gittiği barda çalışanlardan birine saldırmaktan dolayı tutuklanan gerard serbest bırakılmış.ancak 23 ocakta mahkemeye çıkacakmış ve suçlu bulunursa 5 yıla kadar hapis cezası alabilecekmiş.
tabi bu kadar ağır bir ceza vermezler ama biraz burnu sürter sanırım liverpool kaptanının.
bir diğer içip içip olay çıkaran britanyalı futbolcu için (bkz: joey barton)
doktor ve hemşire gibi sağlık çalışanlarının kimi zaman hastalardan tanılarını gizlemek kimi zaman da vakitten tasarruf etmek amacıyla kullandıkları kısaltmalardır.örnek vermek gerekirse:
tm:tümör
ca:kanser
dss:dakika solunum sayısı
kta:kaslp tepe atımı
anta:ateş, nabız tansiyon
kibas:kafa içi basınç artışı sendromu
mr:manyetik rezonans
bt:bilgisayarlı tomografi
usg:ultrasonografi
cpr:kardiyopulmoner resüsitasyon
...
tm:tümör
ca:kanser
dss:dakika solunum sayısı
kta:kaslp tepe atımı
anta:ateş, nabız tansiyon
kibas:kafa içi basınç artışı sendromu
mr:manyetik rezonans
bt:bilgisayarlı tomografi
usg:ultrasonografi
cpr:kardiyopulmoner resüsitasyon
...
bir ataol behramoğlu şiiri:
beyaz, ipek gibi yağdı kar
bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
şarkılar çaldı odalarda
bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
düşmanlarımız dışında
düşmanlarımız çünkü
sevgiyi yok ettikleri için
düşmanımız oldular.
beyaz ipek gibi yağdı kar
bir kız kardan hafif yüreğiyle
geçip gitti güvercinleri anımsatarak.
uzaktaki şehir
uykuya dalmıştır şimdi.
düşündüm bir bir
kardeşlerimin ne yaptıklarını
nihat
uyumuyor olmalı.
-nefis bir şarkı
söylüyor yandaki odadaki kız
bir rus
halk şarkısı.
ve şimdi koroyla
başladılar-
nihat düşünüyordur
karanlıkta.
-sanırım
bir saatten sonra
hapishanede
dışardan söndürüyorlar ışıkları-
beyaz ipek gibi yağdı kar
bir kız kelebek adımlarıyla
geçip gitti karın üzerinden.
insanlar kendi şarkılarını
kendi hayallerini taşıyorlar.
çağdaş şarkılar
gerekli onlara
hem hayatlarının
derinliklerinden söz eden
gerçekleştirilmiş
gerçekleştirilmemiş duygularından,
hem
kavgayı ateşleyen
somut
anlaşılır
akıllı şarkılar.
beyaz, ipek gibi yağdı kar
acılarla dolu bu dünyaya.
insafsızlık
vahşet
hala güçlü
ve hala iktidarda.
insanlar
ölüyorlar.
gepgenç
sımsıcak
ölüyorlar
sanki
ölmüyorlarmış gibi.
bir yandan sürüp gidiyor
hayat;
bir yanda tel örgüler
parmaklıklar.
beyaz, ipek gibi yağdı kar
yağdı kirpiklerine bir kızın
yağdı mavi bir nehre
saçlarıma yağdı
otobüslere
ağaçlara
evlere.
içimden okşadım onu.
kelebek adımlarını
yanımdan geçen kızın.
herhangi bir kız
hayalleri olan.
istedim ki
daha güzel
olsun şu dünya.
istedim ki
beyaz
ipek gibi yağan karın altında
bitsin artık
bu sürüp giden alçaklıklar.
bir bebek
ölüm tehdidi altında yaşamasın
beşiğinde.
ve paramparça olmasın
sımsıcak
capcanlı
yaşayıp giderken insanlar.
bırakın, beyaz
ipek gibi yağan karın altında
hayallerimiz olsun.
yaşayalım
özgür
güzel
düşünceli.
anlatalım
düşündüklerimizi birbirimize.
sevinç egemen olsun her yerde
insanca
bir kaygı.
beyaz, ipek gibi yağdı kar.
yağsın.
dünya daha güzel olacak
inanıyorum buna.
bir insan kalbinin güzelliğine
çocukluğuna
sonsuz cesaretine, olanaklılığına
inandığım kadar.
beyaz, ipek gibi yağdı kar
bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
şarkılar çaldı odalarda
bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
düşmanlarımız dışında
düşmanlarımız çünkü
sevgiyi yok ettikleri için
düşmanımız oldular.
beyaz ipek gibi yağdı kar
bir kız kardan hafif yüreğiyle
geçip gitti güvercinleri anımsatarak.
uzaktaki şehir
uykuya dalmıştır şimdi.
düşündüm bir bir
kardeşlerimin ne yaptıklarını
nihat
uyumuyor olmalı.
-nefis bir şarkı
söylüyor yandaki odadaki kız
bir rus
halk şarkısı.
ve şimdi koroyla
başladılar-
nihat düşünüyordur
karanlıkta.
-sanırım
bir saatten sonra
hapishanede
dışardan söndürüyorlar ışıkları-
beyaz ipek gibi yağdı kar
bir kız kelebek adımlarıyla
geçip gitti karın üzerinden.
insanlar kendi şarkılarını
kendi hayallerini taşıyorlar.
çağdaş şarkılar
gerekli onlara
hem hayatlarının
derinliklerinden söz eden
gerçekleştirilmiş
gerçekleştirilmemiş duygularından,
hem
kavgayı ateşleyen
somut
anlaşılır
akıllı şarkılar.
beyaz, ipek gibi yağdı kar
acılarla dolu bu dünyaya.
insafsızlık
vahşet
hala güçlü
ve hala iktidarda.
insanlar
ölüyorlar.
gepgenç
sımsıcak
ölüyorlar
sanki
ölmüyorlarmış gibi.
bir yandan sürüp gidiyor
hayat;
bir yanda tel örgüler
parmaklıklar.
beyaz, ipek gibi yağdı kar
yağdı kirpiklerine bir kızın
yağdı mavi bir nehre
saçlarıma yağdı
otobüslere
ağaçlara
evlere.
içimden okşadım onu.
kelebek adımlarını
yanımdan geçen kızın.
herhangi bir kız
hayalleri olan.
istedim ki
daha güzel
olsun şu dünya.
istedim ki
beyaz
ipek gibi yağan karın altında
bitsin artık
bu sürüp giden alçaklıklar.
bir bebek
ölüm tehdidi altında yaşamasın
beşiğinde.
ve paramparça olmasın
sımsıcak
capcanlı
yaşayıp giderken insanlar.
bırakın, beyaz
ipek gibi yağan karın altında
hayallerimiz olsun.
yaşayalım
özgür
güzel
düşünceli.
anlatalım
düşündüklerimizi birbirimize.
sevinç egemen olsun her yerde
insanca
bir kaygı.
beyaz, ipek gibi yağdı kar.
yağsın.
dünya daha güzel olacak
inanıyorum buna.
bir insan kalbinin güzelliğine
çocukluğuna
sonsuz cesaretine, olanaklılığına
inandığım kadar.
bir ataol behramoğlu şiiri:
bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerek
bir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşunda
bir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek
aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığın
bir akşamı geçecek
belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamın
belki de
bir kadını geçecek
bir kadını bekliyorum
eteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek…
bir kadının bana gelecek olması, bir rüzgarı geçerek
bir şarkıyı geçerek, saçlarının uçuşunda
bir kadının bana gelecek olması, bir ömür geçecek
aşkın buruk tadında, buluşması iki yalnızlığın
bir akşamı geçecek
belki de dağılan sesleri hüznün ve akşamın
belki de
bir kadını geçecek
bir kadını bekliyorum
eteklerini ve saçlarını uçurarak gelecek…
(bkz: kar ve ben)
zeka geriliği manasına gelen bir tıbbi terim.
sanılanın aksine beynin büyüklüğü de zeka seviyesi ile ilgili olduğundan mikrosefalisi olan insanların pek çoğu mental retardedir.
bir orhan veli kanık şiiri:
çayın rengi ne kadar güzel,
sabah sabah,
açık havada!
hava ne kadar güzel!
oğlan çocuk ne kadar güzel!
çay ne kadar güzel!
çayın rengi ne kadar güzel,
sabah sabah,
açık havada!
hava ne kadar güzel!
oğlan çocuk ne kadar güzel!
çay ne kadar güzel!
bir orhan veli kanık şiiri:
ne hoş, ey güzel tanrım, ne hoş
mavilerde sefer etmek!
bir sahilden çözülüp gitmek
düşünceler gibi başıboş.
açsam rüzgara yelkenimi;
dolaşsam ben de deniz deniz
ve bir sabah vakti, kimsesiz
bir limanda bulsam kendimi.
bir limanda, büyük ve beyaz...
mercan adalarda bir liman..
beyaz bulutların ardından
gelse altın ışıklı bir yaz.
doldursa içimi orada
baygın kokusu iğdelerin.
bilmese tadını kederin
bu her alemden uzak ada.
konsa rüya dolu köşkümün
çiçekli dalına serçeler.
renklerle çözülse geceler,
nar bahçelerinde geçse gün.
her gün aheste mavnaların
görsem açıktan geçişini
ve her akşam dizilişini
ufukta mermer adaların.
ne hoş. ey tanrım, ne hoş,
iller, göller, kıtalar aşmak.
ne hoş deniz deniz dolaşmak
düşünceler gibi başıboş.
versem kendimi bütün bütün
bir yelkenli olup engine;
kansam bir an güzelliğine
kuşlar gibi serseri ömrün.
ne hoş, ey güzel tanrım, ne hoş
mavilerde sefer etmek!
bir sahilden çözülüp gitmek
düşünceler gibi başıboş.
açsam rüzgara yelkenimi;
dolaşsam ben de deniz deniz
ve bir sabah vakti, kimsesiz
bir limanda bulsam kendimi.
bir limanda, büyük ve beyaz...
mercan adalarda bir liman..
beyaz bulutların ardından
gelse altın ışıklı bir yaz.
doldursa içimi orada
baygın kokusu iğdelerin.
bilmese tadını kederin
bu her alemden uzak ada.
konsa rüya dolu köşkümün
çiçekli dalına serçeler.
renklerle çözülse geceler,
nar bahçelerinde geçse gün.
her gün aheste mavnaların
görsem açıktan geçişini
ve her akşam dizilişini
ufukta mermer adaların.
ne hoş. ey tanrım, ne hoş,
iller, göller, kıtalar aşmak.
ne hoş deniz deniz dolaşmak
düşünceler gibi başıboş.
versem kendimi bütün bütün
bir yelkenli olup engine;
kansam bir an güzelliğine
kuşlar gibi serseri ömrün.
bir orhan veli kanık şiiri:
şoförün karısı, kıyma bana;
el etme öyle pencereden,
soyunup dökünüp;
senin, eniştende gözün var;
benimse gençliğim var;
mapuslarda çürüyemem;
başımı belâya sokma benim;
kıyma bana.
şoförün karısı, kıyma bana;
el etme öyle pencereden,
soyunup dökünüp;
senin, eniştende gözün var;
benimse gençliğim var;
mapuslarda çürüyemem;
başımı belâya sokma benim;
kıyma bana.
bir orhan veli kanık şiiri:
dikilir köprü üzerine,
keyifle seyrederim hepinizi.
kiminiz kürek çeker, suya suya;
kiminiz midye çıkarır dubalardan;
kiminiz dümen tutar mavnalarda;
kiminiz çimacıdır halat başında;
kiminiz kuştur, uçar, şairane;
kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
kiminiz bulut, havalarda;
kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
şıp diye geçer köprünün altından;
kiminiz düdüktür, öter;
kiminiz dumandır, tüter;
ama hepiniz, hepiniz...
hepiniz geçim derdinde.
bir ben miyim keyif ehli içinizde?
bakmayın, gün olur, ben de
bir şiir söylerim belki sizlere dair;
elime üç beş kuruş geçer;
karnım doyar benim de.
dikilir köprü üzerine,
keyifle seyrederim hepinizi.
kiminiz kürek çeker, suya suya;
kiminiz midye çıkarır dubalardan;
kiminiz dümen tutar mavnalarda;
kiminiz çimacıdır halat başında;
kiminiz kuştur, uçar, şairane;
kiminiz balıktır, pırıl pırıl;
kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;
kiminiz bulut, havalarda;
kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,
şıp diye geçer köprünün altından;
kiminiz düdüktür, öter;
kiminiz dumandır, tüter;
ama hepiniz, hepiniz...
hepiniz geçim derdinde.
bir ben miyim keyif ehli içinizde?
bakmayın, gün olur, ben de
bir şiir söylerim belki sizlere dair;
elime üç beş kuruş geçer;
karnım doyar benim de.
(bkz: sol elim)
kafa küçükse beyin de küçüktür.kafa büyükse beyin büyük de olabilir küçük de olabilir, garantisi yoktur.
bir cemal safi şiiri:
her şeyin sonrası, evveli sensin
gönlümün biricik emeli sensin
inan ki çökerim çekemem dersen
çünkü canevimin temeli sensin...
her şeyin sonrası, evveli sensin
gönlümün biricik emeli sensin
inan ki çökerim çekemem dersen
çünkü canevimin temeli sensin...
bir cahit sıtkı tarancı şiiri:
esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
şu sıralar kanında mı alkol, yoksa alkolünde mi kan var kestirilemeyen eski futbolcu.futbolun mucidi britanyadan çıkan en teknik en eğlenceli futbolcuydu gazza.ancak kendisi hızla bir (bkz: george best) olma yolunda ilerliyor.
rangersda oynamış bir ingiliz olarak da celtic-rangers rekabetinin bir parçası artık.celtic taraftarları kurdukları bir internet sitesinde gazzanın ne zaman öleceğine dair tahmin yürütüyorlar.
(bkz: kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş)
rangersda oynamış bir ingiliz olarak da celtic-rangers rekabetinin bir parçası artık.celtic taraftarları kurdukları bir internet sitesinde gazzanın ne zaman öleceğine dair tahmin yürütüyorlar.
(bkz: kurt kocayınca köpeklerin maskarası olurmuş)
jack nicholsondan sonra en etkileyici joker performansını sergileyen aktör.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?