2 agustos 1990 tarihinde irak birlikleri kuveyt sinirini gecerek bu ulkeyi isgal etti. topraklari ve ordusu kucuk ancak petrol kaynaklari cok zengin olan kuveytin yoneticisi seyh ahmed el - sabah, isgal uzerine hemen ulkeyi terk ederek suudi arabistana kacti. irak kuvvetleri kuveyt radyosuna girdigi sirada radyo canli yayinda, dunyadan yardim istiyordu.
kuveytin isgali uzerine uluslararasi toplum irak lideri saddam huseyine, isgale son ver cagrilari yapti. ancak, kuveyti, "irakin bir parcasi" olarak niteleyen saddam, cagrilari reddetti. saddama gore bu uyarilar, "kibirli batinin bir gosterisi" idi. eger bati iraka mudahale ederse, irakin gucunu gorecekti.
17 ocak 1991 tarihinde birlesmis milletlerin iraka, kuveytten cekilmesi icin tanidigi surenin dolmasinin ardindan korfezde ucak gemilerinden atilan fuzeler ve cevrfe ulkelerdeki uslerden kalkan savas ucaklari iraktaki ve kuveytteki stratejik noktalari vurmasiyla baslayan savas. 28 subatta muttefik guclerinin zaferiyle sonuclanan savasta irak, kuveytten cekilmeyi kabul etti. savas boyunca 100 bin irakli oldu, 65 bin irakli tutsak edildi, muttefik birlikleri 234 olu verdi. daha sonra dayanilamaz bir ambargo basladi ve irak halki acliktan kivrandi. bu ilk savasta cnn muhabirleri surekli iraktan canli yayin yapip propanganda sagladilar. turgut ozal savasa girmeye can atiyordu ama sagduyulu turk disisleri ve diger yoneticiler bunu engelledi.
aradan 10 yil gecti bu sefer sirf abd ve ingiliz birlikleri saldirdi iraka. saddam devrildi, yerine kukla bir hukumet gecti. irakta akan kan bir turlu durmadi.
1982de irakin irana saldirisi ile basladi. abd iran islam devrimini yikmak istiyordu ve amacla saddami kullaniyordu. savas 1990a kadar 8 yil surdu ve taraflar hicbir ilerleme kaydedemedi. ama yaklasik 1.000.000 insan can verdi. bu savas sirsinda abd tarafindan iraka verilen silahlari daha sonra saddam kendi halkina karsi da kullandi. bu savasin sonucunda bir sey elde edemeyen saddam kuveyte saldirdi; bu da korfez savasina yol acti.
iran-irak savasi devam ediyordu. mesut barzanive celal talabaniliderligindeki kurt pesmergeler saddam rejimine; iran kurdistan demokratik partisi liderligindeki kurtler ise iran rejimine karsi savasiyorlardi. kuzeyin daglik kesimlerinde savasan kurtler, halepce’de ustunlugu ele gecirdi. daha sonra cudeyde ve inap kasabalarini da denetim altina aldilar.
tarih 16 mart 1988’i gosterdiginde ise halepce’de bir insanlik trajedisi yasiniyordu. irak gucleri halepce’de siyanur gazi kullanarak kadin-cocuk 5 bin sivilin olmesine neden oldu. “kimyager ali” olarak bilinen general ali hasan el mecid, kurtleri kendi koylerinden cikarmak icin kimyasal silah kullandi. binlerce kurt, koylerinden uzaklastirilarak “yeniden yerlesim kampi” denilen bolgelerde yasamak zorunda birakildi. 5 bin kurdun hayatini yitirdigi olay, tarih sayfalarina halepce katliami olarak gecti. katliamin uzerinden 17 yil gecti ama bolgedeki kan ve gozyasi hâlâ durmadi. katliamda bu silahlari saddama vererek buyuk sorumluluk alan abd ortadogu’da kan dokmeye devam ediyor. bu katliamin amaci kurtlere "susun oturun yerinizde yoksa kokunuzu kuruturuz" mesaji vermekti.
tarih 16 mart 1988’i gosterdiginde ise halepce’de bir insanlik trajedisi yasiniyordu. irak gucleri halepce’de siyanur gazi kullanarak kadin-cocuk 5 bin sivilin olmesine neden oldu. “kimyager ali” olarak bilinen general ali hasan el mecid, kurtleri kendi koylerinden cikarmak icin kimyasal silah kullandi. binlerce kurt, koylerinden uzaklastirilarak “yeniden yerlesim kampi” denilen bolgelerde yasamak zorunda birakildi. 5 bin kurdun hayatini yitirdigi olay, tarih sayfalarina halepce katliami olarak gecti. katliamin uzerinden 17 yil gecti ama bolgedeki kan ve gozyasi hâlâ durmadi. katliamda bu silahlari saddama vererek buyuk sorumluluk alan abd ortadogu’da kan dokmeye devam ediyor. bu katliamin amaci kurtlere "susun oturun yerinizde yoksa kokunuzu kuruturuz" mesaji vermekti.
yeni sozluk olusumu. tasarim denen olay pek yok. aslinda hic yok. henuz hicbir ozelligi tam olarak calismiyor ama yeni olmasi avantaj. eger yazar alirken dikkat ederlerse kendileri icin hayirli olur bence. alirlar alirik.
28 nisan 1937’de irak’in tikrit kasabasinda fakir bir ailenin cocugu olarak dunyaya gelen saddam huseyin, babasinin olumu nedeniyle annesi ve akrabalari tarafindan buyutuldu. tikrit do?umlu oldu?u içintam ady saddam huseyin el tigriti diye geçer. saddam’in siyasetle tanisikligi ilk genclik gunlerine kadar uzaniyor. o gunlerde kendini, arap dunyasina egemen uluscu-ozgurlukcu ve anti emperyalist ruzgara kaptiran saddam, genc yaslarda baas partisi’ne katildi. 1956 yilinda basarisiz bir darbe girisiminde bulundu.
monorsinin sona ermesinden ardindan basbakan abdul kerim hassam’i oldurmek icin olusturulan bir suikast orgutunun icinde onemli bir rol oynadi. ancak bu olay aciga cikti ve saddam misira kacmak zorunda kaldi. burada hukuk egitimi gordu. 1963 yilinda baas partisi iktidara gelince ulkesine geri dondu. bu sirada kuzeni sacide ile evlendi ve ikisi erkek ucu kiz bes cocugu oldu. ancak gecen yillar baas partisi ile arasindaki farkliliklar derinlesmeye basladi. catismalar iyice sertlesince saddam hapse atildi.
1968 yilinda yapilan darbe saddam’i da hapisen kurtardi. parti icinde hizla yukselen saddam, taviz vermez kararliligi ve sertligi sayesinde baas’in en onemli yapilarindan olan devrim konseyi kurulu’na girdi. partide de onemli bir kademe olan genel sekreter asistanligina kadar yukseldi. zamanla konumunu iyice pekistirdi ve baskan ahmed hasan bekriiktidarinin perde arkasindaki asil guc kaynagi oldu. 1979 yilinda ise bir darbeyle iktidara el koyarak ’perdeyi indirdi’. ilk is olarak da muhaliflerine karsi acimasiz bir ’imha’ kampanyasi baslatti.
saddam iktidarini, guclu bir istihbarat agina dayanan baskici yontemlere dayandirdi. sesini yukselteni oldurmekten hic cekinmedi. bazen bu imha kampanyalari, halepce orneginde oldugu gibi, tum bir kente yonelik ’soykirim’ haline de donustu.
1980 yilinda saddam kendisini arap dunyasinin liderligine tasiyacak, bati’nin gozunde de vazgecilmez kilacak bir firsat gordugunu sandi. iran’da islam devrimibutun hiziyla surmukteydi. humeyni rejiminin basta abd olmak uzere bati ile iliskileri giderek kotulesiyor, bu arada iran devrim sirasinda yardim aldigi sosyalistleride ulkeden kovdugu gitmeyenleri de gomdugu icin sscbnin destegini de tamamen yitirmisti iran, "’devrim ihraci’ politikasiyla" tum bolge icin bir tehdit olarak algilanilyordu. saddam iste bu tesbite dayanarak iran’a savas acti. hesaplari, bu savasta bati’nin destegini kolayca alacagina ve calkantili gunler geciren iran’in fazla direnemeyecegine dayaniyordu.
savasin ilk gunlerinde irak askerleri onemli bir su bolgesi olan satt el arab’i ele gecirdi. ama iran, saddam’in tahmin ettiginden daha disli cikti. ve 8 yil suren savas yuzbinlerce insanin olumune yol acti. iki ulkenin ekonomisi de tahrip oldu. savas bittiginde her iki taraf da baslanilan noktadaydi. petrolun, gucunu elindeki tek guc oldugu icin cok iyi bilen saddam, iran savasi’ndan umdugu kazanci elde edemeyince gozunu kuveyt’e cevirdi.
2 agustos 1990 yilinda saddam’in birlikleri kuveyti isgal etti. bunun uzerine abd onculugundeki muttefik kuvvetler irak’a savas ilan ettiler. 16 aralik 1990’da buyuk bir bombardiman basladi ve bu bombardiman 27 subat 1991 yilinda sona erdi. fakat o gunden sonra ara ara da olsa bonbardiman surdu. 11 eylul saldirilarindan sonra da gozler yine saddam’a dondu.
saddam huseyin yonetimi, 12 yil suren bm ambargosunun ardindan, 2003 yilinin mart ayinda bu kez yalnizca abd ve ingiltere tarafindan olusturulan koalisyonun baslattigi operasyonun ardindan 9 nisan 2003’te devrildi.
operasyonun baslamasiyla ortadan kaybolan saddam huseyin’in nerede saklandigi bilinmiyordu...
abd’nin irak’taki sivil yoneticisi paul bremer, 14 aralik 2003 tarihinde duzenledigi basin toplantisiyla irak’in devrik devlet baskani saddam huseyin’in 13 aralik gecesi tikrit yakinlarinda yakalandigini acikladi. saddam huseyin, dogum yeri tikrit’e 20 kilometre, el oca’ya 6 kilometre uzakliktaki el dor kasabasinda, sik hurma agaclarinin bulundugu duz bir alandaki el hadra bahcesinde bir siginakta ele gecirildi.
irak’taki amerikan guclerinin komutani ispanyol general ricardo sanchez, bagdat’ta duzenledigi basin toplantisinda, saddam’in bir ciftlikteki 2 metre derinliginde bir cukurda yakalandigini soyledi. ricardo sanchez, havalandirma sistemi bulunan cukurun girisinin tugla ve coplerle kamufle edildigini ve cukurda sadece bir kisilik yer oldugunu belirtti. saddam huseyin yakalandigi sirada yaninda 750 bin dolar, iki kalasnikof ve bir tabanca bulunuyordu.
saddam huseyin’in kimliginin belirlenmesine, 7 aydir tutuklu bulunan eski basbakan yardimcisi tarik aziz’in yardim ettigi bildirildi. irak’taki abd onculugundeki yonetimin adinin aciklanmasini istemeyen bir yetkilisi, reuters’a yaptigi aciklamada, ’’saddam’in kimligi tarik aziz’in yardimiyla belirlendi’’ dedi, ancak ayrintili bilgi vermedi. bir zamanlar saddam’in en yakin yardimcilarindan olan aziz, temmuz’da abd guclerinin operasyonunuda oldurulen saddam’in ogullari uday ve kusay’in cesetlerinin teshisinde de yardimci olmustu.
monorsinin sona ermesinden ardindan basbakan abdul kerim hassam’i oldurmek icin olusturulan bir suikast orgutunun icinde onemli bir rol oynadi. ancak bu olay aciga cikti ve saddam misira kacmak zorunda kaldi. burada hukuk egitimi gordu. 1963 yilinda baas partisi iktidara gelince ulkesine geri dondu. bu sirada kuzeni sacide ile evlendi ve ikisi erkek ucu kiz bes cocugu oldu. ancak gecen yillar baas partisi ile arasindaki farkliliklar derinlesmeye basladi. catismalar iyice sertlesince saddam hapse atildi.
1968 yilinda yapilan darbe saddam’i da hapisen kurtardi. parti icinde hizla yukselen saddam, taviz vermez kararliligi ve sertligi sayesinde baas’in en onemli yapilarindan olan devrim konseyi kurulu’na girdi. partide de onemli bir kademe olan genel sekreter asistanligina kadar yukseldi. zamanla konumunu iyice pekistirdi ve baskan ahmed hasan bekriiktidarinin perde arkasindaki asil guc kaynagi oldu. 1979 yilinda ise bir darbeyle iktidara el koyarak ’perdeyi indirdi’. ilk is olarak da muhaliflerine karsi acimasiz bir ’imha’ kampanyasi baslatti.
saddam iktidarini, guclu bir istihbarat agina dayanan baskici yontemlere dayandirdi. sesini yukselteni oldurmekten hic cekinmedi. bazen bu imha kampanyalari, halepce orneginde oldugu gibi, tum bir kente yonelik ’soykirim’ haline de donustu.
1980 yilinda saddam kendisini arap dunyasinin liderligine tasiyacak, bati’nin gozunde de vazgecilmez kilacak bir firsat gordugunu sandi. iran’da islam devrimibutun hiziyla surmukteydi. humeyni rejiminin basta abd olmak uzere bati ile iliskileri giderek kotulesiyor, bu arada iran devrim sirasinda yardim aldigi sosyalistleride ulkeden kovdugu gitmeyenleri de gomdugu icin sscbnin destegini de tamamen yitirmisti iran, "’devrim ihraci’ politikasiyla" tum bolge icin bir tehdit olarak algilanilyordu. saddam iste bu tesbite dayanarak iran’a savas acti. hesaplari, bu savasta bati’nin destegini kolayca alacagina ve calkantili gunler geciren iran’in fazla direnemeyecegine dayaniyordu.
savasin ilk gunlerinde irak askerleri onemli bir su bolgesi olan satt el arab’i ele gecirdi. ama iran, saddam’in tahmin ettiginden daha disli cikti. ve 8 yil suren savas yuzbinlerce insanin olumune yol acti. iki ulkenin ekonomisi de tahrip oldu. savas bittiginde her iki taraf da baslanilan noktadaydi. petrolun, gucunu elindeki tek guc oldugu icin cok iyi bilen saddam, iran savasi’ndan umdugu kazanci elde edemeyince gozunu kuveyt’e cevirdi.
2 agustos 1990 yilinda saddam’in birlikleri kuveyti isgal etti. bunun uzerine abd onculugundeki muttefik kuvvetler irak’a savas ilan ettiler. 16 aralik 1990’da buyuk bir bombardiman basladi ve bu bombardiman 27 subat 1991 yilinda sona erdi. fakat o gunden sonra ara ara da olsa bonbardiman surdu. 11 eylul saldirilarindan sonra da gozler yine saddam’a dondu.
saddam huseyin yonetimi, 12 yil suren bm ambargosunun ardindan, 2003 yilinin mart ayinda bu kez yalnizca abd ve ingiltere tarafindan olusturulan koalisyonun baslattigi operasyonun ardindan 9 nisan 2003’te devrildi.
operasyonun baslamasiyla ortadan kaybolan saddam huseyin’in nerede saklandigi bilinmiyordu...
abd’nin irak’taki sivil yoneticisi paul bremer, 14 aralik 2003 tarihinde duzenledigi basin toplantisiyla irak’in devrik devlet baskani saddam huseyin’in 13 aralik gecesi tikrit yakinlarinda yakalandigini acikladi. saddam huseyin, dogum yeri tikrit’e 20 kilometre, el oca’ya 6 kilometre uzakliktaki el dor kasabasinda, sik hurma agaclarinin bulundugu duz bir alandaki el hadra bahcesinde bir siginakta ele gecirildi.
irak’taki amerikan guclerinin komutani ispanyol general ricardo sanchez, bagdat’ta duzenledigi basin toplantisinda, saddam’in bir ciftlikteki 2 metre derinliginde bir cukurda yakalandigini soyledi. ricardo sanchez, havalandirma sistemi bulunan cukurun girisinin tugla ve coplerle kamufle edildigini ve cukurda sadece bir kisilik yer oldugunu belirtti. saddam huseyin yakalandigi sirada yaninda 750 bin dolar, iki kalasnikof ve bir tabanca bulunuyordu.
saddam huseyin’in kimliginin belirlenmesine, 7 aydir tutuklu bulunan eski basbakan yardimcisi tarik aziz’in yardim ettigi bildirildi. irak’taki abd onculugundeki yonetimin adinin aciklanmasini istemeyen bir yetkilisi, reuters’a yaptigi aciklamada, ’’saddam’in kimligi tarik aziz’in yardimiyla belirlendi’’ dedi, ancak ayrintili bilgi vermedi. bir zamanlar saddam’in en yakin yardimcilarindan olan aziz, temmuz’da abd guclerinin operasyonunuda oldurulen saddam’in ogullari uday ve kusay’in cesetlerinin teshisinde de yardimci olmustu.
turk insanina engelleri asmayi ogreten lider. fatih gemileri karadan yuruttukten 552 sene sonra bile turk halki hala onu ornek aliyor; bariyerlerin uzerinden atlayarak karsidan karsiya geciyor, kaldirimin yukseklik engelini asarak arabasini kaldirima park ediyor, kapisi uzakta olan yerlere citleri asip giriyor, vb...
ingiltereyi 1945e kadar super guc yapan donem.
bazi kendini bilmezler bu yolla ataturk tanri bile demislerdir.
turistlerin de bizden gorup bu garip hareketler silsilesini taklit ettiklri gorulmustur.
yurtdisinda marka olmaya basarabilmis bir kac turk girisiminden biridir. sanirim bir modeli 2 sene once abd’de yilin en iyi kot pantolonu secilmisti. ayrica pink de mavi jeans giydigini soylemisti.
turkiyenin benim gordugum en baba stoperi. gole giden vlaovic i dusurmemek ve durup dururken couto ya yumruk atarak ne kadar degisken bir kisilige sahip oldugunu cumle aleme gostermistir. isin ilginc yani bu eleman vlaovici dusurmeyipte biz yenilince dandik bi fair-play odulu almis, couto yu dovunce ise aston villa tarafindan hirsi begenilerek transfer edilmistir. ama hicbir sey alpay in bizi iki turnuvada da yikmis oldugu gercegini degistirmez.
tadinda birakildigi zaman cok eglenceli ve romantik olabilen ama bir taraf olayi abartirsa boku cikan hede. eger aksam mesajlasiliyorsa mazeret uyuyakalmak, sabah mesajlasiliyorsa bir is cikmasidir. ha karsi taraf yer mi? yemis gibi yapar.
kulliyen yalan olan cumle. ulan siz halka baska birsey mi verdiniz be. alistirdiniz o televizyondan baska eglencesi ve sosyal aktivitesi olmayan dar gelirli halkimizi televolelere, uyusturdurdunuz onlari bir guzel. simdi halk bagimli olunca da kolay oluyor di mi halk bunu istiyor demek. peki cocugunuz uyusturucu istese verecek misiniz lan?
1980li yillarin basinda besiktasta sair veysi sokaktaki ikinci el elektronik urunlerin satildigi dukkanlarda carsi grubu dogdu.
besiktas maclarinda bulusan ayni mahallenin cocuklari, besiktas taraftarinda ortak bir kultur ve sayginlik olusturmayi basardi.
tribunlerin en atesli tezahuratlarini onlar yapardi.
en yaratici tribun sloganlarini onlar bulurdu.
takimlarini hic yalniz birakmazlardi.
besiktasi koru korune takip etmezlerdi.
ilk defa onlar takima sirtini donmus, ilk defa onlar formasini islatmayanlara en anlamli tepkiyi gostermislerdi.
diger takimlarin taraftarlari carsinin sloganlarini taklit eder, kahvehanede toplanan carsinin genclerini guldururlerdi.
hepsi misket oynanilan, cember cevirilen, mahalle maclarinin yapildigi gunlerden beri birbirlerini taniyorlardi. ayni dili konusuyorlardi.
carsiyi farkli kilan lumpen bir futbol kulturunu memleket sorunlariyla opusturmeleriydi.
"surekli aydinlik icin bir dakika karanlik" eylemlerinde sadece carsi tribununde cakmaklar yanardi.
"susma sustukca sira sana gelecek" diye bagiran onlardi.
irakta savasa hayir eylemlerine, "savasan sahinlere karsi kara kartallar" diye katilmislardi.
lazionun o bilinen irkci soylemine karsi, carsi tribununde italyanca fasizmi lanetleyen sloganlar vardi.
carsiyi kuranlar mahallenin delikanlilariydi.
tribunde sayginlik kazanmanin raconu vardi. mertlik, sadakat ve dayanisma olmazsa olmazdi.
"beraber yurunen ve beraber islanilan bu yollarda" gecen 20 yillik bir tecrube carsiyi sadece anadoluda degil, avrupada da bir marka haline getirdi.
forza besiktasin kuruculari yaslanmis, olgunlasmis, coluk cocuk sahibi olmus ama besiktas sevgisini hic yitirmemislerdi.
anarsinin o isyankar asi yasama bakislarinin ozetiydi.
besiktas maclarinda bulusan ayni mahallenin cocuklari, besiktas taraftarinda ortak bir kultur ve sayginlik olusturmayi basardi.
tribunlerin en atesli tezahuratlarini onlar yapardi.
en yaratici tribun sloganlarini onlar bulurdu.
takimlarini hic yalniz birakmazlardi.
besiktasi koru korune takip etmezlerdi.
ilk defa onlar takima sirtini donmus, ilk defa onlar formasini islatmayanlara en anlamli tepkiyi gostermislerdi.
diger takimlarin taraftarlari carsinin sloganlarini taklit eder, kahvehanede toplanan carsinin genclerini guldururlerdi.
hepsi misket oynanilan, cember cevirilen, mahalle maclarinin yapildigi gunlerden beri birbirlerini taniyorlardi. ayni dili konusuyorlardi.
carsiyi farkli kilan lumpen bir futbol kulturunu memleket sorunlariyla opusturmeleriydi.
"surekli aydinlik icin bir dakika karanlik" eylemlerinde sadece carsi tribununde cakmaklar yanardi.
"susma sustukca sira sana gelecek" diye bagiran onlardi.
irakta savasa hayir eylemlerine, "savasan sahinlere karsi kara kartallar" diye katilmislardi.
lazionun o bilinen irkci soylemine karsi, carsi tribununde italyanca fasizmi lanetleyen sloganlar vardi.
carsiyi kuranlar mahallenin delikanlilariydi.
tribunde sayginlik kazanmanin raconu vardi. mertlik, sadakat ve dayanisma olmazsa olmazdi.
"beraber yurunen ve beraber islanilan bu yollarda" gecen 20 yillik bir tecrube carsiyi sadece anadoluda degil, avrupada da bir marka haline getirdi.
forza besiktasin kuruculari yaslanmis, olgunlasmis, coluk cocuk sahibi olmus ama besiktas sevgisini hic yitirmemislerdi.
anarsinin o isyankar asi yasama bakislarinin ozetiydi.
bir daha bekarligin tadini cikaramayacak olan erkegin son bir defa istegi. bir nevi yolluk. aslinda kadinlar da yapabilir; ama bizim ulkemizde pek hos karsilanmaz heralde.
fox mulderin anti-tezi. doga ustu olaylara pek inanmaz. zaten fbi bu ozelligi yuzunden onu fox mulderin ortagi yapmistir. amac mulderin biraz torpulenmesidir. ama bircok olayda mulder onu dogaustu guclerin olayla alakasi konusunda ikna eder.
cenk korayin yazdigi ilginc bir kitaptir. kitap ataturkun yaptigi buyuk islerin tarihlerinin hep 19un kati oldugu savindan yola cikilarak yazilmistir. mesela 1881, 19 mayis 1919 ve 1938 tarihleri hep 19un katlaridir. ayrica atamizin oldugu yas olan 57 de 19un uc katidir.
(bkz: ataturk ve ondokuz mucizesi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?