confessions

darklord

- Yazar -

  1. toplam entry 3686
  2. takipçi 1
  3. puan 96067

terminator musun ermenitor musun amına koyayım

darklord
california valisi arnold schwarzeneger züppesinin her fırsatta ermeni soykırımı ile ilgili açıklamaları ve ermenilere tanıdığı imtiyazlar sayesinde akla gelen bir soru cümlesi. evet bu ermenitor pezevenk şimdi de soykırımla ilgili türkiyeden tazminat ücretini alamayanlar için, tazminat ücretlerini alana kadar california eyaletinde tüm vergilerden muaf olacaklarını açıkladı.

e alma vergi filan giren çıkan senin eyaletine. özet ;sikimize kadar..

darklord kos faten i vurdular

darklord
yıllar evvel anadolunun bağrından kopup istanbula yerleşmiş, onurları ile hayatta kalmak için çalışıp, didinip bir lokma ekmeğe tamah edip kendi hallerinde yaşarken bile sürekli hor görülmüş, istanbul gibi bir metropolde bir köşeye sıkışıp kalmiş hazin bir aile öyküsüdür bu. hepinizin yakından tandığı, bildiği ve hepinizin kendinden bir şeyler bulduğu bir yaşam öyküsü....
-----------------------------------------------
faten isimli genç kadın eşini kaybettikten sonra kokuşmuş, laçkalaşmış bir düzenin yani ezilen halki acımasızca öğütüp yok eden bir sistemin çarkları arasında bulur kendini. bir oğlu vardır tüm yaşamını ona adamış yememiş yedirmiş giymemiş giydirmiş kimseye muhtac olmaması için genç ve yalnız bir kadının gösterebilceği maksimum özveri ile kirlenmeden oğlu ile yaşama 4 elle sarılmıştır.

yıllar geçtikçe genç kadın hayatın sarsıcı ve bozuk dengesi arasında iyice yorulmuş zaman zaman isyan etse de oğlu küçük darklord`a bunu hiç bir zaman belli etmemiştir.

küçük darklord bir taraftan tamirhanede çalışıp bir taraftanda okumaktadır. o dönemlerde varoşlarda yaşanan parasızlık eğitimsizlik hor görülmek gibi olaylar varoş gençlerini kendi içlerinde bir isyana sürükleyip uyuşturucu, dolandırıcılık gibi kötü alışkanlıklara sevketmiştir. ancak küçük darklord bunlardan olabildiğince uzak durmaktadır. çünkü annesi gibi günde 3 ayrı eve temizliğe giden cefakar kadının yani faten`in yıkılıcağını, kahrolacağını bilmekte ve bile bile bunu yapmamak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

ve kader kötü ağlarını bu onurlu ve sahipsiz küçük aileye örmeye başlamıştır.. hayatlarındaki bu değişiklik anne faten`in temizlik için evine gittiği nuri panço isimli adamla karşılaşmasıyla başlar. nuri panço kirli işler çeviren istediğini elde etmek için her türlü namussuzluğa başvuran para ve kadın delisi bir adamdır ve anne faten`i temizlik yaparken bacaklarını gördüğü andan itibaren gözüne kestirir. zaman zaman içkisine ilaç atıp genç kadın faten`e zorla sahip olmuş ve bu istenmeyen ilişkideki sevişme sahnelerini videoya kaydetmiştir ve sürekli faten`i tüm yaşananları oğlu küçük darklord`a teşhir etmekle tehdit etmektedir. genç kadın çaresiz bir şekilde her zaman nuri panço isimli adamın elinden kurtulamamaktadır.

faten bu utançla alnına sürülmüş bu kara lekeyle oğlu küçük darklord`un yüzüne bakamamaya başlamış ve çareyi onu terketmek bulmuş ve nitekim terketmiştirde. yıllar geçmiştir aradan küçük darklord hep anasını aramaktadır ama izine bir türlü rastlayamaz. gel zaman git zaman küçük darklord`un arkadaşlarından biri faten `i genelevde görür ve nefes nefese yanına gelerek "darklord koş faten`i sikiyolar" der darklord o heyecanla koşmaya başlar bu şok onu öylesine etkilemiştirki darklord sürekli koşmakta bir türlü duramamaktadır. arkadaşları her geneleve gittiklerinde anne faten`i görüp "darklord koş faten`i sikiyolar" diye haber verirler darklord herseferinde daha hızlı koşmaya başlar ama bir türlü gidipte geneleve faten`i elinden tutup ordan kurtarmak aklına gelmez çünkü o hala şoktadır.

hikayenin ve bu acı yaşamın özeti şudur dostlar başlığın aslı şudur : darklord koş faten e vurdular fakat okuyucularımızın bu hazin hayat öyküsünü direk prnografik olarak algılamamaları için darklord koş faten i vurdular olarak değiştirilmiştir.

velhasıl kelam faten gibi genç ve özverili bir kadına vurmak demek aslında onu vurmak demektir....

fener rutbe soktu

darklord
fenerbahçe camiasının kendi kendini avuttuğu bir iki başarısına ithaf ettiği bir cümle. neymiş efendim 6 - 0 imiş. yıl 1910 cumhuriyet dahi kurulmamış istanbul papazın çayırı denilen biryerde yapılan maçta galatasaray -7 kişi ile oynayıp fenerbahçe`yi 7 - 0 yenerek ezikbahçe haline dönüştürüyor ancak hiçbir galatasaraylı bundan bahsetmez niçin mi? bizim bahsedeceğimiz ciddi başarılarımız var fenerbahçeyi 7 - 0 yenmişiz bundan mı bahsedeceğiz? elbette hayır konuşulacak onca şey varken.

faten faten ben seni şekere gatem ben seni

darklord
rahmetli büyük büyük dedem aşık darklordi`nin o dönemlerde hasmı olan faten`in büyük büyük dedesine yazip bestelediği bir türkü.
o dönemler osmanlıca yazdığı için ancak bu kadarını tercüme edebildim kusura bakmayın

faten gider denize alır eline oltayı
akşama geri dönünce yalar benim baltayı
faten faten ben seni sekere gatem ben seni
aksama tenha olanda domaltip zikem ben seni

darklordi nin kopuzu osmanlının topuzu
hafif meşrep fateni bizanslıların kızı
faten faten ben seni caya kataram seni
anca bik bik yapıyon sikip ataram seni

ben şahsen bunu tercüme ettiğimde dedemin ne kadar terbiyesiz ahlaksız birisi olduğunun farkına varmıştım ve gerisini tercüme etmeye dilim varmadı.

gudumlu sigara dumani

darklord
aynı ortamda birbirine yakın oturan ve sigara içeni de içmeyeni de canından bezdiren şerefsiz sigara dumanıdır. duman sürekli içmeyen adama doğru gider, kül tablası yerleri değişir, oturma planı değişir ama dumanın gittiği kişi bir türlü değişmez. içeni de, içmeyeni de huzursuz eder ortam gerilir. sohbet muhabbet yalan olur.

gülerken burundan çıkan sümüğün akibeti

darklord
ilginç bir şekilde sihirli eller tarafında yok edildiği için çoğu zaman akibeti belli değildir nereye kaybolur o sümük cebemi sokulur pantolona kazağa mı sürülür avuç içinde mi saklanır? nereye kaybolur ben anlamam. kalabalık ortamdasınızdır eleman hayvanlar gibi gülerken lönk diye burnundan sümük fırlayıverir, yarısı burun içinde yarısı burun dışında kalır. o an eleman burnuna yumruk yemiş gibi iki eliyle burnunu kapatır kafası dizlerine doğru eğilir işte en sihirli an burdadır saniyeler içinde burun ve çevresi tertemiz olur o sihirli eller nası ellerse arkadaş saniyeler içinde sümüğü de yok eder. nihayi sona gelindiğinde eleman elinde zerre sümük parçası kalınıtısı yokmuşcasına sanki az önce o burnundaki sümüğü kendi elleriyle yok etmemişcesine ellerini göstermeye çalışır "bakın bir şey yok ki" msj i verir. velhasıl kelam olan hep bana olur dostlar bu merak beni öldürecek, nereye soktun lan o sümüğü dürzü seni!

aynur

darklord
1975 yılında tunceli’nin çemişgezek ilçesinde doğdu. istanbul’da asm müzik okulunda bağlama ve müzik eğitimi aldı. begüm erdem ve aşkın metiner’le şan çalıştı. 2002 yılında ilk albümü “seyir” yayınlandı. metin-kemal kahraman, grup yorum, lütfü gültekin, anjelika akbar, orient expressions gibi müzisyenlerin albümleri ve konser performanslarının yanı sıra televizyon ve sinema filmlerinde vokaliyle yer aldı. yurtiçi ve yurtdışında kürtçe ve türkçe dinletiler verdi. ikinci albümü, 2004 yılında kalan müzik tarafından yayınlandı.

yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın ürünü olan ve aykut gürel, serdar ataşer, kemal sahir gürel, burhan bayar gibi usta müzisyenlerin düzenlemelerini yaptığı albüm, kürtçe - türkçe halk şarkılarını ve yeni besteleri bir araya getirdi. pek çok usta müzisyenin eşlik ettiği albüm, sıra dışı düzenlemeleriyle dikkat çekti. oldukça geniş bir ses aralığı olan sanatçının, şarkıları yorumlarken gösterdiği üstün başarısı yanında, doğaçlama söylediği ezgiler, albümün müzik meraklılarını derinden etkileyecek çalışma olduğunu gösterdi.

albümle ilgili türkiye ve dünya basınında önemli yazılar yer aldı. son yıllarda kürt müziği alanında en çok satan albümlerden birisi oldu. ingiltere’de yayınlanan folk roots (froots) dergisinin kasım 2004 sayısına kapak oldu. dergide yer alan “yolda bir kürt” başlıklı yazıda, sanatçının başarılı çalışması ve geçmişiyle ilgili bilgiler yer aldı. ayrıca, türkiye’den sezen aksu ve yunanistan’dan eleftheria’ya benzetilen sanatçı, tüm kürtler için önemli bir star olduğu belirtildi. bunun yanı sıra ingiltere’de yayımlanan the london times gezetesinin 21 mart 2005 tarihli “türkiye’nin kültürü ve zenginlikleri” adlı ekin kapağında da fotoğrafı yer aldı.

yavuz turgul’un yönettiği “gönül yarası” adlı filmde söylediği kürtçe halk şarkısıyla büyük bir hayran kitlesine ulaşan sanatçı, türkiye’de çekilen bir filmde, ilk kez bir kürt halk şarkısını canlı olarak okudu. fatih akın’ın “istanbul hatırası / köprüyü geçmek” adlı belgesel filminde de şarkılarıyla yer aldı.

2005 yılı mayıs ayı içerisinde, hollanda’nın en iyi nefesli gruplarından birisi olan nederlands blazers ensemble ile birlikte ilki belçika’da olmak üzere altı konser verdi, hollanda’nın değişik kentlerinde gerçekleştirilen konserlerde yoğun ilgiyle karşılandı. 2005 yılının temmuz ayında ispanya’da gerçekleştirilen “türkiye festivali”nde yer alan sanatçı, sezen aksu, erkan oğur, kardeş türküler, mercan dede, burhan öçal’ın da katıldığı festivalde üç konser verdi.

kaynak:
http://www.kalan.com

alaeddin sensoy

darklord
1932 yılında izmir’de doğdu. 1949 yılında izmir radyosunun sınavını kazanıp, sözü geçen kurumda göreve başlayıncaya kadar 12 yıl aralıksız bergama’da yaşadı. o dönemde izmir’de müzik eğitimi veren tek kurumun trt izmir radyosu olması dolayısı ile ilk müzik derslerini sonraları “hakiki okulum” olarak nitelendirdiği izmir radyosunda aldı. burada necdet varol, cüneyd orhon ve daha pek çok önemli müzik adamı ile teori, solfej, üslup ve repertuvar çalıştı. aynı zamanda divan edebiyatı ve buna bağlı olarak türk klasik müziğinin geleneksel formlarını analiz etti ve üzerinde yazılı çalışmalar yaptı.
askerlik görevini istanbul’da yerine getirmesi sesinin, müziğin bu ticari merkezinde de tanınmasına neden oldu. 1960 yılında aldığı çok önemli bir plak teklifi ile istanbul’a yerleşmeye karar verdi. aynı yıl trt istanbul radyosunun açtığı sınavı kazanarak bu kuruma sanatçı memur olarak atandı. bu yıldan itibaren yerli ve yabancı firmalar için 45’lik plaklar kaydetmeye başladı. sayıları 100’ün üzerinde olan bu 45’liklerden pek çoğu günün ve tarzının en çok satan plakları arasında yer aldı. ayrıca, 5 uzun çalar (lp) ve 4 adet de kaset albümü dinleyicisinin beğenisine sundu. daha sonra eski kayıtlarından pek çoğu kaset olarak basıldı.
profesyonel olarak sahne çalışmalarına 1966 yılında başladı. çok kısa sürede büyük başarı kazandı ve gazino dünyasının en tanınan ve en aranan erkek ses sanatçısı oldu. ses sanatçısı olarak tüm dünyada türkiye’nin müzik elçiliğini yaptı. amerika, asya, avrupa ve avusturalya’yı kapsayan sayısız turnede görev aldı. bunlardan avusturalya turnesinde dünyanın en önemli sanat merkezlerinden sydney opera house’da sahneye çıkan ilk türk müziği sanatçısı oldu.
ilk beste denemelerini henüz izmir radyosundayken kaleme almaya başladı. fakat bestekarlık sahasında eses ivmeyi 1980’li yılların başında gösterdi. aynı zamanda bestelediği şarkıların güftelerini de yazması ve yazdığı güftelerin başka besteciler tarafından ezgilinmesi ile de tanındı. sözlerini salih korkmaz’ın yazdığı “kadere bak” adlı şarkısı ile hürriyet gazetesinin düzenlediği altın kelebek yarışmasında altın kelebek ve aynı yıl milliyet gazetesinin düzenlediği yılın en sevilen şarkısı yarışmasında sözleri kendisine ait “büyüleyen gözlerinle”, “biliyorsun bir zamanlar” sözlerini salih korkmaz’ın yazdığı “ağlamışım gülmüşüm” ve sözlerini bolu emniyet müdürü uğur gür’ün yazdığı “anılara yolculuk” adlı şarkılarla ödüller aldı.
1990’ların başından itibaren trt kurumu müzik denetim üyeliği ve şeflik görevlerine getirilen sanatçı türkiye radyo ve televizyonu için pek çok canlı ve banttan yayınlanan türk müziği programını hazırladı ve yönetti.
1997 yılında aramızdan ayrılan sanatçı vefatından sonra sözlerini bolu emniyet müdürü uğur gür’ün yazdığı ve ölümünden kısa bir süre önce bestelediği “bir sen anlıyorsun benim dilimden” adlı şarkısı ile samsun büyük şehir belediyesinin düzenlediği 19 mayıs kültür ve sanat şenliği çerçevesinde düzenlenen 1. türk sanat müziği beste yarışmasında birincilik ödülünü aldı.
bergamalı olmasıyla daima övünen sanatçı, her fırsatta ege insanının sanat severliğini ve sanat verimliliğini dile getirmiş, ömrünün son 37 yılını istanbul’da geçirmesine rağmen son nefesini baba ocağı izmir’de vermiştir.

kaynak;
http://www.kalan.com
32 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol