darklord

(bkz: gormemezlikten gelmek)

(bkz: kör taklidi yapip tuttuğu herkesi siken adam)

başlıkları alt alta

sana insan diyenin amina koyim
darklord
allah belani versin
gerizekalı
yavşak
yakalarsam sikerim
komunist hayvan

şeklinde okuyan gencin dramıdır.

klasik özelliklere sahip bir araba olmasından ziyade diğerlerinden üstünlüğü arkasında "5 vites" yazmasıdır halkımızın bu tür açıklayıcı bilgilere her daim ihtiyacı olmuştur biz kendilerinden bir ricada bulunup "5 vites" yazısının altına ya da yanına "4 teker" "1 direksiyon" gibi bilgileri de yazmalarını rica etmekteyiz.

(bkz: yerli mali haftasinda okula tekel birasi goturmek)

(bkz: ağrı amaçlı çete kuran diş güruhu)

dişlerin en azılısı olan şerefsiz azı dişinin kollektiv bir çalışma ile diğer dişleri de örgütleyip insanın amına koyması hadisesini gerçekleştiren şerefsiz diş güruhudur. bir tanesi "hadi ağrıyalım lan" deyince diğerleri de "yehhoo", "heyyo" şeklinde şirketleşip ağrımaya başlarlar.

- puufff füüüüü fuuuueeeaa
+ karıcım noluyo lan?
- bozulmuş bu..!
+ ne bozulmuş yahu
- adsl modem kör müsün?
+ e ne diye üflüyosun çatlak karı
- sen beni artık sevmiyosun..
+ ulan seni arayıp telekomdan arıyorum telefonunuzda arıza var bi üfler misiniz diyen sapığı gebertmek lazım önce o sapıktan öğreniyosun böyle şeyleri.
- karışma sen belki virüs girmiştir üfleyince dağılırlar..
+ ehhahhehhahae neeey neeey ehahahe?
- rica edicem bi hassiktir git ordan!
+ ehahaeheue tamam tamam ehhahehu
- füüüü fiyuuu fuuuuuuuu
+ ee şey.
- lan!!!
+ ehaheha gittim ben.

(bkz: cinnetin turkiye de geleneksellesmesi)

(bkz: bayramix)

göte giren şemsiye tellerinin yamulmuş haline benzeyen nazi sembolü.
http://img158.imageshack.us/img158/4378/sdenazi9fp.jpg

bütün felsefesi sonrasız dönüş ve üstüninsan teması üzerinde birbirini tamamlar. bütün yaşamı boyunca filozof bu kavramlar üzerinde durmuş, her duruşta onları biraz daha derinleştirerek açıklığa kavuşturmuştur. sonrasız dönüşü şöyle anlatır:

"eğer bir şeytan, gündüz veya gece, yalnızlığının en yalnızlığında yanına sokulup da deseydi sana: şimdi şu yaşadığın ve yaşamış bulunduğun hayatı bir kez daha ve saysızca tekrar tekrar yeniden yaşayacaksın, ve bu yaşayışta hiçbir yenilik olmayacak. ama her acı ve sevinç, her düşünce ve her özlem, yaşamının en küçük ve en büyük herşeyi, senin için yeniden dönüp gelecek, aynı sırada ve aynı düzende ve şu örümcek de ağaçlar arasından görülen şu ay ışığı da, yaşadığın şu an da yeniden gelecek. tükenmek bilmeyen varlık kum saatinin daima altı üstüne gelecek, -sen de birlikte, ey tozların tozu."

ayrıca friedrich nietzsche`nin hayatına dair, gördüğü ihanetlere, yaşadığı aşka ve kapıldığı ümitsizliğe dair irvin d yalom`un kaleme aldığı nietzsche ağladığında kitabı okumaya değer hatta tekrar tekrar değer bir kitaptır.

şarabin eski ve yıllanmış olanının evla olduğunu bilen ticaretcinin keriz avına çıkma mottosu.

sefalar getirdin çocuk..

(bkz: karizmanin resete doydugu an)
(bkz: karizma)

irvin d yalom’un ümitsizliği ele aldığı muhteşem ötesi bir kitabı. evliliğe inanmayan ve bütün erkeklerin başını döndüren salome isimli genç bir kadının, efsanevi bir teşhis dehası ve ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor breuer`i bularak yalnızlığı seçmiş acılarıyla barışmış ihaneti tatmış ve henüz tanınmayan bir filozof olan friedrich nietzsche`nin hayatından endişe ettiğini ümitsiliğe kapılıp kendini öldürmesinden korktuğunu ve avrupa kültürü için büyük bir kayıp olacağını anlatması ile başlar.

türk insanının kestiremediği mesafeler, ağırlıklar vs gibi hedeler için sürekli "aşaği, yukari" "nerden baksan şu kadar bu kadar" gibi cümleler kullanmasından mütevellit jules verne`in seksen günde devr i alem kitabını bir türk yazsaydı kitaba vereceği alternatif isim.

#264928 ve #269703 nolu entrylere kapak olan maç.

90. dakikada tuncay`ın attığı gol ile galatasaray taraftarının yüreklerini ağzına getirdiği maç. ancak fenerbahçe ligi yandan yiyerek kapatmıştır ve galatasaray`ın tarihinde en çok puan ile ve 16. kez şampiyon olmasına vesile olmuştur.

böylesine kısa sürede hissedilebilecek ve adına "dost" denilen soyutluğu anlatsalar güler ve geçerdim. yaşamak lazımmış . sana olan sevgimizi burada soğuk bir makinanın klavye tuşlarında ifade edebilmek çok güç! ama buna ihtiyacımız da yok sanıyorum, sen zaten bizi anlıyorsun yüreğimizin her atışının sende bir karşılığı var bunu da biliyoruz.. seni bizde vazgeçilmez kılan şeylerin başında "laçkalaşmamış duruşunla ,onur duyulacak dostluğunla, bu boktan dünyanın riyakar ve insan suretine bürünmüş hayvansal duygularıyla kendi emelleri için, insanlıklarını henüz kaybetmemiş onurları için mücadele eden insanları üç kuruşa satan fahişe yürekli mahlukların içinde temizliğinle , iyi yüreğinle, güzelliğinle , istikrarınla, değer yargılarınla ve kaybetmediğin o insani duygularınla , çöl ortasında güneşe susuzluğa aldırış etmeden ve dikenli kaktüslerin içinde dimdik ayakta durabilen bir çiçek gibi olman" geliyor...

kızgınlıklarımız ölüm çığlığı gibi, kuduz bir çello sesi gibi benliğimize işlediği vakit durmadık, durulmadık ama arkamıza bile bakmadan çekip gitmedik oysa sen ifade engelli bitkisel hayattaki bir beden gibi sessizce kaybettin kendini belkide bu farklı olduğunu ispatlama iç güdüsüydü ama böyle olmamalıydı ve sırası gelmişken anlatmalıydın.. herneyse çocuk! git demedik, dön diyoruz!