eskiden kılıç yapan zanaatkarlara verilen ad.
dokusal yüzey oluşturma tekniğinde çözgü tellerini birer birer ve desene göre, gerekli ayaklardaki gücü telleri boncuklarından geçirme işlemi.
nusaybinin eski adı.
eski türklerde küçük kıvrımları olan saça verilen ad.
bedelinin belli sürelerde parça parça ödenmesi koşuluyla yapılan satış.
yogada gözü belli bir noktaya sabitleyerek bakma tekniği.
soyulup ezilmiş bademin şerbet yerine içilen suyu.
hayvanları burmak (enemek) için kullanılan bükümlü iki tahta parçasından oluşmuş araç.
tüluat tiyatrosunda bileğinin ve pazusunun gücüyle hüner gösteren oyuncu.
osmanlı zamanında kaçan kölenin bulunması halinde sahibinin ödediği vergi.
osmanlı imparatorluğunun son zamanlarında bugünkü adana , hatay, gaziantep şehirlerinin bir kısım toprakları üzerine kurulmuş sancak.
çağatay türk kültüründe çiviye verilen ad.
osmanlıda denizcilerin kullandığı ucu püsküllü başlık.
at arabalarında tekerleğin ortasında bulunan göbek.
türk okçuluğunda daha çok 16. yüzyıl başına ait örneklerde görülen, başları büyük ve yassı olup, uçları düz kesilmiş, kenarları hafifçe yuvarlatılmış, kertik dibi sinir sargısı ve kenar kemiği kullanılmayan yaylara verilen isim.
büyükbaş hayvanlarda üst dudağın ortası ve burun arasında kalan kısım.
tuvalet malzemelerini koymak için üzerinde küçük cepler bulunan işlemeli bez.
televizyon alıcısının ekranı üzerinde, asıl görüntüye ek olarak beliren parazitli görüntü.
sürünücü gövdelerinin ucunda genellikle yumru gövdeler bulunan, çok yıllık bir su üstü bitkisi.
uzakdoğu mitolojisinde,kanatları olan şintoizmin cinlerine verilen ad.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?