bok bocegi

her daim okul duvarlarında afişlerde gördüğüm fotoğrafı kanıksamaya başladım artık.. 262 upuzun gün.. bir amaç uğruna.. insan hakları uğruna.. 3 kapının 3 kilidinin açılması uğruna..

saygı duyuyorum.. çok saygı duyuyorum.. ama ne yazık ki başka hiçbir şey yap(a)mıyorum..

ve duvarda o fotoğrafın altında görmekten deli gibi korktuğum yazıyı göreceğim günün çok da uzak olmadığını hissediyorum..

iyi olasılık; ortada hem birbirinin en yakın arkadaşı olabilecek hem de birbirini cinsel açıdan arzulayabilecek kadar süper bir uyumun olduğunun kanıtır ve her iki şahsı da çok güzel bir aşkın ve mutlu günlerin beklediğine delalettir..

kötü olasılık; taraflar ya abazanlıklarının ya da sarhoşluklarının kurbanı olmuştur.. arkadaşlığa ne olacağı sorusunun cevabı bireylere ve arkadaşlığa göre değişkenlik gösterebilir..

(bkz: jedi de olmasın moderator de yazarlar kendi kendini yönetsin kampanyası)

kampüsün en işlek bölüm kantinlerinden birine sahip bölümdür.. ayrıca ortadoğu ve balkanların en hızlı hesap yapıp, para üstü veren insanı da bu kantinde bulunmaktadır.. gerçi sürekli 100 bin lira yok diye sakız vererek biraz kıl eder insanı ama olsun severiz, sayarız..

(bkz: dünya türk olsun)

bir zamanların karizmatik, asi, başarılı pop müzik sanatçısı.. şimdilerde ise yeni dönemin başarısız popçularının yaşlı versiyonu.. yazık oldu..

(bkz: yıldızlar da kayar durmaz yerinde)

kendini polat alemdar zanneden komik şahıs.. birileri "polat alemdar" karakterinin ne kadar sağlıksız ve toplum için zararlı olduğunu ifade etmiş, gazeteciler de bu şahsa bu sözleri iletip, fikrini sormuş.. gelen cevap:

-insanlar sürekli bana sataşıyorlar, ben cevap vermiyorum artık..

ben? polat alemdar? necati şaşmaz?

(bkz: kişilik bölünmesi)

muhtemelen kadın kızmıştır ve eşini onunla beraber olmayarak cezalandırmaktadır.. bu durumda erkek de ilk göz ağrısı, sevgilisi eline koşmuştur hiç vakit kaybetmeden..

volver filminde böyle bir sahne var idi hatta.. penelope cruz trip yapıp, kocasına kıçını dönünce adam mastürbasyon yapmaya başlamış idi ama artık karısını mı düşünüyordu yoksa başkasını mı orası meçhul tabi..

(bkz: bin jip)
(bkz: boş ev)

alejandro gonzalez inarritu’nun amores perros ve 21 grams’in de dahil olduğu üçlemesinin son filmi.. yine üç farklı hikaye ortak bir olayla kesiştirilmiş ve bu ortak olayın üç farklı durumda nasıl farklı sonuçlar doğurabileceği çok başarılı bir şekilde anlatılmış.. bu sefer biraz daha politik bir açıdan yaklaşılmış ve kişilerin ırkının dünyada kişilere verilen değeri ne kadar büyük ölçüde etkilediği gözümüze gözümüze sokulmadan, rahatsız edici, gerici ama dozunda anlatılmış..

her şeyden önce oyunculuklar çok ama çok kuvvetliydi.. yönetmene laf etmek zaten densizlik olur; çekimler, sahnelere ve anlatılmak istenenlere cuk diye oturan çok doğru kullanılan arka planlar harikaydı.. müzikler çok güzeldi.. japonya kısmı biraz kopuk kalmış gibi görünse de kurgusal açıdan da oldukça başarılı bir filmdi.. amerikalılara, birbirlerinden kopukluklarına, bencilliklerine, paranoyalarına, herkesi potansiyel terörist olarak görmelerine yöneltilen güzel eleştiriler vardı filmde.. bir toprak parçasını ikiye bölen bir sınırın ne çok şey ifade ettiğini yine hatırlatılmıştı.. bir kızın korkunç yalnızlığı ve travması, japonyanın kalabalıklığı ama halkının birbirine olan uzaklığı fonda kullanılarak anlatılmıştı..

özetle film sade ve yalın.. duyguları sömürmüyor ki isterse bunu kolaylıkla yapabilir, senaryoya da cuk diye oturtabilirdi.. tüm ayrıntılar izleyenleri rahatsız edecek kadar dozunda ve yerinde.. bildiğimiz şeyleri anlatıyor tadındaki eleştiriler ise filme haksızlıktan öteye gidemiyor.. bildiğimiz(ama sürekli göz ardı ettiğimiz, unuttuğumuz) şeyleri bize öğretmiyor çünkü hatırlatıyor.. bir tüfeğin dünyanın dört farklı ülkesinde birbirinden ne kadar farklı ama birbirine ne kadar bağlı dört sonuç doğurabileceğini anlatıyor..

adapazarında çark caddesi üzerinde bir pasajın üst katında küçücük ama sevimli bir cafe.. kışın sobadan yayılan sıcaklık eşliğinde çay içerek tavla oynamanın keyfi bir başka olur burda.. gerçi son yıllarda liseliler keşfetti, tadı biraz kaçtı ama olsun yine de güzeldir..

gora’dan iyi her şey çok güzel olacak’tan vasat film.. bazı sahnelerde özlem tekinin oyunculuk denemeleri çok sırıtmış ama mazhar alansonun performansı hatrına görmezden gelinebilir.. ayrıca filmin başlarında canavar gösterilen abinin filmin sonunda melek çıkması da komik olmuş.. seyirciyi şaşırtma yolunda her şey mübahtır diye düşünülmüş sanıyorum..

en az bayanların spor yapması kadar ilginç ve garip durumdur.. oysa ne işin var senin sporla filan, git sen öğle kuşağında kadın programı yap.. hatta onu da yapma evde otur yemek yap, örgü ör, evi temizle..

leman grubunun çıkardığı, kasım ayında 100. sayıyı devirmiş, kadrosunda güçlü yazarlar barındıran, keyifle okunan dergi..

odayı o saatte uyanması gerekmeyen başkalarıyla paylaşırken yapıldığında tehlikeli olabilecek durum.. en sonunda alarmı erteleseniz bile odadaki diğer kişilerin küfürleri sayesinde uyanır, yataktan kalkmak zorunda kalırsınız.. küfürler de işe yaramazsa yastık, terlik, ayakkabı ne bulurlarsa yatağınıza doğru fırlatabilirler.. bu yolla da çözüm alamazlarsa hiç üşenmez kalkar, sürekli alarmı çalan telefonu yahut saati susturarak ücra bir köşeye atarlar, siz de geç kalırsınız..

bir süre sonra türbanı çıkarıp, kıçlarına bağlayıp masaya çıkarak göbek atarlarsa da hiç şaşırmayacağım kızlardır.. zira böyle bir eylem içine girdilerse, o türbanın yahut başörtüsünün ne anlama geldiğini çoktan unutmuşlardır..

bu kadar dayanıksız olmasına rağmen neden bu kadar pahalı anlayamıyorum.. daha anlaşılmaz olan kısım ise ne kadar dayanıksız olduğu bilindiği halde neden hala o kadar para verip almakta ısrar ettiğimizdir..

tüm sözlük kullanıcılarının dahil olduğu grup, böyle bir sistem yok zira.. ayrıca bir şahsın diğer entrylerinin iyi olması aradaki kötü entrylerinin berbat oyu almamasını gerektirmez.. oylama yazara göre değil entrye göre yapılır çünkü.. yani aslında pek öyle yapılmıyor da öyle yapılmalıdır en azından..

"herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koduğumun hayatında, benimki de sensin.."

kader

(bkz: bokunu çıkarmak)