bakanlar kurulu (23 kişi)
eski meclis başkanı (1 kişi)
fenerbahçe 11i (11 kişi)
etti mi sana 35...
(bkz: yavaş eksi ver saçın başın dağılmasın)
eski meclis başkanı (1 kişi)
fenerbahçe 11i (11 kişi)
etti mi sana 35...
(bkz: yavaş eksi ver saçın başın dağılmasın)
şeriat gelse; devleti soyanların, devlet kurumlarını üç kuruşa satanların, bursla okuyup üç milyon dolara gemicik alanların ellerini kesmezler miydi? siz en iyisi laik kalın.
çarıklar botumuz
sarıklar kepimiz
atatürk düşmanları kardeşimiz
şerefsiziz hepimiz.
tespihler künyemiz
türbanlar perdemiz
çoğu basın neferimiz
şeriat isteriz tertemiz.
ordudan çok korkarız
darbe olsa titreriz
ecnebi görsek keseriz
adam değiliz hiçbirimiz.
sarıklar kepimiz
atatürk düşmanları kardeşimiz
şerefsiziz hepimiz.
tespihler künyemiz
türbanlar perdemiz
çoğu basın neferimiz
şeriat isteriz tertemiz.
ordudan çok korkarız
darbe olsa titreriz
ecnebi görsek keseriz
adam değiliz hiçbirimiz.
on may 16th, 55.000 people in kadıköy blanked out for 2 minutes and 17 seconds. the whole stadium saw the cup...
seni seviyorum cümlesine verilen ben de cevabıyla gerçekten sizi kastetmediğini bilmeniz gereken noktadır.
faşist rejimlerde ya da dikta rejimlerinde açılabilecek bir dava ile karşı karşıyayız ülke olarak.
neresinden bakarsanız demokratik rejimlere ters bir davadır bu.
ha bu savcının suçu mudur? tabi ki değildir. mevcut yasaların gereğini uygulamıştır. yani buradaki birinci suçlu bence, bu anayasayı yürürlüğe koyanlardır.
zaten laik olmayan bir ülkede, laikliğe aykırı tutum temeline dayanan suçlamalar olsa olsa komiktir.
sınırlı hukuk bilgimle kendimce bir yorum yapmak isterim.
diyelim ki laik bir ülkedeyiz...
akp’yi kapatma yanında, siyasi yasaklı hale getirilmeye çalışılan 71 kişi söz konusu. bunlardan biri de ve hatta en önemlisi, recep tayyip erdoğan’dır.
habertürk’ün yayınladığı iddianameye göre, çeşitli tarihlerde yapılmış konuşmalarından pasajlar değerlendirilerek, erdoğan’ın, laik düzene tehdit olduğu savı ortaya sürülmüştür.
1. adalet ve kalkınma partisinin davaya konu eylemleri başlığı, 12. madde a fıkrasında, erdoğan’ın minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker sözünü ettiğinden bahsedilmiştir ki; bu suçsa erdoğan bu suçun cezasını çekmiştir. hukukta, aynı suça tekrar söz konusu olmadıkça iki defa ceza verilemez diye biliyorum.
2. sarfettiği tüm laikliğe aykırı sözler birer birer suç unsuru mudur? evet diyorsanız, neden ilk suçta dava açılmamıştır? hayır diyorsanız, suç olmayan iki eylemin toplamından suç meydana gelemez diye biliyorum. ortada suç unsuru içermeyen bir sürü konuşmayı alt alta yazsanız dahi suç işlenmiş olmaması gerekir.
tayyip erdoğan, terörist’in dizi dibinde fotoğraf çektirmiş olabilir. halka hizmet vermek yerine din sömürüsü yapmış olabilir. parti il başkanlığı, belediye başkanlığı ve başbakanlık maaşı ile oğluna 3 milyon dolarlık gemicik almış olabilir. vatandaşı padişahmışcasına "ananı da al git" diyerek huzurundan kovmuş olabilir. 25 kuruş değeri olmayabilir gözünüzde, gözümüzde...
ama ben bizi, diktatörlük döneminin anayasası ve faşist kararlarla yönetilemeyecek kadar değerli görüyorum.
neresinden bakarsanız demokratik rejimlere ters bir davadır bu.
ha bu savcının suçu mudur? tabi ki değildir. mevcut yasaların gereğini uygulamıştır. yani buradaki birinci suçlu bence, bu anayasayı yürürlüğe koyanlardır.
zaten laik olmayan bir ülkede, laikliğe aykırı tutum temeline dayanan suçlamalar olsa olsa komiktir.
sınırlı hukuk bilgimle kendimce bir yorum yapmak isterim.
diyelim ki laik bir ülkedeyiz...
akp’yi kapatma yanında, siyasi yasaklı hale getirilmeye çalışılan 71 kişi söz konusu. bunlardan biri de ve hatta en önemlisi, recep tayyip erdoğan’dır.
habertürk’ün yayınladığı iddianameye göre, çeşitli tarihlerde yapılmış konuşmalarından pasajlar değerlendirilerek, erdoğan’ın, laik düzene tehdit olduğu savı ortaya sürülmüştür.
1. adalet ve kalkınma partisinin davaya konu eylemleri başlığı, 12. madde a fıkrasında, erdoğan’ın minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker sözünü ettiğinden bahsedilmiştir ki; bu suçsa erdoğan bu suçun cezasını çekmiştir. hukukta, aynı suça tekrar söz konusu olmadıkça iki defa ceza verilemez diye biliyorum.
2. sarfettiği tüm laikliğe aykırı sözler birer birer suç unsuru mudur? evet diyorsanız, neden ilk suçta dava açılmamıştır? hayır diyorsanız, suç olmayan iki eylemin toplamından suç meydana gelemez diye biliyorum. ortada suç unsuru içermeyen bir sürü konuşmayı alt alta yazsanız dahi suç işlenmiş olmaması gerekir.
tayyip erdoğan, terörist’in dizi dibinde fotoğraf çektirmiş olabilir. halka hizmet vermek yerine din sömürüsü yapmış olabilir. parti il başkanlığı, belediye başkanlığı ve başbakanlık maaşı ile oğluna 3 milyon dolarlık gemicik almış olabilir. vatandaşı padişahmışcasına "ananı da al git" diyerek huzurundan kovmuş olabilir. 25 kuruş değeri olmayabilir gözünüzde, gözümüzde...
ama ben bizi, diktatörlük döneminin anayasası ve faşist kararlarla yönetilemeyecek kadar değerli görüyorum.
din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak bilindi ve öğretildi yıllar yılı. daha geniş kavramlar içerdiği muhakkak. yani eğitim kültür, yargı gibi organların da dini kurallardan alakasız olarak yapılanması, dini görüşü yüzünden hiç kimsenin yargılanmaması, herkesin dini görüşünü özgürce yaşamasıdır laiklik. aslında atatürk ilkelerinin kişisel özgürlüğü de temsil eden parçasıdır laiklik.
türkiye laiktir, laik kalacak. içine girildiğinde çok derin manalar taşır gibi gözükür, ama yoğurdun kaymağı gibidir aslında. yani yüzeysel...
türkiye laiktir (bence değildir) , #653557
peki laik kalacak mıdır? belli olmaz. neden mi?
birinci sırada sayılan ilke cumhuriyetçiliktir. demokratik koşullarda, halkın yönetenleri özgürce seçebildiği rejimi savunur. yani halkın çoğunluğu sosyalizm isterse, o ülke sosyalizmle yönetilmelidir.
peki o zaman burada bir çelişki yok mudur? yani halkın çoğunluğu şeriat isterse bir gün... gönüllerin bir numaralı ilkesi olan laiklikten mi vazgeçilecek, yoksa kitabın bir numaralı ilkesi olan cumhuriyetçilikten mi?
uygun adım yürüyüşe ritim oluşturmaktan başka hiç bir fonksiyonu olmayan sloganları, ağızda sakız edip ne kendimizi komik duruma düşürelim, ne de atatürke ve ilke ve devrimlerine sahip çıkmayı bu kadar yüzeysel olarak yorumlayalım.
türkiye laiktir, laik kalacak. içine girildiğinde çok derin manalar taşır gibi gözükür, ama yoğurdun kaymağı gibidir aslında. yani yüzeysel...
türkiye laiktir (bence değildir) , #653557
peki laik kalacak mıdır? belli olmaz. neden mi?
birinci sırada sayılan ilke cumhuriyetçiliktir. demokratik koşullarda, halkın yönetenleri özgürce seçebildiği rejimi savunur. yani halkın çoğunluğu sosyalizm isterse, o ülke sosyalizmle yönetilmelidir.
peki o zaman burada bir çelişki yok mudur? yani halkın çoğunluğu şeriat isterse bir gün... gönüllerin bir numaralı ilkesi olan laiklikten mi vazgeçilecek, yoksa kitabın bir numaralı ilkesi olan cumhuriyetçilikten mi?
uygun adım yürüyüşe ritim oluşturmaktan başka hiç bir fonksiyonu olmayan sloganları, ağızda sakız edip ne kendimizi komik duruma düşürelim, ne de atatürke ve ilke ve devrimlerine sahip çıkmayı bu kadar yüzeysel olarak yorumlayalım.
size bir soru:
türkiye laik bir ülke midir?
cevaplar, evet ya da hayır şeklinde olabilir. soruyu biraz genişletelim...
türkiye hiç laik olmuş mudur?
yine farklı cevaplar alacağımdan eminim.
sen müslüman mısın?
eğer öyle isen problem yok... yok eğer değilsen, mesela ateistsen...nüfus kağıdının din kısmına ateist yazdır da göreyim seni... ya da ateizm dini inançsızlık madem, yok yazdırsana sıkıysa...
ya da hindu....
zerdüşt...
şintoist...
scientology tarikatına mı mensupsun?
belki senin kurduğun bir din var, tanrısı baban olan...
yazdıramazsın.
yazdıramazsın çünkü, devletin kabul etmemiş böyle dinlerin varlığını, ya da dinsiz olmayı...
neden bizim kimliğimizde din hanesi var, ve hangi laik ülkede gördünüz bu uygulamayı?
ayrımcılık için mi acaba?
yani ben şimdi üzerinde ateist yazan bir kimlikle istanbul büyükşehir belediyesi’ne iş başvurusu yapsam???
ya da kamusal alana türbanla giremiyor diye yaygara koparanların tatilini geçirdiği "caprice palace" oteline, yanımda başı açık sevgilimle gitsem???
kabul edilir miyim acaba???
bu sefer, kendi sorumun cevabını kendim vereyim...
nah...
bu ülke, laik olduğunu iddia eden teokrasi özentisi bir sistem, uyutulan bir kısım yurttaş ve laikliğe inanan diğer bir kısım yurttaştan ibarettir.
türkiye laik bir ülke midir?
cevaplar, evet ya da hayır şeklinde olabilir. soruyu biraz genişletelim...
türkiye hiç laik olmuş mudur?
yine farklı cevaplar alacağımdan eminim.
sen müslüman mısın?
eğer öyle isen problem yok... yok eğer değilsen, mesela ateistsen...nüfus kağıdının din kısmına ateist yazdır da göreyim seni... ya da ateizm dini inançsızlık madem, yok yazdırsana sıkıysa...
ya da hindu....
zerdüşt...
şintoist...
scientology tarikatına mı mensupsun?
belki senin kurduğun bir din var, tanrısı baban olan...
yazdıramazsın.
yazdıramazsın çünkü, devletin kabul etmemiş böyle dinlerin varlığını, ya da dinsiz olmayı...
neden bizim kimliğimizde din hanesi var, ve hangi laik ülkede gördünüz bu uygulamayı?
ayrımcılık için mi acaba?
yani ben şimdi üzerinde ateist yazan bir kimlikle istanbul büyükşehir belediyesi’ne iş başvurusu yapsam???
ya da kamusal alana türbanla giremiyor diye yaygara koparanların tatilini geçirdiği "caprice palace" oteline, yanımda başı açık sevgilimle gitsem???
kabul edilir miyim acaba???
bu sefer, kendi sorumun cevabını kendim vereyim...
nah...
bu ülke, laik olduğunu iddia eden teokrasi özentisi bir sistem, uyutulan bir kısım yurttaş ve laikliğe inanan diğer bir kısım yurttaştan ibarettir.
ciğerinden bir parça kopmuş gibi hissedersin. o anda orada olmasaydın keşke. teselli etmeye kalksan olmaz, çünkü tüm teselli sözcüklerini zaten ondan öğrenmişsindir. onu bu derece üzen neyse, artık ondan nefret edeceksin.ama o gözyaşlarının her damlası çoktan yüreğini dağlamıştır. artık hiçbir şeyin aynı olmayacağını düşünmek dahi olabilir. ama şunu asla unutma; babalar ağlamaz, onların gözüne bir şey kaçar.
kapatılıp yasaklanıp güçlenmeden geri gelen ya da yok olan bir siyasi düşünce veya parti gördük mü şimdiye kadar? bir tek chp örneğini verebilirsiniz belki.
milli selamet partisi gitti, refah geldi. o bitti, akp geldi. ak parti gider bok parti gelir. hem de daha güçlü gelir.
demirel her defasında geri geldi. hem de iktidar olarak...
erbakan, ecevit, türkeş..
tayyip...
o da güçlenerek gelecek.
çünkü biz; bbg evinde ağlayana, popstar’da yetime, politikada mağdur rolü oynayana oy veririz.
milli selamet partisi gitti, refah geldi. o bitti, akp geldi. ak parti gider bok parti gelir. hem de daha güçlü gelir.
demirel her defasında geri geldi. hem de iktidar olarak...
erbakan, ecevit, türkeş..
tayyip...
o da güçlenerek gelecek.
çünkü biz; bbg evinde ağlayana, popstar’da yetime, politikada mağdur rolü oynayana oy veririz.
bugün laiklik ve atatürk üzerine mesai harcamış şahıstır. sözlükte estirdiği şeriat rüzgarına kapılıp entrylerini okudum.
ve gördüm ki okumuş çocuk... yanlış anlaşılmasın atatürkün kurduğu ülkenin nimetleri ile okumuş ve büyümüştür. çünkü sekularizmi, laikliği öğretmezler şeriat eğitimi verilen ülkelerde...
her ne kadar cemaatine üye olmadığını iddia etse de hayrandır fethullah gülene... isim benzerliği değildir. bildiğimiz, ülkesinde hüküm giyip a.b.d.ye kaçan fethullah gülene...
acımasızdır darağacında üç havuç diye benzetme yapacak kadar... oysa ki peygamberinin ne kadar merhametli olduğunu da biliyordur eminim.
amerikayı sekularist saymaz, haklıdır. türkiyeyi laik sanar buna karşın.. çünkü, zannımca wikipediden başka kaynaktan araştırmamıştır, laiklik ne demek diye. bu sebeple nüfus cüzdanında din hanesinin aslında laikliğe aykırı olduğunu bilmez. yaşadığı ülkenin de laik olmadığını...
nazım hikmete de dil uzatır. kanımca can yücelin aramızda olmamasını fırsat bilmiştir.
"odun sensin" derdi can yücel... "kardeşler de seni ziyaret etsin".
adam, atatürke de laf eder. biz kendisine küfür etmez susarız.
ateistlere, konumistlere de laf eder, ama biz yine susarız... çünkü ifade özgürlüğüne inanırız...
merhaba demez, selamun aleykümü tercih eder... içgüdüdür o. bilmese de hisseder, farsçada merhaba demek, benden sana zarar gelmez demektir.
burada ateist olsa da islama küfredeni göremezsiniz.
"muhammed, ayşe ile evlendiğinde ayşe kaç yaşındaydı?" diye soranı da... tahrik etmek istedikten sonra kitap doldurulur çünkü.
merhaba... senin lugatında olmasa da.
ve gördüm ki okumuş çocuk... yanlış anlaşılmasın atatürkün kurduğu ülkenin nimetleri ile okumuş ve büyümüştür. çünkü sekularizmi, laikliği öğretmezler şeriat eğitimi verilen ülkelerde...
her ne kadar cemaatine üye olmadığını iddia etse de hayrandır fethullah gülene... isim benzerliği değildir. bildiğimiz, ülkesinde hüküm giyip a.b.d.ye kaçan fethullah gülene...
acımasızdır darağacında üç havuç diye benzetme yapacak kadar... oysa ki peygamberinin ne kadar merhametli olduğunu da biliyordur eminim.
amerikayı sekularist saymaz, haklıdır. türkiyeyi laik sanar buna karşın.. çünkü, zannımca wikipediden başka kaynaktan araştırmamıştır, laiklik ne demek diye. bu sebeple nüfus cüzdanında din hanesinin aslında laikliğe aykırı olduğunu bilmez. yaşadığı ülkenin de laik olmadığını...
nazım hikmete de dil uzatır. kanımca can yücelin aramızda olmamasını fırsat bilmiştir.
"odun sensin" derdi can yücel... "kardeşler de seni ziyaret etsin".
adam, atatürke de laf eder. biz kendisine küfür etmez susarız.
ateistlere, konumistlere de laf eder, ama biz yine susarız... çünkü ifade özgürlüğüne inanırız...
merhaba demez, selamun aleykümü tercih eder... içgüdüdür o. bilmese de hisseder, farsçada merhaba demek, benden sana zarar gelmez demektir.
burada ateist olsa da islama küfredeni göremezsiniz.
"muhammed, ayşe ile evlendiğinde ayşe kaç yaşındaydı?" diye soranı da... tahrik etmek istedikten sonra kitap doldurulur çünkü.
merhaba... senin lugatında olmasa da.
ağır ceza mahkemesine sevkedilip, başsavcı zekeriya öz tarafından sorguya alınan gazetecidir. terörle mücadele yasası dahilinde ilk 24 saat avukatı ile bile görüştürülmemiştir. ne acıdır...
erbakanın el bebek gül bebek yargılandığı, fethullah gülenin amerikadan bir türlü geri istenemediği ülkemizde 83 yaşında bir gazetecinin maruz kaldığı tutum utanılacak bir durumdur. tabi ki utanmak başlı başına bir erdemdir. erdem ise, ülkemizi yönetenlere göre sadece bir erkek ismidir. aynı şeref gibi...
erbakanın el bebek gül bebek yargılandığı, fethullah gülenin amerikadan bir türlü geri istenemediği ülkemizde 83 yaşında bir gazetecinin maruz kaldığı tutum utanılacak bir durumdur. tabi ki utanmak başlı başına bir erdemdir. erdem ise, ülkemizi yönetenlere göre sadece bir erkek ismidir. aynı şeref gibi...
birilerine göre tesadüf anıtıdır. bize göre... gerisini herkes biliyor zaten.
muadili kadıköy’e dikilebilir mesela.
(bkz: türkiye kupası anıtı)
bir gün kazanılırsa...
muadili kadıköy’e dikilebilir mesela.
(bkz: türkiye kupası anıtı)
bir gün kazanılırsa...
sorun turban kültürünün kimden geldiği, neden türban takıldığı değildir. bunları tartışmak olsa olsa sosyologların işidir. sorarsın bir sosyoloğa turban ülkeye nasıl yerleşti, nasıl yaygınlaştı diye, anlatır sana uzun uzun...
tamamen farklı, 180 derece zıt bir felsefi ve siyasi bir duruşa sahip biri olarak diyorum ki, insanlar özgürdür ve istedikleri gibi giyinme tasarrufuna sahiptir.
efendim, dinde turban yokmuş... sana ne? insanların dinlerini hissettikleri gibi yaşama hakları vardır ki aslında turbanı yasaklamak laikliğe vurulmuş bir darbedir.
efendim, türban arap kültürü imiş... eee... ayağımıza giydiğimiz jeanlerden, izlediğimiz dizilere, gittiğimiz mekanlardan, dinlediğimiz müziğe kadar hepsi amerikan kültürü. madem bu kadar öz kültür meraklısısın onlara da karşı çık...
kaldı ki, bu ülkeyi sol iktidar yönetirken de vardı bu turbanlılar. kamusal alanda yasak, dışarda serbest, yok evde olabilir, bakkala giderken tavsiye edilmez gibi bir saçmalığa gireceklerine serbest bıraksalardı şu an iktidardaki tatlı su kurnazlarına prim vermemiş olurlardı.
unutmayalım ki, başı açık ve türbanlı aynı haklara sahip vatandaşlardır. başı kapalı olduğu için kimsenin okuma hakkı elinden a-lı-na-maz.
tamamen farklı, 180 derece zıt bir felsefi ve siyasi bir duruşa sahip biri olarak diyorum ki, insanlar özgürdür ve istedikleri gibi giyinme tasarrufuna sahiptir.
efendim, dinde turban yokmuş... sana ne? insanların dinlerini hissettikleri gibi yaşama hakları vardır ki aslında turbanı yasaklamak laikliğe vurulmuş bir darbedir.
efendim, türban arap kültürü imiş... eee... ayağımıza giydiğimiz jeanlerden, izlediğimiz dizilere, gittiğimiz mekanlardan, dinlediğimiz müziğe kadar hepsi amerikan kültürü. madem bu kadar öz kültür meraklısısın onlara da karşı çık...
kaldı ki, bu ülkeyi sol iktidar yönetirken de vardı bu turbanlılar. kamusal alanda yasak, dışarda serbest, yok evde olabilir, bakkala giderken tavsiye edilmez gibi bir saçmalığa gireceklerine serbest bıraksalardı şu an iktidardaki tatlı su kurnazlarına prim vermemiş olurlardı.
unutmayalım ki, başı açık ve türbanlı aynı haklara sahip vatandaşlardır. başı kapalı olduğu için kimsenin okuma hakkı elinden a-lı-na-maz.
sperm bankası ve taşıyıcı anneliği zina kabul etmiş ve haram saymış kurumdur. vatandaşın bütün dini soru ve sorunlarını çözmüş, bu konulara da el atmıştır. aferindir...
90 küsur yaşında... yaşamak değil bence onun yaptığı. o canı vermekten deli gibi korkuyor. kolay değil. erdal onu bekler gelsin diye...
federasyonun ibne, hakemlerin orospu çocuğu olduğunu iddia eden fenerbahçe taraftarları, yöneticileri ve sporcuları.
hamburgta, manganın birinci olduğunu sanan bazı fenerbahçe taraftarları timsah yürüyüşü yaparken görülmüşler!!! yazık...
(bkz: almanya maçı iki iki mi)
(bkz: almanya maçı iki iki mi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?