confessions

emma the gold one

- Yazar -

  1. toplam entry 928
  2. takipçi 1
  3. puan 31230

avam

emma the gold one
diğer tarikatlere ’sûfî tarikatleri’ diyen mevlevîlerin tarikat ehli olmayanları adlandırma şekli. mevlevîlere mahsus olan bu terim, mevlânâ’nın ve sultan veled’in eserlerinde de aynı mânada geçer.

ziraat mühendisliği

emma the gold one
zootekni dersi münasebetiyle veteriner fakülteleriyle ciddi anlaşmazlıklar içinde bulunan bölüm. yahu adın üstünde: ziraat. iş bulamıyorum diye başkasının mesleğini de icra etmene gerek yok ki kardeşim! veteriner hekimler diyor mu ’’yahu bugün hiç hastam yok bir iki de bahçe ilaçlayayım yahut insan muayene edeyim..’’ diye?

başrol

emma the gold one
küçükken, sahneye ilk çıkanın oynadığına inanılan; büyüdükçe büyüdükçe anlaşılan kavram. ne olduğu anlaşıldıktan sonra ’’sahneye ilk çıkan ağaç olacak, o da sen olacaksın; başrol senin!’’ yalanlarına inanmaktan vazgeçiyorsunuz elbette.

form is temporary class is permanent

emma the gold one
classından şüphesi olmayanların kasılarak söyleyebileceği güzel cümle. ha değilsek napıyoruz? ’’olsun ama, biz formdayız be abi’’ diyor umutla yarınlara koşuyoruz.

liverpool taraftarının güzelliklerindendir. ’’victory is for the moment pride is forever’’ da kendilerinindi. bilirler mi ki bu şehirde onları seven biri var biri var.. gözünde yaş ve kalbinde inceden bir sızı var sızı var?

kolektif hipnoz

emma the gold one
hipnotizörün birden fazla sujeyi uygun şartlarda aynı anda hipnotik uykuya sokmasıdır.

seçim öncesi halkın tümünün suje olarak görüldüğünü düşünmekteyim. yıllardır alınan bu sonuçlar başka türlü açıklanamaz gibi.

akıllı hans

emma the gold one
aritmetik işlemler yapabildiği ve zeka gerektiren başka problemleri çözebildiği iddia edilen bir at.

atın sahibi, almanya’da bir lisede matematik öğretmeni olan bay von osten, hans’a toplamayı, çıkartmayı, çarpmayı, bölmeyı, kesirli sayılarla işlem yapmayı, zamanı söylemeyi, günün tarihini takip etmeyi, notaları, okumayı, yazmayı ve almancayı öğrettiğini iddia ediyordu. hans, "eğer ayın sekizinci günü salıya isabet ederse, bir sonraki cuma ayın kaçıncı günü olur?" gibi sorulara toynağını yere vurarak cevap veriyodu. sorular sözlü olarak sorulabildiği gibi ata yazılı olarak da verilebiliyordu. sahibi, hans’la tüm almanya’yı gezdi ve gösteriler düzenledi.

hans almanya’da ve diğer ülkelerde ün kazandı. bunun üzerine, durumu araştırmak üzere bilimadamlarından oluşan bir hans komisyonu kuruldu. komisyon, 1904 yılında hans’ın gösterilerinde hiç bir hile yapılmadığı sonucuna vardı ve dosyayı fizyolog oskar pfungst’a devretti.

1907’de hans’ı inceleyen pfungst, atın gerçekte (zannedilen anlamda) zihinsel işlemler yapmadığını, fakat kendisini izeleyen insanların tepkilerindeki küçük değişimler yoluyla beklentilerini algıladığını gösterdi. pfungst, atın bakıcısının vücut dilindeki istemsiz ipuçlarına tepki verdiğini gösterdi. bakıcı, bu durumun farkında değildi.

pfungst, araştırmasında şu yöntemleri denedi:

1. hans’ı bakıcısından ve seyircilerden yalıtarak ipucu almasını önlemek.
2. soruları bakıcı dışındaki kişilerin sormasını sağlamak.
3. atın gözlerini bağlayarak soru soranı görmesini önlemek.
4. soru soranın cevabı bilip bilmemesi durumunu kontrollü olarak değiştirmek.

pek çok deneme sonunda, pfungst, hans’ın bakıcı dışındaki kişilere de doğru cevap verebildiğini gösterdi. bu, hile olasılığını ortadan kaldırıyordu. ancak hans, sadece soru soran kişi doğru cevabı biliyorsa cevap verebiliyor, ayrıca soru soranı görmesi gerekiyordu. bakıcı doğru cevabı bildiğinde, hans’ın cevapları %89 oranında doğru oluyordu. ancak bilmediğinde, bu oran %6’ya düşüyordu.

pfungst olayı dikkatle incelediğinde, atın toynağı yere doğru sayıda vurmaya yaklaşınca, soru soranın duruşunda ve yüz ifadesinde gerilim ifade eden küçük değişimler olduğunu fark etti. tam doğru sayıda toynak vuruşundan sonra bu gergin ifade yerini rahatlamaya bırakıyordu. böylece hans’a durması için gereki sinyal veriliyordu.

atların vücut dilindeki küçük nüansları fark edebildiğini ortaya çıkaran pfungst, deneylere kendisi üzerinde devam etti. cevabını bilmediği soruları kendisine yönelten kişilere hans gibi yere vurarak cevap veren pfungst, vücut dilindeki ipuçlarına dikkat ederek soruların %90’ını bilebildiğini gördü.

bay von osten, pfungst’un bulgularına asla inanmadı ve hans ile almanya’yı gezerek meraklı kalabalıklara gösteri yapmaya devam etti.

duygu bellegi

emma the gold one
oyuncunun geçmişteki deneyimlerini, hazırladığı rolü doğru bir biçimde ortaya çıkarmasında başvurduğu yöntem.
oyuncunun, bir melodiyi, bir sesi, bir yüzü, acı bir olayı ya da mutlu bir anı anımsayarak rolündeki hareketleri ve konuşmayı saptaması duygu belleği yoluyla olur.
15 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol