confessions

emma the gold one

- Yazar -

  1. toplam entry 928
  2. takipçi 1
  3. puan 31231

koseden donence

emma the gold one
ciddiye alındığım kara parçaları’ndan müthiş bir iskender şiiri.

ters serilmiş bir halının deseni olmasın sakın bütün tarih
tanrının yarıcanlı kalmış tahtından, lunaparktaki
komünist tuvalete doğru uzanan

bir yaralı sarrafım orada kendine değer biçemeyen
kentin altında sade gazoz-beyaz leblebi var
ve kuralsız yuvarlanıyorum tek atın döndüğü atlıkarıncadan

her aşkta dönmedolaptayım ve kesiliyor elektrik ben en tepedeyken.

mozart

emma the gold one
90ların başında çocuk olanlar için de şimdikilerin ’’kapaaak’’ ya da ’’g.t oldun!’’ demeleri benzeri etkisi bulunan kelime. nerden alınmış da oraya oturtulmuş bilinmez. şöyle ki;

- bu arabalar var yaa, aşağıdaki bakkalda yirmi bin lira oğlum!
+ yok yaaa, yalancıııığğ! ahmet de almış on bin dedi o bana nabeeeer?
- gidip soralım lan.
+ tamam lan!

- bakkal amcaya sorulur. evet araba yirmi bin liradır. iddiacı veletin surat düşmüş diğerinin yüzündeyse büyüyünce de kaybolmayan pis sırıtış hakimdir. -

- noolduuğğ? mozart oldun!
+ anne yaaağğ! böhüe...

gibi... hayır neden mozart? güzelim mozart’a göt mü denmek isteniyor? madem mozart o kadar tanınıyor o çocuklar şimdi neden halâ demet akalın, gülşen vb. dinliyor? bunlar hep düşünülesi şeyler.

resulullahla benim aramdaki farklar

emma the gold one
noktası virgülüne bir ah muhsin ünlü döktürmesidir. şöyle ki;

resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim.
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.

resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü;
fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret!’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’

ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz.

resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…

resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.

maps

emma the gold one
çok fena bir yeah yeah yeahs şarkısıdır. tekrarıyla, klibiyle, karen ocuğumla, her şeyiyle.

pack up
i’m straight
i’m not
i’m say say say

wait they don’t love you like i love you
wait they don’t love you like i love you
wait they don’t love you like i love you

made off
don’t stray
well my kinds your kind i’ll stay the same

pack up
don’t stray
oh say say say

wait they don’t love you like i love you
wait they don’t love you like i love you
wait they don’t love you like i love you
.
.
26 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol