"ben sahin k almanyaliyim, 18,5 cm lik kavalim var, kaval calan mi bebeem"
dayanamiyorum ve bir yaziyi daha copy paste yapiyorum bunlar sadece irkci degil ayni zamanda paranoyak da. aha yazi asagida.
------------yorum yapylamaz, imkansyz-----------
gundemimizi mesgul eden -aslinda etmeyen- birtakim olaylara sahit oluyoruz son birkac aydir. bilmem sizlerin de dikkatini cekiyor mu? benim burnuma pis kokular gelmeye basladi. oyle ya, karsimizdaki dusman birakin savas kurallarina uymayi, insanliktan bile nasibini almamis, ingilizlerin "sub-human" dedigi cinsten bir vahsiler toplulugu.
bundan kisa bir sure once trakya universitesi’nde, yani edirne’de bebek olumleri meydana gelmeye basladi ve bircok bebek daha yasamla tanisamadan veda etti. uzmanlar boylesine bariz olumler hakkinda tatmin edici bir sebep sunamadilar. bu konu hala kafamizda bir soru isaretidir. olenler daha yeni dogmus bebeklerdi ve saglikli yasayabilmeleri icin her turlu kosul ve saglikli bir ortam mevcuttu. "hastane enfeksiyonu" denilen meret beni ikna etmedi ve eminim ki bircok turk kisisini de ikna etmemistir. yalniz "serratia" isimli bakterinin olumlere neden oldugu ve bunun da ulkemizde ilk kez goruldugu aciklandi. yeni dogan unitesindeki olumlerin sebebi uzun arastirmalardan ve olayin uzerine gitmelerden sonra bu sekilde aciklanmaya calisildi.
cok uzun bir zaman gecmeden bu sefer manisa dogum ve cocuk bakimevi hastanesinde benzer olumler gorulmeye baslandi. yeni dogan bebekler bir bir sebebi bilinmeyen bir nedenden oluyorlardi. burada da yapilan arastirmalar sonuc vermedi ve sonra ismini bile hatirlamadigim bir bakterinin neden oldugu aciklandi. her ne ise.. bebekler bir bir hayata veda ediyorlardi.
tam bu siralarda tokat ilimizde bir kene salgini bas gosterdi: "afrika kongo kanamali atesi" adi verilen olumcul hastaliga yakalanan bu kene tarlalarda calisan koyluleri isirip zehrini akitarak olumlerine neden oluyordu. ilk olarak 20 kadar insanin oldugu soylendi, ama herkesin soyledigine gore bu sayi yazilanin cok uzerindeydi. ben de bu konuyu kendimce arastirdigimda 100 kisinin uzerinde insanin bu "kene" yuzunden oldugunu ogrendim. bu hastalik tokat, yozgat, giresun illerimizde uc seneden beri kendini gosteriyordu. 2002 yilindan once hic gorulmemis, birden ortaya cikmis ve olumlere sebebiyet vermisti.
simdi biraz dusunelim:
ortak payda ne?
salgin hastaliklar ve sonucunda olumler.
nerede?
manisa, edirne, tokat, yozgat, giresun.
yani turk illerinde. kurtlerin nufuslarinin cok az oldugu ve turk nufusun hakim oldugu illerde. ozellikle dikkat cekmek isterim ki, tokat ilimiz yillar once nufus planlamasi uygulamasinin baslatildigi yer idi. oysa ki tokat dogum oraninin yuksek oldugu bir ilimiz degil, tam tersine neslini surdurebilecek ortalama duzeyde dogum orani olan bir yerdi, ancak varligimiza goz diken capulcu surulerinin yasadiklari iller bu uygulamanin yapilmasini hak ediyordu.
manisa ve edirne gibi birbiri ile bir bagi olmayan ve birbirine cok uzak olan bu iki sehirde bebek olumleri daha once ulkemizde gorulmeyen bir bakteri yuzunden gerceklesiyor. sizce bu da bir tesaduf mu?
peki bu afrika kongo bilmem ne kenesi nereden cikti? daha once duyar miydiniz tarlalarda bu tur bir sey? dikkat ederseniz once ihracatimiza goz diktiler, muslugumuz kesmek icin. yas sebzelerimize de gene ilk defa gorulen bilmem nerelerden gelen bir bakteri bulasti ve bircok ulke ithalati durdurdu.
fakat bununla yetinmemis olacaklar ki, bizlere "post modern soykirim" yapmayi planladilar ve yaptilar da.
turk nufusun hakim oldugu yerlere "keneler" soktular, turk koylulerini katlettiler. daha sonra gelecegimize goz diktiler.
oyle ya, bebekler dogmadan olurse 20 sene sonra karsilarinda kim kalacak?
zaten askerlerimizi, muhendislerimizi kursunluyor, kapkac yaparak kizlarimizi bacilarimizi surukleyerek, universiteye giden genclerimizi trenden atarak olduruyorlar. simdi sira bebeklerimize geldi.
bu aralar yahudiler ile cok siki fiki olduklari bilinen bu capulcu surusunun bu bakterileri kimyasal silah olarak nereden buldugunun cevabi da cok zor olmasa gerek. senaryo hep ayni: turk’un tum varligina, bebeklerine kadar goz diken kurtlerin yaptiklari uzerinde donen bir gercek.. ve saldiri metodlari da gunden gune degisiyor. daha dune kadar kicikirik silahlari ile daglara cikan capulcu surusu, artik yollara mayinlar doseyip, dolmuslara c-4 ler koyarak uzaktan kumandalarla patlatiyorlar.
bunlari taniyor musunuz?
bizler cok iyi taniyoruz.
kurtler yukarida yazdigimiz kalleslikleri yaparlar mi sizce?
cevabi kendiniz verin ki tarih onunde kendi kendinizi yargilayasiniz. zaman en iyi gostergedir.
---------------yorum yapamadym-------------------
------------yorum yapylamaz, imkansyz-----------
gundemimizi mesgul eden -aslinda etmeyen- birtakim olaylara sahit oluyoruz son birkac aydir. bilmem sizlerin de dikkatini cekiyor mu? benim burnuma pis kokular gelmeye basladi. oyle ya, karsimizdaki dusman birakin savas kurallarina uymayi, insanliktan bile nasibini almamis, ingilizlerin "sub-human" dedigi cinsten bir vahsiler toplulugu.
bundan kisa bir sure once trakya universitesi’nde, yani edirne’de bebek olumleri meydana gelmeye basladi ve bircok bebek daha yasamla tanisamadan veda etti. uzmanlar boylesine bariz olumler hakkinda tatmin edici bir sebep sunamadilar. bu konu hala kafamizda bir soru isaretidir. olenler daha yeni dogmus bebeklerdi ve saglikli yasayabilmeleri icin her turlu kosul ve saglikli bir ortam mevcuttu. "hastane enfeksiyonu" denilen meret beni ikna etmedi ve eminim ki bircok turk kisisini de ikna etmemistir. yalniz "serratia" isimli bakterinin olumlere neden oldugu ve bunun da ulkemizde ilk kez goruldugu aciklandi. yeni dogan unitesindeki olumlerin sebebi uzun arastirmalardan ve olayin uzerine gitmelerden sonra bu sekilde aciklanmaya calisildi.
cok uzun bir zaman gecmeden bu sefer manisa dogum ve cocuk bakimevi hastanesinde benzer olumler gorulmeye baslandi. yeni dogan bebekler bir bir sebebi bilinmeyen bir nedenden oluyorlardi. burada da yapilan arastirmalar sonuc vermedi ve sonra ismini bile hatirlamadigim bir bakterinin neden oldugu aciklandi. her ne ise.. bebekler bir bir hayata veda ediyorlardi.
tam bu siralarda tokat ilimizde bir kene salgini bas gosterdi: "afrika kongo kanamali atesi" adi verilen olumcul hastaliga yakalanan bu kene tarlalarda calisan koyluleri isirip zehrini akitarak olumlerine neden oluyordu. ilk olarak 20 kadar insanin oldugu soylendi, ama herkesin soyledigine gore bu sayi yazilanin cok uzerindeydi. ben de bu konuyu kendimce arastirdigimda 100 kisinin uzerinde insanin bu "kene" yuzunden oldugunu ogrendim. bu hastalik tokat, yozgat, giresun illerimizde uc seneden beri kendini gosteriyordu. 2002 yilindan once hic gorulmemis, birden ortaya cikmis ve olumlere sebebiyet vermisti.
simdi biraz dusunelim:
ortak payda ne?
salgin hastaliklar ve sonucunda olumler.
nerede?
manisa, edirne, tokat, yozgat, giresun.
yani turk illerinde. kurtlerin nufuslarinin cok az oldugu ve turk nufusun hakim oldugu illerde. ozellikle dikkat cekmek isterim ki, tokat ilimiz yillar once nufus planlamasi uygulamasinin baslatildigi yer idi. oysa ki tokat dogum oraninin yuksek oldugu bir ilimiz degil, tam tersine neslini surdurebilecek ortalama duzeyde dogum orani olan bir yerdi, ancak varligimiza goz diken capulcu surulerinin yasadiklari iller bu uygulamanin yapilmasini hak ediyordu.
manisa ve edirne gibi birbiri ile bir bagi olmayan ve birbirine cok uzak olan bu iki sehirde bebek olumleri daha once ulkemizde gorulmeyen bir bakteri yuzunden gerceklesiyor. sizce bu da bir tesaduf mu?
peki bu afrika kongo bilmem ne kenesi nereden cikti? daha once duyar miydiniz tarlalarda bu tur bir sey? dikkat ederseniz once ihracatimiza goz diktiler, muslugumuz kesmek icin. yas sebzelerimize de gene ilk defa gorulen bilmem nerelerden gelen bir bakteri bulasti ve bircok ulke ithalati durdurdu.
fakat bununla yetinmemis olacaklar ki, bizlere "post modern soykirim" yapmayi planladilar ve yaptilar da.
turk nufusun hakim oldugu yerlere "keneler" soktular, turk koylulerini katlettiler. daha sonra gelecegimize goz diktiler.
oyle ya, bebekler dogmadan olurse 20 sene sonra karsilarinda kim kalacak?
zaten askerlerimizi, muhendislerimizi kursunluyor, kapkac yaparak kizlarimizi bacilarimizi surukleyerek, universiteye giden genclerimizi trenden atarak olduruyorlar. simdi sira bebeklerimize geldi.
bu aralar yahudiler ile cok siki fiki olduklari bilinen bu capulcu surusunun bu bakterileri kimyasal silah olarak nereden buldugunun cevabi da cok zor olmasa gerek. senaryo hep ayni: turk’un tum varligina, bebeklerine kadar goz diken kurtlerin yaptiklari uzerinde donen bir gercek.. ve saldiri metodlari da gunden gune degisiyor. daha dune kadar kicikirik silahlari ile daglara cikan capulcu surusu, artik yollara mayinlar doseyip, dolmuslara c-4 ler koyarak uzaktan kumandalarla patlatiyorlar.
bunlari taniyor musunuz?
bizler cok iyi taniyoruz.
kurtler yukarida yazdigimiz kalleslikleri yaparlar mi sizce?
cevabi kendiniz verin ki tarih onunde kendi kendinizi yargilayasiniz. zaman en iyi gostergedir.
---------------yorum yapamadym-------------------
ilk hiristiyan kilisesinin kuruldugu ve hiristiyanligin kudusten sonra ilk kez yayildigi sehir. m.o. 300 makedon bir kral tarafindan kurulmus bu sehir. bugun turkiyeye baglidir. en onemli ilcesi iskenderundur.
(bkz: bella ciao)
turkcesi grup yorum tarafindan seslendirilmistir. ahada sozleri. bildigim kadariyla dunyada en cok dile cevrilen parcadir.
iste bir sabah
uyandigimda cav bella....
elleri baglanmis buldum yurdumu
her yani isgal altinda
sen ey partizan
beni de gotur cav bella...
beni de gotur daglariniza dayanamam tutsakliga
eger olursem
ben partizanca cav bella...
sen gommelisin ellerinle beni
ellerinle topragina
gunes dogacak
acacak cicek cav bella...
gelip gecenler diyecek “merhaba”
“merhaba ey guzel cicek”
iste bir sabah
uyandigimda cav bella....
elleri baglanmis buldum yurdumu
her yani isgal altinda
sen ey partizan
beni de gotur cav bella...
beni de gotur daglariniza dayanamam tutsakliga
eger olursem
ben partizanca cav bella...
sen gommelisin ellerinle beni
ellerinle topragina
gunes dogacak
acacak cicek cav bella...
gelip gecenler diyecek “merhaba”
“merhaba ey guzel cicek”
türkçesi lejyondur. romada askeri birliklere verilen ad. sürekli sferde olduklary için zamanla dy?arydaki temsilciler içinde kullanylan bir kelimeye dönü?mü?tür. mesela yurtdy?yndaki topçularymyza medyamyz lejyoner der.
hic bir seye karismamak, miskin miskin oturmak.
dunyanin en rahat ayakkabilarini ureten firma.
sabahlari soyle yaya yaya kahvalti yapmak, gunes etkisini kaybedene kadar sozluge yazmak, ondan sonra arkadaslarla basketbol oynamak, basketbol oynayip yorulduktan sonra, eve gelip bir bira esliginde kuvete girmek, aksam yemegi, sozluk-bira ikilisi, yatak.
iki kere fethetmeye kalkistigimiz ama bir turlu alamadigimiz kent. noldu en sonunda icimize aldik o oldu. neyseki sakaryada geri cekilisi durdurabildik.
kotunun iyisi anlaminda da kullanilir.
metallicanin tartismasiz en iyi parcasi.
" sleep my friend and you will see
that dream is my reality" bolumu manyaktir. icinde degisik bir felsefi bakis barindirir.
" sleep my friend and you will see
that dream is my reality" bolumu manyaktir. icinde degisik bir felsefi bakis barindirir.
birbirlerini sadece ve sadece gotlerinden anlayan ikili.
eger haftasonu dershaneye gitmek zorunda degilse ogrenci icin bir nevi dogum gunu.
yan etkisi olmayan su. h2o ya toz zerk etmek suretiyle basariya ulasmaya calistigim bulus. butun gida endustrisinde devrim yapacam devrim.
kullanildigin da yan etkisi islanmak olan madde. bu konuda calismalarim suruyor.
(bkz: islatmayan su )
(bkz: islatmayan su )
izlemekten zevk alinabilecek oyunculardan biri. hem sag acik hem de forvet arkasi oynayabiliyor. cok iyi bir pasor, ayrica da hizli bir oyuncu.
cnbc e ile birlikte turkiyenin en kaliteli iki kanalindan biri. bagimsiz bir kanal oldugunu herkesi cok rahat bir sekilde elestirerek kanitladi. ulkedeki butun kanallar magazin yayinlayip halki uyuturken kanal turkte ya cok onemli bir tartisma oluyor ya haber ya da kaliteli bir konser bazen de film. kanali kuranlarin kemalist bir cizgisi oldugu kesin, bunu yapilan yayinlardan ve icerde calisan bikac kisiyi tanimamdan dolayi biliyorum. umarim boyle devam ederler. avrupada ise euro turk adynda yayyn yapyyorlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?