ve eros içeri girdi. yavaşça uyumakta olan kızın yanına yaklaştı lambayı yakmamıştı. gelinini dudaklarından öptü. psykhe daha önce hiç kimse tarafından dudaklarından öpülmemişti. sen kimsin? diye sordu ona. ben senin kocanımdedi eros. kendini bana göstermeyecek misin? hayır. geceleri geleceğim sana diye devam etti konuşmaya , geceleri seveceğim seni. beni asla göremeyeceksin.bununla mutlu olabilir misin? evet dedi âşık genç kız...
(bkz: ölü bir kentin morg alfabesi)
gökyüzünün gözyaşları...
özgürlüğe hasret kadınların ve küçücük gözleri ile hapishane içinde sıkışmış hayatlara tanıklık yapan barışın hikayesinin anlatıldığı tunç başaran ın bir çok ödülü toplamış muhteşem filmi...
şükretme sebebidir.
beyniniz ile dilinizin arasında bir filitre olmaması durumudur. toplum içerisinde pek sevilen bir durum değildir çünkü dansöz gibi sözcükleri kıvırtan şahsiyetler çok daha sevimli gelmektedir kulağa...
birde türk versiyonu vardır elele
feridun düzağaç ın uykusuza masallar albümündeki muhteşem şarkılardan sadece bir tanesi
belki güneş birgün ikimiz için doğar
belki korkuları hayallerimiz boğar
o masal günü gelinceye kadar, susuyorum
susuyorum
susadıkça yüzün düşer aklıma
korkar oldum düşlemekten
adını anarım, çoğalır sesim
konuşmaktan, düşünmekten, özlemekten...
gel bak bir elimde gökyüzü var hala,
ötekinde kayıp giden yıldızlar la la..
korkular da benim, umutlarda,
beni bırakma
kimse kimsenin herşeyi olamaz,
di´li geçmişten tek yaramsın sen
sensiz kimsemi, kimsesiz miyim bilmem
hiç bilmek istemem, hatta düşünmem
gel bak bir elimde gökyüzü var hala,
ötekinde kayıp giden yıldızlar la la..
korkular da benim, umutlarda,
beni bırakma...
belki güneş birgün ikimiz için doğar
belki korkuları hayallerimiz boğar
o masal günü gelinceye kadar, susuyorum
susuyorum
susadıkça yüzün düşer aklıma
korkar oldum düşlemekten
adını anarım, çoğalır sesim
konuşmaktan, düşünmekten, özlemekten...
gel bak bir elimde gökyüzü var hala,
ötekinde kayıp giden yıldızlar la la..
korkular da benim, umutlarda,
beni bırakma
kimse kimsenin herşeyi olamaz,
di´li geçmişten tek yaramsın sen
sensiz kimsemi, kimsesiz miyim bilmem
hiç bilmek istemem, hatta düşünmem
gel bak bir elimde gökyüzü var hala,
ötekinde kayıp giden yıldızlar la la..
korkular da benim, umutlarda,
beni bırakma...
(bkz: boğaziçi köprüsü)
önceleri şaşkınlıkla okuduğum ve sonrasında hayran olduğum bir hikayenin kahramanı...
insani duyguların, aşkın, sevginin sanal bir dünyada yeşermesine sebebiyet veren kişi sanırım kendisi...
yitirilmişliklere rağmen kendisi ile ilgili tüm güzel duygu ve düşünceleri hak ettiği sevebilme yeteneğinden besbelli
dilerim yitirdiği ne varsa yeni yaşında tüm güzellikleri ile birlikte kendisini bulur...
insani duyguların, aşkın, sevginin sanal bir dünyada yeşermesine sebebiyet veren kişi sanırım kendisi...
yitirilmişliklere rağmen kendisi ile ilgili tüm güzel duygu ve düşünceleri hak ettiği sevebilme yeteneğinden besbelli
dilerim yitirdiği ne varsa yeni yaşında tüm güzellikleri ile birlikte kendisini bulur...
chp nin akan paraları ile kurulan kanaltürk ün sözde patronu...
tüm mal varlığını kanaltürk için harcayıp kuru bir maaşa razı olan herşeyi sadece ülkesi için yapacak kadar vatansever olup kanalın tüm hisselerini çalışanların üzerine yaparak gözünün parada pulda olmadığını ispatlamıştır kendisi
siyaset sahnesinde oynanan trajedi komedi oyununa kendisininde teşrif ettiğinde perdelerin açılmamak üzere kapanacağı aşikardır.
tüm mal varlığını kanaltürk için harcayıp kuru bir maaşa razı olan herşeyi sadece ülkesi için yapacak kadar vatansever olup kanalın tüm hisselerini çalışanların üzerine yaparak gözünün parada pulda olmadığını ispatlamıştır kendisi
siyaset sahnesinde oynanan trajedi komedi oyununa kendisininde teşrif ettiğinde perdelerin açılmamak üzere kapanacağı aşikardır.
büyüyünce unuttuğunuz hadise...
bu bir itirafdır... önceleri ön yargı ile yaklaştığım bir asosyallik unsuru olarak gördüğüm ancak keşfettikçe benim için bir kaçış yeri olan güzel oluşum...
onların özgürlüğüdür sokaklar ,küçük bir güvercin gibidir yürekleri bir çoğu uçmayı öğrenmek için düşmüştür sokaklara ancak kırılır kanatları... henüz uçamadan mahkum olurlar izbe sokaklara...
hayat... küçücük bir sokak çocuğunun gözlerindedir...
(bkz: hemşire)
her darbe sonrasın da yazarın çizerin sesini, soluğunu kesmek adına yapılan eylemdir.
ülkemizdeki okumayan ve düşünmeyen genç nesil oluşmasının en büyük sebeplerinden bir tanesidir.
ülkemizdeki okumayan ve düşünmeyen genç nesil oluşmasının en büyük sebeplerinden bir tanesidir.
yıllar önceydi...
can dündarın aynalar programında o güzel gözlü adamın yüreğini ilk kez keşfetmiştik...
ardından ezilmişliğin, çaresizliğin ve yıllarca susmanın isyanını bir ödül gecesinde haykırma gafletinde bulunarak bedelini çok ağır ödeyeceği bir yola çıktı...
can dündarın aynalar programında o güzel gözlü adamın yüreğini ilk kez keşfetmiştik...
ardından ezilmişliğin, çaresizliğin ve yıllarca susmanın isyanını bir ödül gecesinde haykırma gafletinde bulunarak bedelini çok ağır ödeyeceği bir yola çıktı...
can dündar ın ahmet kayanın ölümü ardından yazdığı yazıdan bir alıntı...
aynalar belgeselinin çekimlerinden bir sahne gözümün önünden gitmiyor.
istanbula ilk geldiği yıllarda yaya olarak eve döndüğü bir gece bir düğün salonunun önünden geçerken içeri dalışını anlatmıştı, içerde hiç tanımadığı insanlar bağıra çağıra göbek atıyorlardı. kendisi beş parasız, işsiz, aç ve sefildi.
"attım kendimi insanların ortasına..." demişti, "nasıl oynuyorum biliyor musun... göbekler atıyorum düz dönüyorum, ters dönüyorum..."
devam edememiş, gözyaşına boğulmuştu.
pek az adam çözebilmişti bu sahnede neyin gözyaşartıcı olduğunu...
o, içimizdeki arabesk damarı bulup çıkaran adamdı.
aynalar belgeselinin çekimlerinden bir sahne gözümün önünden gitmiyor.
istanbula ilk geldiği yıllarda yaya olarak eve döndüğü bir gece bir düğün salonunun önünden geçerken içeri dalışını anlatmıştı, içerde hiç tanımadığı insanlar bağıra çağıra göbek atıyorlardı. kendisi beş parasız, işsiz, aç ve sefildi.
"attım kendimi insanların ortasına..." demişti, "nasıl oynuyorum biliyor musun... göbekler atıyorum düz dönüyorum, ters dönüyorum..."
devam edememiş, gözyaşına boğulmuştu.
pek az adam çözebilmişti bu sahnede neyin gözyaşartıcı olduğunu...
o, içimizdeki arabesk damarı bulup çıkaran adamdı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?