gerçekleri bütün yönleri ile saptırmadan veren tek gazete. ülke insanını aydınlatmaya çalışan tek gazete.
ankarada karanfil sokakta bulunan alternatif takılmaya çalışan ne dinlediğinden habersiz kitlenin gittiği bir bar. kapısındaki insana benzemeyen tiplerin, insanların kız arkadaşlarına sarkarak bodyguardlık yapmaya çalıştığı mekan olamamış yer. cuma günleri cin seddi diye bir grup çıkardı bayan vokalli onlara giderdik. güzel çalıyorlar, kız da güzel söylüyordu. sonra başka başka ne tarz olduğu belli olmayan sap grupları çıkartmaya başladılar. artık pek gidilebilitesi kalmamış otel altı garajı olmuş yer.
bir şey kendisine 100 kere söylendiği halde 101. kez söylenme gereği duyulduğunda o insana yapıştırılması gereken yafta. bu insan tipinin aynı zamanda sorumsuz bir kişiliğe sahip olma ihtimali yüzde 99dur. görüldüklerinde kendilerine bu odun kafalı oldukları gerçeğini bir tokat gibi yapıştırıp sonra arkaya bile dönmeden uzaklaşılması gereken kişiliktir.
ankara’lı bayan vokalli bir rock grubu. bir çok mekanda çaldılar. şu an tunalı gölge bar’da çalıyorlar. en son orda izlemiştim. kız çok güzel söylüyor. iyi de çalıyorlar. internet sitelerinde besteleri de var.
<bkz hayat ve aşk , bu rüya>
albümlerini beklediğim ve web sitelerinin adresi www.cinseddi.com olan grup.
<bkz hayat ve aşk , bu rüya>
albümlerini beklediğim ve web sitelerinin adresi www.cinseddi.com olan grup.
hep yanıbaşımda olmasını istediğim duygusal, zeki, bir o kadar da güzel cebicik ve minimiş insan. hoş gelmiş.
ankara tunalıda köşedeki bir binanın 1. katında bulunan cumartesi günleri cin seddi grubuyla coşulan mekandır. artık o mekanda çıkmıyorlar. o yüzden gitmediğimiz ve artık haftasonları da boş olan rock bar.
dünya üstünde en çok çalınıp coverlanan, gitarı eline ilk alanların çaldığı 3-4 parçanın arasında mutlaka bulunan smoke on the water parçasını yapmış ve ilerleyen yaşlarına rağmen hala sahnelerin tozunu attırmaya devam eden grup.
her zaman dinlenebilecek ama özellikle bira vs. içerken (fıstık ya da çerezle birlikte tabi) süper ötesi giden gerçekten morfin etkisi yaptığına inandığım insanı tribe sokan bir grup.parçalarında saksafonu da sık kullanırlar fakat hiç kasmaz ve sıkmaz. i had my chance parçasındaki saksafon sesi nedir öyle bu kadar mı insanın ruhuna işler bu adamlar bu müziği nasıl yapıyorlar böyle dedirten grup.
projektor adlı albümleri en orjinal ve sıkı albümleri olan, sonrasındaki haven albümleri ile yine süper bir çizgi yakalamış, yeni albümlerinde de gittikçe daha sertleşen saygı duyulması gereken grup. inflames ile kıyaslayıp da "ben inflamesi onlardan daha çok seviyorum" diyen isveç death metalinden ve gottenborgh soundundan hiç anlamayan insanları kınıyorum. zira dark tranquillity bu soundu yaratan grupların en önemlisidir. bunu ve bu sounda kattıkları moderniteyi anlamaları için insanları projektor ve haven albümlerini dinlemeye davet ediyorum.
kafa sallarken beyin sıvısının aşırı sallanmaktan dolayı baş dönmesine neden olup buna boynun kafayı dik tutma işlevini de yorgunluktan dolayı normalden daha az yerine getirme durumu eklenince sendeleyerek gerçekleşen hadise. pogo yaparken havada uçarak yere düşüp bilek incitme, kafa göz yarma da bu hareketin hırçın diğer kardeşidir.
dünyada kabul gören müzikal ürünleri taklit etme girişiminde bulunan ve bunu görünüşte çok iyi yapan fakat ses üreten hiç bir ürünü kaliteli olmayan fakat ucuz olan marka. amerikada ödemesi gereken vergiler yüzünden milyon dolarlık bir cezaya çarptırılmıştır nihayetinde. ucuzluğu sebebiyle ses üreten değil ama kontrol amaçlı ürünleri alınabilir.
her sahnesinde insanı o sinir bozucu atmosferin içine alıp gerçekmiş hissi yaratan, jennifer connelynin çok çarpıcı, cüretkar ve cesaret gerektiren sahneleri ile insanların dilinden düşmeyen film.
mimarlıkta da tarz olmuş yapı sökümün felsefi söylemcisi. bu felsefenin mimarlıktaki izlerini eisenman, hadid, himmelblau, koolhas, libeskind gibi mimarların yapılarında görebiliriz. bu akımın mimarlıktaki asıl yansıması da felsefenin özü gereği her tür yapısal durumu kapatmadan çıplaklığı ve çarpıklığıyla sunup, eylem-çeper çakışmasını çeşitli kombinasyonlar ve yeni eylem-çeperler yaratarak yeni durumlar ortaya çıkarması şeklinde olmuştur. fakat kapitalizmin şekilcilik merakı, devamlı eski şekilleri tüketip yenileri araması, ya da eski şekilleri tekrar pazar nesnesi haline getirmesi merakı ile bu akım bir moda haline gelmiştir bile. gerek mimarlıkta gerek sinemada, kapitalizmin bu herşeyin üstünü kapatma ve kendine alet etme durumu sanırım dekonstrüktivizm ile ulaşılması hayal edilen durumları çok da başarılı gözükmüyor ve yerini başka şeylere bırakıyor gibi şu an.
çok parası olan ataerkil yapıdaki insan tipi
bir dönem çok popüler olmuş ve hala dillerden düşmeyen bazı şarkıların altında yazan ibare. şu anki yüzde 90 pop şarkıcılarının, kendi üretimlerini yapmayı beceremeyen yeni yetmelerin beslendiği ana kaynak.
evdeki bilimum mobilyanın bir canavara dönüştüğünü bize gösteren reklam
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?