angelus

(bkz: copilot)

elinde bir harita ile, yol boyunca, yarış süresince, pilota; abi şuradan gidecen, abi buradan dönecen, şeklinde yol tarif eden bir arkadaştır.

copilot olarak da bilinir ralli diyarlarında.

doğuştan hangi takımın taraftarı olduğu konusunda kulislerde bir takım söylentilerin dolaştığı futbolcu.

muhtar seçimleri için burada bir örgütlenme kurmayı düşünüyorum da; kesin kazanırım, öyle bir çoğunluğu var.

bir gün. evet, bir gün. uzak bir ihtimal de olsa bir gün yeryüzü sahnesinden silinip gideceğine olan inancım tamdır.

birkaç yakın arkadaşımla bir araya geldiğimizde yakıştırılan bir tanımlamadır.

rte ile o kadar iyi anlaşıyorlar ki; harem bile kurmuş evine.

üzerine yüzlerce oyun çıkmış olsa bile hala daha değerli bir nintendo oyunudur kendisi. bildiğin atari oyunu işte, hastasıyım.

çalışılmıyorsa eğer dadından yinmez kendisi.

silinen başlık: bilgi sozluk yazarlarinin milli olma gunleri.

silinme nedeni: elalemin derdi ile gerilmenin bir manası olmaması, sebebiyle.

silen: fatih terim.

başbakan’ın osuruktan nem kapma konusunda çığır açtığını gösteren bir açıklamadır. ama ne olursa olsun başbakanı kırmayacak; partinin adını, kendi istediği gibi "a.k. parti" olarak anacağım ben. evet, a k parti olarak.

şu yaşıma geldim, lakin, henüz "ya arkadaş ben suyu sevmiyorum. ne bileyim, tadı hoşuma gitmiyor. meyveli soda daha güzel sanki," diyeni duymadım. doğuştan seviyoruz. oysa ki "arkadaş ben pırasayı sevmiyorum, kekremsi bi tadı var," diyeni çok gördüm. su öyle değil ama, herkes seviyor. tüm insanların tek ortak noktası heralde.

rtük başkanlığını bırktıktan sonra çok ortaklı bir kurye! şirketi açacakmış kendisi. ne hoş.

tayland polisinin yaptığı açıklamaya göre masturbasyon yaparken ölmüş kendisi. yazık olmuş.

kendi takımımda görmek istemeyeceğim karakterde bir futbolcudur. sen günlerce bir takımla diyalog içerisinde ol, her gün "tamam bu iş, bitmiştir," şeklinde beyanat ver, sonra bir bakalım ki başka bir takıma transfer ol ve transfer olduğun takıma ilk yalamalığını "x takımı benle daha ciddi bir şekilde ilgilendi, transfer tekliflerini daha ciddi buldum, ben zaten x taraftarıyım" diye bir açıklama yap, ertesi gün de tekrar diğer takıma transfer ol. bu kadar yanar dönerliği türk futbolu bile kaldıramaz arkadaş.

ek: tüm bu söylediklerim mehmet topuz referans alınarak söylenmiştir. ha, kendisi başka bir takıma taransfer olmak istiyordur, kulübü onu başka bir takıma satmıştır o zaman bir şey demem. yazık olur.

aldığım duyumlara göre, yeni takımının başına geçerken eski öğrencisi messi’yi de beraberinde getirecekmiş. hayırlısı olsun.

hiçbir zaman var olmamış bir imparatorluktur. zira konstantinopolis, tarihinde, bir kaç kendini bilmez kavmin istilalarını saymazssak eğer byzantion, roma imparatorluğu, istanbul latin imparatorluğu, doğu roma imparatorluğu, osmanlı imparatorluğu ve türkiye cumhuriyeti dışında bir başka imparatorluğun ve yönetim şeklinin hakimiyetine girmemiştir. fatih sultan mehmet istanbul’u aldığında kendisinden kayser i rum olarak bahsetmeye başlamıştır ve avrupa ile olan yazışmalarında isminin altına bu ünvanı eklemiştir. bundan rahatsız olan ve fatih sultan mehmet’in roma’nın geneline kendisini bu şekilde kabul ettirip meşrulaştıracağını düşünen avrupa, o coğrafyayı, geçmişteki byzantion isminden esinlenrek bizans, bizans imparatorluğu gibi gudik bir isim ile anmaya başlamıştır. oysaki bizans imparatorluğu olarak isimlendirilen yer bildiğiniz doğu roma imparatorluğu’ndan başka bir yer değildir ve olay tamamı ile dış mihrakların ibneliği neticesinde buralara kadar gelmiştir.

istanbul’u -konstantinopolis- feth etmesinin tek bir nedeni vardır; daha önce, henüz 12 yaşında geçti tahtta yaşadığı başarısızlıkları unutturmak, her an başının üstünde sallanan kılıcın gölgesinden kurtulmaktır. şimdi bana, lan godik, adam 12 yaşında imparator olmuş, onda da başarısız olmuş, ne var bunda? sen ne yapıyodun 12 yaşında, diye soran olursa derim ki; hocam hiç de sikimde değil. tamam, ben 12 yaşındayken henüz burnunda sümükle ve bacağındaki kısa şartla top oynamaya çalışan bir kopilin tekiydim, kabul ediyorum. ama kendisi de öyle şahane bir varlık değildi. zira kendisi, henüz 12 yaşında tahta geçince ve haçlı orduları yapılan barış antlaşmasını bozup da tekrar saldırdığında bekleyebildiği kadar beklemiş, bi’ numara yapamayacağını anlayınca babası ikinci murat’ı çağırmıştır ve babası varna savaşını kazanarak macarların ve savaşa katılan diğer ülke kralların eline vermiştir. tabii ikinci murat bu savaşı kazandıktan sonra avrupa’ya zafer fermanaları gider. fermanların altında, imparator olarak sultan mehmet’in adı geçer, babası ordunun komutanı olarak konumlandırılır. görünürde savaşı kendisi kazanmıştır ama bunun böyle olmadığını pekala bilmektedir kendisi. işte o günlerde yaşadığı bu başarısızlık kendisinde nasıl bir hırs yarattıysa istanbul’u almaya karar verir, ki alır da. evet. ayrıca babasına yazdığı rivayet edilen ve içerisinde "baba, eğer ki padişah sen isen ordunun başına geç, eğer padişah ben isem sana emrediyorum gel ve ordularının başına geç" satırlarının bulunduğu mektup da tamamı ile yalandır. zira, ikinci mehmet, adının başarısıza çıkmaması için bekleyebildiği kadar beklemiş, lakin yenileceğini anlayınca babasına çağrıda bulunmuştur. evet, böyle olmuştur. elimde yazılı kaynaklar var.

afedersiniz lakin osmanlının başına oğlancı imparator da geçmiştir, psikopatı da geçmiştir lakin bir cariyesinin tek bir sözü ile en değerli devlet adamlarını ve çocuklarını boğdurtan bir imparator geçmemiştir kanuni’nin dışında. evet, rakiplerini öldürten sultanlar çok olmuştur ama günün şartları altında, kendi hür iradeleri ile yapmışlardır bu terbiyesizlikleri; kanuni gibi gazla, araya sıkıştırılar cümlelerle, dedikoduların etkisiyle yapmamışlardır. buradan bir kez daha kınıyorum kendisini.