yüzünden; dolayısıyla; bu nedenle.
memuriyet gereği.
kanun gereği.
başkasının giremeyeceği,girilmesine izin verilmeyen ev bölümü; harem.
arâzî-i hâriciyye üzerine yerin tahammülüne göre,maktûiyet veçhile tayin olunan vergi.
arâzî-i hâriciyye mahsullerinden onda birden yarısına kadar alınan vergi.
karışım.
eski hale getirme.
bozma; bozukluk; eksiklik; zarar.
içme hakkı; sudan yararlanmada sıra hakkı.
önalım hakkı.
geçit hakkı.
su yolu hakkı.
hakikate mensup; gerçek; sahici; doğru; gerçekten.
duvar, çit, parmaklık, tahta perde gibi taşınmazları birbirinden ayıran işaret ve engeller.
gizli olarak; saklı olarak; gizlice.
hicret eden; bir yerden başka bir yere göçen; sayıklayan (hasta).
türlü; gidiş; tarz; yol; sıfat.
bir taşınmaz üzerinden başka bir taşınmaz malikinin geçebilmesi için kurulan bir ayni hak.
halen varolup da uyuşmazlığa neden olan ayni hakların korunması amacıyla tapu kütüğüne yapılan tescil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?