confessions

cihanmusul

- Yazar -

  1. toplam entry 330
  2. takipçi 1
  3. puan 11028

türkiye abd ekseninden çıkıyor mu

cihanmusul
türkiye’deki kaybedenler cephesi’nin dışarıdaki sıkı destekçilerinden son günlerde iki büyük itiraf birden geldi!öncelikle israil’de yayınlanan jerusalem post gazetesinde çıkan hayli ilginç yazıya bir bakalım...
gazetede "küresel uluslararası ilişkiler merkezi türkiye çalışmaları" editörü barry rubin tarafından kaleme alınan köşe yazısında "akp’nin zaferi kutlanacak bir şey değil" denilerek 22 temmuz sandığı’nın getirdiği sonuçlardan duyulan büyük rahatsızlık dile getiriliyor...

makalede "çözüm" olarak akp’nin baskı altında tutulması öneriliyor; "türkiye’de demokrasi için ordu’nun garantörlüğünü devam ettirmesi gerekir" gibi son derece abuk bir cümle sarf edilerek darbe taraftarlığı da yapılıyor...

jerusalem post yazarı için bu satırlar elbette sürpriz değil. bense barry rubin’in abd-türkiye ilişkileri hakkında yazdıkları ile daha fazla ilgiliyim!

rubin aynen şöyle diyor: "bir zamanlar batı yanlısı olan türkiye şimdi tarafsız. 1946’dan bu yana süren (doğrusu 1944 olacak/tk.) abd-türkiye ittifakı öldü! türkiye artık abd ile müttefik değil. elbette bu şimdi iki ülkenin düşman olduğu anlamına gelmez. hâlâ iyi ilişkileri var. silahlı kuvvetleri geçmişte olduğu gibi aynı şekilde düşünüyor olabilir. ancak iki hükümet artık gerçekten müttefik değiller..."

barry rubin, washington’ın ankara’yı kaybettiğini saptamış durumda ve dikkat ediniz iki ülke arasındaki ilişki için olabilecek en olumsuz cümleyi kullanıyor: "öldü!" böyle bir netice tabiatıyla jerusalem post yazarının canını çok sıkmış!

türk-amerikan ilişkilerinin tarihindeki en büyük kırılmayı/dönüşümü 2006’nın 15 mayıs’ında geriye dönüşsüz bir biçimde yaşadığı gerçeğine bu sütunun okuyucuları aşina...

daha önce de vurguladığım gibi bu eksen değişikliği iki ülke hükümetleri arasındaki yol ayrımı ile sınırlı değil: çünkü yüzeysel değil, "arzın merkezi"nde temellenen bir hadiseden yani iki devletin yollarının ayrılmış olmasından bahsediyoruz!

***

gelelim hudson enstitüsü’nün son raporuna: türkiye için kurguladığı "kabus senaryosu" kısa bir süre önce epeyce tartışılan enstitü "abd türkiye’yi kaybediyor" adlı raporunu uluslararası güvenlik konularını işleyen survival dergisinde "abd ve türkiye: bir ittifakın sonu mu?" başlığı ile yayınladı. hudson’cılar bu raporun içeriğinin akp’nin seçim zaferinden sonra özellikle anlam kazandığını söylüyorlar!

bakınız raporda neler var: "abd-türkiye ittifakının kırılması olasılığının nato açısından, türkiye’deki asker sivil ilişkileri bakımından ve türkiye’nin gelecekteki stratejik yönelişi açısından ciddi etkileri olur. çünkü, türkler rusya, iran ve suriye gibi devletlerle ortaklıklarını içeren dış politika seçeneklerini değerlendirmeye başladı..."

başka? "irak’ın parçalanması büyük olasılıkla türk askerlerinin k.irak’a girmesine neden olacak. bu abd-türkiye ittifakına öldürücü darbe vurabilir. türkiye’nin nato’dan çıkmasına bile yol açabilir..."

raporda "cumhuriyetin ilanından bu yana türkiye gündemini belirleyen iktidardaki elitlerin (gizli iktidar/tk) karşısına yeni güç merkezlerinin çıktığı" işaretleniyor! "anadolu’dan gelen siyasi liderler ve işadamlarının nüfuzunu yansıtan başka bir eğilimden" ve de "kalıbı kıran bir millet ve devlet idaresi modeli"nden söz ediliyor!

size hep söylüyorum: "gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi iyi (kötü) bir huyu vardır" diye...

hudson’cılar ankara’nın washington’ın yörüngesinden çıktığının farkındalar: elbette bu müthiş gerçek onları acayip rahatsız ediyor. o dehşetengiz senaryo da türkiye’deki yeni gidişat’a karşıydı, zaten...

içimizdeki "kaybedenler"in "dışarıdaki destekçileri" de kaybettiler!


tamer kormaz ın konuyu açıklayan yazısıdır.

türkiye de yaşamak için 37 neden

cihanmusul
ayrıca bir çinlinin anılarında da misapirperverliğe vurgu yapılmaktadır."türkler çok misafirperver insanlar.beni yeni tanımalarına rağmen evlerine davet ettiler,bana sofra kurdular,ben oturmadan kimse oturmadı ve ben kalkmadan kimse kalkmadı.yemekten sonra da beni güzel biçimde uğurladılar.ancak arabama bindiğimde o misafirperver türkler gitti yerine başkaları geldi.arabamı park ettiğim yerden yarım saat boyunca çıkaramadım ve korna seslerinden kulaklarım tıkandı.arabamı çıkardıktan sonra trafikte de sinirli bakışlarla anlamadığım biçimde bağırdılar."

türkiye de yaşamak için 37 neden

cihanmusul
rusya’daki internet sitelerinde dolaşan "türkiye’de yaşamak için 37 neden" başlıklı bir yazı tartışma yarattı. yazı, kimliği bilinmeyen bir rusun gözüyle türkiye’de yaşamanın olumlu yanlarını anlatıyor. aslında rusya’yı eleştirmek için yazıldığı sanılan yazı, türkiye’yi bilen ruslar tarafından ise "gerçekten çok uzak" bulunuyor. "turkey.ru" sitesinde de yer alan "türkiye’de yaşamak için 37 neden" şöyle:
1) duvarlarında küfürlü yazılar yok.
2) yılın 340 günü güneşli.
3) kış olmadığı için her sene kışlık elbise ve ayakkabı almaya gerek yok.
4) dört yanı sıcak denizlerle çevrili.
5) her zaman taze sebze ve meyve var.
6) rusya’daki külüstür daireyi satıp antalya’da 100 metrekarelik ev almak mümkün.
7) asık yüzlü rus turistler dışında, insanları güler yüzlü ve nazik.
8) insanı bezdiren evsizler, yoksullar ve çingeneler yok.
9) çalılıklar arasından alkolikler ve uyuşturucu kullananlar çıkmıyor. evlerin girişi temiz.
10) uyuşturucu kullananlarla satanları hapse atıyorlar.
11) komünistlerle faşistler elde bayrak dolaşmıyor.
12) pencereden bakınca deniz ve dağlar görülüyor, elinde gamalı haç olan dazlak gençler değil.
13) votka değil, lale ülkesi.
14) kurallara uymayan sirenli mercedesler yok.
15) doğaüstü yetenekli olduğunu iddia edenler yok.
16) nüfus sorununu çinliler ve özbeklerle çözmüyorlar.
17) sarhoş sürücüleri hapse atıp ehliyetine el koyuyorlar.
18) suç oranı her yıl iki kat artmıyor.
19) üniversiteye evlenmek ya da askerden kaçmak için değil, topluma faydalı bir meslek edinmek için gidiyorlar.
20) doktorlarla öğretmenlere saygı duyuyorlar.
21) ekranda beş dakikada bir kepek şampuanı ve kanatlı kadın bağı reklamı yok.
22) yol sorana küfür etmiyorlar.
23) sözde emeklilik reformu yok.
24) valiler ve belediye başkanları insanları öldürmüyor, rüşvet almıyor.
25) kadınlar erkeklerden tembel ve ayyaş diye söz etmiyor.
26) erkekler yukarıdaki sıfatları hak etmek için uğraşmıyor.
27) vatandaşlar yasalar önünde eşit. polis felsefe profesörünün cebindeki parayı almıyor.
28) çocuklara yarı tanrı gibi davranıyorlar.
29) seri katiller yok.
30) nehirler mikrop yuvası değil.
31) patika değil, gerçek yollar var.
32) domuz yemiyorlar.
33) aids’li ve veremli sayısı afrika’dakinden çok değil.
34) sokakları güvenli, üç kuruş için adam kesmiyorlar.
35) ticarette rakipler birbirlerini öldürtmüyor.
36) hakkını aramak için haydutlara gitmek gerekmiyor.
37) en önemlisi, başka bir tanrıya inansalar da türkiye’de iman var.

marka sloganları

cihanmusul
marka sloganları mesajlarla doludur.
-vodafone un elma resminin üzerine bi ıssırık ta sen al yazması düşündürücüdür.
-parfüm reklamlarında sadece sex işlenmektedir.
-mayo giyebileceksiniz artık nidalarıyla sunulan zayıflatıcı envayeler de mayoya özentiyi işlemektedir.
-iletişim reklamlarında sevgili konuşmaları gösterilip gençler bunlara özendirilmektedir.
-bazı cips reklamlarında da erkeğin aletinin kalkma durumu da cabasıdır.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol