bütün gün bunu çalan komşu çocukları vardır, çalmak dediysem öyle melodik bişeyler değil tabii, firt fürt öttürmek manasında. alayının götüne bunu sokmak istiyoum. ha bu kalın gelirse eğer bunların temizleme çubukları var, o da olabilir. tercih kişinin kendisine bırakılabilir.
bazen sırf kesmemek için cami hocası falan olmayı düşünüyorum. ya da ne bileyim, sakalın kesilmediği herhangi bir meslek de olabilir. sakalın kesilmediği meslekler adı altında bir küme var mı onu da çok merak ediyorum.
mföden ayrılsa ve yerine bir başkası geçse eminim ki yokluğu uzun bir süre fark edilmez. ta ki bir magazin programına çıkıp da, ben şu şu sebeplerden dolayı ayrıldım ağuna goyyım, dese ben ancak o zaman anlarım. he ben böyle deyince, lan angelusa bak, demek paso magazin programları seyrediyor totoş, diyenler olabilir. olsun. zerre siklemem. bazen annem izliyor, ben de yanındaysam eğer bakıyorum, gibi kaygı dolu bir açıklama yapmam. neyse. bir özkan uğur veya mazhar alanson öyle değildir, yoklukları hemen fark edilir kanımca.
(bkz: debreli hasan)
sırf kapağının renginden dolayı satın alınmayabiliyor kaygısı ile gri kapaklı (ya da siyah) basımı da yapılmış bir kitap. arkadaş, her ne kadar son yıllarda okuduğum en güzel kitaplardan biri olursa olsun -ki elif şafakı sevmememe rağmen- böyle bir satış kaygısı güdülmesi ve eserden ödün verilmiş olması ziyadesiyle üzmüştür beni. tamam, pembe renk gayet sikindirik bir renk, kabul ediyorum ama basımışsın bi kere, yakışmadı geri dönüş.
neyse, hadi hepsini geçtim, ben pembe pembe okudum bu kitabı orada burada arkadaş. benim suçum günahım neydi a.k.
neyse, hadi hepsini geçtim, ben pembe pembe okudum bu kitabı orada burada arkadaş. benim suçum günahım neydi a.k.
yüz küsur yıldır dinlerim lakin soloları ilk günkü gibi ölümcüldür şahsım adına.
çükü varsa erkektir, yoksa değildir akadaş. ulan bu kadar zor mudur bunu idrak etmek. a.k. iaaf senin.
kendisinin mesafe anlayışı evrensel mesafe anlayışından %45 daha azdır. bunca rekorun altında yatan yegane gerçek budur.
starda yayınlanacakmış bu gece tv.de ilk kez.
işinin ehli bir birey tarafından yapılmıyorsa eğer hiç yapılmasın da iştahımız kapanmasın, arkadaş. menemen farklı bir özen ister zira. iğrençlikle şahaserliğin arasında gidip gelir kendisi, dikkat edin reca ederim. sıktırmayın ümüğünüzü bana lan.
benim bu. geçirdiğim bir mutasyon neticesinde önce su kaplumbağasına, ardından da karıncayiyene dönüştüm. kader işte. a.k. böyle kaderin.
çizgi romanda, atari oyunlarında eciş bücüş sikim gibi bi canlıyken filminde gösterişli bi karektere dönmüştür kendisi. her haline hastayız ama.
arp çalan eteksiz kadından zerre farkı yoktur. ha varsa da eğer tek farkı independenceın fantezi dünyasına hitap etmeyişi olabilir.
kendisiyle birlikte dünya turuna çıkmak istiyorum. hayırlısı.
kendi adımdan sonra duyduğum en güzel isme sahip bir isim soyisim kombinasyonu. nüfus memuru ve mahkeme heyeti izin verirse eğer göbek adımı bu şekilde belirlemek istiyorum.
bildiğin telefondu bu zamanında. henüz cep telefonu kavramının bilinmediği, sabit telefonlarınsa seçilmiş kişilere verildiği yıllarda kullanılırdı. nasıl kullanılırdı peki? basit. önce bikaç kelimenin şifresi belirlenir, sonra kaloriferin borularına bu şifreli vuruşlar yapılarak iletişim sağlanırdı. çok güzeldi. ben hep karıştırırdım şifreleri. istemeden de olsa çok arkadaşımın anasına küfretmişimdir bu nedenle. allahtan yaygınlaştı bu telefon işleri.
şu kıyafetle oynanmaz;http://www.thestreaker.org.uk/streaks/snooker/snooker.jpg
(bkz: inglourious basterds)
(bkz: inglourious basterds)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?