birbirinden nefret eden iki sevgili gibiyiz kendisiyle; birlikte de olamıyoruz, ayrı da kalamıyoruz.
kilo verdikten sonra bunu insanların gözüne sokmak için giydiği o garip kıyafetler yok mu, beni benden alıyor arkadaş. kilo vereyim ben de alacam o takımlardan. hele o penguene benzediği var bi’ tane son klibinde de giymiş; ilk onu alırım heralde.
hayko çepkin’e maymun demeş kendisi. az önce google’dan fotoğraflarını arattım ikisinin ve karşılaştırdım. neticede kendisiyle aynı fikirde olmadığımın farkına vardım. hatta bizatihi kendisinin... neyse. evet.
sıcak bir günün en leziz ilacıdır. ohş.
senaryosunu yazdığı ve oynadığı film; (bkz: vavien)
senaryosunu engin günaydın’ın yazdığı; yağmur taylan, durul taylan’ın yönettiği bir film.
çok üzer.
bir vakitler dolaba sakladığım ve sonra unuttuğum biralarımı hiç beklemediğim bir anda, apansızca bulduğum zaman yaşadığım duygudur.
"siz konuştukça, yazdıkça benim eşime karşı hevesim artıyor bilesiniz!" buyurmuş ergen kızımız.
dvd’den izlemekle kalmayıp tv.de de izledim az önce ve fena gaza geldim yine. allahtan bi’ kılıcım falan yok da kesip biçmiyorum bi’ yerleri. ne basit zevklerim var allahım.
mısırın su içerisinde haşlanması ile elde edilen formudur. pek lezizdir. evde yapılanı sokakta satılanın yanına bile yaklaşamaz lezzet konusunda ama yine de süperdir. ohş. evet.
ceseti unutulmuştur bu padişahın. evet, unutulmuş ve sonucunda cürümüştür. öldükten sonra amasya valisi olan büyük oğlu şehzade bayezid’e ve konya valisi şehzade cem’e (cem sultan) ulaklar gönderilmiş ve acilen şehre gelmeleri söylenmiştir. tabii babalarının öldüğü söylenmemiştir kendilerine. şehre ilk gelecek olan padişah olacaktır. lakin tüm bunlar olurken asker bir şekilde padişahın öldüğünü öğrenmiş, iki şehzadenin tarafları da birbirlerine girmiş, şehirde isyan baş göstermiştir. ve bunların neticesinde, ancak 3 gün sonra padişahın cesedi fark edilerek cenaze işlemleri başlamıştır. derler ki; padişah öyle bir haldeydi ki, defin işlemi öncesinde üzerindeki elbiseler kesilerek vücudundan ayrılmıştır.
sikim gibi bi’ film ve sikim gibi bi’ kitap; sikim gibi bi’ kitap serisi hatta. ulan hangi gaza gelip de aldım ben bu seriyi hala daha anlamış değilim ben.
yazar, özgünlük olarak bir miktar taviz vermiş olsa da; bir da vinci şifresi, bir melekler ve şeytanlar çizgisine gelmiş olsa da koloni ismi ile piyasaya çıkmış ve gönlümü şenlendirmiştir bu kitap. ohş. evet.
(bkz: miserere)
annemin kilo vereyim diye sabahları zorla yedirdiği şey. lan ben kayısı kıvamlı yumurta istedim; bi’ kase tatsız tuzsuz, bi’şeye benzemeyen müsli geldi. vay a.k.
en sonunda yüzüne ceninden elde edilen bir ilaç enjekte ettirmiş, arkadaş. daha genç gözükecekmiş. bende de bi’kaç tane beyaz saç teli çıktı diye tribe girmiştim bi’ ara. ulan millet nelerle uğraşıyormuş. biz hala saçtayız kıldayız. piüü.
ayda bir defa okumak gerekir bu kitabı. pek lezizdir, pek hoştur, efendiler.
alından öptüğüm operatördür. herkes yapamaz zira; ben yapamam.
amasya’lıdır kendisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?