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;
içimde tarifsiz keder saklıdır
sökemezsin yaralarım köklüdür;
merhem sürüp, sargı sarma boşuna.
dost yolları nakışlandı kanımdan;
sevdiklerim vergi keser canımdan;
sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,
incitip günaha girme boşuna.
aşk koymuşlar ıstırabın adını;
alamadım yaşamanın tadını
yapacaksan eğer bana yardımı,
öldür kurtar, ilâç verme boşuna.
abdurrahim karakoç
doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
ağrıyan yerimi sorma boşuna.
yazdığın reçete değer mi zahmet?
kağıtla kalemi yorma boşuna.
kerem eyle, fayda vermez yardımın;
tıp ilminde çaresi yok derdimin;
her tarafı gurbet olmuş yurdumun;
düşünceme tuzak kurma boşuna.
gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;
içimde tarifsiz keder saklıdır
sökemezsin yaralarım köklüdür;
merhem sürüp, sargı sarma boşuna.
dost yolları nakışlandı kanımdan;
sevdiklerim vergi keser canımdan;
sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,
incitip günaha girme boşuna.
aşk koymuşlar ıstırabın adını;
alamadım yaşamanın tadını
yapacaksan eğer bana yardımı,
öldür kurtar, ilâç verme boşuna.
abdurrahim karakoç
balabanın
geldi gönderdiğin şiirden mektup
arada bir böyle yaz balabanım
zaman siciminin ucundan tutup
bazen bağla, bazen çöz balabanım
fikir gölü derinleşir girdikçe
dostluk gülü gümrah açar derdikçe
sıhhat, zaman, mekan, imkan verdikçe
cevapsız bırakmam, söz balabanım
ahval-i aleme kafayı takma
allah kerim, sabrı elden bırakma
ilmi düstur eyle, imanı sakla
gayrisi savrulan toz balabanım
huzur içte gerek, kabukta değil
vuslat acelede, çabukta değil
akıl da baştadır, topukta değil
çile yemekteki tuz balabanım
demişler ya kuvvet birlikten doğar
kar, yağmur zamanı gelince yağar
nasihatım o ki dinlersen eğer
işaret ben değil biz balabanım
çevremizi saran türlü ihanet
gün geçtikçe görünüyor daha net
başlangıçta bilmek değil kehanet
bağrımıza girmiş köz balabanım
zaman geldi esir olduk maddeye
zaman geldi hasır olduk caddeye
zaman geldi küsur olduk şetteye
daha bunlar bize az balabanım
dört yanımı gurbet yazmış kaderim
dosttan mektup gelir, biter kederim
gözlerinden öper, selam ederim
aydınlık günlerde gez balabanım.
abdurrahim karakoç
geldi gönderdiğin şiirden mektup
arada bir böyle yaz balabanım
zaman siciminin ucundan tutup
bazen bağla, bazen çöz balabanım
fikir gölü derinleşir girdikçe
dostluk gülü gümrah açar derdikçe
sıhhat, zaman, mekan, imkan verdikçe
cevapsız bırakmam, söz balabanım
ahval-i aleme kafayı takma
allah kerim, sabrı elden bırakma
ilmi düstur eyle, imanı sakla
gayrisi savrulan toz balabanım
huzur içte gerek, kabukta değil
vuslat acelede, çabukta değil
akıl da baştadır, topukta değil
çile yemekteki tuz balabanım
demişler ya kuvvet birlikten doğar
kar, yağmur zamanı gelince yağar
nasihatım o ki dinlersen eğer
işaret ben değil biz balabanım
çevremizi saran türlü ihanet
gün geçtikçe görünüyor daha net
başlangıçta bilmek değil kehanet
bağrımıza girmiş köz balabanım
zaman geldi esir olduk maddeye
zaman geldi hasır olduk caddeye
zaman geldi küsur olduk şetteye
daha bunlar bize az balabanım
dört yanımı gurbet yazmış kaderim
dosttan mektup gelir, biter kederim
gözlerinden öper, selam ederim
aydınlık günlerde gez balabanım.
abdurrahim karakoç
aynaların ötesi
her ne kusur varsa, geçen zamanda;
suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
mecnunlar mevlâ’yı bulursa canda,
el olur leyla’lar elâ gözlü yâr.
güzel açar güzelliğin sergisin
gün ağartır kara saçın örgüsün..
muhabbet faslında ölüm türküsün
kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.
eştikçe iş çıkar işin içinde;
gençliği hasret yer sevda göçünde.
bilmez misin, dört mevsimin üçünde
kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.
alı al, yeşili yeşilde ara;
ahirete gider kalpteki yara..
ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
dökülen ayvalar elâ gözlü yâr.
vakit dolar, nakit biter kasanda..
sevgi bir kitaptır gönül masanda;
okusan da olur, okumasan da...
kapanır sayfalar elâ gözlü yâr.
abdurrahim karakoç
her ne kusur varsa, geçen zamanda;
suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
mecnunlar mevlâ’yı bulursa canda,
el olur leyla’lar elâ gözlü yâr.
güzel açar güzelliğin sergisin
gün ağartır kara saçın örgüsün..
muhabbet faslında ölüm türküsün
kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.
eştikçe iş çıkar işin içinde;
gençliği hasret yer sevda göçünde.
bilmez misin, dört mevsimin üçünde
kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.
alı al, yeşili yeşilde ara;
ahirete gider kalpteki yara..
ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
dökülen ayvalar elâ gözlü yâr.
vakit dolar, nakit biter kasanda..
sevgi bir kitaptır gönül masanda;
okusan da olur, okumasan da...
kapanır sayfalar elâ gözlü yâr.
abdurrahim karakoç
aşk hikayesi
başımdan bir kova sevda döküldü
islanmadım, üşümedim, yandım oy!
iplik iplik damarlarım söküldü
kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
anladım ki kendi gönlüm dar bana
alev dolu bardakları yâr bana
sunuverdi içtim içtim kandım oy!
sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
ne zamana, ne kendime alıştım
kırk senede yedi hasret bölüştüm
yedi dünya bana düştü sandım oy!
gönül şahinimi yordum gerçeğe
sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
teselliden kanat kırdım gerçeğe
tecellinin sinesine kondum oy!
abdurrahim karakoç
başımdan bir kova sevda döküldü
islanmadım, üşümedim, yandım oy!
iplik iplik damarlarım söküldü
kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
anladım ki kendi gönlüm dar bana
alev dolu bardakları yâr bana
sunuverdi içtim içtim kandım oy!
sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
ne zamana, ne kendime alıştım
kırk senede yedi hasret bölüştüm
yedi dünya bana düştü sandım oy!
gönül şahinimi yordum gerçeğe
sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
teselliden kanat kırdım gerçeğe
tecellinin sinesine kondum oy!
abdurrahim karakoç
anadolu sevgisi
sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
hele boz dumanlar çekilsin de gör.
her haftası bayram, her günü düğün,
hele yaylalara çıkılsın da gör.
bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
kağnılar yollarda, yoncalar dizde...
saydıklarım damla değil denizde,
hele bir ekinler ekilsin de gör.
görmedin sen bizim mavi suları,
karlar eriyince kırar yuları..
köpük olur beyaz, sel olur sarı;
hele taştan taşa dökülsün de gör.
sen bizim köyleri görmedin ki hiç..
yolları toz, çamur, evleri kerpiç.
o kirli kabukta o tertemiz iç;
hele bir yakından bakılsın da gör.
anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı;
sevgiyi bulasın yakına gel ki..
kalıplar gerçeği göstermez belki,
gönül perdeleri sökülsün de gör.
abdurrahim karakoç
sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
hele boz dumanlar çekilsin de gör.
her haftası bayram, her günü düğün,
hele yaylalara çıkılsın da gör.
bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
kağnılar yollarda, yoncalar dizde...
saydıklarım damla değil denizde,
hele bir ekinler ekilsin de gör.
görmedin sen bizim mavi suları,
karlar eriyince kırar yuları..
köpük olur beyaz, sel olur sarı;
hele taştan taşa dökülsün de gör.
sen bizim köyleri görmedin ki hiç..
yolları toz, çamur, evleri kerpiç.
o kirli kabukta o tertemiz iç;
hele bir yakından bakılsın da gör.
anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı;
sevgiyi bulasın yakına gel ki..
kalıplar gerçeği göstermez belki,
gönül perdeleri sökülsün de gör.
abdurrahim karakoç
görmediğim bir bambaşka durum var
sizin şehrin kızlarında savcı bey
yaklaşanı ta yürekten vururlar
kan kokuyor gözlerinde savcı bey
gayeleri gönül kırmak dal gibi
bakışları çifte favül bal gibi
ülkeler fethetmiş bir kral gibi
gurur dolu pozlarında savcı bey
kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
çok silahtan tesirlidir dilleri
hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
poyraz eser yüzlerinde savcı bey
derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
ilk görüşte avladılar habersiz
pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
kebap oldum közlerinde savcı bey
bölüştüler gönlüm ile aklımı
davacıyım, ara benim hakkımı...
bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
yorulmayın izlerinde savcı bey.
abdurrahim karakoç
sizin şehrin kızlarında savcı bey
yaklaşanı ta yürekten vururlar
kan kokuyor gözlerinde savcı bey
gayeleri gönül kırmak dal gibi
bakışları çifte favül bal gibi
ülkeler fethetmiş bir kral gibi
gurur dolu pozlarında savcı bey
kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
çok silahtan tesirlidir dilleri
hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
poyraz eser yüzlerinde savcı bey
derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
ilk görüşte avladılar habersiz
pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
kebap oldum közlerinde savcı bey
bölüştüler gönlüm ile aklımı
davacıyım, ara benim hakkımı...
bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
yorulmayın izlerinde savcı bey.
abdurrahim karakoç
keske haberım olsaydı da katılsaydım dedırten hadise ,bir daha olursa kesın katılıcam ve bılgı sozluku gururla temsıl edıcem .
son gunlerde sozluk ıcın en cok emek harcayanlardan biri ,elıne saglık ..
-abi cd lazım mı ?
+yok canım sagol.
-ibne misin abi sen ?
+ver lan 5 tane..
+yok canım sagol.
-ibne misin abi sen ?
+ver lan 5 tane..
gunlugun olmazsa olmazlarındandır ,
1 - kalp kadar temiz sayfa .
2 - mavi onlukle basarı ,beyaz gelınlıkle mutluluk.
3 - mani ..
tencere dibin kara
senin amına koyım mustafa..
gibi...
1 - kalp kadar temiz sayfa .
2 - mavi onlukle basarı ,beyaz gelınlıkle mutluluk.
3 - mani ..
tencere dibin kara
senin amına koyım mustafa..
gibi...
neden illa eller gorulebılecek yere koyuluyor dıye de dusunmeden edemıyor ınsan ,mesela ibne bi insanın gelıp ,poponu gorebılecegım bır yere koy demesi de muhtemeldir.
yabancı fılmlerde olur bu ,polis sucluya ’’ellerini gorebılecegım bır yere koy der ,o da ellerını polisin gorebılecegı bir yere koyar ,suclu ellerini,polisin ellerini gorebılecegım yere koy dedıgı yere koyunca ,polis adamın ellerini gorebılmıs olur’’
her defasında lazım dedım ,sımdı yuzlerce cd lik bir arsivim var ,pişman değilim ,yine sorulsa yine lazım derim .
yeni bilgicimiz ,hosgeldın ..
birebir.net de ki narcotic ise burada gordugume sevındım ,değilse de saglık olsun ,her durumda hosgelmıs ..
sayesinde hava yastiklari bulunmus binlerce kisi olumden kurtulmustur,isvicreli bilim adamlari yaptiklari aciklamada hava yastigini icat ederken ,nadide sultanin nadide memelerinden esinlendiklerini itiraf ettiler..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?