bir yılbaşı gecesi
"herkes hazır sarhoşken iyice bokunu çıkaralım"
ile başlayan bir cümleydi oysaki.
koskocaman insanlardık,amacımız sadece biraz eğlenmekti.kızlı erkekli bir grupta,içki-sıçkı yarışından sonra olanlar oldu.canımız arkadaşımız çişinin geldiğini ama gidemediğini söylemişti,kendi evlerindeki tuvaletin yolunu unutmuştu.bizde salonun tuvalet olduğunu söyledik.o da,
-siz neden tuvalette oturuyorsunuz? diye sormuştu.
canımızın sıkılıp biraz da tuvalette oturmak istediğimizi söyledik,o da donunu pantolunu sıvayıp,salonun ortasına sıçma ve işeme arası birşeyler yaptı.yaptırmadık kendi yaptı.
bugünün çömezi,yarının bilgici.hoşgelmiş.
(bkz: umut sarıkaya)
(bkz: acı umut)
bir programda orta yaşlarda bir çift konuk olarak katılmıştır yine bu tür programlarımıza çok feci kavga etmektedirler.sunucu her ne kadar ısrar etsede barışmadılar ve iyice kanlı bıçaklı oldular.ertesi gün bu çiftimiz başka bir programda yine bir kadın programında bu sefer seyirci olarak katılmışlardır.şarkıcı kızımızın söylediği şarkıya el çırpmaktadırlar.hayır,hala inanamıyorum nasıl bu kadar iyi oynayabiliyorlar diye?bravo gerçekten.
kendisi mozartı çok sevdiğini,hep dinlediğini eğer türkiyeye konsere gelirse mutlaka gideceğini söyleyen şarkıcımız,canımız,ciğerimiz.
çinde yemek yedikten sonra geğirmemek büyük ayıpmış.geğirmemek yemeğin beğenilmediği anlamına gelirmiş.
(bkz: helal olsun be)
(bkz: helal olsun be)
(bkz: orospu çocuk)
türbanlıyım ve en çok korktuğum şey türbanın üniversitelerde serbest bırakılması. ailemi üniversiteye o komik şapkayla gidebilmek için bile zor ikna etmiştim. hiçbir şekilde kendi rızamla takmadığım şu bez parçasını hiç olmazsa okulda takmak zorunda değildim. zaten her gün okula adımımı atar atmaz o şapkayı da çıkarıp, güzel şaçlarımı özgürce serbest bırakıyordum. fakat şimdi her şey değişiyor. hayatımda bana ait, sadece kendim olabildiğim bir günüm bile kalmayacak. türbanını da çıkarırsın o zaman diyecekseniz, fakat inanın aynı şey değil. türban takarken o kadar komik ve kötü giyinmek zorunda kalıyorum ki, o giysinin içinde saçlarım görünse de, görünmese de zaten fark etmez. her gün ağlıyorum. dinimden soğumak istemiyorum ama bu baskılar içimde kocaman bir uçurum açıyor. her gün kendimle ve ailemle çatışmaktan, onlardan dayak yemekten bıktım. en büyük itirafım da, özgürce diledikleri gibi yaşayan çocukları ve onlara bu özgürlüğü tanıyan aileleri çok kıskanıyorum. hayat hiç ama hiç adil değil...
edit:itiraf.com dan alıntıdır.
edit:itiraf.com dan alıntıdır.
oldukça manalı bir mustafa topaloğlu sözüdür.
(bkz: ekmek arası poğaça)
20 kilo verip,dişleri dökülmekteymiş.yattığı rehabilitasyon merkezinde de iyi olmadığı açıklanmış.annesi az ömrünün kaldığını ve ölümüne hazırlanmak gerektiğini söylemekteymiş.
bi tanem
tekrar delirmeye başladığıma kesinlikle eminim.
sanırım;yaşadığımız acı ve zorluklarla dolu günlere benzer bir başkasına daha katlanamayacağız.
ve ben bu kez kendimi toparlayamayacağım.
sesler duymaya başladım...ve konsantre olamıyorum.
dolayısıyla,yapılması en uygun şeymiş gibi gözken her ne ise onu yapıyorum.
bana mümkün olan en büyük mutluluğu verdin.
hiç kimsenin olamayacağı kadar,her şart ve durumda benimle birlikteydin.
hayatını mahvettiğimi biliyorum.
bensiz idare edebiliyordun ve edeceksin.biliyorum.
görüyorsun ya,bunu bile doğru dürüst yazamıyorum
sana söylemek istediğim şey...,hayatımdaki tüm mutluluğu sana borçlu olduğum.
bana karşı tamamen sabırlıydın...ve inanılmaz derecede iyi.
benim için anlamlı olan herşey artık geride kaldı,senin mutlak iyiliğin ve şevkatin hariç...
senin yaşamını daha fazla mahvetmeye devam edemem.
bizim olduğumuzdan daha mutlu olabilmiş bir başka iki insan olabileceğini sanmıyorum.
edit:virginia’nın intihar etmeden önce yazdığı not.
tekrar delirmeye başladığıma kesinlikle eminim.
sanırım;yaşadığımız acı ve zorluklarla dolu günlere benzer bir başkasına daha katlanamayacağız.
ve ben bu kez kendimi toparlayamayacağım.
sesler duymaya başladım...ve konsantre olamıyorum.
dolayısıyla,yapılması en uygun şeymiş gibi gözken her ne ise onu yapıyorum.
bana mümkün olan en büyük mutluluğu verdin.
hiç kimsenin olamayacağı kadar,her şart ve durumda benimle birlikteydin.
hayatını mahvettiğimi biliyorum.
bensiz idare edebiliyordun ve edeceksin.biliyorum.
görüyorsun ya,bunu bile doğru dürüst yazamıyorum
sana söylemek istediğim şey...,hayatımdaki tüm mutluluğu sana borçlu olduğum.
bana karşı tamamen sabırlıydın...ve inanılmaz derecede iyi.
benim için anlamlı olan herşey artık geride kaldı,senin mutlak iyiliğin ve şevkatin hariç...
senin yaşamını daha fazla mahvetmeye devam edemem.
bizim olduğumuzdan daha mutlu olabilmiş bir başka iki insan olabileceğini sanmıyorum.
edit:virginia’nın intihar etmeden önce yazdığı not.
(bkz: the hours)
insan ömrü boyunca toplam;
30 ton yiyecek tüketir.
8000 yumurta
6000 somun ekmek
4000 litre süt
24 koyun büyüklüğünde hayvan
1 ton meyve tüketebilen
bir organizma dır.
30 ton yiyecek tüketir.
8000 yumurta
6000 somun ekmek
4000 litre süt
24 koyun büyüklüğünde hayvan
1 ton meyve tüketebilen
bir organizma dır.
artık yeni şarkı yapamadığını itiraf etmiş ve istanbuldan ayrılıp köye yerleşeceğini açıklamış şarkıcı.
(bkz: delikanlı osuruk)
nasa ve the beatlesin kuruluşunun 50. yıl dönümü olması sebebiyle 4 şubat 2008de nasanın tüm kainata across the universe şarkısını yayımlaycağı gruptur.
’benim bunlarla münasebetim nedir? senelerden beri hiç kimseye bir tek kelime söylemedim.halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım.her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak,diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?’(raif bey)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?