ingiliz kalecinin hos hatalariyla dolu bir maç olmustur. sevinmedim degil, kutluyorum kendisini.
menajerlerin bastirdiklari parayla milli takim olusturan bir zihniyete, bu sart altinda maglup veya berabere kalacaksak, zaten avrupa sampiyonasina hiç gitmeyelim.
bir tek satirini okumuslugum dahi yoktur. fakat tesadüfen televizyon ekraninda görüp, kisisel gelisim kitaplari hakkinda içindeki öküzü çikar benzetmesiyle gülümsetmistir beni. kendisi o tarz kitaplara savas açmis.
diyelim ki kapatilacak... e tamam da kisa bir süre sonra yenisi açilacak veya baska bir partide toplanacaklar. artik sembolik kapatmalari birakip daha farkli çözüm getirmek sarttir. partiyi tamamen kapatma yerine en fazla sahislari dava ederseniz olur biter. hayir bu kapatma ne kazandiracak ki eger yarin yenisi kurulacaksa? aksine bu, dtp ile pkknin ekmegine birakin yagi, bal sürmek olur...
denizleri astik. bu dere maçimiz var. açikçasi dere maçlarinda pek iyi degiliz. korkmuyor degilim yani. ama futbolcularin hal ve tavri ile artik gerçekten son maç olmasi, bir de bosnanin kardes ülke olmasi kaygilarimi azaltiyor. gerçi takimda sirp ve hirvatlarda var ama olsun. gerçi bugüne kadar hep kardes ülkeler bizi daha bir zorladigi ortada olsada, olsun...
kendi etmis, kendi bulmustur. ayrica komplo iddiasi kulaga saçma gelmektedir. öyledir zaten. iyi oldu bu...
telifin ’hak getire’ oldugu ortamda bizleri bir hayli mutlu eden kanaldir.
tap taze filmleri yayinlamasinin yanisira milli maçlari korsan yayinlamasi en güzel icraatlarindan biridir. atv veya kanal d logosunu ya kapatirlar veya kendi logolarini büyüterek orjinal logolarin görünmemesini saglarlar. kanal reklamlarinin üzerine hemencecik maçin skorunu ileterek kapatirlar. kisacasi belkide farkinda olmadan büyúk bir kamu hizmeti yapmaktadirlar. bu amatör ruhla hareket etmeleri takdire sayandir. adamlar ücretsiz ilker yasin’i, ridvan dilmen’i ayagimiza getiriyor...
bu gidisle kanallarin avrupa yayinlarinin muhataplari daha çok izler bu kanali. tek artisi telefon ile katilinan saçma-sapan paragöz, sömürü programlarinin olmamasi. bana ancak tesekkür etmek düser.
tap taze filmleri yayinlamasinin yanisira milli maçlari korsan yayinlamasi en güzel icraatlarindan biridir. atv veya kanal d logosunu ya kapatirlar veya kendi logolarini büyüterek orjinal logolarin görünmemesini saglarlar. kanal reklamlarinin üzerine hemencecik maçin skorunu ileterek kapatirlar. kisacasi belkide farkinda olmadan büyúk bir kamu hizmeti yapmaktadirlar. bu amatör ruhla hareket etmeleri takdire sayandir. adamlar ücretsiz ilker yasin’i, ridvan dilmen’i ayagimiza getiriyor...
bu gidisle kanallarin avrupa yayinlarinin muhataplari daha çok izler bu kanali. tek artisi telefon ile katilinan saçma-sapan paragöz, sömürü programlarinin olmamasi. bana ancak tesekkür etmek düser.
golü yememizle birlikte hayallerimin yikildigi, zoraki oyuncu degisikliginin mucize yarattigi maçtir.
izlerken aklimdan, ’neden milli takim benim gibi her zaman isi sona birakiyor? neden rahat rahat halletmiyorda yumurta kapiya dayandiginda bitirmeye çalisiyor? neden milli takim ortalama bir türk insaninin karakterini yansitiyor, yansitmak zorunda mi ki?’ diye geçirdim. evet kardesim biz eziyet çekmeye mecbur muyuz? illa bir-iki kisiyi kalpten gótürmeniz mi gerekiyor?
neyse... emre belözoglu toparlanmis, simdiki görüntüsüyle sergen gibi olmus. biraz daha kilo verirse tekrar emre olacak insallah. bunun disinda gökhan gönül mükemmel oynadi. takimin tamami iyi oynadi ama volkan demirel’i de unutmamak gerek. her ne kadar galip geldigimiz için pek dile getirilmesede volkan çok çok iyi oynadi. ya aslinda tüm takim iyiydi be.
fatih terim maç öncesi çok formdayim diyordu da ben inanmamistim.
izlerken aklimdan, ’neden milli takim benim gibi her zaman isi sona birakiyor? neden rahat rahat halletmiyorda yumurta kapiya dayandiginda bitirmeye çalisiyor? neden milli takim ortalama bir türk insaninin karakterini yansitiyor, yansitmak zorunda mi ki?’ diye geçirdim. evet kardesim biz eziyet çekmeye mecbur muyuz? illa bir-iki kisiyi kalpten gótürmeniz mi gerekiyor?
neyse... emre belözoglu toparlanmis, simdiki görüntüsüyle sergen gibi olmus. biraz daha kilo verirse tekrar emre olacak insallah. bunun disinda gökhan gönül mükemmel oynadi. takimin tamami iyi oynadi ama volkan demirel’i de unutmamak gerek. her ne kadar galip geldigimiz için pek dile getirilmesede volkan çok çok iyi oynadi. ya aslinda tüm takim iyiydi be.
fatih terim maç öncesi çok formdayim diyordu da ben inanmamistim.
filmdeki hikaye benimde aklima gelmedi degil. daha dogrusu gelebilirdi. çünkü hep düsünmüsümdür, ister kendi rizasiyla olsun ister olmasin, ana-baba’yi yaslaninca huzur evi’ne yollamak bence nankörlüktür ve bize yakismaz diye. kendi kendime böyle bir seyi yapmayacagim sözü de verdim.
her ne kadar mahsun bey hikayeyi çogu kez dogu-bati arasinda fark diye dile getirsede, fark aslinda büyük sehirler ve anadolu’nun her hangi bir yeri arasinda olan farktir.
kentlesme ve sehirlesmenin beraberinde getirdigi, bana göre eksilerden birine deginilmis olmasi hosuma gitmedi degil. bakacagiz artik neymis, ne degilmis...
her ne kadar mahsun bey hikayeyi çogu kez dogu-bati arasinda fark diye dile getirsede, fark aslinda büyük sehirler ve anadolu’nun her hangi bir yeri arasinda olan farktir.
kentlesme ve sehirlesmenin beraberinde getirdigi, bana göre eksilerden birine deginilmis olmasi hosuma gitmedi degil. bakacagiz artik neymis, ne degilmis...
(bkz: mesela yani)
(bkz: iduk kut)
kurbaga degildir o, odundur odun...
üyesi olunmasi için mahalle baskisinin oldugu sitedir. onlarca link veriliyor ama üye olmayanlar bunlari göremiyor. görmesi için üye olunmasi gerekmektedir. veya görünüyor ama ben bilmiyorum.
simdi sorarim efendiler, her olayi dolayli bile olsa mahalle baskisi diye görüyorsunuz ya, bu mahalle baskisi degilde nedir? ben sart miyim üye olmaya. üye olmadan görmek istiyorum belki. ben insan degil miyim bende merak ediyor olamam mi? zaten üye olursam sirf bu linkleri görmek için olacagim.
simdi sorarim efendiler, her olayi dolayli bile olsa mahalle baskisi diye görüyorsunuz ya, bu mahalle baskisi degilde nedir? ben sart miyim üye olmaya. üye olmadan görmek istiyorum belki. ben insan degil miyim bende merak ediyor olamam mi? zaten üye olursam sirf bu linkleri görmek için olacagim.
her zaman ilgiyle takip etmis, gözlemlemisimdir sürü psikolojisi var diyenlerin sürü psikolojisi ile hareket etmelerini. bunu dile getirenlere bir bakin, büründükleri kimliklere bir bakin. çogunda bir fikre veya fikirler bütününe aidiyet duygusunun yansimalari rahatlikla görülebilecektir. ve yine dikkat edin ayni sahislar tipki kendileri gibi sürü psikolojisinden dem vuran insanlari ararlar. büründükleri kimlikler de zaten bunun göstergesidir. mesela, fikri ve zikri sadece siyaset olmayan ortamlara siyasi bir kimlik ile girerler.
kendi fikirlerinde olan kisi veya kisileri bulduklarinda sirf ayni fikirleri paylasmalarindan dolayi düzinelerce övgü ve meth ile dolu yazilar yazarlar. bulduklari ikonlari, büyüklü, küçüklü idolleri kendilerinden tiksinmeden, yapmacik olduklarinin farkina varmadan yikayip, yaglarlar. bunu yaparken kendi kisiliklerini zedelediklerinin farkinda degillerdir sanirim.
o halde söyle bir sonuç cikiyor diyebilir miyiz; sürü psikolojisi gayet dogal ve insani bir davranistir... bilemiyorum... ama bununla hareket edenlere hafifletici bir sebep olarak görülebilecegi kanaatindeyim.
halki sürü psikolojisi ile hareket etmek ile suçlayip, bununla hor görüp, kendilerinin en az onlar kadar sürü psikolojisinin gerektirdiklerini yerine getirdiklerinin farkinda degillerdir ne yazik ki. aslinda onlarin bu konuda halktan pek farki yoktur. eger varsa bir fark, bu halkin koyun sürüsü, sürü psikolojisi ile hareket ediyor bunlar diyip aynisini yapanlarin it veya çakal sürüsü olmasidir. ama ben yinede farklari olmadigini yinelemek isterim.
bir baska çeliski ise bu psikolojiden yakinip aynisini yapanlarin bireyciligi savunmasidir. birey olmak, saglam bir kisilik, karakter ve adam olma, ki birbirine pekte uzak olmayan kelimelerdir, vasiflari olmadan meydana gelmez. aksi takdirde kisi kendini birey zannetse, bunu savunsa dahi öyle degildir. çok merak ediyorum o yikayip, yagladiklari sahislara karsi günü geldiginde, farkli düsündükleri zaman bunu ona karsi ifade edebilecekler mi... o kadar yürekleri, o kadarcik kisilikleri var mi?
bir çogu halkin begenilerinin neredeyse hepsine muhaliftirler. ama dikkat edin, muhaliflikleri muhalif olmak için muhalif olmaktan, birilerine bende sizdenim mesaji vermekten öteye gitmemektedir. çünkü çözüm üretmezler sadece muhaliftirler. çözüm konusunda kendilerine ait fikirler, sentezler olmadigindan dolayi bunu baskalarinin çözümlerine, fikirlerine, sentezlerine siginarak kapatmaya çalisirlar. olaylarin çözümlerini dile getirirken en büyük silahlari, kendilerine ait olmayan, alintilardir.
bugüne kadar en ufak bir gruplasmanin içinde olmadigim için ben rahatlikla, ister benimle ayni fikirde olsun ister olmasin, tenkitlerimi iletebilirim. kirilip, kirilmamasi kendi tercihidir. sunu herkes bilsin; ben insanlara kizmam, kin de tutmam. çünkü her dedigim, fikrin sahibine degil, onlarin fikir ve davranislarinadir. ve bilirim ki kimse bana kendi dogrularimdan daha yakin degildir. benim dogrularim saçma sapan olabilir ama bu fikirlerin öyle oldugunu kendim görmeden degistirmem, degistiremem.
belkide bu yüzden, yikama, yaglama yapamadigim, sahte ve samimiyetten yoksun davranamadigim, yalan söyleyemedigim için siyasette asla basarili olamaycagim. ve kim bilir belkide hayatta da basarili olamaycagim. sartlar zorlar bir kivirir, iki kiviririm, ki bu bile aslinda zayifliktir, ama üçüncüye kiviramam... o vakit kendimden tiksinmeye baslarim çünkü. insanin kendisinden tiksinmesi kadar agir bir durum aklima gelmiyor. o halde;
itibarsiz serefli olmayi, itibarli serefsiz olmaya yeglerim...
gelin ne halk sürü olsun ne de siz...
kendi fikirlerinde olan kisi veya kisileri bulduklarinda sirf ayni fikirleri paylasmalarindan dolayi düzinelerce övgü ve meth ile dolu yazilar yazarlar. bulduklari ikonlari, büyüklü, küçüklü idolleri kendilerinden tiksinmeden, yapmacik olduklarinin farkina varmadan yikayip, yaglarlar. bunu yaparken kendi kisiliklerini zedelediklerinin farkinda degillerdir sanirim.
o halde söyle bir sonuç cikiyor diyebilir miyiz; sürü psikolojisi gayet dogal ve insani bir davranistir... bilemiyorum... ama bununla hareket edenlere hafifletici bir sebep olarak görülebilecegi kanaatindeyim.
halki sürü psikolojisi ile hareket etmek ile suçlayip, bununla hor görüp, kendilerinin en az onlar kadar sürü psikolojisinin gerektirdiklerini yerine getirdiklerinin farkinda degillerdir ne yazik ki. aslinda onlarin bu konuda halktan pek farki yoktur. eger varsa bir fark, bu halkin koyun sürüsü, sürü psikolojisi ile hareket ediyor bunlar diyip aynisini yapanlarin it veya çakal sürüsü olmasidir. ama ben yinede farklari olmadigini yinelemek isterim.
bir baska çeliski ise bu psikolojiden yakinip aynisini yapanlarin bireyciligi savunmasidir. birey olmak, saglam bir kisilik, karakter ve adam olma, ki birbirine pekte uzak olmayan kelimelerdir, vasiflari olmadan meydana gelmez. aksi takdirde kisi kendini birey zannetse, bunu savunsa dahi öyle degildir. çok merak ediyorum o yikayip, yagladiklari sahislara karsi günü geldiginde, farkli düsündükleri zaman bunu ona karsi ifade edebilecekler mi... o kadar yürekleri, o kadarcik kisilikleri var mi?
bir çogu halkin begenilerinin neredeyse hepsine muhaliftirler. ama dikkat edin, muhaliflikleri muhalif olmak için muhalif olmaktan, birilerine bende sizdenim mesaji vermekten öteye gitmemektedir. çünkü çözüm üretmezler sadece muhaliftirler. çözüm konusunda kendilerine ait fikirler, sentezler olmadigindan dolayi bunu baskalarinin çözümlerine, fikirlerine, sentezlerine siginarak kapatmaya çalisirlar. olaylarin çözümlerini dile getirirken en büyük silahlari, kendilerine ait olmayan, alintilardir.
bugüne kadar en ufak bir gruplasmanin içinde olmadigim için ben rahatlikla, ister benimle ayni fikirde olsun ister olmasin, tenkitlerimi iletebilirim. kirilip, kirilmamasi kendi tercihidir. sunu herkes bilsin; ben insanlara kizmam, kin de tutmam. çünkü her dedigim, fikrin sahibine degil, onlarin fikir ve davranislarinadir. ve bilirim ki kimse bana kendi dogrularimdan daha yakin degildir. benim dogrularim saçma sapan olabilir ama bu fikirlerin öyle oldugunu kendim görmeden degistirmem, degistiremem.
belkide bu yüzden, yikama, yaglama yapamadigim, sahte ve samimiyetten yoksun davranamadigim, yalan söyleyemedigim için siyasette asla basarili olamaycagim. ve kim bilir belkide hayatta da basarili olamaycagim. sartlar zorlar bir kivirir, iki kiviririm, ki bu bile aslinda zayifliktir, ama üçüncüye kiviramam... o vakit kendimden tiksinmeye baslarim çünkü. insanin kendisinden tiksinmesi kadar agir bir durum aklima gelmiyor. o halde;
itibarsiz serefli olmayi, itibarli serefsiz olmaya yeglerim...
gelin ne halk sürü olsun ne de siz...
bir film sirketiyle anlasilmis. sanirim kisa bir süre sonra kitabin filmi çekilecek. belkide çekilmistir bilemiyorum.
(bkz: leila)
avustralya dolarinin emmoglusudur.
onu gördügünüzde dogru dürüst konusamiyorsaniz, sesiniz titriyor hatta ondan kismen bu nedenlerle kaçacak duruma geliyorsaniz asiksinizdir.
ama tüm bunlarin olmasina gerek yok aslinda. anneniz eger asik misin sen? diye sorduysa kesinlikle asiksinizdir. anneler bilir, hemen asik oldugunuzun farkina varir. nasil anlarlar bilmem. annelik böyle bir sey sanirim... ayrica kimi annelik konusunda asmis anneler, asik oldugunuzda bunu size söyler.
(bkz: ben sana asik oldugun zaman söylerim)
ama tüm bunlarin olmasina gerek yok aslinda. anneniz eger asik misin sen? diye sorduysa kesinlikle asiksinizdir. anneler bilir, hemen asik oldugunuzun farkina varir. nasil anlarlar bilmem. annelik böyle bir sey sanirim... ayrica kimi annelik konusunda asmis anneler, asik oldugunuzda bunu size söyler.
(bkz: ben sana asik oldugun zaman söylerim)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?