deltanous

neden yeşilin ısrarla söylendiğini anlayamadığım marka. hayır, gerçekten akılda kalıyor tamam ama..

-kutatcan sence seninle evlenir miyim?
-sence ben seninle evlenir miyim?
-bence evlenirsin.
-var mısın iddaya? ben alt diyorum
-bence üst biter bu iş...
..
..

not: teşekkürler fasa fiso.

bön bön
bön bön
mesaj gelmez
ses en yükseğe alınır sonra telefona hem nispet yapmak hem de umrumda değilsin modu nu gerçek kılmak için odanın farklı bir köşesine gidilir kiii tam giderken vazgeçilir ve telefon yine kendini sahibinin elinde bulur. gezilir , tozulur iki adım atılır sonra belki duymamışımdır diye yine hiç ses gelmeyen telefona bakılır. telefonda ne bir çağrı ne bir mesaj vardır bomboştur. tıpkı ilk aldığınız günkü gibidir. nitekim hemen arkasından telefonu parçalamanız , fırlatmanız , üzerinde zıplamanız dolayısıyla eski sağlına asla kavuşamayacaktr.
ve hala bom bom bomboştur.

shakiranın bir şarkısı.
buda sözleridir;
it’s not her fault that she’s so irresistible
but all the damage she’s caused isn’t fixable
every twenty seconds you repeat her name
but when it comes to me you don’t care
if i’m alive or dead, so

objection
i don’t want to be the exception
to get a bit of your attention
i love you for free,
and i’m not your mother
but you don’t even bother
objection
i’m tired of this triangle
got dizzy dancing tango
i’m falling apart in your hands again
no way
i’ve got to get away

next to her cheap silicone i look minimal
that’s why in front of your eyes i’m invisible
but you’ve got to know small things also count
better put your feet on the ground
and see what it’s about, so

i wish there was a chance for
you and me
i wish you couldn’t find a place
to be away from me

this is pathetic
and sardonic
and sadistic
and psychotic
tango is not for three
was never meant to be
but you can try it
rehearse it
or train like a horse
but don’t you count on me
don’t you count on me boy

hiçbir zaman seninle ve senin olmayacak olmamdır. iyi ki seninleyim çünkü seninle olmanın felaket olduğunu böyle zamanlarda tekrar ve tekrar ve tekrar

öğrendim.

(bkz: ayara gelmek)

en iyisi hiç bilmemektir ki falıma baktırdığımda palyaço çıkmıştım.
hatırladığıma göre de aslanlar tarafından parçalanmış bir afrikalıydım.
ancak çok merak ediliyorsa ileride hatırlayacağından emin olmak suretiyle ölüp sözlüğe geri dönüş yapılmalıdır.

kesköse diye herkesin diline dolanmış olan şeyin yazılışıdır da.

kerimsi versiyonu mahallenin bakkalındadır.

etrafındaki hiçbir şeyin ona tanıdık gelmediğini farkettiği andır tıpatıp odur.

böyle gitmesi için yapılmıştır bu.

geyik muhabbeti tekerlemesinde ardından gelecek bir isim olmadığı için el freni diye tamamlanıp geçiştirilen tamlamadır.

çok sorumsuz bir anne modelidir.

sessiz , içten içe destek veren , oh olsun gülüşüdür.

müthiş bir fikirdir , şimdi uygulamaya gidilesidir.
^ama yaa^dır , ^şimdii^dir , ^uff boşver^dir.

onu sonra anlatırım fakat
..
geç bunları anam babam geç bunları bir kalem

(bkz: olur öyle)

ertesi gün ’’dün bile daha iyiydim , keşke ölsem, daha mutlu olurdum. uf ölsem mi ki yaa’’demeniz normaldir tabii gününüz 4 gün önceki gibi geçmişse.

eöeöe bir sen eksiktin , hoşgeldin , geceyi berbat ettin denilebilesi durumdur da.

yatarken, yürüken olduğu gibi denge kurmaya çalışılır ; ayağınız seker , hohohop diyerek kalkarsınız. kalp atışları hızlanır. pek de hoş bir şey değildir , olmasa gerektir.