confessions

expert3

- Yazar -

  1. toplam entry 3753
  2. takipçi 1
  3. puan 87473

aku

expert3
akumulator’un kisaltilmis ismi. icinde bulunan kimyevi maddeler sayesinde elektirigi depolayan ve cesitli makinalarda elektrik kaynagi olarak kullanilan materyal.

direnç

expert3
elekronik devrelerde akimin, akmaya karsi gosterdigi zorluga direnc denir.her devre elemanin yapisal ozelliklerine gore farkli direnc degerleri bulunur. direnc ohm metre ile olculur.

isimsiz şiirler

expert3
* * *
iste geldik gidiyoruz
hosca kal kardesim deniz
biraz cakilindan aldik
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzlugundan da biraz
isigindan da birazcik
birazcik da kederinden
bir seyler anlattin bize
denizligin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
iste geldik gidiyoruz
hosca kal kardesim deniz


27 eylul, pitsunda, 1958


* * *


hos geldin bebek
yasama sirasi sende
senin yolunu gozluyor kuspalazi bogmaca kara cicek sitma
ince hastalik yurek enfarkti kanser filan
issizlik aclik filan
tiren kazasi otobus kazasi ucak kazasi is kazasi yer depremi sel baskini
kuraklik falan
karasevda ayyaslik filan
polis copu hapisane kapisi falan
senin yolunu gozluyor atom bombasi falan
hos geldin bebek
yasama sirasi sende
senin yolunu gozluyor sosyalizm komunizm filan.


10 eylul 1961, laypzig


* * *


denizin ustunde ala bulut
yuzunde gumus gemi
icinde sari balik
dibinde mavi yosun
kiyida bir ciplak adam
durmus dusunur.

bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balik mi olsam,
yosun mu yoksa?..
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmali, oglum,
bulutuyla, gemisiyle, baligiyla, yosunuyla.


15 eylul 1958
arhipo osipovka


* * *

seni dusunmek guzel sey
umitli sey
dunyanin en guzel sesinden en guzel sarkiyi dinlemek gibi bir sey.
fakat artik umit yetmiyor bana,
ben artik sarki dinlemek degil
sarki soylemek istiyorum...



* * *

sevgilim,
baslar onde, gozler alabildigine acik,
yanan sehirlerin kiziltisi,
cignenen ekinler
ve bitmez tukenmez ayak sesleri :
gidiliyor.
ve insanlar katlediliyor :
agaclardan ve danalardan
daha rahat
daha kolay
daha cok.

sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katliâmda
hurriyetimi, ekmegimi ve seni kaybettigim oldu,
fakat acligin, karanligin ve cigliklarin icinden
gunesli elleriyle kapimizi calacak olan
gelecek gunlere guvenimi kaybetmedim hicbir zaman...

(istanbul hapisanesi)


* * *

hasretini, yoklugunu, sensizligi
bir ates yanigi gibi oyle aciyla duydum ki yuregimin etinde,
gitgide cogalarak
gitgide derinden isleyerek
oyle dayanilmaz oldu ki bu
seni bogabilirdim senden kurtulmak icin
cunku seni o kadar seviyorum.

25-2-43


* * *

baba!
her yilbasinda
sana soyleyecek
bir tek
sozum var :
"seni ne kadar cok seversem
o kadar
cok olsun omrunden gecen yillar..."

baba!
babam, agabeyim, kardesim, arkadasim!
ne zulum, ne olum, ne korku
basimi egemez!
yalniz senin elini opmek icin
egilir basim.
babam, agabeyim, kardesim, arkadasim...

1/1/1932



* * *

seviyorum seni ekmegi tuza banip yer gibi
geceleyin atesler icinde uyanarak
agzimi dayayip musluga su icer gibi,
agir posta paketini, neyin nesi belirsiz,
telâsli, sevincli, kuskulu acar gibi,
seviyorum seni denizi ucakla ilk defa gecer gibi.
istanbul’da yumusacik kararirken ortalik
icimde kimildanan bir seyler gibi,
seviyorum seni "yasiyoruz cok sukur!’ der gibi.

27 agustos 1960


* * *

seni dusunurum
anamin kokusu gelir burnuma
dunya guzeli anamin.

binmisin atlikarincasina icimdeki bayramin
fir donersin eteklerinle saclarin ucusur
bir yitirip bir bulurum al al olmus yuzunu.

sebebi ne
seni bir bicak yarasi gibi hatirlamamin
sen boyle uzakken senin sesini duyup
yerimden firlamamin sebebi ne?

diz cokup bakarim ellerine
ellerine dokunmak isterim
dokunamam
arkasindasin camin.
ben bir saskin seyircisiyim gulum
alacakaranligimda oynadigim dramin.

7 agustos 1959


* * *

gulum, iki gozumun bebegi
olmekten korkmuyorum,
olmek arima gidiyor,
onuruma yediremiyorum olmegi.

15 agustos 1959


* * *

aya gidilecek
daha da otelere,
teleskoplarin bile gormedigi yere.
ama bizim dunyada ne zaman kimse ac
kalmayacak,
korkmayacak kimse kimseden,
emretmeyecek kimse kimseye,
yermeyecek kimse kimseyi,
umudunu calmayacak kimse kimsenin?

iste ben komunistim bu soruya karsilik
verdigim icin.


26 agustos 1959


* * *

merih’e giden kosmos gemisinde turistler
yeryuzuyce yazilmis siirler okuyacak.
her sozu beste beste, renk renk, kat kat acarak
en sirli cekirdege ulasabilecekler.

aralik 1959


* * *

ak bir karanfil gibi catlayip da cekirdek
atom bahcelerine yuruyunce aydinlik,
yalniz meraklilari degil, butun insanlik
siirin aynasinda kendini seyredecek.

aralik 1959


* * *

kirdilar tazecik yesil dallarimizi
kirdilar kitap tutan ellerimizi
kanina girdiler cocuklarimizin.

1960, nisan


* * *

laypzig’de bir yagmur yagiyor incecikten,
yagiyoruz vitrinler, agaclar, insanlar,
bir de otomobillerin hizi,
bir de gecmis zamanlar,
bir de saman sarisi,
bir de ben
yagiyoruz yagan yagmurla beraber incecikten.

18 eylul 1960


* * *

insanlarin turkuleri kendilerinden guzel,
kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli,
daha uzun omurlu kendilerinden.
sevdim insanlardan cok turkulerini.
insansiz yasayabildim
turkusuz hicbir zaman.
hicbir zaman beni aldatmadi turkuler de.

turkuleri anladim hangi dilde soylenirse soylensin.

bu dunyada yiyip ictiklerimin,
gezip tozduklarimin,
gorup isittiklerimin,
dokunduklarimin, anladiklarimin
hicbiri, hicbiri,
beni bahtiyar etmedi turkuler kadar...

20 eylul 1960


* * *

gunde kac milyon insan olur yeryuzunde
dogar kac milyon
kaci yasadim diyebilirdi
kaci yasadim diyebilecek
kaci gunde uc ogun yemek yiyebilirdi
kaci yiyebilecek

13 agustos 1961, gece


* * *

yasim altmis
on dokuzumdan beri bir dus gorurum
yagmur camur yaz kis
uykuda uyanik
takilmis dusumun pesine yururum.
neleri alip goturmedi benden ayrilik;
kilometrelerle umut, tonlarla keder,
taradigim saclar, siktigim eller.
bir dusumle ayrilmadik.
avrupa’yi, asya’yi, afrika’yi dusumle dolastim
bir amerikanlar vize vermediler
denizlerden daglardan collerden cok adamlari sevdim
adamlara sastim.
mapusanelerde isigiydi hurriyetimin
ekmegimin katigiydi surgunde
her biten aksamdaydi, her baslayan gunde :
ulu kurtulus dusu memleketimin.


1962


* * *

dunyayi verelim cocuklara hic degilse bir gunlugune
alli pullu bir balon gibi verelim oynasinlar
oynasinlar turkuler soyliyerek yildizlarin arasinda
dunyayi cocuklara verelim
kocaman bir elma gibi verelim sicacik bir ekmek somunu gibi
hic degilse bir gunlugune doysunlar
dunyayi cocuklara verelim
bir gunluk de olsa ogrensin dunya arkadasligi
cocuklar dunyayi alacak elimizden
olumsuz agaclar dikecekler


21 mayis 962, moskova

nikbinlik

expert3
bir nazim hikmet ran siiri

guzel gunler gorecegiz cocuklar,
gunesli gunler
gore-
-cegiz...
motorlari maviliklere surecegiz cocuklar,
isikli maviliklere
sure-
-cegiz...
actik miydi hele bir
son vitesi,
adedi devir.
motorun sesi.
uuuuuuuy! cocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken opusmesi...

hani simdi bize
cumalari, pazarlari cicekli bahceler vardir,
yalniz cumalari
yalniz pazarlari..
hani simdi biz
bir peri masali dinler gibi seyrederiz
isikli caddelerde magazalari,
hani bunlar
77 katli yekpare camdan magazalardir.
hani simdi biz haykiririz
cevap:
acilir kara kapli kitap:
zindan..
kayis kapar kolumuzu
kirilan kemik
kan.
hani simdi bizim soframiza
haftada bir et gelir.
ve
cocuklarimiz isten eve
sapsari iskelet gelir..
hani simdi biz..
inanin:
guzel gunler gorecegiz cocuklar
gunesli gunler
gore-
-cegiz.
motorlari maviliklere surecegiz cocuklar,
isikli maviliklere
sure-
-cegiz.....


1930

karlı kayin ormanında

expert3
bir nazim hikmet ran siiri

karli kayin ormaninda
yuruyorum geceleyin.
efkârliyim, efkârliyim,
elini ver, nerde elin?

ayisigi renginde kar,
kece cizmelerim agir.
icimde calinan islik
beni nereye cagirir?

memleket mi, yildizlar mi,
gencligim mi daha uzak?
kayinlarin arasinda
bir pencere, sari, sicak.

ben ordan gecerken biri :
"amca, dese, gir iceri."
girip yerden selâmlasam
hane icindekileri.

eski takvim hesabiyle
bu sabah basladi bahar.
geri geldi memed’ime
yolladigim oyuncaklar.

kurulmamis zemberegi
kuskun duruyor kamyonet,
yuzduremedi legende
beyaz kotrasini memet.

kar tertemiz, kar kabarik,
yuruyorum yumusacik.
dun gece on bir bucukta
olmus berut, tanisirdik.

bende boz bir halisi var
bir de kitabi, imzali.
elden ele gecer kitap,
daha yuz yil yasar hali.

yedi tepeli sehrimde
biraktim gonca gulumu.
ne olumden korkmak ayip,
ne de dusunmek olumu.

en acayip gucumuzdur,
kahramanliktir yasamak :
olecegimizi bilip
olecegimizi mutlak.

memleket mi, daha uzak,
gencligim mi, yildizlar mi?
bayramoglu, bayramoglu,
olumden ote koy var mi?

geceleyin, karli kayin
ormaninda yuruyorum.
karanlikta etrafimi
gunduz gibi goruyorum.

simdi surdan saptim miydi,
sose, tirenyolu, ova.
yirmi bes kilometreden
piril pirildir moskova...


14 mart 1956,
moskova, peredelkino

çile

expert3
necip fazil kisakurek siiri

gaiblerde bir ses geldi: bu adam,
gezdirsin boslugu ense kokunde!
ve uctu tepemden birdenbire dam;
gok devrildi, kunde ustune kunde...

pencereye kostum: kizil kiyamet!
dediklerin cikti, ihtiyar baci!
sonsuzluk, elinde bir mavi tulbent,
ok cekti yukardan, ustume avci

atesten zehrini tattim bu okun,
bir anda kul etti can elmasimi.
sanki burnum, degdi burnuna (yok)un,
kustum, oz agzimdan kafatasimi

bir bardak su gibi calkalandi dunya;
sondu istikamet, yikildi bosluk.
al sana hakikat, al sana ruya!
iste akillilik, iste sarhosluk!

ensemin orsunde bir demir balyoz,
kapandim yataga son care diye.
bir kanli safakta, bana cil horoz,
yepyeni bir dunya etti hediye

bu nasil bir dunya, hikayesi zor;
makâni bir satih, zamani vehim.
butun bir kainat musamba dekor,
butun bir insanlik yalana teslim.

nesin sen, hakikat olsan da cekil!
yetis korluk, yetis, takma gozde cam!
otursun yerine bende her sekil;
vatanim, sevgilim, dostum ve hocam!

aylarca gezindim, yikik ve saskin,
benligim bir kazan ve aklim kepce,
deliler koyunden bir menzil askin,
her fikir icimde bir cift kelepce.

nicin kuculuyor esya uzakta?
gozsuz goruyorum ruyada, nasil?
zamanin raksi ne bir yuvarlakta?
sonum varmis, onu ogrensem asil?

bir fikir ki sicak yarad kezzap,
bir fikir ki, beyin zarinda suluk.
selam sana hasmetli azap;
yandikca gelisen tilsimli kutuk.

yalvardim: gosterin bilmeceme yol!
ey yedinci gok, esrarini ac!
annemin duasi, dus de perde ol!
bir asâ kes bana, ihtiyar agac!

uyku, katillerin bile cesmesi;
yorgan, allahsiza kadar siginak.
teselli pinari, sabir memesi;
size serbet, bana kum dolu canak.

bu mu, ruyalarda ictigim cinnet,
sirrini ararken patlayan gulle?
yesil asmalarda deprenis, sehvet;
karinca sarayi, kupkuru kelle...

akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
mevsimden mevsime girdim boylece.
gordum ki, ateste, cimbizda yokmus,
fikir cilesinden buyuk iskence.

evet, her sey bende bir gizli dugum;
ne olum terleri doktum, nelerden!
dibi yok goklerden yeter urktugum,
yetisir cektigim mesafelerden!

ufuk bir tilkidir, kacak ve kurnaz;
yollar bir yumaktir, uzun ve dolasik.
her gece ruyami yazan sihirbaz,
tutuyor onumde bir mavi isik.

buyucu, buyucu ne bana hincin?
bu kukurtlu duman, nedir inimde?
camdan keskin, kildan ince kilicin,
bir zehir kiymak gibi, beynimde.

lugat, bir isim ver bana halimden;
herkesin bildigi dilden bir isim!
eski esvaplarim, tutun elimden;
aynalar soyleyin bana, ben kimim?

soyleyin, soyleyin, ben miyim yoksa,
arzi boynuzunda tasiyan okuz?
belâ mimarinin sectigi arsa;
hayattan muhacir; esyadan oksuz?

ben ki, toz kanatii bir kelebegim,
minicik govdeme yuklu kafdagi,
bir zerrecigim ki, ars’a gebeyim,
dev sancilarimin budur kaynagi!

ne yalanlarda var, ne hakikatta,
gozumu yumdukca gordugum nakis.
bosuna gezmisim, yok tabiatta,
icimdeki kadar inis ve cikis.

gece bir hendege dusercesine,
birden kucagina dustum gercegin.
sanki erdim cetin bilmecesine,
hem gecmis zamanin, hem gelecegin.

acil susam, acil! acildi kapi;
atlas sedirinde mavera dede.
yandi sirca saray, ilahi yapi,
binbir avizeyle ucsuz maddede.

atomlarda cumbus, donanma, senlik;
ve cevre cevre nur, cevre cevre nur.
icice mimari, icice benlik;
bildim seni ey rab, bilinmez bilinmez meshur!

nizam kopuruyor, med vakti deniz;
nizam kopuruyor, ta cenemde su.
suda bir gizli yol, pirilitili iz;
suda ezel fikri, ebed duygusu.

kacir beni ahenk, al beni birlik;
artik barinamam golge varlikta.
ver cuceye, onun olsun sairlik,
simdi gozum, buyuk sanatkarlikta.

oteler oteler, gayemin mali;
mesafe ekinim, zaman madenim.
gokte saman yolu benim olmali;
dipsizlik golunde, inciler benim.

diz cok ey zorlu nefs, onumde diz cok!
heybem hayat dolu, deste ve yumak.
sen, butun dallarin birlestigi kok;
biricik meselem, sonsuza varmak...

ayrılık vakti

expert3
necip fazil kisakurek siiri

aksami getiren sesleri dinle
dinle de gonlumu aliver gitsin
saclarimdan tutup kor gozlerinle
yasli gozlerime daliver gitsin

gunesle koye in, beni birak da
kucule, kucule kaybol irakta
su yolu donerken arkana bak da
kosede bir lahza kaliver gitsin

umidim yillarin seline dustu
sacinin en titrek teline dustu
kuru yaprak gibi eline dustu
istersen ruzgara saliver gitsin
117 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol