confessions

emma the gold one

- Yazar -

  1. toplam entry 928
  2. takipçi 1
  3. puan 31230

kp nuts

emma the gold one
pete doherty şarkısı. youtubeda kate mossla tıngır mıngır mırıldanırken çektikleri videoyu izlemek ve dahi programlar vasıtasıyla indirip dinlemek mümkün.

’you’re such a liar’ sahnesi ise başka videolara ve esprilere ilham kaynağı olmuştur. insanların sarhoşlarla, kafası yükseklerle dalga geçme tutumları enteresandır. bu garip tutumun sadece burda, canım yurdumda olmadığını görmek bile rahatlatmıyor ne yazık ki...

sözlerimi kate moss gibi sonlandıracak olursam: don’t la la me!

joy division

emma the gold one
1977’de kurulan, post punk akımı içinde değerlendirilen ingiltereli bir rock grubu. 1980’de grubun vokalisti ian curtis’in intiharıyla dağılan grup birkaç ay sonra new order adıyla yeniden piyasaya çıktı.

joy division sadece iki stüdyo albümü (unknown pleasures ve closer )yayımlamasına ve kısıtlı sayılacak bir başarıya ulaşmasına rağmen zamanının en yaratıcı ve en etkileyici gruplarından biri olarak kabul edilir. ayrıca grup ian curtis’in intiharıyla bağlantılı olarak da karanlık ve depresif olarak nitelenir.

(bkz: love will tear us apart)

ayrıca joy division nazi kamplarında nazi subaylara sunulan yahudi kadınların - fahişelerin değil- olduğu yerdir. bu yüzden gruba nazi dense de değildir. işi olmamıştır.

pek severim.

ağır bir parfüm reveransi

emma the gold one
son kısmın tamamı şöyle; -madem ki copy paste ediyorsun tam et diy mi ama?-

çünkü
bir insan ne sır verebilirdi ki gölgesine
aşağı gölde kıyıya vuran genç nilüfer
ağzında bir başka genç nilüferle
ölmekteyse, ve akşamüstü
bir annenin çocuğunun üstünü örtüşü gibi
örtüyorsa sancıyı ve ölümü,
bir insan ne sır verebilirdi ki gölgesine!
çünkü
uyuyacak kurt soyunur
üstünden dağları çıkartırdı!
dağlar, kokarcalarına alevcesine sokulurdu

belle and sebastian

emma the gold one
koca koca çizgileriyle heidi’ye benzeyen sebastian adlı annesiz babasız dayısıyla yaşayan bir çocuğun hikayesinin anlatıldığı çizgi film. dayısıyla pirenelerde yaşayan sebastian bir gün belle adını verdiği bir st.bernard bulur ve onun sırtına binerek heleloyloy neş’esiyle çingene olan annesini dağlarda aramaya gider. ondan sonrası maceralar, klişeler, iyilik yap iyilik bul... böyle şeyler.

plawres sanshiro

emma the gold one
ülkemizde yıllarca jumaru adıyla yayınlanmış pokemonun falan özünde yatan, çocukların sahip olduğu yaratıklar yerine robotlarını ellerindeki laptoplarla kontrol ederek dövüştürdükleri anime.

juohmaru, judo yapan bir robottu ve sahibi sanshiro -ki biz onu şanşiro diye bildik- da dövüşlerin sonunda jumaru’nun kazanacağını bilmiyormuş gibi robotu karşılaşmada iki dayak yese hemen ağlardı. biz de ağlardık. ne acılı bir çocukluk...

liquid skies

emma the gold one
pek güzel kai tracid parçası.

i’m the voice from the planet of liquid skies to bring you the message
come closer to the speakers so i can see the light in your eyes
i’m here to invite you on a journey to a planet of love and freedom
so relax your body and open your mind to the melody transmission
the melody is the only way to a shining planet of liquid skies
come closer to the speakers so i can see the light in your eyes
c’mon dance with me and feel the rhythm take over your body
follow me to the planet of liquid skies!!

she will be loved

emma the gold one
sanırım dört beş sene önceydi, beyoğlu’nda hangi cafeye hangi bara gitseniz bu çalardı. listelerin vazgeçilmez şarkısı. bu da sevileceğine inanmak isteyen kızlarımızın bolluğundan ve bunun piyasasını tutturan abilerin cinliğinden kaynaklanmaktadır diye düşünmekteyim. güzel şarkı, hoş şarkıdır, evet.

ince küfür annesi

emma the gold one
sibel gökçe’nin 2003 tarihli şiir kitabı.

içinden bir kuple:

üşüyen yorgun dalgalar,
gözlerimin altı torba torba,
biber salçası hüzün salyaları,
handan teyzenin yaptığı un bozması..
katık... kalan zeytinyağının
son dansı!
parmaklarımın arasındaki
ekmek artığı...
ben bunlarla yüzleşirken
cam penceremden bakar gibi,
birden sessizleşti bulunduğum yer;
ve aniden kanat çırptı
omuz atar gibi salak serçe.
sarktı saçlarım kükürt kokulu;
yıkadı yağmurlar dalgalarımı..

john lydon

emma the gold one
nam-ı diğer johnny rotten.

sex pistolsün cafcaflı zamanlarında, çürük abimizin o eski ayyaş ve bulaşık halini bilen gazetecilerden biri kendisine para kazandığını ima edip punk olmaktan uzaklaştığını ve artık sahne yapmadığını söyleyince "punk denen meredi ben icat ettim, canım ne istiyorsa onu yaparim" demiş ve gönüllerde taht kurmuştur.

finally free

emma the gold one
dream theater’ın kanımca en güzel şarkısı. sözler de of of dedirten cinsten.

hypnotherapist:
"you are once again surrounded by a brilliant white light. allow the light to lead you away from your past and into this lifetime. as the light dissipates you will slowly fade back into consciousness remembering all you have learned. when i tell you to open your eyes you will return to the present, feeling peaceful and refreshed. open your eyes, nicholas."

the miracle:
friday evening
the blood still on my hands
to think that she would leave me now
for that ungrateful man

sole survivor
no witness to the crime
i must act fast to cover up
i think that there’s still time

he’d seem hopeless and lost with this note
they’ll buy into the words that i wrote:

"this feeling inside me
finally found my love, i’ve finally broke free
no longer torn in two
i’d take my own life before losing you"

victoria:
feeling good this friday afternoon
i ran into julian
said we d get together soon

he’s always had my heart
he needs to know
i’ll break free of the miracle
it’s time for him to go

this feeling inside me
finally found my love, i’ve finally broke free
no longer torn in two
he’d kill his brother if he only knew

their love renewed
they’d rendezvous
in a pathway out of view
they thought no one knew
then came a shot out of the night

the sleeper:
one last time
we’ll lay down today
one last time
until we fade away
one last time
we’ll lay down today
one last time
we fade away

as their bodies lie still
and the ending draws near
spirits rise through the air
all their fears disappear, it all becomes clear
a blinding light comes into view
an old soul exchanged for a new
a familiar voice comes shining through

nicholas:
this feeling inside me
finally found my life, i’m finally free
no longer torn in two
i learned about my life by living through you

this feeling inside me
finally found my life, i’m finally free
no longer torn in two
living my own life by learning from you

we’ll meet again my friend someday soon

cnn report:
"news in london, france, russia and italy have deleted their lead story, all anticipating the outcome of the man considered to be a member of american nobility. and as you can imagine, as the skies have grown darker here over washington, the mood has grown darker as well and people here are beginning to resign themselves to the possibility that they are witnessing yet another tragedy in a long string of misfortunes. reaction from everywhere, from washington and certainly from around the world has gues..."

hypnotherapist:
"open your eyes, nicholas."

nicholas:
"aaah!"
18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol