kendi için gerekli sayma; gerektirme
katılma; karışma
karıştırılma; benzeşim; karışıklık.
hukuk bilginlerinin hukuki sorunlarda ileri sunmuş oldukları görüş, düşünce ve kanaatlerdir.
elinde bir mahkeme ilamı bulunmayan veya bulunmasına rağmen ilamlı icra yoluna başvurmayan kişilerin, alacaklarını elde etmek için başvurdukları icra yolu.
para veya paradan başka bir şey içeren konularda, önce bir mahkeme ilamı alınıp, ilamlara özgü icra takibi yapılması.
bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge.
sonuna kadar.
gerekme; gerektirme; gereklilik; işe yarama ilâm yargı belgesi; mahkemenin verdiği nihaî (son ) kararın, iki taraftan her birine yöntemine göre verilen onamlı örnekleri; mahkeme kararı örneği (sureti).
ekonomi bakanlığı.
kazanma ile ilgili; edinme ile ilgili.
yakın varma; yanına gelme; yaklaşma; ulaşma; erişme.
borç verme; ödünç verme.
isteğe bağlı; seçmeli; istemli.
seçmek; seçme hakkını kullanmak; tercih etmek; yeğlemek.
çekince; önkoşul; belli hakları kullanma hakkının saklı tutulması.
karışma; katılma; bir araya gelme.
delil veya tanık gösterme.
bilimsel buluşlar üzerindeki haklar.
benimseme; sahipsiz bir malı sahiplenme.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?